18.04.2013, 15:35 | #11 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Caffe Latte: İtalyada içilen Espresso ve üzerine konmuş sıcak buharlanmış süt. Kahvaltıda içilir. Kaynak |
18.04.2013, 15:44 | #12 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
İçme de yanında yat gibi olmuş teşekkürler
__________________
Bütün şairler sana mı aşıktı ki, Okuduğum her şiirde sen varsın.. Nazan Bekiroğlu |
AFiLi'in Mesajına Teşekkür Etti |
13.10.2014, 15:41 | #14 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
__________________
|
14.10.2014, 12:49 | #15 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Kahve ağacının çiçekleri ve henüz kırmızı iken meyveyeleri çok hoşmuş.
Teşekkürler ReaL... Ellerine sağlık. |
16.06.2015, 23:52 | #16 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Türk Kahvesi Ve Diğer Kahve Çeşitleri Özellikleri Türk Kahvesinin Özellikleri Dünyanın en eski kahve pişirme yöntemidir. Köpük, kahve ve telveden oluşur. Yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür. Birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir. İnce kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar. Yoğun şurupsu kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder. Diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir. Kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir. Kahve Falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür. Eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz. Hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur. Sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez. Sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz. Diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir. Pişirilirken, şekeri tercihe göre ilave edildiğinden içime hazır halde sunulan tek kahve türüdür. Kahveden önce su içilerek, ağızda bulunan önceki tatlar arındırılarak kahve tadının eşsiz bir şekilde tatılması sağlanır. Mırra Mırra, Urfa'ya özgü, birkaç kez demlenerek hazırlanan acı kahve. Mırra ismi, Arapça acı anlamına gelen murdan türemiştir. Çok acı ve koyu olması nedeniyle ufak bardakta içilir. Yörede kültürel açıdan anlamlı, sunumu özel çaba gerektiren bir içecektir. Mırranın Hazırlanması Mırra için özel bir kahve çekirdeği yoktur. Kahve çekirdekleri kavrulup dibek adlı havan benzeri kaba alınır ve taneleri çok inceltilmeden dövülür. Dövme işlemi için günümüzde değirmenler ve kahve makineleri de kullanılmaktadır. Mırranın hazırlanmasında en önemli kısım kaynatma evresidir. Kaynama süresi, bilinen yöntemlere göre çok uzundur, belli aşamalarda kahvenin telvesi ayrılıp karışıma su eklendikten sonra devam edilir. Çekilmiş kahve üzerine su eklenerek kaynatılır, belli bir kıvama geldikten sonra tortusundan ayırmak amacıyla mutbak adlı özel kaba süzülür. Elde edilen karışıma tekrar kahve ve su eklenir. Bir iki defa daha süzme, kahve ve su ekleme işlemi gören kahve, tortusundan ayrıldıktan sonra kahve katılmadan sadece su eklenerek bir iki kere daha mutbaktan geçirilir. Mırraya tat vermesi amacıyla karışıma kakule katılabilir. Şekersiz içildiği için hazırlanırken tatlandırılmamaktadır. Mırranın Sunumu Kahve fincanının kenarını boyayacak kadar pekmezimsi bir