Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Yaşamı Tamamlayan Uğraşılar > Bağ, Bahçe, Çiçek, Ağaç

Bağ, Bahçe, Çiçek, Ağaç Ağaçları, çiçekleri sevelim, koruyalım


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 28.12.2010, 22:15   #1
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Lale (Tulipa)








Lale(Tulipa)






Lale (Tulipa), zambakgiller (Liliaceae) familyasından Tulipa cinsini oluşturan güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitkitürlerinin ortak adı.




Soğanlarının üzerinde zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağıKırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir. vardır. Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bazen ikidir. Çiçek parçaları altılıdır.





Bu bitkinin Rusya ile Çin arasında yer alan Tien Şan dağları ile Pamir dağları arasında ortaya çıktığı kabul ediliyor. Lalenin ikinci doğum merkeziyse Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalan Transkafkasya bölgesi. Ülkemiz de bu ikinci grubun arasında yer alarak lalenin önemli doğum merkezlerinden birisi olarak kabul ediliyor. Bu bölgelerin dışında lale Balkanlar, İspanya, Portekiz, İtalya, İsviçre ve Fransa'da doğal olarak yetişiyor. Türkiye'deyse lalenin yabani olarak yaşayan 14 türü bulunuyor. Bu türlerden parlak kırmızı renkli Tulipa armena ve T. julia’nın doğum yerinin Anadolu olduğu kabul ediliyor. Bu iki tür özellikle Erzurum, Tortum, Hoşap ve Van çevresinde doğal olarak yayılış gösteriyor. Bugün İstanbul'un ünlü semtlerinden olan Laleli, adını o dönemde bölgede yer alan lale bahçelerinden alırken, Erzurum yakınlarında Kayseri ve Sivas arasında yer alan Laleli geçidi de, adını o bölgede yetişen lalelerden alıyor.





Lalelerin doğal yetişme ortamlarına bakacak olursak bu bitkiler her zaman dağlık bölgeleri tercih ediyorlar. Özellikle yüksek rakımlarda yaşayan laleler, kışı karın artında geçirerek aşırı soğuklardan kendilerini koruyorlar.

Ancak Hollanda'da yapılan melezleme çalışmaları sonucunda bugün sayıları 5500'ü aşan lalelerin kültür varyeteleri hemen her türlü ortamda yetişebiliyor.


Genellikle 2-8 yapraklı olan laleler 10-30 cm boylarında olup uzun bir sap üstünde yer alan çanak şeklindeki çiçekleri, mart-mayıs arasında açıyor. Çiçek örtüsü 6 parçalı ve serbest olup, sarı, kırmızı veya beyaz renkli. Her bir parçanın dip kısmında genellikle koyu renkli olan bir leke bulunuyor. Ancak kültüre alınan varyeteleri hemen hemen her renkte ve çeşitli desenlerde olabiliyor. Erkek organları koyu renkli ve 6 adet. Soğan üzerindeki kabuk, derimsi ya da zar biçimde. Kabuğun iç kısmı sık ya da seyrek tüylü veya çıplak.



Bugün Hollanda'nın rüzgar değirmenleri ve tahta ayakkabılardan sonra üçüncü simgesi olan laleler, Hollanda topraklarının yaklaşık dörtte birinde yetiştiriliyor. Bu büyük miktarda üretim sonucunda her yıl yaklaşık 3 milyar lale soğanı üretiliyor ve bunun 2 milyarı diğer ülkelere ihraç ediliyor. Hollanda lalelerini alan ülkelerin başında ABD, Japonya ve Almanya geliyor. Ülkemizdeyse laleler son yıllarda önemini yitirmiş durumda ve doğal alanların tahrip edilmesi sonucunda sayıları hızla azalmakta. Laleyi dünyaya tanıtan bir ulus olarak, onların doğal ırklarını koruyup gelecek nesillerin de onları tanımasını sağlamamız gerekiyor.



16'ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafindan Hollanda Kralı'na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalılar'ı ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalılar'ı hayranlık içinde bırakmışlardır. Ayrıca Avrupa'da Tülbent Lalesi zaman içinde Tulip daha sonra Tulipa'ya dönüşmüştür. Böylece günümüze kadar dünya'nın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur.






Lalenin Fiziksel Yapısı Ve Anavatanı




Lâle zambakgiller familyasından, yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte, alacalı bir süs bitkisidir.Çiçeklerin parlak renkli, hemen hemen bir birine eşit olan altı taç yaprağı vardır.Ayrıca çok tohumlu bir bitki olup, kapsül yapısında meyveleri vardır.



