Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Yaşamı Tamamlayan Uğraşılar > Hayvanlar Alemi

Hayvanlar Alemi Gel kuçu kuçu...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 08.09.2015, 17:33   #11
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atlar | At'lar ve Tarihi | At Çeşitleri | At Resimleri

Atatürk; At sevgisi ve Gazi Koşusu



Atatürk ve At Sevgisi


Yıl 1918, Osmanlı Devleti’nin sonu gelmek üzere olan o karanlık günlerde Mustafa Kemal Paşa, Halep’te bulunuyor ve İstanbul’a gidecek parası yok bile yok. Tek varlığı zamanla edindiği, yetiştirdiği atlar ve kısraklardı. Tek çare bunları satmaktı. O denli sevdiği bu atlardan ayrılmak da güç geliyor ona. Ama satacak, para edecek başka hiçbir şeye sahip değildi.
Ömür boyu yaverliğini yaptığı Salih Bozok’a:
“Salih, bu atlardan birkaçını satıp da İstanbul’a gidebilirim” dedi. Salih Bey atları satma görevini üstleniyor, fakat tek bir alıcı bulamayacaktı. Subayların hiçbirinin durumu Mustafa Kemal Paşa’dan iyi değildi.
Halep’in hali vakti yerinde olan zenginlerin çoğu at meraklısıydı ama atları alsalar, seferberlik var, ülke savaşta ve ordu tüm hayvanlara el koyuyordu. Mustafa Kemal Paşa, tam bir çıkmaz ve çaresizlik içindeydi.
İşte tam da bu günlerde, 4. Ordu Komutanı Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Mustafa Kemal Paşa ile Halep’te buluşmuştur. Cemal Paşa’nın Mustafa Kemal’e eskiden beri sevgisi ve bağlılığı vardı. Birçok konuda da görüş birliği içindelerdi. Bir ara söz dönüp dolaşıp Mustafa Kemal Paşa’nın sıkıntı içinde olduğuna gelmiştir:
“Cemal Paşa, benim bazı cins at ve kısraklarım var. Bunları satmak ihtiyacındayım; isteklisi çıkmadı. Siz buranın eski komutanısınız, bana bir yol gösterir misiniz?” Dedi.
Cemal Paşa; “At ve kısraklarınızı önce veterinere muayene ettireyim. Diyarbakır'da iken, Alman ve Avusturyalılar, bu atlarla kısrakların önemli bir servet olduğunu söylediler, kıymetlerinden şüphe etmiyorum, ama öyle yapınız...”
Ve Cemal Paşa, tüm at ve kısrakları iki bin altına alıyor.
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’a gidebilmesi, “Kurtuluş Savaşı”na başlayabilmesi çok sevdiği, yıllardır edindiği, yetiştirdiği at ve kısraklarının sayesinde olmuştur.
Dahası, Cemal Paşa bu hayvanları sonradan beş bin altına satacak ve atların ve kısrakların değeri iki bin değil, beş bin altınmış diyerek aradaki üç bin altını Mustafa Kemal Paşa’ya gönderecektir. Ve yıllar sonra diyecektir ki:
“Bu para, yeni girişimlerimde bana destek olmuştur. Bunu belirtmeyi görev sayarım.”