kıvama gelen mırra servis için bakır, işlemeli bir imbiğe ya da cezveye aktarılır. Mırra geleneksel olarak kulpsuz, küçük tek bir fincan ile servis edilir. Serviste yaş olarak büyükten küçüğe doğru giden bir sıra takip edilir. Mırra Kahvesini servis eden kişi sırası gelen konuğa bir içimlik, fincanın aşağı yukarı yarısına gelecek kadar mırra doldurur. Konuk kahveyi içtikten sonra yine aynı miktarda kahve doldurulur. İkinciyi de içen konuk, fincanı servis eden kişiye geri verir. Kahveyi servis eden kişi her servisten sonra bardağı siler ve bir sonraki konuğa aynı fincanla ikramda bulunur. Mangeniç Kahvesi ve Mırra Hakkında genel bilgiler Mangeniç Kahvesi Mangeniç Kahvesi ya da Çedene kahvesi özellikle Elazığ ve çevresinde içilen bir içecek. Önceden belirtmek gerekli ki, kahve adını alsa da, aslında bu kahve yemişinden yapılan bir içecek değil. Bu içeceği yapmak için kullanılan yemiş, çeşitli kaynaklarda, yabani Antep fıstığı, çitlenbik, sakız ağacı, çıtlık gibi belirtilirse de bu karışıklığın sebebi bu bitkilerin aynı kaynaktan gelmeleridir. Bu yemiş Anacardiaceae ailesinin Pistiacia cinsine aittir. Pistacia cinsinin en tipik temsilcisi Pistacia vera’dır ya da bizim kullandığımız adı ile Antep fıstığı. Mangeniç Kahvesinin Yararları Bilimsel olarak kanıtlanmamış ise de çeşitli kaynaklarda çok sayıda yararından bahsedilmektedir. Öksürüğü keser, balgam söktürür, nefes açıcıdır, nefes darlığına iyi gelir, antiseptik özelliği vardır, göğsü yumuşatır, solunum yollarına faydası vardır. Ayak terlemelerini önler, yaraları tedavi eder, böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur, ses tellerine iyi gelir, mide ağrılarını dindirir, mide ülserine şifa verir. Midedeki müzmin ağrılarını giderir. Kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır, dalak için çok yararlıdır, bademciğe faydalıdır. Ağız kokusunu yok eder, nefesin güzel kokmasını sağlar. Vücudu kuvvetlendirir, dinçleştirir, güç verir. Mırra Kahvesi Öncelikle söylemek gerekir ki, mırra hala yerel kalabilmiş ve geleneksel özellikleri olan bir kahve. Yayılamamasının ya da yayılmamasının en önemli nedeni evinizde kendiniz için pişirebileceğiniz bir içecek olmaması. Kilolarca kahve çekirdeğinden, ciddi emek ile ve çok miktarda hazırlandığı gibi, sunumu ve içiminin de bir adabı var. Mırra kelimesi Arapça’dan geliyor, acı anlamına gelen “mur”dan türetilmiş. Mırra Adabı Herkes aynı kulpsuz fincanla içiyor. En önemli gelenek, mırra fincanının yere bırakılmaması. Eskiden bu hatayı yapanın yapması gerekenler varmış. Bunlar: Fincanı altınla doldurmak, kahveyi servis edenle evlenmek, kahveyi servis edeni evlendirmek, kahveyi servis edenin çeyizini düzmek olabilirmiş. Bir ailenin konuklarına mırra sunması için de özel şartlar gerekiyor. Daha önce hiç mırra sunmamış bir ailenin çocuğu gün gelip de hali vakti yerine gelip de mırra vermek isterse usülüne uygun olarak komşu yörenin ileri gelenlerini evine davet etmek zorunda. Destur (izin) büyük bir yemek şöleniyle kutlanıyor. Türk Kahvesi Kültürü Dünyada Türk adının en sık geçtiği konulardan biri de Türk Kahvesidir. Türk kahvesi Türkler tarafından geliştirilen kahve hazırlama ve pişirme metodudur. Kendine özgü