Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Ege


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 24.11.2014, 01:22   #1
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İzmir'in Doğal Sembolleri | Simgeleri

İzmir'in Doğal Sembolleri | Simgeleri
  • Akdeniz Foku
  • Foça Siren Kayalıkları
  • İzmir Nergizi
  • Kemalpaşa Kirazı
  • Kuş Cenneti
  • Sakız Ağacı
  • Sakız Enginarı
  • Yalı Çapkını



İzmir Foça Akdeniz Foku




Türkiye'de Akdeniz Fokları'nın korunması için pilot bölge seçilmiştir. Akdeniz fokları 20. yüzyılın başına kadar tüm Akdeniz kıyıları ile doğu Atlantik kıyılarında Portekiz'den Batı Afrika sahillerindeki Senegal'e kadar 1000'lerle ifade edilen bir nüfusa sahip olarak serbestçe yaşamlarını sürdürüyordu. Ancak aşırı avlanma, yaşam alanları kaybı ve deniz ekosisteminin bozulması nedeniyle türün dünya dağılımı daraldı ve nüfusu hızla azaldı. Akdeniz foku bugün dünyada sadece Yunanistan, Türkiye, Fas, Moritanya ve Maderia Adaları'nda yaşamakta olup toplam nüfusu 450 ile 500 arasında tahmin edilmektedir. Moritanya sahillerindeki Akdeniz fokları gerçek bir fok kolonisi özelliği göstererek birlikte yaşamakta; popülasyonu ise insan baskısı nedeniyle birlikte bulunmak yerine çoğu zaman tek tek dolaşma ve yaşama şeklini seçmeye zorlanmışlardır.


Akdeniz foku dünyada birbirinden kopuk 2 ana bölgede yaşamaktadır:

1. Atlantik Nüfusu (Moritanya kıyıları, Maderia Adaları ve Fas)

2. Akdeniz Nüfusu (Yunanistan, Türkiye ve Batı Akdeniz)

Türün en büyük populasyonu Ege Denizi'ndedir. Dolayısı ile Akdeniz fokunun Akdeniz'de soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varlığını koruyabilmesi esas olarak 2 ülkenin elindedir: Türkiye ve Yunanistan.

Bir dünya mirası olan Akdeniz fokunun korunmasında Türkiye önemli bir ülke konumundadır.

Türkiye'de yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarda bireysel tanımlama yolu ile 31-44 arasında Akdeniz foku bireyi tanımlanmış olup, kıyılarımızda 100’den az fok yaşadığı tahmin edilmektedir ki dünyadaki fok populasyonunun 450-500 olduğu gözönünde bulundurulduğunda bu sayı önemli bir yer tutmaktadır.

Akdeniz foku dağılımı kıyı boyunca süreklilik yerine belirli bölgelerde yoğunlaşma özelliği göstermektedir. Türkiye kıyılarında foklar;

1. Karadeniz'de; Samsun Yakakent ile Bartın Boğazı arasında,

2. Marmara'da; Marmara Adaları ve Mola Adaları ile Biga Yarımadası kuzey sahillerinde,

3. Ege'de; Gelibolu Yarımadası Ege kıyıları ile Behramkale arasında ve Foça ile Datça arasında,

4. Akdeniz'de; Datça ile Kemer arasında, Alanya ile Taşucu arasında ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında, kalan sahillerde var olma mücadelesi vermektedir.

Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi:

Ülkemizde 12 yöre, özel çevre koruma bölgesidir. Bu yöreler Foça, Gökova, Datça - Bozburun, Köyceğiz - Dalyan, Fethiye - Göcek, Patara, Kekova, Belek, Göksu Deltası, Pamukkale, Gölbaşı, Ihlara'dır. Anayasanın 56. maddesinde şöyle der : "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Yaşadığımız dünya, ülke sayıları ve nüfusları artsa da genişlemeyecek, kaynakları ile sınırlı bir dünyadır ve hepimizindir." Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi de doğal güzellikleri açısından oldukça önemlidir. Bölgenin taşıdığı önem burada yaşayan foklardan kaynaklanmaktadır.

