Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı > Türk Edebiyatı Ustaları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 09.01.2015, 22:26   #1
Çevrimdışı
Subutay
Eflamor

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Angry Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.

Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir…

Üstü kalsın…

Tomris Uyar’ın Cemal Süreya ile olan ilişkisi hem enteresan, hem dillere destandır…

Her akşam işten çıkıp şıp diye eve damlardı Cemal Süreya. Bir gün Tomris Uyar, “Biraz gez dolaş, arkadaşlarınla falan buluş” der. Ertesi gün geç gelir Cemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç gelir. Bu akşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyi açan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i görür ve gerçek ortaya çıkar. Her akşam iş çıkışı eve geliyor ama aşağıda oturup ‘gecikiyordu’ Cemal Süreya… Tomris Uyar tarafından durumun adı derhal kondu: Şahsiyet Rötarı…

Tomris Uyar Cemal Süreya ile ilgili: “Tanıdığı kaç kişi varsa, o kadar Cemal Süreya vardır. O yüzden ben bir tane Süreya biyografisi düşünmem. Üç tane yazılabilir. Üçü de apayrı.” demiştir.






Tanrı
Bin birinci gece şairi yarattı,
Bin ikinci gece Cemal’i,
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı,
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.

“On yedi dergi, birkaç evlilik, bir meslek, bir banka batırdı.”

Cemal Süreya’nın, şair Süreya ve denemeci Süreya’yı yan yana koyup değerlendirme yaparken şair tarafı için kendi kendine sarf ettiği sözlerdir bunlar. Ama arkasına eklemeyi de unutmaz:

“Hayatımı başka bir hayatla değiştirmek istemediğime göre demek ki mutsuz değilim.”








Kan var bütün kelimelerin altında
Bir gül al eline sözgelimi
Kan var bütün kelimelerin altında
Beş dakka tut bir aynanın önünde
Kan var bütün kelimelerin altında
Sonra kes o aynadan bir tutam
Beyaz bir tülbent içinde
Koy iç cebine
Bütün bir ömür kokar o ayna
Kan var bütün kelimelerin altında
İşte o kandır senin gülüşün
Sızmıştır hayatın derinlerine
Siyahtır orda kırmızıdır
Daldan dala atlar
Sever çocuklara anlatılan masalları
Ama iş savunmaya gelince
Yalnız alevi savurur
Ve güneşin solmaz çekirdeğini
Yalnız doruklarda

Umulmadık bir gün olabilir bugün
Kan var bütün kelimelerin altında







Bizi bir kamyona doldurdular
Tüfekli iki erin nezaretinde.
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar
Tarih öncesi köpekler havlıyordu
Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler
Duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki
Annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü







Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün olarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her yüz bir memlekettir

Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak

Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman







Sunay Akın’dan:

Cemal Süreya Darphane’de müdür; paranın yerinde şair müdür. Bütün yolsuzlukları tespit edip, rapor eder, Ankara’ya gönderir, mükafat bekler, ama ses yok. Bir daha yazıp bir daha gönderir.

Çok geçmeden zamanın bakanı Darphane’yi teftişe gelir. Gelir ama Cemal Süreya’nın elini bile sıkmaz. “Bu kapının arkasında ne var?” diyerek bütün odaları dolaşır. Cemal Süreya’ya hiç muhatap olmaz, yardımcılarına sorar. Bu kapının arkasında ne var, burada ne var… İki saat dolaşır ve gider.

Giderken Cemal Süreya der ki:

“Bir kapı var ki, onu size hiç açmayacağız”.
“Hangi kapı, ne kapısı” der bakan.
“Gönlümüzün kapısı”.

Bakan gider, bir rapor hazırlar: Darphaneyi gezdim, çok pis buldum. Müdür Cemalettin Seber’i (Cemal Süreya) görevden alıyorum.

Cemal Süreya bu yazıyı alınca bir basın toplantısı düzenler ve der ki:

“Bakan haklı, gerçekten de o gün şanlı Darphane, tarihinde ilk defa kirliydi. O da Sayın Bakanın burada teftişte olduğu saatlerdi.”






Kırmızı bir kuştur soluğum
Kumral göklerinde saçlarının
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzünün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dört nala sevişmek lazım




Ahmed Arif öylesine hayrandır ki Cemal Süreya’ya, yüzünü bile görmediği kız kardeşi Ayten ile evlenmek ister. Cemal Süreya’nın duyguları da ondan farklı değil. “Evlen kız, Türkiye’nin en iyi şairi!” der. Ayten önce şaşırır ama sonunda ağabeyinin sözünü dinler. Zafer çarşısında buluşmak üzere sözleşirler; gelin ve damat adayı tanışacak. Bekle bekle Ahmed Arif yok! Cemal Süreya ertesi gün öğrenir ki, temiz bir gömleği olmadığı için gelememiş Ahmed Arif…



Batmanlı öğrencilerden Cemal Süreya anması - YouTube



Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer.

Herşeyin fazlası zararlıdır ya,
Fazla şiirden öldü Edip Cansever.

Şair edebiyatçı arkadaşlarına sık sık küserdi. Bu küslük günlerinin birinde Edip Cansever “Cemal Süreya’ya içki içmesini ben öğrettim” deyince intikamını “Edip’e şiir yazmayı ben öğrettim” diye alır ancak barıştıklarında da, dünyaya ilan ederbunu: “Edip’le barıştık.” diye.
__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.






la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin
nisi credideritis non intelligentis
  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Subutay'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.01.2015, 22:45   #2
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Ah! Nerede şimdi bu dürüst adamlar...

Hepsi bir bir gitti de kıymetlerini çok geç anladık...