tadı, köpüğü, kokusu, pişirilişi ve ikramı ile özel bir kültürü ve geleneği vardır. Brezilya ve Orta Amerika menşeyli, Arabica türü yüksek kaliteli kahve çekirdeğinden harmanlanan ve titizlikle kavurulan Türk kahvesi, özel taş değirmenlerde adeta un inceliğinde öğütülür. Türk Kahvesi, bir cezveye su ve istenilen miktarda şeker ilave edilerek pişirilir. Türk Kahvesi küçük fincanlarla servis yapılır. Türk Kahvesi içilmeden önce telvesinin dibe çökmesi için bir miktar beklenir. Yoğun gövdesi, nefis lezzeti ve ağızda kalıcı aroması vardır. alıntı
__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' |
Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti |
16.06.2015, 23:57 | #17 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Cappucino Cappuccino adını Marco D´Aviano isimli bir cappuccino rahibinden bu kahveyi ilk yapan olduğu için aldı denir. Kimilerine göre ise genel anlamda koyu kahve renginden ötürü bir çeşit manastır rahip cübbesi renginden bu adı aldığını söylerler. Cappucino Kahvesinin Yapılışı: • Espresso veya moka bir filtre kahve fincanına konur. • Süt espresso makinesinde buharla köpürtülerek ısıtılır ve kahveye ilave edilir. • Üzerine krem şanti konur. • Rendelenmiş çikolata veya toz kakao ile garnitürlenir. Diğer bir şekilde Cappucino yapılışını tarif etmek gerekirse; Evinizde espresso makinası varsa tarifim işinize yarayabilir.makina kullanılarak cappucino fincanınızın üçte birini dolduracak şekilde kahve yapılır. (illy markasını tavsiye ederim.) Bir cezveye doldurulan sütten makinanın buhar veren çubuğu ile köpük elde edilir. Köpüğün bol olması için cezveyi biraz eğik tutup, çubuğuda sadece sütün üst kısmına değdirmek gerekiyor.oluşan köpükler kahvenin üzerine fincanı dolduracak kadar eklenir.Süt buharda biraz daha ısıtıldıktan sonra fincanın kenarından dökülür.Köpükler süt eklendikçe yukarı çikacak. Üzerine ince rendelenmiş çikolata serpilerek içilir.afiyet olsun. Filtre Kahve Filtre kahve, yukarıdaki resimdekine benzer bir makina kullanılarak yapılır. Üst kattaki plastik bölme içerisinde filtre bulunur. Bu filtre, makinasına göre kağıt, ****l veya plastik olabilir. Filtre içerisine orta kalınlıkta çekilmiş kahve konur. Filtre Makinasının su haznesindeki su ısındıkça filtre bölümüne damlamaya başlar. Kahveyle karışan damlalar filtreden süzülerek alt kattaki kaba dolar. Bu kabın sıcak kalması için altında elektrikli bir ısıtıcı vardır. Filtre kahve yaparken her fincan su (125 ml) için bir yemek kaşığı (7 gr.) orta çekilmiş kahve kullanılması tavsiye olunur. Kahvenin kağıt filtre için biraz daha ince ****l filtre için biraz daha kalın çekilmesi gerekir. Aşağıdaki sebeplerden dolayı filtre kahve pek tercih sebebi değildir: - Kahvenin tadı ve kokusunun bir kısmı filtrede kalıyor. - Filtreye damlayan ideal su sıcaklığının 95-97 derece olması gerekirken, bir çok ev tipi filtre kahve makinasında bu ısı ancak 90 dereceye ulaşabildiğinden kahve tatsız ve kokusuz oluyor. - Hemen tüketilmezse alt haznede ısınan kahvenin tadı ve rengi kısa sürede (20 dakika) bozuluyor. - Kağıt filtre kullanan makinalarda her seferinde yeni filtre takmak gerekiyor. Kağıt filtre extra maliyet ve lojistik sorun