Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Müzik > Grup ve Müzik Adamlarının Biyografileri > Ülkemiz Grup ve Müzik Adamları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 18.01.2021, 00:12   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Besteleriyle Konuşan Dev: Muammer Sun (1932 - 2021)






Muammer Sun (d. 15 Ekim 1932, Ankara - ö. 16 Ocak 2021, Ankara), Türk besteci ve müzik eğitimcisi.

Türkiye'nin üçüncü kuşak bestecilerindendir ve müzik politikasında 60'lı ve 70'li yıllarda etkili olmuş bir isimdir.

TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu ve TRT'nin müzik dairesinin kurucusudur.

Türkiye'de 166 çocuk ve gençlik korosu kurmuştur. Profesyonel, amatör ve genel müzik eğitimi için birçok kitap yazan Sun, eğitim müziği için yazdığı eserlerle müzik eğitiminde de önemli bir ekol haline gelmiştir. Dörtlü armoni anlayışıyla bestelenmiş piyano, oda müziği ve orkestra eserleri vardır. Yalın, ezginin ön planda olduğu, Anadolu toprağına dayalı müzikler üretti.



Hayatı



1932 yılında Ankara'nın Çubuk ilçesinin Yenice köyünde doğdu.Babası Şevket Bey, annesi Ümmiye Hanım'dır. Sun henüz çocukken aile Ankara'ya göç etti. Muammer Sun, köyde tarımla uğraşan, Ankara'da bekçilik yapan babasını beş yaşında kaybetti


İlkokulu Anafartalar İlkokulu'nda tamamladıktan sonra bir yıl sanat enstitüsüne devam etti. Okulu bırakıp berber çıraklığı gibi işlerde çalıştı. 1947'de Askerî Mızıka Okulu'na girdi. Kemal İlerici'den özel olarak türk musikîsinde makam bilgisi öğrendi. 1952 yılında ilk eseri sayılan okul marşını besteledi.

1953'te Ankara Devlet Konservatuvarı'na girdi ve burada Adnan Saygun'un öğrencisi oldu. Muzaffer Sarısözen ile halk müziği, Ruşen Kam ile klasik Türk müziği, Mithat Fenmen ile piyano, Hasan Ferit Alnar ile koro ve orkestra şefliği çalıştı. İleriki yıllarda ödüle layık görülen "Yurt Renkleri Birinci Defter" adlı eserini konservatuara girdiği yıl besteledi. 1956 yılında ise "Yurt Renkleri İkinci Defter"i, daha sonra ise "Yurt Renkleri Üçüncü Defter"i yazdı. 1955 yılında konservatuarda okurken, ilk eşi Meliha Hanım ile evlendi ve bu evlilikten dört çocuk sahibi oldu. 1960 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü'nden pekiyi derece ile mezun oldu.

Mezuniyetinden sonra Ankara, İzmir, İstanbul Devlet Konservatuvarlarında, GEE Müzik Bölümünde, Siyasal Bilimler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda, Ankara Radyosu'nda öğretmenlik yaptı. 1969 yılında, sanat kurumlarının temsilcisi olarak TRT Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.

TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu'nu ve TRT Müzik Dairesini kurdu. 1971'de TRT Kültür Sanat Ödülleri Sistemini (Murat Katoğlu ile birlikte) hazırladı, TRT'nin gerçekleştirmesini sağladı.

1968'de atandığı Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği sırasında, Çocuk ve Gençlik Koroları Yönetmeliği'ni hazırladı. Bütün Türkiye'de 166 çocuk ve gençlik korosu kuruldu. Koro şeflerine 1968-1969 yazlarında, Gazi Eğitim Müzik Bölümü öğretmenleriyle birlikte, iki kez yaz kursu düzenledi. Bu kurslara Gazi Müzik bölümü'nde 40, Sinop kursunda 80 olmak üzere 120 müzik öğretmeni katıldı. (166 koro, ödenekleri kesildiği için 1970'te kapatıldı. Bu korolar ve kurslara katılan müzik öğretmenleri, bugünkü Türkiye'de yaygınlaşan çocuk ve gençlik korolarının temelini oluşturdu.)

Sun, 1967 ve 1969'da, biri TRT adına; öteki de TRT ve ODTÜ adına, iki büyük folklor derlemesi düzenledi; kendisi de bu derlemelere uzman derleyici olarak katıldı.

1980 yılında İstanbul Devlet Konservatuvarı kompozisyon öğretmenliğine atandı; bu kurumdan 1982'de kendi isteği ile emekli oldu. 1986 yılında ikinci eşi ile evlendi ve 1987'de Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda kompozisyon öğretmenliğine devam etti. 1988'de doçent, 1999'da profesör ünvanını aldı.

Haccettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon bölümü öğretim üyeliğinden Ekim 1999'da emekli oldu. Eylül 2004'te Sun Yayınevi'ni kurdu ve müzikle ilgili yayınlar yaptı.

1973 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Yayını olarak basılan "Solfej kitabı, Muammer Sun'un Türk müzik eğitimine yaptığı en büyük katkı olarak değerlendirilir. Bu kitap, tonal, modal, makamsal, pentatonik, teksesli ve çift sesli parçaları ve temel müzik bilgilerini içerir.

Sun, TRT'nin yapımını üstlendiği Kurtuluş ve Cumhuriyet filmlerinin film müziklerini de yapmıştır.

16 Ocak 2021'de çoklu organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.



Yapıtları



Oda Müziği
  • Piyano için yatak
  • Keman Piyano için Üç Parça
  • Nihavent Longa
  • Söyleşi (solo viyola için)
  • Ses ve Piyano için Şarkılar
  • Yaylı Çalgılar Dördülü
  • Serpinti (Üflemeli çalgılar beşili) vb.
Kurumlar için müzikler
  • Atatürk Üniversitesi Marşı
  • Ankara Ü. Tıp Fakültesi Marşı
  • Çavuşoğlu Lisesi Marşı
  • Arı Lisesi Marşı
  • Şevket Evliyagil Lisesi Marşı
  • İlkokul Marşı
  • PTT Marşı
  • Karayolları Marşı
Bando ve korolar için marşlar
  • Biz Atatürk Gençleriyiz
  • Askeri mızıka okulu marşı



Kitaplar


  • Türkiye'nin Kültür - Müzik - Tiyatro Sorunları
  • Türk Kalarak Çağdaşlaşmak (M. Katoğlu ile)
  • Solfej 1
  • Solfej 2
  • Çocuklar ve Gençler için Şarkı Demeti
  • Kır Çiçekleri
  • Elli Yılın En Güzel Okul Şarkıları (llteriş Sun ile)
  • Çoksesli Türküler
  • Temel Müzik Eğitimi 1
  • Temel Müzik Eğitimi 6
  • Tonal Diziler ve Kadanslar
  • Türk Müziği Makam Dizileri
  • Koro Dağarcığı
  • Okul Öncesi Eğitimde Müzik
  • Okul Öncesi Eğitimde Oyun. (H.S.ile) ...
  • Ayrıca, eğitim müziği alanında, çocuklar ve gençler için bestelenmiş 100'den çok piyano eşlikli şarkı / türkü / marş...
CD
  • Ses ve Orkesra için Altı Türkü
(H. Şimşek, R. Tanrıkulu, Houngaraton)
  • Yurt Renkleri (Piyano için Dört Defter)
(Hande Dalkılıç, Kalan Müzik)
  • Cumhuriyet Film Müziği
(Gürer Aykal, Bilkent SO) Bilkent Yayını
  • Keman ve Piyano için Üç Parça (Jülide Yalçın - Dittgen -Yeşim Gökalp)
Şefik Kahramankaptan yayını





Ödülleri



  • 2010 - Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Vakıf Onur Ödülü Altın Madalyası
  • 2004 - Müzik Eğitimine Hizmet Ödülü
  • 1985 - TBMM Çocuk Şarkı Yarışması Birincilik Ödülü
  • 1985 - Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Gençlik Şarkısı Yarışması Birincilik ve Üçüncülük Ödülü
  • 1985 - Enka Gençlik Şarkısı Yarışması Üçüncülük ve Mansiyon
  • 1960 - TRT Orkestra Yapıtı Yarışması Birincilik Ödülü
Kaynak: Vikipedi

  Alıntı ile Cevapla
Eski 18.01.2021, 00:17   #2
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Besteleriyle Konuşan Dev: Muammer Sun (1932 - 2021)




Gözlerinden Yaşlar Akarak Bunları Söylemişti


Muammer Sun'u kaybettik.

Aklımızdan geçse yutkunamadığımız ihtimali gerçeklik olarak yaşıyor, yazıyoruz.

Bu acının da, bu kaybın Türkiye için büyüklüğünün de tarifi yok.

