Antalya Müzesi

[@Dilem]

At heykeli




Kazılarda çıkan bazı heykellerin kopmuş kafa büstleri
































Mermerler üzerine yapılan insan başı kabartmaları
Korku ifade eden simgeler




















Mermer üzerine anne ve çocuk kabartması




Kazı yapılan alan
perge

[@Dilem]

Altarlar

[@Dilem]

Müzenin 2. Katında sergilenen eserler
Mermer Heykelcikler





























Maden döküm sanatı












Takılar








Antik altın takılar




Antik Altın paralar




Gümüş tarihi paralar




Mezar kazıları

[@Dilem]

Kazılarda çıkan tarihi eserler









Sunak
















Tarihi takılar

[@Dilem]

Antik kentlerden çıkan kitabeler









Baş melek Cebrail
Mermer kabartması








Mermer kabartma








Akif Dai tablosu












Mermer kabartmalar
























Silahlar

[@Dilem]

Çocuklara Özel Müze Salonu



Karain Mağarası (Antalya)
Tarih öncesinden geç Roma - erken Bizans dönemine kadar uzun süreli yerleşimin izleri vardır.
İlk insana ait çakmaktaşı kalıntılar ve boyalı seramikler bulunmuştur.
Roma ve Bizans döneminde tapınak olarak kullanılmıştır.





Çatalhöyük (Konya)
9000 yıl öncesine tarihlenir.
İlk defa şehirleşmenin, tarımcılığın başladığı, hayvanların evcilleştirildiği yerleşimlerdendir.
Kerpiç duvarlı girişinin damdan yapıldığı penceresiz evleri ile dikkat çeker.








Alacahöyük (Çorum)
Anadolu’daki en önemli tunç devri yerleşimlerindendir.
İlk şehirleşmenin habercisidir.








Myra (Antalya)
Antalya’nın Demre ilesindedir. Likya birliğinin altı büyük kentinden biridir.
Kaya mezarları, Roma Tiyatrosu ve
Bizans dönemine ait Noel baba olarak bilinen Aziz Nikolaos ile ünlüdür.








Perge
Anadolu’nun en düzenli Roma dönemi kentlerinden biridir.
Döneminin en modern şehircilik özelliklerini taşır.
Mimarisi yanında mermer heykeltıraşçılığıyla da ünlüdür.
Perge heykelleriyle de müzemiz en önemli Roma heykel müzelerindendir.

















Patara
Likya birliğinin başkentidir. Roma’nın önemli liman kentidir.
Meclis binası, zafer takı, deniz feneri en önemli kalıntılarındandır.
Ayrıca Caretta-Caretta kaplumbağalarının yavruladıkları ender sahillerdendir.








Aspendos (Antalya)
Aspendos tiyatrosu ile tanınmaktadır.
Şelçuklular döneminde restore edilen tiyatro günümüze sağlam ulaşmıştır.
Su kemerleri de önemlidir. Madeni para bastıran ilk şehirlerdendir.

[@Canan]

Antalya Müzesi Etnografya Bölümü

Müzenin etnografya bölümü, iki büyük salon ile bu salonları birleştiren bir geçişten ibarettir. Birinci salonda çiniler, porselenler, dini eserler, nişan, mühür, vefk ve saatler, ziynet eşyaları, kilitler ve anahtarlar ile giysiler teşhir edilmektedir.

Çiniler Selçuklu ve Osmanlı eserleridir. Selçuk çinileri Aspendos'tan getirilme olup Kubadabat tipindedir ve 13. yüzyıl ortalarına doğru "sıraltı" tekniğiyle yapılmışlardır. Kare panolar halindeki Osmanlı çinileri 15-16-17 ve 18. yüzyıllardan İznik işi örneklerdir.

Beş adet porselen tabak, 1920 yılı sonuna kadar çok kısa bir dönem çalışan Yıldız Fabrikası’nın mamülleridir.

[@Canan]

Dini eserler, Anadolu'nun hemen tüm yörelerinde rastlanabilecek objelerdir. Ancak bunlar arasında yöremiz eseri diyebileceğimiz Selçuklu Kuran-ı Kerim'i ayrı bir önem taşımaktadır.























Vitrinlerden birinde nişan, mühür, vefk ve saatler sergilenmektedir. Vefkler tılsımlı dualardır ve tılsımları çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır.





Ziynet eşyaları Antalya yöresinde halen kullanılmakta olan takıların en güzel örnekleridir.













Bu arada anahtar ve kilitler de özellik gösteren eserler olarak sergilenmektedir.

[@Canan]

Giysiler, bindallılar ve yörük malzemeleri olarak iki bölümde incelenebilir. Yörük giysileri; çoraplar, şalvar, üçetek, içlikler kese, kuşak ve başlıklara kadar izlenebilir.

İkinci salona geçişi temin eden bölümde eski hattatlarımızın elinden çıkmış hilye, naat, icazet ve katığ gibi yazı levhaları yer almaktadır.

[@Canan]

İkinci salon halılar, yörük malzemeleri, odalar, silahlar olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır.

Bu salonda yöresel eserlerin ve malzemelerin yanı sıra, Uşak, Gördes, Ladik, Mucur, Bergama, Kula, ve Avanos halıları da sergilenmektedir. Halı koleksiyonumuzda en eski halı 16. yüzyıla ait bir Uşak halısıdır.

Yörenin etnografik eserleri arasında Döşemealtı halıları önemli bir yer tutar. Döşemealtı Antalya'nın kuzeydoğusunda genişçe bir bölgenin adıdır. Değişik kompozisyonlarına rastladığımız Döşemealtı halıları arasında en eski ve geleneksel örnek "Halelli" adını taşıyan halılardır. Göçebe karakterli ve küçük boyutlu eserlerdir.