Cinsiyet Ayrımcılığının En Tuhaf 10 Örneği

[@Basakca]

Cinsiyet Ayrımcılığının En Tuhaf 10 Örneği

Birçok devlet toplum üzerinde baskı kuruyor. Özellikle kadınlar birçok haklarından mahrum bırakılıyor. İşte günümüzde hala uygulanan cinsiyet ayrımcılığının 10 tuhaf örneği.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da insan hakları, kadınlar için sistematik bir biçimde kısıtlanmış durumdadır.

Birçok devlet medya yoluyla sivil toplum üzerinde baskı kurarak, hem erkek hem de kadın üzerinde düşünce ve ifade sınırlamasına gitmiştir.

Kadına özgü tasarlanan ceza kuralları, kadın yapısı ve karakterini boş bir kavrama dönüştürüp; toplum içerisinde kadını şiddet odağı haline getiriyor.

Özellikle İran, Mısır, Lübnan, Suudi Arabistan ve İsrail gibi din merkezli devlet yapılarında; kadın erkeğin kölesi konumundadır.

Aile yapısı tamamen erkek egemen olup, yaşanan olumsuzluklarda mahkemeler kadın aleyhinde kararlar alınmaktadır. Bu listede bu cinsiyet ayrımcılığının gelebileceği 10 uç noktayı görebilirsiniz.

Çin’deki yasalar gereği 0-4 yaş arası bebeklerde belli bir oran bulunmaktadır. Her 114 erkek çocuğuna karşılık 100 kız çocuğu bulunması zorunlu. Eğer oran bozulursa bebekler ya kürtajla alınıyorlar ya da doğumdan sonra ölüme terkediliyorlar. Kadınların zayıf ırk olduğu düşüncesi ile bu oranın bozulmamasına dikkat eden ülkelerden bir diğeri de Hindistan’dır.

Birçok ülkede evlilik dışı cinsel ilişki cezalandırılıyor. Fas’ta evlenmemiş hamile bir kadın hapis istemi ile mahkemece yargılanıyor. Cezanın boyutu kadının cinsel deneyimi ile doğru orantılı olarak artabiliyor.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da bir çok ülkede; iki farklı ülkenin vatandaşı evlenince, sadece babanın vatandaşlığı çocuklara geçebiliyor. Kadınlar hiç bir şekilde ne kocasının vatandaşlığından yararlanabiliyor, ne de çocukları kadının vatandaşlığından yararlanabiliyor.

Bahreyn’de aile hukuku olmadığı için, mahkemeler çocukların vesayeti konusunda kadınlar aleyhinde keyfi kararlar verebiliyorlar. 2003′te bu kararların keyfi olduğunu ve mahkemenin adil olmadığını söyleyen bazı Bahreyn’li kadınlar; 11 mahkeme tarafından iftira suçuyla yargılanıp cezaevine gönderildiler.

Kaynak

[@Basakca]

Kanunun erkek egemen kurallardan oluşması kadını tamamen şiddet odağı haline getiriyor. Bir çok ülkede kocası tarafından cinsel veya fiziksel tacize uğramış ve polise şikayette bulunan kadın, evine kocasının yanına gönderiliyor. Çünkü evli bir erkeğin, karısının bedeni üzerinde her türlü hakka sahip olduğu düşünülüyor. Hatta tecavüz ettiği kadınla evlenmeyi kabul eden bir erkeğin, cezası tamamen kalkabiliyor.

Mısır, Bahreyn ve Suriye’de kocalar, havayolu şirketlerine bir yazı yazarak eşlerinin yurt dışına çıkmalarını yasaklayabilirler. Irak, Libya, Fas, Umman ve Yemen’de bir kadının, kocasının yazılı izni olmadan yurt dışına çıkması tamamen yasak. Suudi Arabistan’da ise kocasının yazılı izni olmadan ülke içinde seyahat etmesi bile yasak.

Afganistan’ın bir çok bölgesinde, kız çocukları ergenliğe girdiklerinde okullarından alınıyorlar. Kültürel faktörler, bir kız çocuğunun bir erkek çocuğuyla aynı okulda olamayacağı ve belli bir yaştan sonra erkek bir öğretmenden eğitim alamayacağı yönünde insanları yönlendiriyor. Kız çocukları eğitim hayatları çok sınırlı olduğu için, haliyle ülkede oldukça az sayıda kadın öğretmen bulunuyor. 15-24 yaş arasındaki kadınların sadece %18′nin okuma yazması bulunuyor.