demektir. Ayrıca kağıdın beyaz olması için kullanılan kimyasallar kahvenin tadını bozuyor.. - ****l filtre kullanan makinaların ise temizlenmesi zor oluyor.. Espresso Kahve Espresso, kavrulup ince çekilmiş kahvenin içinden 90C sıcaklıktaki suyu yüksek basınçla çok kısa bir süre geçirerek, kahve çekirdeklerinin aromasını, tadını ve rengini suya taşıyan bir yöntem. Bu sürenin çok kısa olması çok önemli ve zaten bu nedenle de bu kahvenin adı, İtalyanca’da ‘ekspres’ anlamına gelen ‘espresso’. ESPRESSO KAHVESİ Espresso fikrinin ilk tohumları 19. yüzyılda ‘perkolasyon’ yönteminin icadıyla atılıyor. Bu yöntem, kaynayan ya da kaynamaya yakın bir suyu buhar basıncı ile çekilmiş kahvenin içinden geçirmeye yarayan bir yöntem. Bundan daha ileri bir yöntem ise yukarıda değindiğim mocha yöntemi. Üst üste iki hazneli bir pişirme kabında, aşağıda ısınan su belli bir basınçla orta yerdeki ****l filtre konmuş kahvenin içinden geçip üst hazneye doluyor. Ancak basınç sadece bir atmosfer, yani çok az ve geçiş süresi bir dakika. Oysa espresso’da basınç 9 atmosfer ve hatta idealinde 10 atmosfer olmak zorunda. Moka metodundaysa, hem basınç düşük ve hem de süre uzun olduğundan aşırı sert bir kahve elde ediyorsunuz. O yüzden şeker koymanız gerekebiliyor. Bu tam olarak espresso değil ama espresso fikrinin gelişmesinin ilk aşaması kabul ediliyor. YÜKSEK BASINÇLI CİHAZLAR İlk gerçek espresso makinesi 1901 yılında bir İtalyan girişimci olan Luigi Bezzerra tarafından bulunuyor. Daha sonra 1933 yılında İtalya’nın Trieste kentinde Cafeilly adlı bir şirket kuruluyor ve bunlar da iki yıl sonra kendi icatları olan espresso makinesini piyasaya çıkarıyorlar. Bu, su miktarını otomatik olarak ölçen ilk makine ve ayrıca buhar değil de, sıkıştırılmış hava kullanarak basınç yaratıyor. Bu ilk makineleri kullanmak zor ve sadece özel eğitimli baristas adı verilen operatörlerin işi. 1945 yılına gelindiğinde gerçek anlamda ilk şık espresso makineleri İtalyan Gaggia firması tarafından geliştiriliyor. Bu makineler yepyeni bir mekanizma içeriyorlar ve kullanımları son derece basit. Ama bugünün hem profesyonel ve hem de ev tipi makinelerinin temelleri, Ernesto Valente adlı bir İtalyan’ın 1961 yılında geliştirdiği espresso makinesine dayanıyor. EV TİPİ ESPRESSO MAKİNELER Yakın zamana dek espresso kahvesi sadece bu büyük makineleri kullanan kafe-barlarda içilebiliyordu ve ev için geliştirilmiş olan makineler genelde hiç iyi randıman vermiyorlardı. Ama son yıllarda özellikle üç firmanın imal ettiği espresso makineleri ile yapılan kahveler profesyonel espressoları hiç aratmıyor. Bunlar İtalyan kökenli illycafe ve Lavazza ile İsviçre kökenli Nestle firmasına ait Nespresso. Üçü de harika espresso kahvesi yapıyorlar ve hata yapmanız neredeyse imkansız; zira kahveler birer kullanımlık havasız paketler içinde ve ölçülmüş olarak geliyor. İYİ ESPRESSO NASIL OLUR Her şeyden önce iyi bir espressonun en önemli kısmı üzerindeki köpüktür. Bu köpüğe İtalyanca’da crema (krema) adı verilir. Crema, kahvenin muhteşem aromalarının dışarıya sızmaması için bir conta görevi görür ve kahve bitene dek kaybolmaz. İyi bir crema, hem kullanılan kahvenin kalitesine, hem de kahveyi yapan kişinin