Lâlenin anavatanın Orta Asya olduğu yaygın bir görüştür. Beşir Ayvazoğlu Lâlenin Türkistan’ın bozkırlarında yabani bir çiçek olarak uç verip, Bulgar Türkleriyle İdil boyuna, Timuroğulları ile Hint’e, Selçuklularla İran’a ve Anadolu’ya geldiğini savunmaktadır. Lâleye yabani olarak Akdeniz’in kuzey kıyıları ve Japonya’da da rastlanmaktadır.



Çiçek kültürü Türkler de oldukça gelişmiş olup, lâlenin bu kültürde özel bir yeri vardır.Ayrı bir öneme sahip olan lâle motifi, tarihi kaynaklardaki örneklerden de anlaşılacağı üzere ilk olarak Orta Asya’da ortaya çıkmıştır. Sanat tarihçilerinin büyük bir kısmı Orta Asya sanatında veya 16. yüzyıla gelinceye kadar Türk sanatı süslemelerinde lâleden bahsetmezler. Lâle form benzerliğinden dolayı palmet grubu içerisinde değerlendirilir.





Hun sanatına ait bilgilerin büyük çoğunluğunda ve kurganlarda çıkarılan buluntularda lâle motifinin yoğun bir şekilde kullanıldığı süs eşyalarına ve aksesuarlara rastlanmıştır. M.Ö. 5. ve 6. yüzyıllarla tarihlendirilen 1.Pazırık Kurganı’nda bulunan at koşum takımına ait ahşap malzemelerin ve eğer için kullanılan deriden kesilmiş parçaların, lâleye ait palmet motifleri olduğu görülmektedir. Uygurlar dönemi ile ilgili bir mezardan çıkarılan ipek kumaş üzerinde de lâle motifleri net bir şekilde görülmektedir.










__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.12.2010, 22:33   #2
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Kültürel Açıdan Lale




Lale özellikle doğu kültür ve mitolojilerinde özel bir yere sahiptir. Edebi eserlerde sıkça kullanılmasının yanı sıra mitolojilerde de lalenin ortaya çıkışına dair farklı ve çok çeşitli hikâyeler bulunmaktadır. Bunların en ünlüsü ve özellikle doğu edebiyatında en sık kullanılanı Pers mitolojisindeki lalenin kökeni söylencesidir. Bu söylenceye göre yaprağın üstündeki bir çiğ tanesine yıldırım düşmüş, böylece çiğ tanesi ve yaprak alev almıştır. Daha sonra donarlar ve lale meydana gelir. Bu hikâyeden yola çıkarak, lale çiçeğinin ortasındaki koyuluğun bu yanma işleminin sonucu olduğuna inanılırdı.




Lalenin Avrupa Macerası




Anadolu’da 13. yüzyıldan beri lâle yaygın olarak motiflerde kullanılıyordu.Bu dönemde Roma ve Bizans’ın nedense bu çiçekle hiç ilgilenmemiştir.Avrupalı yazarlar ilk dönemlerde lâleyi tanımadıklarında bu çiçeği, bir çeşit zambak (lilium) olarak kabul etmiş ve bu düşünüşe göre isimlendirme yapmışlardır. P. Bellon “Lils Rouges” (kırmızı zambak), C. Clusius “lilionarcissus” (nergizzambağı),A. Toderini ise “Lys Sanguins” (KanRrenkli Zambak) isimlerini kullanmışladır.Bugün Avrupa ülkelerinde lâle için kullanılan Tulip veya Tulipe kelimesinin aslı O. G. Busbecq hatıratında Türklerin bu bitkiye “Tulipan” ismini verdiklerini yazmıştır.S. W. Murray bu ismin Türklerin başlarına sardıkları “tülbent”ile ilgili olduğunu, O. G. Busbecq ile tercümanı arasında meydana gelen bir yanlışlık sonucu ortaya çıktığını kaydetmektedir.