Foklar: Akdeniz Foku (Monachus Monachus) dünyanın nadir oniki memelisinden biridir. Dünyada 400, Türkiye'de yaklaşık 100 fok yaşamaktadır. Akdeniz fokunu tehdit eden faktörler; öldürülmeleri, ağlara takılarak boğulmaları, besinleri olan balıkların azalması, kıyıların aşırı yapılaşması ve dalgıçlar tarafından mağaralarında rahatsız edilmeleridir. Akdeniz foku bir günde 60 km. yol alabilecek kadar iyi bir yüzücüdür. Sakinliği ve sessizliği seven foklar sanayileşme, yerleşim ve deniz kirliliği olmayan yerlerde yaşarlar. Foça bu yerlere örnek olarak Türkiye'de Akdeniz Fokları'ın korunması için pilot bölge seçilmiştir.







Foça Siren Kayalıkları




Sirenler (seirenler) ve siren kayalıkları, ilk defa Homeros'un Odysseia destanı ile karşımıza çıkar.


Foça'da Fok balıklarını andıran adacıklardan oluşan bu kayalıkların en büyüğü Orak Adası kayalıklarıdır. Homeros Destanı’nda bu yerden 'yolunu şaşıran gemilerin çarptıkları kayalıklar' olarak söz edilir.

Homeros'un Odysseia destanında, Kral Odyseus'un Troya (Truva) savaşından dönüşü anlatılır.

Savaş biteli 10 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, İthaka Kralı Odysseus yurduna dönememiştir. Yıllardır bir adada tutukludur. Tanrılar sonunda yurduna dönmesine izin verirler. Odysseus, on iki gemisi ve yoldaşlarıyla yola çıkar, üç yıl denizlerde zorlu mücadeleler verir.

Efsaneye göre Odysseia, Ege denizinde Phokaia kıyılarına, büyücü Kirke'nin anlattığı sirenlerin adasına yaklaşır. Bu adanın (Foça'da Orak Adası'nın batısı) kayalıklarında yaşayan sirenler'in sesleri oradan geçen gemicileri büyülermiş ve bu sesi duyan gemiciler ölünceye kadar orada kalıp helak olurlarmış.

Odyseus, gemisiyle bu kayalıkların arasından geçmek üzereyken, büyücü Kirke'nin sirenler hakkındaki uyarısını hatırlamış olduğundan. Sirenlerin büyülü çığlıklarına kapılmamak için kendisini de geminin diregine halatlarla sıkıca bağlatmış, ağzını süngerle kapatıp, tayfalarının kulaklarını da bal mumu ile tıkattırmış.

Böylece siren kayalıklarından çıkan sesi sadece kendisi duyacakmış, daha sonra; tam sirenlerin yanından geçerken sonsuza kadar bu körfezde kalmak için tayfalarına emir vermek istemiş, ağzı kapalı olduğu için başaramamıştır. Siren kayalıklarından çıkan sesler, rüzgarın uğultusuna ve dalgaların coşkusuna karışarak körfezin kıyısına vururken, Odyseus'un gemisi bu büyülü dünyanın içinden süzülerek geçip gitmiş, İthaka'da 20 yıllardır onu bekleyen karısı Penelope'ye dönmüştür...

Bu dönüş, Kavavisin dizeleriyle bambaşka anlamlara bürünür. İthaka'ya varmak!.. Bir amaca, bir ülküye, bir umuda, bir aşka ulaşma çabasının bir çeşit simgesidir.

"Hiç aklından çıkarma İthaka'yı Oraya varmak senin başlıca yazgın."

İthaka, Konstantin Kavafis, Çeviri: Cevat Çapan
Sirenler: Büyülü sesleri ile gemicileri kendilerine çeken kuş vücutlu güzel kadınlar. (Efsaneye göre, şehvetle çınlayan kadınların sesleri denizcileri karaya çeker, böylece onları yollarından alıkoyarlarmış.)