Birçok ülkede erkekler, diledikleri zaman ve diledikleri gerekçe ile boşanma davası açıp boşanabilirken; kadınların bu hakları oldukça kısıtlı. Lübnan’da bir kadın aile şiddet için boşanma davası açabilmesi için doktor raporu yeterli değil. Aynı zamanda kadının şiddete maruz kaldığına dair görgü tanığı da lazım. Mısır’da ise boşanma davasının gerekçe her ne olursa olsun; kadınlar çeyiz, başlık parası, mülk ve diğer tüm finansal hakları erkeğe devretmediği sürece boşanamıyor.

2001′de Lashkar-e-Jabar isimli bir militan grup, Kaşmir’deki müslüman kadınların “burqa” adı verilen çarşaflar giymelerini ve aksi takdirde saldırılarda bulunacaklarını söyledi. Ayrıca Hindu kadınların noktalı bir peçe, Sih kadınların da safran renkte bir peçe takmalarını talep etti. Militan grubun, toplum içinde peçesiz gezen kadınların yüzüne asit attıkları da bilinen bir gerçek.

Suudi Arabistan’da kadınların sürücü ehliyeti alması ve hatta bisiklet dahi sürmeleri kesinlikle yasaktır. Erkeklerin de, çok yakın aile bağı olmadığı sürece yanlarından kadın varken trafiğe çıkmaları yasaktır. Devletin yaşadığı en büyük çelişki ise, 367.000 kız çocuğunu okul servislerine bindirmeden nasıl okula göndereceği hususudur. Eğitim Bakanlığı bu konuyla ilgili olarak; “Al-Ameen” adını verdikleri ve özenle seçilmiş, güvenilir insanları servis şöförü yapmayı planladıklarını söyledi. Suudi Arabistan’da dini kurallar o kadar katı ki; 2002′de bir okulda çıkan yangında 15 kız çocuğu peçeleri yüzlerinde değilken dışarı çıkmaya çalışınca polis tarafından engellendi ve yanarak can verdiler.

[@Hasat]

Suudi Arabistan’da dini kurallar o kadar katı ki; 2002′de bir okulda çıkan yangında 15 kız çocuğu peçeleri yüzlerinde değilken dışarı çıkmaya çalışınca polis tarafından engellendi ve yanarak can verdiler.

Başkada bişey demeye gerek varmıki?

[@Gündönümü]

Çin'de tek çocuk uygulamasından dolayı birden fazla çocuk isteyen aile çocuk başına yüklü bir miktar devlete ödemek zorundalar. Bu nedenle tek çocuğum olacaksa oda erkek olsun zihniyetiyle kız çocuğu olacağını öğrenen aileler çocuklarını aldırıyor. Bu da ülkede erkek nüfus oranının aşırı yükselmesine sebep olmuş, bu nedenle de devlet kız çocuğu olanlara bir çocuk daha yapma hakkını vermiş.
Belirttiğim zihniyetin dünya genelinde bir çok ülkede olması, kadınlar tarafından bile desteklenmesi kadına bakış açısının ne düzeyde olduğunu gösteren bir başka unsur.

[@Mislina]

Çin deki katliamı okuduğumda hayretler içinde kalmıştım, tam bir vahşet.
21 YY da her ne kadar Kadın Haklarından bahsedilse de toplumda ikinci sınıf vatandaş rolü verilen hatta bir meta olarak algılanan kadınlarımız...

[@Canan]

Eskiden de, Kuranda eşit sayıldığı halde, bir erkeğin şahitliği iki kadına eşit tutulurmuş. Buna ne demeli?...

Yobaz cahiller...

Teşekkürler Başakca.

[@Sevda]

Tam bu en kötüsü diye düşünürken, yazıyı okudukça hepsinin birbirinden kötü durumlar olduğunu farkettim.

Çin, Afrika ülkeleri ve Arabistan'da olanları görünce şükrettim halime.

Teşekkürler Başakça.

[@Inatci]

Kadınların eğitilmemesi için uğraşmaları dikktimi çekti neden mi kadın eğitlirse büyüttüğü çocuğa yanlışları ve doğruları öğretebilir buda zalimlik derecesine veren erkek baskısnı ortadan kaldırır.
Bu tip zihniyetleri eğitmek için onları yetiştiren annelerin beyinleri ile oynanması lazım.Cahil kaldığı sürecede bunları okur dururuz.
Türkiye'de de kızları okumasada olur diyerek evlenme yaşlarının düşürülmesi okullardan alınmaları din istismarı zihniyetlerin aşılanması hep bu nedenle değilmidir.Kafalar geriledikçe yobazlara gün doğar.

[@DarkAngeL]

Aklın ve mantığın durduğu nokta..

Görüldüğü gibi cehalet başka hiçbirşeye benzemiyor.

Teşekkürler Başakça..

[@Cagliostro]

Bana göre bir ülkede kadın hakları kavramı varsa o ülkede kadınların hakları gaspediliyor demektir. Olması gereken insan haklarıdır. Örnek; Türkiye...