Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 27.06.2010, 19:22   #11
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey


*Türk dil ağacı



Divan'da Türkler Üzerine Geçen Hadisler





Divan-u Lügat‘te iki yerde Türkler üzerine, iki hadis geçmektedir. Birisi “Türk dilini öğreniniz, çünkü onların egemenlikleri uzun sürecektir.” anlamında, birisi de “Yüce Tanrı, benim Türk adlı ordum vardır, onları Doğu’da oturttum. Kızdığım ulusun üzerine onları saldırtırım” manasındadır. Bu hadislerin her ikisi de sağlam hadislerden değildir; binlerce hadis uydurulmuş olduğu için İslam bilginleri hadis işinde çok titiz davranmışlardır; bu yüzden hadis işi geniş bir bilgi hâlini almış. Gerek hadislerin çeşidi, gerek ağızdan ağıza söyleyenlerin hayatları ve ahlakları hakkında birçok kitaplar yazılmış, usuller ve ölçülere göre bu iki hadis Peygamberimize değin varmayan yapma hadislerdendir.

Şüphesiz bunları Kaşgarlı kendisi uydurmuyor; o da başkalarından aldığını söylüyor. Divandaki hadisler hususunda sözü İstanbul Üniversitesi Ordinaryüs Profesörlerinden sayın hocamız Bay Şerafeddin’e bırakıoyrum. “Hadis kitaplarında böyle bir söz mevcut değildir. Mahmut Kaşgarî bunu, Buhara imamlarından itimada şayan bir zattan ve Nişaburlu diğer bir imamdan işittiğini söylüyorsa da bunlardan hiçbirinin adını bildirmiyor ve aynı zamanda “eğer bu hadis sahih ise ki bu baptaki mes’uliyet o iki zata aittir” demesi ile kendisinin de bu hadisin doğruluğuna kail olmadığını oldukça açık ir surette göstermektedir. İkinci hadise gelince: Mahmut Kaşgarî bu hadisi “(…)”nın ahır zaman ahvalini bildiren kitabında Peygamberimizden rivayet etmiş olduğunu söylemektedir.





Divan-ı Lügati’t Türk’ten Dörtlükler




"Alp Er Tunga Sagusu"



Alp Er Tonga öldi mü
İsiz ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur


Ödlek yarag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçsa kah kurtulur


Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür


Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür


Bilge bögü yunçıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tmçıdı
Yerge tegip sürtülür











"AŞK"

Karahanlı Türkçesiyle...


Könglüm angar kaynayu
İçtin angar oynayu
Keldi manga boynayu
Oynap meni argarur

Bardı közüm yarukı
Aldı özüm konukı
Kanda erinç kanıkı
Ümdi udin odgurur

Üdik mini komıttı
Sakırç manga yumıttı
Könglüm angar emitti
Yüzüm mening sargarur

Kördi meni emleyü
Baktı manga imleyü
Kadga köngül tumlıyu
Kadgu meni turgurur



Türkiye Türkçesiyle...

Gönlüm coşar kaynaşır,
Evde onunla oynaşır;
Gelip üstüme nazlaşır,
Oynayıp beni yoruyor.

Gitti gözüm ışığı,
Aldı benim ruhumu,
Nerede acep şimdi,
Gözüme uyku girmiyor.

Sevgi beni coşturdu,
Keder bende toplandı,
Gönlüm ona meyletti,
Yüzüm benim sararıyor.

İlâç gibi beni gördü,
Gözü ile selâm verdi,
Birden içim donup kaldı,
Keder beni durduruyor.



"TÜRK"

Karahanlı Türkçesiyle...

Kaçan korse anı Türk
Budun anga aydaçı
Mungar tegir ulugluk
Munda naru keslinür


Türkiye Türkçesiyle...

Görünce bir Türk
Şöyle söyler halk:
Bundadır ululuk,
Bundan gayrıda yok.






Divan-ı Lügati’t Türk’ten Beyitler




"Aşkla İlgili Beyitler"




Üdik otı tutunup öpke yürek kagrulur
Özüm mening budursın otı anıng çaklanur

Aşk ateşi tutuşunca ciğer yürek kavrulur;
Benim özüm bıldırcın, onun aşk ateşinde döner.