Lâlenin Türkiye’den Avrupa’ya hangi tarihte götürüldüğü kesin olarak bilinmemektedir.Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Kanuni Sultan Süleyman nezdindeki büyükelçisi Ogier Ghislain de Busbeck 1554 yılında geldiği İstanbul’dan Avusturya’da yaşayan dostu Carolus Clusius’a lale soğanları gönderdiği sanılmaktadır.Daha sonra Hollanda’ya giderek Leiden Üniversitesi’nde göreve başlayan Clusius, bu ülkelerde laleyi ilk yetiştiren ve lâle endüstrisini kuran kişi olarak bilinmektedir.Ancak Avrupa’da lâle merakının daha da önce başladığına dair kayıtlar da vardır.B. Belon adlı bir Fransız hekimi 1549’da çıktığı Yakındoğu seyahati sırasında İstanbul’a da uğramış ve hatıratında kırmızı zambak diye söz ettiği lâle çiçeğinin soğanlarından edinmek için bir çok yabancının gemilerle İstanbul’a geldiğinden söz ermiştir.Lâleyi Avrupa’da meşhur ettiğini iddia eden Conrad Genser de bu çiçeği ilk defa 1559 yılında, Ausburg’da , ender egzotikler koleksiyonuyla şöhret kazanan Newart’ın bahçesinde gördüğünü ona da soğanların İstanbul’da ki bir dostu tarafından gönderildiğini söyler.





14. yüzyılın ortalarında Avrupa’ya giden lâle, özellikle Hollanda ve Almanya’da aranan bir meta haline gelmişti. Lâle merakı bir ara kelimenin tam manasıyla çılgınlık haline gelmişti.Charles Mackay’ın “Tuliptomania” adındaki makalesi bu konu hakkında çarpıcı bilgiler sunmaktadır.Bu dönemde bir lale soğanına bütün servetini yatıranlar vardı.Schinler 1922’de yazdığı bir eserde, “Bir lale soğanın 9000 altın Mark’a satıldığı olmuştur” diyor, üstelik lale devrinden çok önceki yıllarda,“Naibi Krali” adındaki bir lalenin soğanı için şunları verdiğini söylüyor:

“2 araba yulaf, 4 araba arpa, 4 semiz öküz, 12 semiz koyun, 8 semiz domuz, 2 fıçı şarap, 4 fıçı bira, 2 fıçı tereyağı, 50 kilo peynir, 1 karyola, 1 kat elbise, 1 de gümüş vazo.1636 yılında nadir türlere talep artmış ve bunların satışlarını gerçekleştirmek üzere Amsterdam, Roterdam ve Leiden gibi şehirlerdeki borsalarda düzenli pazarlar kurulmuştu.İş zamanla öyle bir noktaya vardı ki, bazı tüccarlar, her türlü yola başvurarak fiyatlarda dalgalanmalar meydana getirmeye başladılar.Ne var ki çılgınlığın sonuna kadar böyle devam etmeyeceğini anlayan bazı tüccarlar, birden tavır değiştirerek yeni soğanlar almadıkları gibi ellerin de kilerini de yüksek fiyatlarla satmaya başlayınca işin rengi değişti ve başlayan büyük panik sonucunda lâle zengini bir çok büyük tüccar birden yoksullaşıverdi; Çılgınlık sona ermişti.




Lale Fiyat Endeksi



Avrupa’ya özellikle de Hollanda’ya giden lâle soğanları melezleme yoluyla, yeni türler elde edilerek Osmanlı İmparatorluğuna rakip bir durma gemiş, hatta Osmanlı İmparatorluğunda ki lâleciliği geçmiştir. Artık lâle Osmanlı Devletine Hollanda’dan getirilmeye başlamıştır.




El Sanatları Ve Çinide Lale



16. yüzyılın birinci yarısında ilk olarak kullanılmaya başlayan kırmızı renkle beraber, çinilerde lâle motifi görülmeye başlanmıştır ve yaygın olarak kullanılmıştır.



Bursa Şehzade Mustafa Türbesinde, Rüstem Paşa Camii, Ramazan Efendi Camii,Kula Kurşunlu Camii vb. yapılarda lâle motifi örnekleri taşıyan çiniler bulunmaktadır.



Seramikte de lâle, sümbül , karanfil ve gül motif olarak kullanılmıştır. Lâle motif olarak kumaşlarda da karşımıza çıkmaktadır.II. Süleyman’ın , Yavuz Sultan Selim, III. Murat’ın yalnızca lâle motifi kullanılmış kaftanları vardır.Aynı zamanda lâle motifi sultanların ayakkabılarında ve çizmelerinde de bulunuyordu.



Halı ve kilimlerde,cami , mescit, türbe,medrese,sebil ve okul gibi yapıların duvarlarına , her renkten lâle işlenmiştir. Özellikle Süleymaniye Camisinde bulunan Mimar Sinan’ın ters lâlesi bir aykırılığın simgesiydi.