Bir yanardağ daha söndü...
Haberi aldığımız anda bedenimizde uyuşma, kafamızın içinde ürpertici bir uğultu…

Besteleriyle Konuşan Dev
Yeni kuşaklar çok bilmez, hatta onlara hayal gibi gelebilir ama, eskiden devlet kanalı devlet kanalıydı ve orada –özellikle özel günlerde- Cumhuriyet kazanımlarıyla simgeleşmiş eserler yayımlanırdı… “Payitaht Abdülhamit”in değil, “Abdülhamit Düşerken”in yayımlandığı eski Türkiye dönemi… İşte o eserlerin en simgeleşmiş olanı, senaryosunu Turgut Özakman’ın yazdığı “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” serileriydi… Döneminin en iyi oyuncu kadrosu ile hazırlanan o projelerin müziklerinde bir kişinin imzası vardı: Muammer Sun…

Muammer Sun’un kim olduğuna dair kısa bir ön bilgi bile; hem onun, hem de onu yetiştiren eğitim sisteminin derinliğini gözler önüne seriyor:

“1932’de Ankara’da doğan Muammer Sun, 1946’da Askeri Muzıka Okulu’nda müziğe başladı. 1953’te Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü’ne girip; Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi oldu.

Konservatuarda, Mithat Fenmen ile piyano, Hasan Ferit Alnar ile koro ve orkestra şefliği; Muzaffer Sarısözen ile Türk halk müziği, Ruşen Ferit Kam ile klasik Türk musikisi; ayrıca özel olarak Kemal İlerici ile Türk müziği makamlar sistemi ve armonisi konularında çalıştı.”

Alanının kurucu Baba
Yine onun hayatıyla devam edelim:

1960’ta, Ankara Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü İleri Yüksek Dönemi’nden Saygun’un öğrencisi olarak “pekiyi” dereceyle mezun oldu. Aynı yıl Ankara Devlet Konservatuarı’na öğretmen olarak atandı.

1975’te İzmir Devlet Konservatuarı’na, 1980’de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na, 1987’de Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na atandı. 1988’de doçent, 1993’te profesör oldu.

1999’da Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan emekli oldu. Devlet konservatuarlarında görevli olduğu süre içinde, koro, solfej, armoni, kontrpuan, füg, enstrümantasyon, orkestrasyon, modal müzik ve kompozisyon dersleri veren Sun’un pek çok eseri çeşitli yarışmalarda ödüller kazandı.

Mezuniyetinden sonra Ankara, İzmir, İstanbul Devlet Konservatuvarlarında, Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünde, Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda ve Ankara Radyosu'nda öğretmenlik yaptı.

1969 yılında, sanat kurumlarının temsilcisi olarak TRT Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu 'nu ve TRT Müzik Dairesini kurdu.1971'de Murat Katoğlu'yla birlikte TRT Kültür Sanat Ödülleri Sistemini hazırladı.

1968'de atandığı Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği sırasında, Çocuk ve Gençlik Koroları Yönetmeliği'ni hazırladı. Bütün Türkiye'de 166 çocuk ve gençlik korosu kuruldu. Koro şeflerine 1968 -1969 yazlarında, Gazi Eğitim Müzik Bölümü öğretmenleriyle birlikte, iki kez yaz kursu düzenledi. Bu kurslara Gazi Müzik Bölümü'nde 40, Sinop kursunda 80 olmak üzere 120 müzik öğretmeni katıldı. 166 koro, ödenekleri kesildiği için 1970'te kapatıldı. Bu korolar ve kurslara katılan müzik öğretmenleri, bugünkü Türkiye'de yaygınlaşan çocuk ve gençlik korolarının temelini oluşturdu.

Sun; 1967 ve 1969'da; biri TRT adına; öteki de TRT ve ODTÜ adına, iki büyük folklor derlemesi düzenledi; kendisi de bu derlemelere uzman derleyici olarak katıldı.

Haccettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü öğretim üyeliğinden Ekim 1999'da emekli oldu. Eylül 2004'te Sun Yayınevi'ni kurdu.

Muammer Sun, TRT'nin yapımını üstlendiği ve tarihsel olarak büyük önem taşıyan “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” filmlerinin müzikleri yazdı ve geniş kitlelere ulaştı.

Başta SCAMV(Sevda-Cenap And Müzik Vakfı) Onur Ödülü Altın Madalyası olmak üzere çok sayıda ödülün sahibiydi.