Köngli köyüp kanı kurıp ağzı açıp katgurar
Sızgurgalır üdikler essiz yüzi burkurar

Gönlü yanar, kanı kurur; ağzını açıp güler;
Aşktan erimek üzredir, vah yazık, yüzü solar.



Kizlep tutar sevüglüg adrış küni belgürer
Başlıg közüg yapsama yaşı anıng savrukar

Gizleyip durduğu aşk, ayrılış günü anlaşılır;
Yaralı gözü kapama, onun yaşı savrulur.




"Hikemî Beyitler"



Erdi uza erenler erdem begi bilig tag
Aydı öküş öğütler könglüm bolur angar sag

Geçmişte vardı erenler, erdem beyi, bilgi dağdı;
Söylediler çok öğütler, andıkça gönlüm sağaldı.



Bardı eren konuk körüp kutka sakar
Kaldı yavuz oyuk körüp evni yıkar

Gitti misafiri uğur sayan erler Kaldı
kötüler, hayal görse evin yıkar.



Algıl öğüt mendin oğul erdem tile
Boyda ulug bilge bolup bilging ula

Ey oğul, benden öğüt al, erdem dile;
Halk içinde ulu bilge ol, bilgin yayıla.



Öç kek kamug kişining yalmguk üze alım bil
Edgülüküg ugança eliging bile telim kil

Öç, herkesin insan üzerindeki borcudur, bil;
İyiliği elin yettiği ölçüde çok kıl.



Körklüg tonug özüngke tatlıg aşıg adınka
Tutgıl konuk agırlıg yadsun çavmg budunka

Güzel giyimi kendine, tatlı aşı başkasına;
Konuğa itibar et, yayılsın ünün buduna.



Kışka itin kelse kah kutlug yay
Tün kün keçe alkmur ödlek bile ay

Kışa hazırlan gelse de kutlu yaz,
Tükenir zaman ve aylar geçmekle gece gündüz.



Erdem tile ögrenüpen bolma küvez
Erdemsizin ögünse engmegüde enger

Erdem dile, öğrenerek olma mağrur,
Erdemsiz ögünse de imtihanda şaşar.



Kut kıvıg birse idim kulmga
Künde ışı yüksepen yokar ağar

Kut devlet verse Tanrım kuluna,
Her gün işi yükselip yukarı çıkar.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.06.2010, 19:30   #12
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

*Divan'daki Oniki Hayvanlı Türk Takvimi








Divan-ı Lügati’t Türk İncelemesi


Çağının Türk dili, Türk kültürü, sosyal hayatî ve toplumun özellikleri bakımlarından eşsiz bir eseri olan Divanü Lügati’t-Türk: büyük ve çok yararlı bir sözlük niteliğindedir. Bu dil ve kültür kay­nağının, bu Türklük bilgisi hazinesinin tanıtılmasına geçmeden ön­ce, onun yazan hakkında, kısaca da olsa —eldeki bilgilerin verdiği imkân ölçüsünde— açıklamada bulunmak yerinde ve gereklidir.

Divanü Lügati’t-Türk‘ü kendisine borçlu bulunduğumuz K â ş -garlı Mahmud, XI. Yüzyılda yaşamış büyük düşünce adamı, dilci, bir bakıma çağının sosyal ve tarihî bilgilerine hakkıyla vâkıf, folklor ve edebiyatta üstad, geniş kültürlü ve ileri görüşlü, millî duyguları sağlam ve milletine bağlı bir aydındır.