Lâlenin Türkler için farklı bir değer taşımasının sebebi , göze hitap etmesi dışında , en çok yetiştirildiği dönemle ilgilidir. Saray ve saray çevresi yanında sırdan halkında ilgilendiği bu çiçek kelimenin tam anlamıyla “moda” halini almıştır.Aynı zamanda değeri gittikçe artan ve çeşitleri çoğaltılan bu çiçek ticari bir mal haline gelmiştir. Osmanlı günlük yaşamına da ayna tutan bu çiçek, şiirlere, fermanlara, hikayelere konu olmuştur.



















__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.12.2010, 22:53   #3
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Lale Soğanlarının Dikim Aralıkları






Küçük canlı çiçek soğanları birbirlerine oldukça yakın yaklaşık 10ar cm aralıklarla daha büyük canlı soğanlar ise yaklaşık 12-13 cm aralıklarla dikilebilirler. Çok daha belirgin bir renk cümbüşü yaratmak istenilirse soğanları daha yakın, hatta birbirlerine neredeyse değecek kadar yakında dikebilirsiniz.





Lale Soğanı Dikim Zamanı




Çiçek soğanları ilkbaharda çiçeklenen güz soğanları ve yazın çiçeklenen yaz soğanları olarak ikiye ayrılırlar. Güz soğanları yaşadığımız yerin iklim koşullarına bağlı olarak dikim zamanlarında farklılık gösterebilir. Soğuk iklime sahip yerlerde Eylül ile Kasım ayları arasında, ılıman iklime sahip olan yerlerde Ekim ile Ocak ayları arasında dikilebilirler. İlk dondan sonra toprağın rahatlıkla işlenebilir olması dikim için idealdir. Yaz soğanları ise Mart -Haziran ayları arasında dikilebilir. İklim soğuk ise yaza doğru, sıcak ise Mart ayından itibaren dikilebilirler.






Lale Soğanı



Lale soğanları türlerine bağlı olarak Eylül – Kasım aylarında dikimleri yapılır. Çiçeklenme zamanı olarak da yine türlere bağlı olarak Şubat – Mayıs aylarıdır.

Halen binlerce tür olmasına karşılık her yıl yeni varyeteler üretilmektedir. Bu konuda Hollanda gerek üretim gerekse ticaretinde söz sahibidir ve tekel durumundadır. Lale soğanlarının tüm varyetelerine bakıldığında orijinlerinin Orta Asya ve Ön Asya olduğu görülmektedir. Üretilen yeni melez türlerde; yeni renk tonları, yeni formlar, farklı çiçeklenme periyotları ve daha dayanıklı ve uzun süreli çiçek açabilecek özellikler geliştirilmektedir. Ancak ticari olarak piyasada bulunan müdahale edilmemiş türlerde ise en doğal halleri ile üretilmeye çalışılmaktadır.




Melez türlerdeki diğer bir özellikte ticari kaygılardan ötürü soğanların bir sonraki yıllarda üreme özelliği kilitlenmektedir Lale soğanları yumrulama şeklinde üremektedir. Bu şekilde mutasyona uğrayan lale soğanları müdahale edilmeksizin de mutasyona uğrayabilmekte kalitelerinde farklılıklar oluşabilmektedir.





Lale türleri çiçek açma periyotları, formları ve orijinleri göz önüne alınarak aşağıdaki türlerden bahsedebiliriz:

Erkenci laleler,
Duble çicekli erkenci laleler,
Darwin hybritleri,
Geç açan laleler,
Geç açan duble laleler,
Greigi laleleri (melez)
Parrot laleler,
Zambak tipi laleler.

Yukarıdaki türlere göre kullanılacak alanların özellikleri göz önüne alınarak temin edilir. Her türün kendine has özelliği vardır. Fiyat aralıkları da buna göre değişmektedir.






Lale Soğanlarının Dikileceği Mekanlar




Genellikle bahçenin herhangi bir yerine (güneşli, gölgeli, yarı gölgeli alanlar, bordürler, teraslar, çitlerin etrafı veya ağaç altlarına vb…) dikilebilirler. Boyları kısa olanları önlerinde görüntülerini kapatacak herhangi bir engel olmaksızın, uzun boylu soğanları ise duvar önlerine veya bordürlerin arka kısmına gelecek şekilde dikilmeleri önerilir.





Lale Soğanlarının Dikim Şekli



Soğanlarınızı dikmeye başlamadan önce birbirlerine uygun aralıklarla yere dizmeniz önerilir. Bir mala veya soğan dikim aleti yardımıyla toprakta uygun derinlikte çukur açtıktan sonra büyüme tarafları yukarı gelecek şekilde yerleştirilmelidir. Daha sonra delikler toprakla doldurulup hafifçe bastırılmalıdır.