Unutmadığımız O Gün Bundan 6 yıl öncesiydi… Benim de kurucularından olduğum, Bağımsız ve Partilerüstü Kemalist gençlik oluşumu Üçüncü Yol olarak kafaya koyduk, Kurtuluş ve Cumhuriyet serilerinin müzikleriyle gönlümüzü fetheden o büyük insanı bulacağız… Bulacağız ve hem bize hem de Kemalist devrime katkılarından ötürü teşekkür edeceğiz…

Ekibimizdeki müzik öğretmeni bir arkadaşın ve yine ekibimiz üyesi, kumpas davalarda hapis yatan bir büyüğümüzün kızının sayesinde iletişim adresini bulduk, randevu aldık: 11 Eylül 2015, Cuma…

Görüşmeye biraz gecikmiştik ve Muammer Sun bizi beklemişti. Sohbete girdik, dinlemeye başladı bizi… Onun bize çok fazla vakit ayırmasını beklemiyorduk. 15-20 dakika bile olsa görmek, dinlemek yeterliydi. Tanımak için o sordu önce biz anlattık.. Bir an duraksadı, çünkü bizleri müzik bölümü öğrencileri sanmıştı… “Siz şimdi” dedi, “müzik bölümü öğrencileri değilsiniz de, bu eserlerimden dolayı ve ideolojik duyarlılığınızdan ötürü mü buraya geldiniz?” Biz “Evet” deyince de durdu, sigarasını yaktı ve “Demek ki yaptıklarımız boşa gitmemiş” deyip ağlamaya başladı…

O ağlayınca biz de ağladık… Hafif tebessümle “Sigarayı bugün keyifle içiyorum sayenizde” dedi ve sonra başladı anlatmaya… Turgut Özakman ile anılarını, onunla beraber TRT’de çalıştıkları dönem; birçok bürokratik engele rağmen doğu başta olmak üzere yüzlerce köy gezip, ortaokullarda kurdukları tiyatro gruplarını ve müzik gruplarını… Gözlerinden yaşlar boşalarak…

Tarihe tanıklık etmenin duygu yoğunluğundaydık… Hayranlığımız katlanmış, ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı bilemez olmuştuk… O da bizden çok etkilenmiş olmalıydı ki, o an orada bulunan iki konservatuar öğrencisini çağırmış, “Siz de dinleyin, bu çocuklar çok enteresan şeylerden bahsediyor” demişti…




Batı Cephesini Karış Karış Gezdi
Düşünülenin aksine saatlerce sürdü sohbet… “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” dizi müziklerini nasıl yaptığını anlattı, yine tarifsiz bir duygu yoğunluğuyla ve yaşayarak… O zaman öğrenmiştik, kendisinin de müzikleri yapmadan önce tıpkı Turgut Özakman gibi tüm Batı Cephesini köy köy gezdiğini… Çobanların hikayelerini dinlediğini…

Sağlık durumu çok iyi değildi, biz de onu hep uzaktan sevdik, uzaktan dinledik… Rahatsız etmek istemedik. Yıllar geçti… Aralık 2020… Cumhuriyet Kitapları olarak İlhan Selçuk’un Yüzbaşı Selahattin’in Romanı’nı yıllar sonra yeniden basacaktık. Güzel bir video hazırlamalı dediğimizde gönlümüzden geçen müzikler elbette ki onun eserleriydi… Aradık ve çok mutlu oldu… Yine plan dışı uzun uzun konuştuk… Önce ben, sonra hem Üçüncü Yol hem de Cumhuriyet Kitapları'ndan dava arkadaşım Mehmet Aman… Sonra yine ben…

“Bozkırın Sesi” eserinin hikayesini sordum… Eseri 2-3 günde tamamladığını anlattı… Sonra aklındaki sanatçıya “Bu notalara çıkabilir misin” dediğini, “evet” yanıtını aldığını… Sonrasında yanındaki yabancı bir yapımcının “Bu eseri mikrofona hapsedemeyiz” demesiyle kaydın Bilkent’in özel salonunda ve vokalin yüksel bir yerden söylemesiyle alındığını… Müzikleri kullanmak istediğimizi belirttiğimizde, telifin bir şirkette olduğunu belirtti ama sonra da ekledi, “Vereceğim numarayı arayın, benim adımı ve yönlendirdiğimi söyleyin, müzikleri kullanın…”

Yine çok uzun konuşmuştuk, hastaydı, sesinden belli oluyordu… Görme ve yürüme zorluğu çekiyordu… Buna rağmen üretmek istiyor ama bedeni buna izin vermiyordu…

Bu durumun onda yarattığı ıstırap çok keskindi, içine hapsedilecek türden değildi, belli etmemeye çalışsa da…

Hocam demiştim, sizin yanınıza gelen gençler sizi her gün dinliyor ve birçoğu şu an Cumhuriyet’te… Yürüdüğümüz yolda sizin motivasyonunuz tartışmasız… Duygulanmış, gururlanmış ve “bana moral oldunuz çocuklar, çok sağ olun” demişti… Sohbet sırasında hayatının yazılması konusu açılınca da bu konudaki çalışmadan bahsetmişti…