Fakat bütün bun­ları, ancak onun eserine dayanarak söyleyebilmekteyiz. Hayatı ve şahsiyeti hakkında da, eserindeki bazı dağınık bilgi kırıntıları ve ipuçları dışında, fazla bir bilgimiz olduğu da ileri sürülemez. Gerçi Kâtip Çelebi (1609-1658) Keşfü’z-Zunûn (Keşf-el-Zunûn)’da bu eserden ve sahibinden birkaç kelime ile söz açmakta: M a h m u d’un babasının Hüseyin ve dedesinin de Muhammed (İstanbul, 1941, C. St. 808) olduğunu kaydetmektedir. Ancak böyle işaret­lerin yetersizliği apaçıktır. Kendisi, eserinde, Barsganlı olduğunu belirtir. Yine Kâşgarlı Mahmud: “Türklerin en fasih ko­nuşanlarından, en açık anlayanlarından ve nesepçe de en ileri bulu­nanlardan biri” olduğuna da değinir.



Bunların doğruluğundan şüphe edilmemekle beraber, onu tanımak için yeterli olduklarını söylemek mümkün değildir. Yalnız gerek bu işaret, gerekse eserin kendisi Mahmud ‘un Türkçenin gramer yapısını iyi bildiğine, Türk ağız­larım rahatça ayırt ederek kolayca onları anladığına bir delil de­ğerindedir. Onun soyca da tanınmış bir aileden gelmiş olması, çağı­na göre ayrı bir anlam ve önem taşır. Her halde bunu demekle, kendisinin Karahanlılar Devletinde sayılı ve soylu bir aileye mensup ol­makla iftihar eylediğini de imâ etmiş olmaktadır. Ama yazar, dev­let hizmetinde bulunup bulunmadığı, siyasî görüşlerinin ne olduğu hakkında bize herhangi bir açıklamada bulunmamaktadır. Yalnız miljî duygularının sağlamlığı, Türkçülük ruhunu derinden ve sevgi ile taşıdığı eserinde hissolunur.

Kâşgarlı Mahmud, hemen hemen bütün Türk illerini, bölgelerini, bozkırları obaları, adetâ birer birer dolaşmıştır. Nerede ve ne zaman Türk dili, Türk kültürü, Türk’ün günlük hayatı, halk şiiri ile ilgili bir malzemeye tesadüf eylemişse, onu almış, toplamış, sonra da inceden inceye işlemiştir. Kendisi de, bu hususta, şu anlam­da konuşmaktadır:
“Türklerin hemen bütün illerini, bozkırlarını boydan boya gezdim, dolaştım. Türk‘ün, Türkmen’in, Oğuz’un, Çigil’in, Yağma’mn, Kırgız’ın boylarının dillerini, kafiyelerini öğrenip faydalandım. Zihnime nakşettim. Öylesine ki: her Türk taifesinin şivesi, en iyi şekilde öğrenilmiş, ortaya çıkmış oldu”.

Kâşgarlı Mahmud’u Türk dilinin henüz kollara, lehçe­lere ayrılmaığı bir dönemde, onun mukayeseli bir gramer deneme­sine girişen, çağının büyük bir doğu dilbilim bilgini olarak tarif et­mek uygun olur. Günümüzden dokuz yüzyıl önce, Türkçenin resmî devlet dili, yaıı dili vasıflarına sahip olduğunu da, bize, ifade eden Mahmud ‘tur.

Kâşgarlı Mahmud ‘un hayat ve şahsiyeti bakımından önemli ve dikkat çeken bir husus ta, onun, Bağdat’a gidişi ve kita­bını çağının halifesine El-Muktedî Bi-Emrillah (1075-1094)’a takdim edişidir. Kendi zamanının Karahanlı Hükümdan’na eserini sunmayıp Abbasî Halifesi’ni tercih etmesinin sebepleri ara­sında: Halife’nin bütün îslâm dünyasının başı olması, Türklüğün yüksek bir itibara sahip olduğu o devirlerde Türk dilinin de Arap­ça ile atbaşı yürümeğe elverişli ve güçlü bir dil olduğunun belirtil­mek istenmesi başta gelir, denebilir. Mahmud ‘un, Divan’Azn ön­ce —biraz da Araplara Türk dilini öğretmek amaciylc— Kitabü Ceva-hiri’n-Nahv…’ ı yazdığını belirtmesi bu görüşümüzü, bir bakıma, teyid edebilir. Fakat bu güne kadar bu eserin bir nüshası ele geçme­diğinden, açık bir şekilde mütalaa da yürütülemez.