Eğer çok miktarda soğan dikilecek ise tüm dikim alanını önceden kazarak dikime hazırlamak çok daha pratiktir. Daha sonra dikeceğiniz soğan ve yumruları uygun derinliklere, birbirlerine uygun aralıklarla topraktaki yerlerine yerleştirebilir ve delikleri açarken çıkarttığınız toprakla üzerini örtebilirsiniz.






Lale Soğanlarını Gübreleme




Genel olarak çiçek soğanları ayrıca bir gübrelemeye ihtiyaç göstermezler çünkü soğanlı bitkiler kendi gıda rezervlerini bünyelerinde depolarlar. Ancak daha uzun ömürlü ve daha zengin çiçeklenme için özel soğan gübresi ile çiçeklerinizin daha uzun ömürlü ve daha canlı renkli olmalarını sağlayabilirsiniz.




Eğer çiçek soğanlarınız birkaç yıl toprakta bırakılacaklarsa sonbaharda toprağın yavaş yarayışlı gübre ile beslenmesi önerilir. Bu ilave gıda soğanlarınızın gelecek ilkbaharda sağlıklı bir şekilde çiçeklenmeleri için gerekli gücü toplamasına yardımcı olur. Bu gübreleme her yıl tekrarlanmalıdır






Lale Soğanlarının Dikim Sonrası İhtiyaçları




Güz soğanlarının yapraklardan veya samandan oluşmuş koruyucu bir örtüye pek ihtiyaçları yoktur. Bununla birlikte eğer yaşadığınız bölge çok soğuk olup sürekli don yaşanıyorsa veya kış şartları çok şiddetliyse ve eğer soğanlarınız erken dikildiyse, ölü yapraklarla yada saman ile 10cm kalınlığındaki bir koruyucu tabaka soğanlarınızı donmaktan koruyacaktır.

Soğanların pek çoğu aynı zaman da “çok yıllık” bitkiler olduklarından toprakta yerlerinde bırakılabilirler ve böylece bir sonraki sene de çiçeklenecektir.



__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.12.2010, 23:20   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Elerine sağlık, teşekkürler Başakça...

* * *

Çiçekleri çok severim... Bu sene evde tek bir çiçek dahi yok... Seneye balkonları çiçeklerle bezerim artık...

Aklıma bir fikir geldi, biraz da LaLe dikeyim, birşeye kızınca gidip laleye çemkiririm...

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
11 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.12.2010, 23:22   #5
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Bir devire adını vermiş ve tüm dünyaya yayılmış olan çiçek: Lale

Evet o benim işte


Alıntı:
Lalenin Fiziksel Yapısı Ve
Anavatanı

Bunu çok araştırmana gerek yoktu Başakça, sorsaydın sana ben anlatırdım tüm fiziksel yapımı ve anavatanımı...



Ellerine sağlık, çok güzel anlatmışsın beni... ayy yani Laleyi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ReaL Mesajı göster
Elerine sağlık, teşekkürler Başakça...

* * *

Çiçekleri çok severim... Bu sene evde tek bir çiçek dahi yok... Seneye balkonları çiçeklerle bezerim artık...

Aklıma bir fikir geldi, biraz da LaLe dikeyim, birşeye kızınca gidip laleye çemkiririm...


Çiçeği rahat bırak bari, bana yeteri kadar çemkiriyorsun

  Alıntı ile Cevapla
12 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 29.12.2010, 15:57   #6
Çevrimdışı
diskopat
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Küçükken köyde kırmızı kırmızı lalelerin içinde koşar durardım Ama bunlar çok güzel enfes ya..Bütün lale familyasının çeteresini burda Sarı ve kırmızı olanlar dahada güzel
__________________
Bir kez olsun yastığa başını koyup, benim için
uykusuz kaldın mı hiç..
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz diskopat'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.11.2011, 14:49   #7
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)










































__________________
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.11.2011, 15:06   #8
Çevrimdışı
experella
Tam Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

İnsan koparmaya bile kıyamaz.Dalında çok güzel duruyor,toplu halde de muhteşem


Teşekkürler Emeğiniz için
__________________
Durma sende sal sensizliğini üstüme
Alıştım hiç işlenmemiş suçlar üstlenmeye...!



  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz experella'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.11.2011, 15:55   #9
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Canan, kenarları saçaklı laleyi ilk defa gördüm (resim 3,6 ve 7).


Senin de emeğine sağlık.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.11.2011, 16:34   #10
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Lale (Tulipa)

Çok türleri türedi Lale. Bordosu var bende sadece bir kök.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
tulipa


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 16:38.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.