maharetine bağlıdır. Mükemmel bir espressonun köpüğü kalındır, kadifemsidir ve rengi açık-kahverengidir. Buna ‘kaplan derisi’ rengi adı verilir. Bunu elde etmek için ise basınçlı suyun çekilmiş kahvenin içinden sadece 30 saniye süreyle geçmesi gerekir. Bundan uzun süre akarsa renk koyulaşmaya ve lezzet bozulmaya başlar. ‘Mükemmel’ espresso için ikinci test köpüğün dayanıklılığıdır. Bunun için bir küçük kaşık şekeri kahvenize koyduğunuzda bu şekerin köpüğün üzerinde iki saniye batmadan durması lazım. Aksi halde garsona bunu iade edin ki o da öğrenip bundan sonra doğru olmayan espresso’ları kimseye getirmesin. Özetle, üzerinde 3 mm. kalınlığında, dayanıklı ve kaplan rengi köpük olmayan espressoyu içmeyin. ESPRESSO MİKTARI ÜÇ KAŞIĞI GEÇMEMELİ Bir bardak iyi espresso için 50 tane kahve çekirdeği gerekiyor. Bunların da mutlaka arabica cinsi çekirdekler olması lazım. Bu 50 adet çekirdek kahve kavrulup öğütülünce 6.5 gram toz kahve elde ediliyor. Yani her espresso bardağında 6.5 gr. kahve kullanılması gerekiyor. Bu kahveden ise geçirmeniz gereken su miktarı üç çorba kaşığı. Daha fazla sıvı koyarsanız, çekirdeklerin içindeki odunsu tatlar ve diğer nahoş lezzetler suya geçiyor ve kahvenin tadı bozuluyor. Espresso’nun küçük kaplarda ve çok az miktarda içilmesinin nedeni bu; İtalyanların cimriliği değil. Duble içecekseniz iki misli su değil, iki ayrı 6.5 gr.’lık kahve kullanmanız gerekli. Seyreltik içecekseniz de makineden aynı bardağa daha fazla su geçirmeyip, fincanı kaynar suyla tamamlamalısınız. Zira fincanın yarısından sonra tat bozuluyor. İnce iş, değil mi? Basınç kahvenin kalitesi için çok önemli. Söylediğim gibi 10 atmosfer ideal. Öte yandan fincanınızın önceden ısıtılmış olması şart (o yüzden makine üzerinde tutuluyorlar), aksi halde azıcık koyulan kahve hemen soğuyor. Espresso sürprizlerle dolu bir kahve. İçinde yaklaşık 1,200 çeşit doğal kimyasal var ve bunların 700-800 tanesi aroma vericiler. Yani çekirdek içindeki tüm aromaları çıkartabiliyorsunuz. Ne muhteşem değil mi? Ayrıca kafeini az. Su, 30 saniye geçtiğinden, çekirdekteki kafeinin ancak yarısını emebiliyor. Zaten arabica çekirdeklerinde de robusta’ya göre yüzde 50 daha az kafein bulunuyor. Öte yandan 50 çekirdek içinde tek bir tanesi bozuk olursa, espresso’nun tadı bozuluyor. Bunun için Illy ve Hausbrandt firmaları elektronik tarayıcılar geliştirmişler ve tek bir hatalı çekirdeğin geçmesine bile izin vermiyorlar. EN İYİ ESPRESSO NEREDE İÇİLİR? Bence Starbucks Cafe’de, bu işi ciddiye alıyorlar. Ben Nespresso makinesi kullanıyorum. Kafeinsiz de dahil 12 farklı kahve seçeneği olan kapsüllerde geliyorlar ve istisnasız her zaman kaplan rengi kalın köpüklü kahve içebiliyorsunuz. Ama Avrupa’da en iyi espresso nerede içilir diye sorarsanız, herhalde en iyisi İtalya Trieste’deki, aynı zamanda bir laboratuvar olarak tasarlanmış olan Cafeilly adlı kahvehanede derim. Filtre kahvenin püf noktaları - Makinanız kağıt filtreli ise beyazlatılmamış kağıt filtre kullanın. - Kağıt filtereye kahve koymadan önce makinayı kısa bir süre boşa çalıştırıp, süzülen suyu atın. - Filtrenin en dibinde kalan su süzülmeden kahveyi alın. - Kahveyi fincanlara koymadan önce karıştırın.