İthaka: İon denizinde bir Yunan adası. (Mitolojide varılacak yer, ülkü)
Homeros'un Odysseia Destanından betimleme.
Kurgu: Nurdan Çakır Tezgin
Kaynak







İzmir Nergizi




Nergisin anavatanı Çeşme olup, Karaburun’da yaygın olarak üretilmektedir. Bugün Karaburun Yarımadası'nın en önemli tarımsal ürünleri kesme çiçekçilik, narenciye ve enginardır. Nergiz ve Sümbül olarak 156.3 dekar araziden 22.000 çiçek elde edilmektedir.

Nergis: Nergisgiller familyasından; soğanı zehirli bir bitkidir. Baharda çiçekleri ilk açan bitkilerdendir. Çiçeği, çıplak bir sapın ucunda biraz eğik durur. Birçok türü vardır. İlkbaharda beyaz renkli ve güzel kokulu çiçekler açan, soğanları zehirli bir bitkidir. Narcissin alkaloidi, karbonhidratlar ve müsilaj içerir.

  • Nergisin Diğer İsimleri: Narcissus, Narcisse, Mart Çanı
  • Yetiştirildiği Yerler: İzmir’in Çeşme ve Karaburun ilçeleri başta olmak üzere,vatanının Türkiye olmasından dolayı, Türkiye’nin hemen her yöresinde rahatlıkla yetişir.
  • Toplanması-Saklanması: Mart’tan Haziran’a kadar kökleri sökülerek yıkanır, soyulur ve kurutulur, eğer tentürü yapılacak ise taze olarak işlenir. Çiçekleri Mart-Mayıs aylarında toplanarak su buharı ile destilasyonu yapılır ve eterik yağı elde edilir.
Nergisin Faydaları:
  • Yatıştırıcıdır.
  • Ateşi düşürür.
  • Sarada faydalıdır.
  • Kusturu olarak kullanılır.
  • Kabızlığıgiderir ve ishal yapar.
  • Rahim ve mesane ağrılarını giderir.
  • Kökü yakı yapılıp sirke ile başa sürüldüğünde saç kıran hastalığına fayda sağlar.
  • Soğanının lapası, yakısı yaraların irinini kurutur, temizler ve iyileştirir. 5 gramı bal ile içildiğinde kusturur.
  • Çiçeklerinin suyu balla beraber şerbet gibi içildiğinde rahim ve mesane ağrılarını iyileştirir.
  • Köklerinden (soğanlarından) üç tanesi bir gündüz ve gece sütün içinde bekletilir, sonra sütün içinden çıkartılıp ezilip, hastalık sebebiyle vb. erkek uzvu canlanmayan kimsenin uzvuna merhem gibi 4-5 defa sürüldüğünde canlandırır.
  • Uyarı: Soğanları zehirli olduğu için fazla miktarda kullanılmamalıdır. Soğanını yiyen kişide bulantı, kusma, ishal, sara nöbetinde olduğu gibi kasılmalar ile titremeler gözlenir. Ayrıca, hamilelerde düşüğe sebep olabilir.
  • Nergis Çiçeği Nasıl Kullanılır? Çiçekleri kurutulup çay olarak kullanılabilir. Kurutularak toz haline getirilmiş nergis soğanından 0,5-1 gr bir demliğe konur. Üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilir ve bu dem sabah-öğle-akşam az az içilir.
    Kaynak



  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.11.2014, 01:24   #2
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İzmir'in Doğal Sembolleri

Kemalpaşa Kirazı




Euregap'lı Kiraz Avrupa'da Marketlerde: Türkiye'nin en kaliteli ve dünyanın en erken yetişen kirazlarının üretildiği İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde kiraz üreticileri, ürünlerini markalaştırma yönünde önemli mesafe almışlardır. Üreticiler, Mart ayında üretim ve pazarlama sorununa çözüm bulmak amacıyla, Kemalpaşa Kiraz Üreticileri Birliği'ni kurulmuş, üye sayısı 180’e ulaşmıştır.