Kâşgarlı Mahmud‘ un ilk vasfı güçlü bir filolog olduğu­dur. Bununla beraber o aynı zamanda bir lügatçı, bir etnolog, bir folklorcu ve bir coğrafyacı hususiyetlerini de muhafaza etmektedir. Topladığı malzeme değer biçilemiyecek önemdedir. Hülâsa Kâş­garlı Mahmud, Türk dilini yaymak, yerleştirmek, incelemek konusunda, XI. Yüzyılın büyük bir düşünürü, dilcisi ve Türk-Arap kültürleri arasında sıkça bir bağlılık kurmaya emek harcayan usta bir dil ve millet severdir.

Şimdi artık Mahmud ‘un asıl eserini tanıtmaya geçebiliriz.Divanü Lügati’t-Türk (Divanü Lûgat-it-Türk), en güçlü ihtimal ile yazılışı 1072 tarihinde tamamlanmış büyük bir sözlüktür. Eserin elimizde bir tek yazma nüshası bulunduğu ve bunun müstensihinin adından başkaca da hakkında bilgimiz olmadığı için Kilisli R i -i a t tarafından Ali Emirı Kütüphanesindeki biricik yazmadan kop-ye edilmek suretiyle —üç cilt halinde— yapılan yayımının (İstan­bul, 1333) bazı istinsah hataları taşımış olması tabiîdir. Dı’van’ın nerede kaleme alındığı, Kâş gar it mn onu yazarken hangi şehirde oturmakta olduğu hususunda da kesinlik yoktur. Yalnız Kâşgar Türkçesinin hâkim olduğu bir alanda vücûde getirilmiş olduğu ileri .sürülebilir.

Divanü Lügati’t-Türk, Türk dilini özellikle Araplara öğretmek amacını gütmektedir. Eserin Arapça olarak telif edilmiş bulunması da bunun bir delilidir. Burada —her halde Arapların ve Arapça oku­yup yazanların kendi usullerinde daha kolay anlayıp, daha- rahat öğ­renmeleri düşünülerek— Türkçe kelimeler Arap dilindeki gibi, kök­lerinin taşıdıkları harf sayısına göre gruplandırılmıştır. Eserdeki Türkçe kelime sayısı 7500′den daha fazla olarak tesbit edilmiştir. Bu kadar kabarık bir yekûnda Türkçe kelimenin - daha XI. Yüzyılda— konuşulup yazıldığı bir dilin artık bir kültür ve medeniyet dili ol­duğundan şüphe edilemez. Kaldı ki Mahmud, “Terk edilmiş ke­limelerle dile sonradan girmiş sözleri de eserine almadığına” işaret­te bulunmuştur. Ancak eserde başka komşu dillerden (Hintçe, Sogd-ça, v.s.) Türkçeleşmiş gözüken bazı yabancı asıllı sözlerin de bulun­duğunu gözden ırak tutmamak gereklidir. Bununla beraber Kaşgarlı Mahmud ‘un bütün Türkçe kelimeleri eksiksiz, kitabına .almış olduğu da söylenemez. Bu bakımdan, daha o çağlarda bile, Türkçe söz toplamının, yaklaşık olarak, 10.000 civarında olduğunu düşünmek ve söylemek de hata olmasa gerek. Yazarın, ayrıca, Türk­çe kelimeleri Arapçadaki bablar ve kalıplar kategorisinde seslendir­mesinin dilin bünyesine uygunluğunu iddia etmek güçtür. Bu konu­da olsa olsa bunun Araplara, bir dereceye kadar, belki okuma ko­laylığı sağlamaya yarar olduğunu düşünmek kabildir.

Mahmud, Türkçe kelimelerin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanıldığını gösterebilmek arzusuyla birçok Türkçe cümle ve iba­reyi eserine geçirmiştir. Sonra eserdeki atasözleri, deyimler, şiir parçaları da, bu söylediğimiz hususun anlaşılmasında yardımcı ol­mak amacını taşır, gözükmektedir. Ayrıca Divan’da kavim ve top­luluk adlarının açıklanışında, bazan bunlar hakkında, çok değerli bilgiler verilmek suretiyle hareket edilmiştir ki, bu da, araştırıcılar için çok yararlı olmaktadır.