__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' |
Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti |
17.06.2015, 00:02 | #18 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Kahvenin Kalbe Etkisi Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Doktorlar özellikle kalp hastalarının sınırlı miktarda kahve içmelerini tavsiye ediyor. Kahvenin Tansiyona Etkisi 2003 yılında Edinburgh Üniversitesi uzmanlarının yaptığı bir araştırmayla, kahvenin tansiyona olan etkisiyle ilgili görüşler yeni bir ivme kazandı. Düzenli olarak günde dörtbeş bardak kahve içenler üzerinde yapılan araştırmalarda kandaki basınç, yani tansiyon hızla yükseldi. Yapılan testlerde, yüksek miktarda kahve tüketiminin tansiyonu hızla yükselttiği görüldü. Kahvenin Mideye Etkisi Kahve, ülser gibi mide rahatsızlıklarına neden olmasa da, bu hastalıkların varlığında kötüleşmesini tetikliyor. Kahve, midenin asit salgılamasını uyarıyor. Kahvenin Şeker Hastalığına Etkisi Bu sene açıklanan iki raporda; kafeinin Tip 2 şeker hastalığı üzerindeki etkileriyle ilgili olarak farklı görüşlere yer verildi. Amerika'da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle birlikte tüketilen kahvenin şeker hastalığını olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. İngiltere ise, yapılan bu araştırmanın yetersiz olduğunu ve Tip 2 şeker hastalığının kahveden olumsuz yönde etkilenmediğini açıkladı. Uzmanlar kahvenin içindeki kafeinin değil, minerallerin şeker hastalığına karşı koruyucu bir etkisi olduğunu savunuyorlar. Kahvenin Vücutta Su kaybı Yaratması Uzmanların bir kısmı kahvenin vücutta sıvı kaybına neden olduğunu savunurken, bir kısmı da bu kaybın önemsiz derecede az olduğunu savunuyorlar. Kahvenin Migrene Etkisi Kahve uzun zamanlardan beri migreni tetikleyen uyarıcıların başında sayılıyor. Kahvenin bileşenlerinin beyinde bulunan kan hücrelerini tetikleyerek migrene neden olduğu, araştırmalarda görülüyor. Kahvenin Vitamin ve mineral kaybı yaratması Kafein, vücudun demir ve diğer besinleri emmesini engelliyor. Ayrıca, kalsiyumun idrar ile vücuttan atılmasına neden oluyor. Bu da osteoporoz (kemik erimesi) riskini artırıyor. Kahvenin Doğurganlığa Etkisi Kafeinin doğurganlığı olumsuz yönde etkilediği biliniyor. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltıyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor. Bu konuda çarpıcı bir başka sonuç ise, Brezilya'dan geliyor. Brezilya'da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda, her gün düzenli olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha güçlü spermleri olduğu kanıtlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu savunan uzmanlar, bunun merkezi sinir sisteminde de aynı etkiyi gösterdiğini iddia ediyorlar. Kahvenin Hamileliğe Etkisi Kafeinin anne karnındaki bebeğe zararlı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadınların günlük kafein tüketme sınırlarının 300 mg olduğunu belirtiyorlar. Türk Kahvesinin Yararları ABD`nin Scranton Üniversitesi`nden bir grup bilim adamı, kahvenin, yaşlanmayı geciktiren, kanseri önleyen anti-oksidan olarak zengini olduğunu keşfetti. Söz konusu kahve, Türk usulü pişirilen kahve... Araştırmayı yapan Scranton Üniversitesi`nden Prof. Joe Vinson, `Anti-oksidanların birincil kaynağı kahve. Diğer besinler de de var. Ancak kahvedeki anti-oksidan maddeler açık arayla hepsini geçiyor` diyor. Kahvenin karaciğer ve bağırsak kanseri, Tip 2 diyabet ve Parkinson hastalığı riskini azalttığı bir süredir konuşuluyordu. Kahvedeki yüksek anti-oksidan özellik, bu etkilerin bir kısmını açıklıyor. Ancak araştırmayı yapan doktorlar şu uyarıda bulunmayı ihmal etmiyor: `Günde bir-iki kahveyi aşmayın.`