150 kiraz üreticisi de EUREPGAP (Avrupa Perakendecileri Birliği İyi Tarım Uygulamaları) sertifikası almaya hak kazanmıştır.

Kemalpaşa Kiraz Üreticileri Birliği'nin amacı; Kemalpaşa kiraz üreticilerini bir araya getirerek kiraz üretimini talebe göre planlamak ve kalitesini iyileştirmektir. Bu amaçla ilk olarak kalitesi yüksek, ilaç kalıntısı içermeyen, iç ve dış pazar taleplerine uygun kiraz üretimini sağlamak için, İzmir İl Tarım Müdürlüğü ve üniversitelerle ortaklaşa üretici seminerleri düzenlenmiş, EUREPGAP çalışmaları yapılmıştır. Birliğin adını simgeleyen KÜREB markasını almak için de Türk Patent Enstitüsü'ne başvurulmuştur.

Dünyada kirazı en erken çıkaran bölgenin Kemalpaşa olduğu, ilçenin iklimiyle adeta doğal sera şartları sağladığı uzmanlar tarafından da ifade edilmektedir.








İzmir Kuş Cenneti




Orman Genel Müdürlüğü'nce koruma altına alınmış olan Kuş Cenneti, Çiğli'deki Çamaltı Tuzlası sahası içinde 8000 hektarlık bir alana yayılmaktadır.

Dünyada nesli tükenmekte olan tepeli pelikanları, pembe kanatlı flamingoları, 2005 yılında İzmir'de yapılacak olan Dünya Üniversite Spor Oyunları'nın maskotu olan yalı çapkını, gri ve siyah leylekleri ile 205 kuş türünün yaşadığı bu cennet, sahip olduğu doğal şartlar bakımından ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri olduğu gibi, dünyadaki benzerleri ile kıyaslanamayacak derecede de mükemmeldir.

Doğaseverler ve fotoğraf hobisi bulunanlar için Çamaltı Tuzlası ile Kuş Cenneti bulunmaz bir nimettir. Saha içindeki Çamaltı Tuzlası, yıllık 600 bin tonu bulan kapasitesi ile Türkiye'nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır. 8000 hektarlık alan, 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üreme Sahası olarak tescil edilmiştir.

Çiğli'den 10, Karşıyaka'dan 26 kilometre uzaklıktadır. Yılda 50 bin kuşun uğradığı bölge, kuşların göç yolu üzerindedir ve aynı zamanda arkeolojik sit alanıdır. Kuş Cenneti'nde ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikleti bulunmaktadır.

Sürmeli Kervançulluğu








Sakız Ağacı




6000 yıl önce ilk kez Çeşme’de bulunan sakız ağaçları görülmeye değerdir. Bu ağaçlardan lezzetli aromasıyla sakız reçeli ve eşsiz sakız rakısı yapılır. Sakız mutfaklarda kullanımının yanı sıra ilaç ve boya üretiminde de kullanılır.

Eski Yunan doktorları, sakızdan kuduza, yılan sokmalarına, mide rahatsızlıklarına, bağırsak ve akciğer hastalıklarına karşı çeşitli ilaçlar yaparlardı. X. yüzyıldan sonra, sakızın ünü, Sakız Adasını aşarak yayılmış ve dünyada meşhur olmuştur.

Tema ve Falım sakızlarının işbirliği ile uygulanan “Sakız Ağaçlarına Sevgi Aşılıyoruz” projesi ile Ege'nin yerel zenginliği olan sakız ağaçlarını yeniden canlandırılması hedeflenmiştir. Proje kapsamında, dünyada sakız ağaçlarının en verimli reçinesini verdiği nadir coğrafyalardan biri olan Çeşme Yarımadası’nda verimli ağaç sayısını arttırmak üzere çalışmalar hızla devam etmektedir. Bu proje ile 2 bin yıldır keyifle çiğnenen damla sakızının kaynağı olan Sakız Ağaçlarının anavatanı olan Çeşme Yarımadası’nda koruma altına alınmış, Türkiye’nin mirası Ege’nin sakız ağaçlarını geleceğe taşınması sağlanmıştır.




  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.11.2014, 01:25   #3
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İzmir'in Doğal Sembolleri

Sakız Enginarı




Sakız Enginarı; İzmir’de Balçova, Mordoğan, Çeşme ve Karaburun yöresinde yetiştirilen erkenci, yaprakları düz, başı silindir (su bardağı) şeklinde fazla sıkı olmayan bir çeşittir. Kasım ayından itibaren başlayan hasat Nisan ayı sonuna kadar devam eder.

Enginar, Türkiye’de İzmir ve Yalova-Bursa çevresinde yetiştirilmektedir. Son yıllarda Adana’ya kadar olan kıyı bölgesinde yetiştiriciliği yaygınlaşmaktadır. Yetiştiriciliği bakımından oldukça küçük boyutlarda kalan enginarla ilgili olarak 10’a yakın lisansüstü eğitim çalışması ve 50 kadarda bilimsel araştırma yapılmıştır.

En önemli yerli enginar çeşitleri Sakız Enginarı ve Bayrampaşa Enginarı’dır. Bayrampaşa enginarı baş özelliği bakımından sakıza göre oldukça farklıdır, iri top şeklinde sıkı-ağır (150-250 g) bir baş oluşturur. Geççi bir çeşittir, Mayıs Haziran aylarında olgunlaşır, taze tüketimin yanında konservelik olarak da uygundur.


Enginar mor çiçekleri olan çok yıllık bir bitkidir. Bir sebze olarak kabul edilmesine karşın yenilen kısmı henüz açmamış çiçek tomurcuğu olduğundan aslında meyve sınıfına girebilir. Tüm sebze ve meyvelerde olduğu gibi enginarın düzenli olarak tüketilmesi sağlığa oldukça faydalıdır.

Mitolojik bir karakter olan Zeus Cynara adlı bir kadına aşık olmuş ve onu bir tanrıça olarak ilan ettikten sonra birlikte yaşamaları için evine götürmüştür. Güzel kadın Zeus’un evini beğenmemiş ve kendi dünyasına dönmek istemiştir. Buna öfkelenen Zeus kadını evine yollamış ancak bir enginara dönüştürmüş.

  • Enginarın Faydaları
Ortalama büyüklükteki bir enginar 25 kalori ve 3 gramdır. C, B vitaminleri, folat ve magnezyum içerir. Ayrıca yapraklarında bulunan sinarin kolesterolü düşüren bir maddedir.

Enginarı bir afrodizyak olarak düşünmek bazıları için zor olabilir ancak tek faydası bununla sınırlı değildir. Anemi, romatizma, gut hastalığı, hazımsızlık, cilt kaşıntıları ve hatta böcek / yılan ısırmalarında kullanılagelmiştir.

Huzursuz ya da sinirli bağırsak sendromu olarak bilinen (irritabl bağırsak), spastik kolon sorununda olsukça faydalıdır. Sindirimi kolaylaştırarak hastalığa özgü acı, ağrı, şişkinlik, gaz, ishal ve kabızlık bulgularını düzeltmektedir.
Kötü kolesterol olarak bilinen HDL oranlarını düşürmektedir. Özellikle yaprak kısımları kötü kolesterolle savaşmaktadır.

Alkol tüketiminin neden olduğu akşamdan kalmalık olarak değerlendirilen ve vücudun alkole verdiği tepki olarak değerlendirilen baş ağrısı, yorgunluk ve ağız kuruluğu belirtilerini hızlıca gidermektedir.

Enginarın bir diğer faydası iştah kaybını gidermesidir.

Organları temizleyen, zihinsel kapasiteyi arttıran enginar antioksidan özellikte olup, toksik maddelerin atılması ve yaşlanmanın geciktirilmesini de sağlamaktadır.