Cemal Paşa


Mustafa Kemal Paşa, atlarından, kısraklarından ayrılması kuşkusuz onu çok üzmüştü. Çünkü atları o kadar çok seviyordu ki... Bir tutku idi at sevgisi onda. Onları okşarken elleri sevgi ile titrer gözleri parlardı. Onlarla konuşurdu da. Ve bu sevgi karşılıklıydı. Seyislerine huysuzluk yapan atlar onu karşılarında görünce hemen terslenmeyi keserlerdi. Nerdeyse çocukları sevdiğince severdi atlarını...
Ankara’da çiftliğindeki taylarından biri ruam hastalığına yakalanıp da öldürülmesi gerektiğinde, ellerine lastik eldivenler geçirerek tayı birkaç kez okşamadan öldürmelerine izin veremeyecek, hayvanı okşarken de gözyaşlarını tutamayacak ve ağzından şu sözler dökülecektir:
“Çocuğum olmadığında hikmet ve isabet varmış. Eğer bir evlat kaybetmek felaketine uğrasaydım kalbim bu elem ve kedere dayanamazdı.”
Atları onun arkadaşları gibiydi de.
“Bir arkadaş daha bizi terk ediyor bugün Sabiha...” Dediğinde acı içindeydi. Sabiha Gökçen birden irkilecek, o günlerde Gazi Paşa’nın yakınları arasında ölümcül bir hastalığa yakalanmış kim var diye belleğini zorlamıştır. Sabiha Hanım, çıkaramayınca da Gazi böylesine üzgün olduğuna göre ölümüne yandığı bu arkadaşının bilmediği ama mutlaka çok sevdiği biri olduğunu düşünürken içeriye Gazi’nin tabancasını elinde tutarak giren bir dosta onun:
“Durumu nasıl? Hiç umut yok mu?” Diye sorması karşısında şaşkınlığı daha artacaktı...
“Maalesef Paşam! Yok. Herkes elinden geleni yaptı. Böyle daha fazla acı çekmesine müsaade etmeseniz iyi olur... Bir şey daha söylemek isterim. Gözleri sanki sizi arar gibi...”
“Arar, arar ya... Atlar insanlardan daha hassas, daha vefakâr ve daha çıkar düşüncesinden uzaktırlar. Bunca yıl bana hizmet etti, bana yoldaşlık etti. O benim kokuma, ben onun kokusuna alıştık. Birbirimizin huyunu da iyi öğrendik. Yazık oldu hayvanıma...”
Evet, o çok sevdiği atlarından biri hastalanmıştı, umar da yoktu, vurulması gerekiyordu acısını dindirmek için. Ona karşı bu son görevi de sahibi yapmalıydı. Silahını aldı, ahıra doğru yürüdü. Gazi eğildi, mendili ile köpüklerini sildi, yelesini okşadı atının.
“Oğlum, oğlum! Şimdi bütün acıların dinecek!” Öptü onu birkaç kez.
“Sen mi beni arayacaksın, yoksa ben mi seni?”
Doğruldu, silahını hayvanın tam altına doğrulttu. Parmağı tetikte. Ama öyle kalakaldı. Bir yontu gibiydi. Ve birden gözlerinden yaşlar boşandı.
“Alın! Alın! Götürün hayvanı buradan! Çok uzaklara götürün. Acı çektirmeden ölmesini temin edin. Gerekirse iğne yaptırın. Uyutun, öyle vurun! Ben düşmanlarımı bile böyle vuramamışımdır! Bana bunu yaptırmayın...”
Gazi, uzunca bir süre ata binemeyecekti. Ve bir gün Çankaya’da sofrasında Gazi yaverlerine buyuruyor:
“İki gün önce bizim atlardan biri doğurdu. Alıp onları buraya getiriniz.” Konuklar, herkes şaşkın. Yaver, duraksıyor. Gazi’nin “Sevelim, görelim, okşayalım” sözleri şaşkınlığa, duraksamaya bir son veriyor. Çok geçmeden tay ve annesi Yıldız, bakıcıları Kerim’in yedeğinde şeref salonundaydı. Salonda ayakları kaymasın diye geçecekleri ve duracakları yerlere halılar, kilimler serilmiş. Gazi, onları ayrı ayrı sevmiş ve eliyle kesme şeker yedirmiştir.
Gazi, eşi Latife Hanım’a çok sevdiği atı “Sakarya”yı nişan hediyesi olarak, annesi Zübeyde Hanım ile İzmir’e göndermiştir ve bu at, boşanmadan sonra haraya getirilmiştir.


Latife hanım Atatürk'ün hediyesi Sakarya isimli atın üzerinde


Atatürk ve Gazi Koşusu

TJK Genel Sekreteri ve Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneği İkinci Başkanı Bahadır Gödek, Modern Türkiye’nin modern atçılığa geçişinin Büyük Atatürk’ün emir ve direktifleri ile gerçekleştiğini vurgulayarak, “Atatürk’ün kendi atları vardı ve çevresindeki insanların da yarışlarda koşacak atlar almasını sağladı. Derneğimizin bir numaralı üyesi İsmet İnönü’dür. Mareşal Fevzi Çakmak ve Celal Bayar da üyelerimiz arasındadır. Atatürk atçılığımızın geleceğini teminat altına almak için çok ciddi bir çevreye direktifler vererek onların Türk atçılığına sahip çıkmalarını sağlamıştır. Atatürk Ankara’yı başkent yaptığı zaman yaptırdığı yapıtlardan biri de Ankara Hipodromu’dur. Bu da Atatürk’ün Türk atçılığına verdiği büyük önemi gösterir. Atatürk, ‘At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır’ söyleviyle de atçılığın bugüne kadar yaşamasının yollarını açmıştır. Kendisini şükran ve minnetle anıyoruz. Gazi Koşusu’nda sadece Türkiye’de yetişen atlar koşabildiği için daha da önemlidir. Bu atlar arasındaki büyük bir seleksiyon sonucunda sadece 22 at bu yarışta koşmaya hak kazanır. Gazi koşularının hepsi birbirinden güzeldir. Her Gazi Koşusu’nu kazanan atta bir başka bir ayrıcalık vardır.
Gazi Koşusu'nun ev sahibi Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Behçet HOMURLU, Gazi Koşusu’nun kendilerinin en büyük yarışı olduğunu belirterek, “Tarımcı gözüyle hasat bayramımız, bağ bozumumuz. Çünkü yılda 100 (doğan tay miktarı yıllık 1000-1400 arasında değişmektedir) kadar at doğduğunu düşünürseniz bunlardan sadece 20 kadarı Gazi Koşusu’nda yer alacak. Yarışı kazanan atın sahibi değişecek, hepimizin atı olacak tarihteki yerini alacak. Gazi Koşusu bir atçının ulaşabileceği son noktadır. Ondan ötesi yok. Bütün atçıların rüyasıdır bu koşuyu kazanmak. Yarın bu gerçekleşecek ve binlerce atçıdan bir tanesinin bu rüyası gerçek olacak ve diğerleri gelecek yıllar için ümit etmeye devam edecek. Türk spor tarihinde hiç iptal olamayan iki tane faaliyet vardır. Biri Ankara’daki Atatürk anısına yapılan kros yarışması (bu yıl iptal edildi) diğeri ise Gazi Koşusu’dur. Bununla da iftihar ediyoruz. Türkiye’nin şartları ne olursa olsun Gazi Koşusu yapılmaya devam etmiştir. İnşallah Dünya oldukça Türkiye’de olacaktır ve Gazi Koşusu da olacaktır” dedi.
Ben de, bir Atatürkçü olarak at yetiştiriciliği yapmaktayım. Hedefim; en büyük koşu olan “Gazi Koşusu”nu kazanmaktır.
05 Şubat 2011
Sevgilerimle.