“O kitapları şartlarım izin verse bizzat kendim kargolamak isterim ama pek mümkün değil, ancak yollatacağım” deyince ne yapacağımı bilememiştim… Bunu düşünmesi bile yetmişti…

Onun özel izniyle eserlerini kullandık… Plandığımız tanıtım videosunu da Mehmet Aman’la yaptık, onun eserini kullanarak… Yüzbaşı Selahattin’in, İlhan Selçuk’un ve Cumhuriyet’i kuran kadroların ruhu onun eşsiz müziğinde birleşti…

Her Durumda Naif, Adanmış ve Çalışkan
Üstünden iki üç hafta geçti ve 11 Ocak Pazartesi günü telefonum çaldı, tanımadığım bir hanımefendi kendisini tanıttı ve ekledi, “Çağdaş Bey iyi günler, ben Sun Yayıncılık’tan arıyorum, Muammer Sun Beyefendi size kitap göndermek istiyor, bana adres verebilir misiniz?”

Sağlık durumuna rağmen unutmamış, ertelememişti… 2 gün sonrasında kargo geldi… Alıcı yerinde adım, gönderici yerinde ise Muammer Sun yazıyordu… O kadar heyecanlandım ki kargo paketini bile açamamıştım.

Üç gün sonra, bugün, telefonum çaldı, arayan Mehmet Aman’dı, iş içindir diye düşünüp açtığımda abi dedi, devamını getiremedi önce. Ne oldu dedim, abi söylemek istemedim ama zaten duyarsın başka bir yerden, bari benden duy, Muammer Sun’u kaybetmişiz dedi… Önce şok hali, sonrası uyuşma ve uğultu…

15 dakika sonra kıymetli bir büyüğüm mesaj attı ve yazdığı üç cümle, Muammer Sun’un insanlardaki yerini anlatıyordu:

“Çok üzgünüm Çağdaşım, çok… Oğlum, ağlama baba diye teselli ediyor… Daha dün oğluma ninni diye dinlettim…”

Müziğiyle İnsanların Gönlüne Girdi
Bu mesajı yutkunarak okuyunca, aklıma Muammer Sun’un kendi sözleri geldi:

“Ben müzikle ilgili olmayan bir aileden geldim. Bir müzik okuluna girdim. Yeteneğim çıktı ortaya, çalıştım da, sevdim de işimi. Benim gibi Türkiye’de müziğe yetenekli olup da henüz müziğe yönelmemiş milyonlarca insan vardır diye düşündüm. Müzik ve sahne sanatları ile ilgili yeni bir düzen kurulmasını istedim. Bunun için yazılar yazdım, mücadele ettim. Kendi maceramı imkanı olmayan milyonlarca çocuğun macerası yapmak istedim.

Büyük çocuğumun yaş günüydü. Ona hediye alacak param yoktu. Şarkı yazdım. ‘Yeni yılın, yeni yaşın kutlu olsun’ diye başlayan bir şarkı… Sonra sevdim çocuk şarkısı yazmayı. Birçok çocuk şarkısı yazdım. Bütün çocuklar mutlu olsunlar istedim. Şarkıların hepsi de çocuklara sevinç verecek, mutluluk verecek ve pek çok kimse öğrenince benim çocuk şarkılarımı, biz sizin şarkılarınızla büyüdük diyorlar. Hoşuma gidiyor sizin müziğinizle büyüdük denilmesi. Ben de zaten insanların hayatına müzikle girmek istiyordum.”

Ondan gelen kargoyu, heyecanımı yendiğimde açar, sonra da arayıp teşekkür ederim derim demiştim… Olmadı… Kargo paketini halen açamadım… İçimde, muhtemelen ondan gelen son kargo paketine sahip olmanın hüzünlü gururu, son kez arayıp teşekkür edememenin tahrip gücü yüksek burukluğu…

Muammer Sun'u kaybettik.
Aklımızdan geçse yutkunamadığımız ihtimali gerçeklik olarak yaşıyor, yazıyoruz.

Bu acının da, bu kaybın Türkiye için büyüklüğünün de tarifi yok.

Bir yanardağ daha söndü...
Haberi aldığımız anda bedenimizde uyuşma, kafamızın içinde ürpertici bir uğultu…

Ama biliyoruz, o yanardağ sönse de izleri kalacak, Türk insanına ninni olarak, marş olarak, film müziği olarak bizlere yoldaşlık yapacak…

Çağdaş Bayraktar
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
1932, 2021, besteleriyle, konuşan, muammer


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:29.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.