Enginar karaciğeri uyaran bir madde olduğundan safra sorunları, taşı olanların çok fazla tüketmemeleri önerilmektedir. Ayrıca sıklıkla rastlanan papatya ve kasımpatı bitkilerine alerjisi olanlar aynı aileden olan enginarı yememelidir. Enginarın ilaçlar ve diğer bitkilerle bilinen bir etkileşimi yoktur.







Yalıçapkını Kuşu




Yalıçapkını Kuşu (Halcyon Smyrnensis), Halcyonidae familyasından bir kuş türüdür.

Büyük bir yalıçapkını olup, 28 cm kadardır. Erişkinin, parlak mavi bir arkası, kanatları ve kuyruğu vardır. Başı, omuzları, böğürleri ve karnının aşağısı kestane rengidir, boğaz ve göğüs beyazdır.

İzmir-Gediz deltası, İzmir-Bakırçay deltası ile İzmir Alsancak Pasaport Vapur İskelesinin arka duvarında ve körfez içindeki mendirekte de gözlemlenmiştir.

Ayrıca; Balıkesir Ayvalık, Muğla-Güllük, Muğla-Bodrum Boğazköy, Kırklareli-İğneada, Kocaeli-İzmit körfezi, Adana ve Mersin’deki sulak alanlar, Ankara Mogan ve Eymir Gölü, Erzurum Ovasında, İstanbul boğazında (Beylerbeyi semti civarı) da değişik Yalı Çapkını örnekleri gözlenmiştir Bazı yörelerde Yalı Çapkını kuşuna Bahri de denilmektedir.



__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.11.2014, 01:41   #4
Çevrimdışı
yasemen
» Vous et l'Amour «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İzmir'in Doğal Sembolleri

Birde yasemeni güzeldir. Yani en az İzmir kadar
__________________

aragon'un dedigi gibi, görünüşte herkes insan.




  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz yasemen'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.11.2014, 10:46   #5
Çevrimdışı
Cansuyu
« Gün Batımı »

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İzmir'in Doğal Sembolleri

Sakız enginarı pekçok faydaları var..

Yalı çapkının renkleri tam adına uygun olmuş..

Yalı çapkının Beslenmesi: Yalıçapkını kuşu, sulak alanlarda hızla suya dalarak yakaladığı balıklarla beslenir. Küçük balıkları kolay yutabilmek için baş tarafından yani kılçıklarının yönünde yutar. Fakat, balıkları yavrularına yedirecekleri zaman, kuyruklarında tutar ve onların rahatça yutabilecekleri yönde ağızlarına verir.

1.3 saniyede avını yakalayabilme potansiyeline sahip canlıdır.

Davranışları: Genellikle sesiyle fark edilir ya da su üzerinde uçarken mavi bir ışı olarak görülür. Dimdik tüner ya da öne doğru eğilir. Uçuşu; su üstünde suya yakındır, genellikle uçuş anında öter. Avlanma sırasında gerek avı üstünde uçarak (asılı kalarak) ya da bir yükseklik üstünde kafasını yana çevirerek tek gözü ile avını tespit ederek dalışa geçer, dinlenirken sıklıkla kambur durur.

Yalıçapkını kuşu, küçük balıkları kolay yutabilmek için baş tarafından yani kılçıklarının yönünde yutar. Fakat balıkları yavrularına yedirecekleri zaman, kuyruklarında tutar ve onların rahatça yutabilecekleri yönde ağızlarına verir.

Konu için teşekkürler ReaL
__________________
“Gittin mi büyük gideceksin!
Ayrılık bile gurur duyacak seninle..



  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Cansuyu'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.11.2014, 12:54   #6
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: İzmir'in Doğal Sembolleri

Forumumuzda İzmir'e ait pek çok konu var. Şimdi doğal sembolleri ile tamamlanmış diyeceğim ama, güzel İzmir için söylenecek, yazılacak şeyler bitmez...

Güzel konu olmuş ReaL. Ellerine sağlık ve teşekkürler...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Canan'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
akdeniz, doğal, izmirin, sembolleri, İzmirin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 19:07.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.