Ellerine sağlık Subutay...

Teşekkürler...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.01.2015, 22:47   #3
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)


Şiiri çok sevmem ama Cemal Süreya farklı.


Cemal Süreya’nın Tomris için yazdığı şiir;

Ay ışığında oturduk

Bileğinden öptüm seni

Sonra ayakta öptüm

Dudağından öptüm seni

Kapı aralığında öptüm

Soluğundan öptüm seni

Bahçede çocuklar vardı

Çocuğundan öptüm seni

Evime götürdüm yatağımda

Kasığından öptüm seni

Başka evlerde karşılaştık

İliğinden öptüm seni

En sonunda caddelere çıkardım

Kaynağından öptüm seni.

***

Teşekkürler Subutay.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.01.2015, 22:59   #4
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Subutay, yazı çok güzelmiş. Teşekkürler...

Ekin, şiir her ne kadar kombinezonsuz da olsa çok güzel ve anlamlı.

***
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya,
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya,
Anamız çay demliyor ya güzel günlere,
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa,
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız,
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler,
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz.
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını,
İşte o gün sizi Tanrılar bile kurtaramaz.
Cemal Süreya
__________________
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.01.2015, 00:42   #5
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)





8.10 Vapuru
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç gün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İkide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var

Cemal Süreya

__________________
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.01.2015, 23:24   #6
Çevrimdışı
Subutay
Eflamor

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)




Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun
Elma da elma ha allahlık
Bir yarısı kırmızı bir yarısı yine kırmızı
Kuşlar uçuyor üstünde
Gökyüzü var üstünde
Hatırlanacak olursa tam üç gün önce soyunmuştun
Bir duvarın üstünde
Bir yandan elma yiyorsun kırmızı
Bir yandan sevgililerini sebil ediyorsun sıcak
İstanbul’da bir duvar

Ben de çıplağım ama elma yemiyorum
Benim öyle elmalara karnım tok
Ben böyle elmaları çok gördüm ohooo
Kuşlar uçuyor üstümde bunlar senin elmanın kuşları
Gökyüzü var üstümde bu senin elmandaki gökyüzü
Hatırlanacak olursa seninle beraber soyunmuştum
Bir kilisenin üstünde
Bir yandan çan çalıyorum büyük yaşamaklara
Bir yandan yoldan insanlar geçiyor çoğul olarak
Duvarda bir kilise
İstanbul’da bir duvar duvarda bir kilise
Sen çırılçıplak elma yiyorsun
Denizin ortasına kadar elma yiyorsun
Yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
Bir yanda Sirkeci’nin tren dolu kadınları
Adettir sadece ağızlarını öptürürler
Ayaküstü işlerini görmek yerine
Adımın bir harfini atıyorum



Süreya’nın üvey kızı Gonca Uslu’nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair, arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girer ve kaybederse soyadındaki “y” harfinden birini sildireceğini söyler. İddiayı kaybeder ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirir. Bazı rivayetlere göre iddiaya girdiği kişi, kimliğini bir sır gibi sakladığı “Üvercinkasıdır”.

“Elma” şiirinde, adındaki “Y” harflerinden birini attığını ilan eder, ve şöyle anlatır bu olayı: “O zaman çok güvenirdim belleğime. Telefon numaralarını falan kaydetmezdim. Belki de kaydetmediğim için kalırdı. Ona dedim ki, eğer bu böyleyse, ismimden bir harf atarım dedim. Kaybedince, ismimde harf aradım, iki tane olandan birini atmak daha uygun geldi.”
__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.






la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin
nisi credideritis non intelligentis
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Subutay'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.01.2015, 00:09   #7
Çevrimdışı
Subutay
Eflamor

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)


Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.

Cemal Süreya
__________________
Asya boz kırlarında bir bebek dünyaya geldi. Bu bebeğe asya stepleri beşik oldu. Rüzgarlar şarkı söyledi ona. Yıldızlar yol gösterdi. Yağmurlar yıkadı. Bu bebek büyüdü ve ona Türkadını verdiler. Türk büyüdü kasırga oldu tayfun oldu. Türk budur. Türk tayfundur, kasırgadır, Boradır. | Mustafa Kemal Atatürk.






la şey e vaki ün mutlak bel küllün mümkin
nisi credideritis non intelligentis
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz Subutay'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 18.01.2015, 02:08   #8
Çevrimdışı
Asena
» Memleket Delisi «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni



“kuşlar toplanmış göçüyorlar
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“seni o kadar yakından görünce,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“hızla geçen otobüslerin ardından benzeşmek…
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“iyi anlarında sesin kalınlaşıyor.
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“baktım yeri toparlıyor ayak izleri
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“eşiklere oturmuş bir dolu insan
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“fazıl hüsnü diyor ki, ne diyor fazıl hüsnü?..
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“uzaklardaydın, oracıkta öbür kıtada,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“ikinci bir parıltı var senin bakışlarında
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“kehanet adlı kısacık bir şiir buldum
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“iki çay söylemiştik orda, biri açık,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
“an ki fıskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
Cemal Süreya
__________________
•*¨`*•.¸¸.•´*¨`*•K.Atatürk•*¨`*• .¸¸.•´*¨`*•
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Asena'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.10.2015, 22:32   #9
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Dün görüşemedik.
İki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi.
Ve üç yüzyıllık göresim geldi seni.

Cemal Süreya
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 14.04.2016, 22:08   #10
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Cemal Süreya (1931 - 9 Ocak 1990)

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi…

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

Cemal Süreya
__________________
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
1931, 1990, cemal, ocak, süreya


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:42.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.