Cemal ÇAKIR
İşadamı
İzmir Platformu Yürütme Kurulu Üyesi

Kaynak
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 02.12.2015, 02:34   #12
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atlar | At'lar ve Tarihi | At Çeşitleri | At Resimleri

Çok asil hayvanlar

__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 29.12.2016, 22:17   #13
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atlar | At'lar ve Tarihi | At Çeşitleri | At Resimleri

Yılkı Atları












__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.01.2019, 22:10   #14
Çevrimdışı
Ekin
Başına Buyruk

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Atlar | At'lar ve Tarihi | At Çeşitleri | At Resimleri




Hollandanın Kömür Karası Atları : Friesian Atları




Dünyadaki at ırklarından eğitilmeye yatkın yaşam süreleri 25 - 30 yıl olan zeki ve çalışkan at ırklarının başında gelir.



Hollanda’nın en büyük gurur kaynağı olan Friesian Atları ülkenin tek Safkan at cinsidir. Friesian atı, Avrupa'nın kuzeybatısında bulunan Hollanda krallığının 12 eyaletinden biri olan Friesland' dan çıkmıştır. Friesian atları her zaman siyahtır. Vücuttaki veya bacaklardaki hiçbir beyaz işaret kabul edilemez. Hiçbir durumda Friesian atının kuyruğunun ve yelesinin kesilmesi hoş karşılanmaz.

Friesian atı, "Equus robustus" dan kalmadır. 16 - 17. Yüzyıllar boyunca belki daha da önce, Arap kanı, özellikle İspanya’da ki Endülüs atlarına doğru tanınmıştır. Friesian atı, safkan İngiliz atının etkilerinden bağımsız tutulmuştur. Son 2 yüzyıl boyunca safkan olarak üretilmiştir.



Atın, simsiyah rengi, uzun dalgalı yelesi ve kalın kuyruğu ile çok uzaklardan bile tanınabilecek bir görünümü vardır. Sevecen ve cana yakındırlar. Bu nedenle Friesian atları ile çalışmak ve yakın temas kurabilmek çok kolaydır. Bu atlar atlı spor dallarının birçoğunda kullanılmaktadırlar. Özellikle kendisini gösterdiği en önemli spor dalı dresajdır. Çalışkanlık, güçlü bir hafıza ve merak bu atlarda öğretilen her şeyi çabuk algılaması bu atlarda mükemmel sonuç alınmasını sağlamaktadır.

Boyun kıvrımı ve yüksek tırıs yürüyüşleri bu atların en önemli özelliklerinden biridir. 17. yüzyılda binicilik okullarında haut ecole çalışma sistemlerini genellikle Friesian ve İspanyol atları ile yapmaktaydılar. Bu sisteme göre tırıs yürüyüşü en kolay bu atlarla yapılmaktadır. Bu dönemde araba koşumunda da kullanılmaya başlayan Friesian atları, 18. Ve 19.yüzyılda Avrupa daha az kullanılmaya başlanmıştır. Büyük olasılıkla Fransız İhtilali sonrası soylu sınıfın ayrıcalığının kaldırılması ile gelişen olaylar nedeniyle bu atların kullanımı azalmıştır.

Oldenburg, Norfolk, Amerikan koşu atları v.b.gibi ırkların ıslahında kullanılan Friesian atları oldukça yüksek atlardır. Cidago yükseklikleri 158 - 165 cm ve üzerinde bulunmaktadır. Güçlü görünümlü, uzun bacaklı, geniş gövdeli, sırtı uzun, büyük kafalı, çok güzel bir boyun kıvrımı bulunan bur ırkın uzun kulakları vardır. En büyük özelliklerinden biri de toynaklarının üzerinde, kuyruk ve yelesinde uzun ve kalın tüylerinin bulunmasıdır. Friesian atlarının iki tipi vardır. İlki daha ağır ve iri yapılı olan Barok tipi olup diğeri ise daha popüler olan Spor tipidir.



Kaynak
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Ekin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
at çeşitleri, at resimleri, at tarihi, atlar, atların geçmişi, Çeşitleri, en cins atlar, en güzel atlar, resimleri, tarihi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 23:19.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.