Divanü Lügati’t-Türk, önce Kilisli Muallim Rifat (Bi 1 g e) tarafından Türkçeye çevrilmişse de, bu tercüme basılma-mıştır. Kitabın tercümesini başkaları da denemiştir. Sonunda B e-sim Atalay ve Türk Dil Kurumu uzmanlarınca —Üç cilt halin­de— Türkçeye çevrilmiş ve T.D.K. tarafından yayımlanmıştır (I.C. 1939, II. C. 1940 ve III. C. 1941, Tıpkı basım, Ankara, 1941). Bundan başka Besim Atalay’m mesaisi ile gün ışığına çıkmış olan bir de Divanü Lügati’t-Türk Dizini-Endeks cildi (1943) vardır ki tercü­medeki kelimeleri alfabetik sıra dahilinde kapsamaktadır. Bu in­dekste kelimelerin Divan’da bulunduğu cilt ve yer gösterilmiş, an­lamları kısaca belirtilmiş ve bazan diğer Türk dili kaynakları ile karşılaştırmalar da yapılmıştır. 3u Dizin cildi, Divanü Lûgati’t-Türk‘ün 900. yazılış yıldönümü vesilesiyle yeniden bazı ekleme ve metin üzerindeki ufak tefek değiştirmelerle Türk Dil Kurumunca bastırılmıştır (Ankara, 1972).

Divanü Lügati’t-Türk, yayınlandığı tarihten başlayarak (İstan­bul, Hicrî 1333-1335) türkologlarca büyük ilgi ile karşılanmış ve bu konuda bir hayli inceleme ve araştırma da yayınlanmıştır. Bunlar arasmda Cari Brockelmann, Martin Hartman, S. Ahali ı, S. Muttalibov, Martti Rasanen dış ülkeler­de bilimsel çalışmalarda bulunanlar arasında zikredilebilir. Divanü Lügati’t-Türk’teki çeşitli konular üzerinde yayınlarda bulunan Türk bilginleri arasında da: Fuat Köprülü, Necip Âsim (Yazıksız), Besim Atalay ve daha birçok tarihçi ve türkolog hatırlatılabilir. Sonuç olarak diyebiliriz ki: Kâşgarlı Mah­mud ‘un Türk dili, Türk kültürü, Türk dünyası bakımlarından eş­siz bir değere sahip bulunan ve tükenmez bir inceleme kaynağı ni­teliğini korumakta olan Divanü Lügati’t-Türk eseri üzerinde daha birçok araştırma yapılabilir. Ve bu dil ve kültür hazinesi, türkoloji ilmine, daha uzun yıllar ışık tutabilme gücüne ve imkânına sahiptir.




DİVANÜ LÛGATİ’T-TÜRK’TEN

A. Atasözleri

1. Alplar birle uruşma — Begler birle turuşma.
2. Sınmasa arıksar —Sakmmasa utkusar.
3. Kız kişi savı yonğı bolmas.
4. Korkmuş kişige koy başı koş körünür.
5. Han işi bolsa katun işi kalır.
6. Kanıg kan bile yumas.
7. Koş kılıç kınka sığmas.

A. Atasözleri (Bugünkü Türkçe ile)

1. Alplarla vuruşma — Beğlerle de duruşma (Onlara karşı gel­me).
2. Kişi sınamazsa aldanır. —Sakınmayacak olsa yutulur.
3. Pinti kişinin sözü, geçerli olmaz.
4. Korkmuş kişiye koyunun başı çift görünür.
5. Hanın işi olunca, hatunun işi geri kalır.
6. Kanı, kanla yıkamazlar.
7. Çift kılıç bir kına sığmaz.