__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' |
Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti |
17.06.2015, 00:08 | #19 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Kahveli Kek
Hazırlanışı bakımından oldukça pratik ve lezzetli bir kek tarifi. Kahveli Kek için Gereken Malzemeler 3 adet yumurta 1 bardak şeker 1 fincan süt 1 bardak sıvıyağ 2 kaşık kırık fındık 3 kaşık kahve 1 paket kabartma tozu Un Kahveli Kek Hazırlanışı Unu eleyin kabartma tozuyla karıştırın. Yumurta, şeker, sıvıyağ, süt ve kahveyi mixerde 5 dk. çırpın. Unu ekleyerek tahta kaşıkla iyice karıştırın. Malzemeyi yağlanmış kalıba aktarın, fındığı serpin. 170C de 30 dk. pişirin. Kahveli Dilimler Tatlısı Kahvenin kendisini pek sevmeyen ama kahve aromasında tatlara bayılanlar için güzel bir alternatif... Kahveli Dilimler Tatlısı Malzemeleri - 2 çorba kaşığı margarin - 12 dilim tost ekmeği - 3 adet yumurta - 2 su bardağı süt - 4 çorba kaşığı nescafe - 4 çorba kaşığı kakao - 1 tatlı kaşığı rendelenmiş limon kabuğu - 200 gr. sütsüz çikolata Kahveli Dilimler Tatlısı Hazırlanışı Ekmek dilimlerinin üzerine margarini sürelim. Yarısını hafifçe yağlanmış kare şeklinde bir cam tepsiye dizelim. Derin ve geniş bir kapta yumurtaları iyice çırpalım. 2 su bardağı sütü, 4 çorba kaşığı nescafeyi, 4 çorba kaşığı kakaoyu, 1 tatlı kaşığı rendelenmiş limon kabuğunu ve yarım su bardağı şekeri ekleyelim. Şeker, nescafe ve kakao eriyene kadar iyice karıştıralım. Ekmek dilimlerinin üzerine bu karışımın yarısını dökelim. Süzsüz çikolata parçalarını çok küçük keselim. Yarısını ekmek dilimlerinin üzerine serpelim. Diğer ekmek dilimleri üzerine dizelim. Kalan nescafeli sosu döküp, çikolata parçalarını da serpelim. Üzerini alüminyum folyo ile kapatalım. Cam tepsiyi içi su dolu başka bir kabın içine oturtalım. Orta ısılı fırında ekmek dilimleri kahveli sosu çekene dek pişirelim. Dilerseniz üzerine rendelenmiş sütsüz çikolata serperek, servis yapalım. Dikkat: Tatlıyı hazırladıktan sonra mutlaka içi su dolu bir kabın içinde pişirmelisiniz. Kahveli Parfe "Gülriz' in Mutfağından" Kitabı' ndan denenmiş bir tarif bu. Tarifin aslı Nescafe ile yapılıyor ama evde nescafe bulundurmayanlar için Türk Kahvesi ile yapılabilir. Akşam yemeğinin üstüne kahve içmiş gibi oluyorsunuz. Kahveli Parfe için Gereken Malzemeler : - 1 paket krem şanti - 6 yumurta - 1 bardak süt - 3 tatlı kaşığı toz şeker - 3 tatlı kaşığı kahve - 2 paket vanilya Krem Şantiyi soğuk süt ile çırpıyorsunuz. 6 yumurtanın sarılarını önce ayrı bir kapta çırpıyor; şeker, kahve ve vanilyayı ekleyerek tekrar çırpıyorsunuz. Yumurta aklarını kar haline gelene kadar çırpıp, tüm malzemeyi karıştırıyorsunuz. Derin bir kaba önce naylon döşeyip sonra karışımı boşaltıyorsunuz. Dipfrize koyup donduruyorsunuz. Üstüne hazır çikolata sosu yapıp dökebilirsiniz. Siz isterseniz evde çikolata sosu yapıp da dökebilirsiniz. Gülriz Sururi, sosun sıcakken dökülmesi tavsiye ediyor. Yalnız bu durumda, elinizi çabuk tutmanız gerekiyor. Çünkü parfe kısa sürede eriyebilir. Alıntı
__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...'' |
17.06.2015, 00:59 | #20 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Kahve | Kahvenin Tarihi
Kahve bahane,konu şahane,hazırlayanların ellerine sağlık..
|
Maviş'in Mesajına Teşekkür Etti |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
kahve, kahvenin, tarihi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |