01.03.2013, 09:29
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Üzerimize Oynanan Oyunlar....
Üzerimize Oynanan Oyunlar....
Türk milletine ihanet içinde olan şebekeler çözüm süreci adı altına saklanmış, ve bunu her zamanki takiyye araçlarından bir haline getirerek kendilerinin dışında planlanan ve kendilerinin uygulaması için dayatılan Türkiye ve Anadaolu'nun yeniden şekillendirme süreci! Adına Kürt açılımı dedikleri, önceleri içeriği bilinmeyen ve boş gözüken, bu gün ise, içi İmralı, Kandil deyimleri ile doldurulmuş, cani başı yerine İmralı, Dağ'daki PKK adı Kandil olarak telaffuz edilmeye başlanmış, meydanda ise bir oraya bir buraya deli koyun gibi koşuşturan PKK'nın TBMM si uzantısı BDP adındaki güya parti! Ve bu partinin güya eş başkanları olan gündüz külahlı gece silahlı eşkıyaları sahnedeler. Açılım adı altındaki böl, parçala, ufalt sonra yut taktiklerinin bilinen emperyalist versiyonları oynanıyor.
2009 yılı Habur ile başlayan "Habur'dan gelenlere af, Tabur'dan gelenlere müebbet" taktiği ve açılımın ucu böyle görünmüş gerisi gelişmelere, halkın koyacağı tepkilere göre belirlenmek üzere zamana bırakılmış ve günümüze gelinerek, son yaklaşık bir aydır oynanan oyunları, oyunun Aktör ve Aktris'leri olanların sahne üzerinde sergiledikleri oyunları ve oyun içindeki salvo atışlarını görerek şahit olmaktayız.
Oyunculardan biri olan diyor ki, aslında bölünme için her şey hatta yasalar bile uygun, ama uygun olmayan Türk milleti ulusalcılar!
Bir başka oyuncu salvolarından birinde biz her tür milliyetçilik yanında Türk milliyetçiliğinide ayakları altına almış bir partiyiz diyerek Türk milletinin sabrı ve tepkisi test ediliyor ancak henüz kan uykusunda uyuyanları uyandırmaya muaffak olamadığımızdan söylem ve salvoların ardı arkası kesilmiyor. Peki muhalefet oynayan oyuncular ne yapıyor? Parlemento da basın toplantıları, diğer oyunculara verip veriştirmeler ancak Anayasa yazma komisyonundan çekilmeyeceğiz diyerek kerhende olsa diğer oyunculara replik vermeye devam ediyorlar.
Tüm dünya'da benzer olaylar yaşandığında emperyalistlerin en çok başvurduğu silahlardan biride, en iyi beyin yıkama metodu olarak bilinen Psikolojik ve Sosyolojik Harp'tir oyunculara verilen replik içeriğinde bunlarda olduğundan yandaş, yanaşma, besleme basının kalemşörleri ve şovmenleride kullanılarak bu harp halk üzerinde oynanmaya çalışılıyor.. Halkın Kan uykusundan uyanmaması için gereken herşey yapılıyor..İşin asıl sahibi olan ve 26 cı Genel Kurmay başkanı olan İlker Başbuğ paşanın dediği gibi Ordu üzerinde asimetrik psikolojik Harp'de devam ettirilmektedir.
Halkın kan uykusundan uyanmamasının asli sebeplerinden en önenlisi ise, basiret gösteremeyen, geleceği tahmin edemeyen ufku kapalı idareciler batının ve batı emperyalistlerinin önlerine koyduklarını, Atatürk ölümünden ve 1940 yıllardan sonra bir nimet gibi görmüş, batı kucağına oturmak ekonomisi ile kültürü ile, siyaseti ile alışkanlık haline geldiğinden batı kucağından bir türlü kalkılamamış emperyalist güdümlü bir ülke olmaktan kurtulamamışız 1945 emperyal derin devlet planlamaları Türkiye üzerindeki hesaplarıda içerdiğinden yaşadıklarımız başlangıcında ta o günleri görmekte anlamakta fayda var.
Emperyal planlar Türkiye için ne içerir?
>Etnik ve mezhepsel kimlikler kaşınır, silahlar verilir insanlar birbirine kırdırlır.
>Faili meçhul cinayetler işlenir ve işletilir ülkede kaos ortamı yaratılır.
>Sağcı solcu, ilerici gerici halk versiyonları ulvi ve milli ve manevi duyguların farklı yaşanmasını ıhanet saydırır insanlar birbirlerine kırdırılır 12 Eylül 1980 de örnekleri veciz şekilde görüldüğü gibi.
>Ortalık kan gölüne döner milltete barış gelecek diye bölünme reçeteleri dayatılır.
>Kan uykusunda uyumayanlardan ve hala düşünme yetisini kaybetmeyen vatandaşlardan bazıları düşünür acaba bendemi, bizdemi bir yanlış var der, ulusalcı olanlara, vatanı böldürtmem diyenlere faşist, Atatürk devrimcilerine ve milliyetçilerine Statükocu denir, hatta hızını alamayanlar Atatürk asıl katildi, faşistti, diktatördü, gerçek katiller Atatürk milliyetçisi olanlardır denilerek psikolojik ve sosyolojik savaş devem ettirilir. İşte bu günlerde Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milletine bunlar yapılıyor ve yaşatılıyor.
Tekrar tekrar ifade etmek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti devletinin hiç bir zaman bir Kürt sorunu olmadı. Olmayacakta. Kürt sorunu var diyenler kendilerini Kürt kökenli olanların temsilcisi gibi görüp KÜRTCÜLÜK yapanların yarattığı suni bir sorundur. Emperyalist devletler bunu biliyorlar ve Türkiye üzerinde emelleri ve planları olduğundan, yukarıda ancak bazılarını ifade ettiğim şekilde Türkiye ve Türk milleti aleyhine kullanıyorlar bu gün yaşanan ve yaşatılanların altında bunlar vardır.
Kan uykusunda uyuyanların uyanmasını, Groke durumda olanların ayılmasını, Küfelik olmuş zom'ların ayılmasını bekliyoruz ki, milli birlik tesanüdü ile hıyanet içindeki işbirlikçi, eş başkanların ve mali ve siyasi ikballerini emperyalistlere bağlamış olan siyasi hacıyatmazların hakkından gelelim diyorum.
01.03.2013
Mustafa Akten
|
|
|