ALP ER - TONGA AĞITI’NDAN

1. Alp Er-Tonga öldi mi
Issız ajun kaldı mı
Ödlek öçin aldı mı
Emdi yürek yırtilur.

2. Begler atın argurup
Kadgu anı turgurup
Mengzi yüzi sargarup
Körküm angar türtülür.

3. Vlışıp eren börleyü
Yırtıp yaka ırlayu
Sıkırıp üni yurlayu
Sığtap közi örtülür.

4. Könglüm içün örtedi
Yitmiş yaşığ kartadt
Kiçmiş ödük irtedi
Tün kün kiçip irtelür.

5. Bardı közüm yarukı
Aldı özüm kunukı
Kanda erinç kanıkı
Emdi udin udgarur.

ALP ER - TONGA AĞITI’NDAN

1. Alp Er-Tonga öldü mü?Kalımsız dünya kaldı mı? Zaman öcünü aldı mı? Şimdi yürek parçalanır, yırtılır.
2. Beyler, atlarıyla, geldiler. Keder onları durdurdu. Benizleri sarardı; yüzlerine safran sürülmüş gibi oldular.
3. Erenler kurt gibi uluşuyor, haykırışıyorlar. Yaka yırtarca-sına bağrışıyorlar. Seslerinin bütün gücüyle ağlıyarak, göz yaşlarıyla örtülen gözleri bir şey görmüyor.
4. Gönlümün içini —ölümü— yandırdı. Yetmiş yaşmdaymışım gibi kocalttı. O gönül, şimdi, geçmiş zamanı arıyor. Günler ve geceler geçse de arayacak.
5. Gözümün ışığı söndü. Onunla beraber ruhum da gitti. Şimdi —kim bilsin— o, nerelerdedir? O, şimdi, uykudan uyandırı­yor.

B. I. Metin hakkında açıklama ve inceleme

Açıklama :Alp Er-Tonga, çok eski destan menkıbelerin­den birinin kahramanı olan bir Türk başbuğudur. Gerek Kâş­garlı Mahmud ve gerekse çağdaşı Balasagunlu Yusuf Has Hacip, onun, iranlıların Efrâsiyab dedikleri Türk kahramaniyle aynı kişi olduğu görüşündedirler.
F i rd e v s î, Şeh­namede, Efrâsiyab’ın Turan Hükümdarı olarak İranlılarla yaptığı birçok savaşları hikâye eder.

Divanü Lügati’t-Türk’teki bu Alp Er-Tonga Ağıtı dörtlüklerden kurulmuş bir mersiyedir. Orhun Âbidelerinde Tonga-Tigin adlı bir kahraman yuğ’undan sözedilir. Bunun Alp Er-Tonga olması ihtimali üzerinde durulmuştur.

Ağıt: Bir ölünün erdemlerini, yiğitliğini, değerini, geride ka­lanların acılarını belirten ve çoğu zaman matem meclislerinde oku­nan halk şiiri türüdür. Bunlar ozanların sagusu, klâsik şairlerin mersiye’si ile aynı anlamdadır. Göktürk ve Uygurlar’da ağıtların özelliği ve önemi bilinmektedir. Ağıt törenleri Anadolu’da da gelenek durumuna gelmiştir.

Kelime ve Deyimler: Issız: Kötü, arsız, kalımsız. Ajun: Dünya, âlem. Ödlek: Zaman, felek. Emdi: şimdi. Argurmak: Yormak. Kad-gn: Kaygı. Turgurmak: Durdurmak. Mengiz: Beniz, yüz. Sargar-raak: Sararmak. Türtülmek: Sürülmek. Börleyü: Kurt gibi. Eren: Er kelimesinin —kural dışı— çoğulu. Yurlamak: Haykırmak. Sığta-mak: Ağlamak. Örtemek: Yakmak. Ödük: Sevgi, hasret. Tün: Gece. Gündüz. îrtemek: İstemek, aramak. Yaruk: Işık. Kanuk: Ruh, Erinç: Belki, olur ki. Kanda: Nerede. Udgarmak: Uyandırmak.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.06.2010, 19:32   #13
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Kaşgarlı Mahmud’un Dünya Haritası








*Bütün bilgiler derlemedir. Emeği geçenlere teşekkürler...
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.06.2010, 21:38   #14
Çevrimdışı
Böcü Dayı
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Şöyle ufaktan bir göz gezdirdim, geniş bir zamanımda tamamını okumayı düşünüyorum.. teşekkürler Sultan..
__________________
"Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir."
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Böcü Dayı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.06.2010, 21:43   #15
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Teşekkürler Sultanım. Ellerine sağlık.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.12.2011, 22:49   #16
Çevrimdışı
Ahenk
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Emegine saglik Sultancigim ..
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Ahenk'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.10.2013, 12:33   #17
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Gerçekten çok zor bir konu.. Başarılı bir anlatım, çok beğendim..

Yalnııızz sevgili SuLTaN, yazı rengini siyah yapsan diyorum ? Hani eskiden renkli oluyormuş ama artık ... Anladın sen onu
__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 26.10.2013, 12:49   #18
Çevrimdışı
Mustafa Akten
Abdülmelik Hankendi

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Türk olmanın ve Türk olanların dili ve kültürü ile göç hareketlerini irdeleyen, anlatan çok önemli bir eser. zamanı olup okumaya merakı olanlar ve eseri okuma şansı bulamayanların zaman ayırarak okumalarını öneririm. Hatta burada paylaşılanları kopyalayarak belgelerine ekleyip zaman bulduklarında parça parça okumalarını salık veririm.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Mustafa Akten'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.08.2015, 20:21   #19
Çevrimdışı
dil-edebiyat
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Kâşgarlı Mahmut on birinci asırda yaşamış büyük bir Türk âlimidir. Devrin Türkçesinin büyük ve harikulâde bir lügatini yazmıştır. Divan-ı Lügat-it-Türk adını taşıyan bu eserin bugün yeryüzünde bir tek yazma nüshası vardır, o da İstanbul’da Fatih Millet Kütüp­hanesinde Ali Emirî kitapları arasındadır. Kâşgarlı Mahmud’un diğer eserleri maalesef ele geçmemiştir. İlk devlet kuruculuğu tarihinden bu yana, sıkı sıkıya millî diline bağlı kalan Türk dünyası, V. asır­daki yazılı abideleriyle ortaya çıkmış, Türk diline millî bir devlet dili hâkimiyeti temin etmiştir. Daha milâttan önce ikinci asırda, millî bir şairi ile tanınan Orta Asya Türkleri, komşuları bulunan kuvvetli Çin medeniyetinin baskısına ve durmadan devam edegelen savaşlara rağmen ana dillerini işleyerek onu yazı dili, edebî dil haline getirmeği başarmışlardır. V. asır Yenisey ve civarının Kırgız Türklerine ait kitabeleri ile daha sonraki Orhun kitabeleri, bu çağ Orta Asya Türklüğünün, tarihî vesikalar diliyle konuştuklarım ortaya koymuştur. Hatta matbaa kararak Türk dilli, Orhun hurufatlı kitapların baskısını dahi temin et­mişlerdir. Bu suretle, Orta Asya’nın göbeğinde yerleş­miş ve diğer milletlerle geniş temasta bulunmuş olan Türkler, müşterek ana yurt çevresinde, karma medeni­yet kaynaşmasında dahi dillerini muhafaza etmiş ve komşularına birçok yeni şeyler aşılamışlardır.
__________________
Harâmsız mal azaldı, harâmzâde çoğaldı
Bu çağda helâl yemek büyük cesâret ister
İnsanı sıfatıyla anmak geride kaldı
Domuza domuz demek büyük cesâret ister...

Abdurrahim Karakoç
  Alıntı ile Cevapla
Eski 26.06.2016, 03:50   #20
Çevrimdışı
nurideniz34
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Thumbs up Cevap: Divân-ı Lûgati't Türk Hakkında Her Şey

Fosforlu Sultan;
Bu güzel yazı ve paylaşım için teşekkürler...
__________________
....................................
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz nurideniz34'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
alp er tunga, bağdat, divânı, karahanlı türkçesi, kaşgarlı mahmud, lûgatit, sagu, türkçe arapça sözlük, ziya gökalp


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:33.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.