Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Peruz Terzakyan | Kanto
Döneminin en meşhur ve beğenilen kantocularındandır. ‘Afet-i Devran Peruz’ adıyla da tanınır. Ermeni kökenli kantocu kantolarını hem bestelemiş, hem de icra etmiştir. Sadi Yaver Ataman, tüm kanto söz ve bestelerinin kendisine ait olduğunu ancak notaya alanın Muzıka-î Humayun’dan bir hayranının olduğunu belirtmiştir.(Ataman, 1997: 271). “1870 yıllarında şarkı söylemeye başlamış, 1910 yılına kadar sahnelere çıkmıştır” (Koz, 1997: 152). ‘Sahne-i Alem’ adında bir tiyatro topluluğu kurmuştur.
Küçük Virjin, Viyolet, Flora, Amelya ve Peruz bu topluluğun kantocuları arasındadır. Ahmet Rasim’in dönemin atmosferiyle ilgili sıkça gözlemlerine yer verdiği Fuhş-i Atik adlı kitabında Peruz’un gözleri, göz kapakları, ağzı, burnu, tavrı, davranışı, sevecen bakışı, şarkıları ve sesiyle diğer kantoculara göre daha çekici, takdire değer ve samimi olduğundan söz eder. Rasim’in ifadesine göre Peruz’un daha cilveli, yetenekli, daha dostça bir görünüşü vardır. Bu sebeple de tiyatronun önkoltukları hiçbir zaman boş kalmamıştır ve kantoları okumasının ardından seyirciler loca, ve sandalyelerden sahneye çiçekler, mektuplar ve buketler fırlatmıştır (Rasim, 1987: 100-101).
Metin And, Peruz’un makyajı ve kostümünden şu şekilde bahsetmiştir:
“Kaşta gözde bol rastık ve sürme, başta arkaya dökülmüş saç......Sırtında göğüs ve kolları dekolte, dizkapağa boyda yavru-ağzı, kanarya sarısı, camgöbeği veya filizi, rengarenk pullu, yanar döner kemerli bol saçaklı fistan. Çiğpembe çorap, pomponlu ve sırmalı iskarpinler... ” (And, 1964: 37).Metin And, Peruz’un ilk kantolarının isimlerini “Yuma, ah yuma seydi” ve “Kalbi viranım yanıyor yok bana rahmedecek” olarak vermektedir (1964: 37).
Bunun dışında “‘Niçin beni’ (uşşak), ‘Eyvah canan’ (hicaz), ‘Bir yar sevdim’ (karcıgar), ‘Yeter artık’ (hicaz)” Ruhi Ayangil’in ismini verdiği kantolar arasındadır (Ayangil, 1994: 420). Nuhbe-i Elhan Kantoları’nda Peruz’a ait 10 kanto bulunmaktadır.
Metin And, Peruz’un makyajı ve kostümünden şu şekilde bahsetmiştir:
“Kaşta gözde bol rastık ve sürme, başta arkaya dökülmüş saç...... Sırtında göğüs ve kolları dekolte, dizkapağa boyda yavruağzı, kanarya sarısı, camgöbeği veya filizi, rengarenk pullu, yanar döner kemerli bol saçaklı fistan. Çiğpembe çorap, pomponlu ve sırmalı iskarpinler... ” (And, 1964: 37).Metin And, Peruz’un ilk kantolarının isimlerini “Yuma, ah yuma seydi” ve “Kalbi viranım yanıyor yok bana rahmedecek” olarak vermektedir (1964: 37). Bunun dışında “‘Niçin beni’ (uşşak), ‘Eyvah canan’ (hicaz), ‘Bir yar sevdim’ (karcıgar), ‘Yeter artık’ (hicaz)”
Ruhi Ayangil’in ismini verdiği kantolar arasındadır (Ayangil, 1994: 420). Nuhbe-i Elhan Kantoları’nda Peruz’a ait 10 kanto bulunmaktadır .
Sermet Muhtar Alus 11 Temmuz 1934 tarihli Yedigün gazetesinde yayınladığı makalesinde Kanto’dan ve kantocu hanımlardan şu şekilde bahsetmektedir;
“Güllü Agop’un Fasulcuyan’ın devirlerinde bale heyetleri, alafranga tarda şantözler, düettolar, kuvertettolar varmış, fakat kanto yokmuş. Peruz bu kar’ın mucidi ve kantocuların piri olduğunu söylerler. Ben bu satırları yazarken bizde misafir bulunan eski ahbaplardan yaşlı bir hanım bunu cerh etti. Onun rivayetine nazaran Peruz’un ortada adı sanı yokken yoğurtçu çayırının nihayetindeki tiyatroda Aromik isminde kara kaşlı, kara gözlü, şirin tombalak bir kadın
“Muhaciriz, biçareyiz ama ne bahtı karayız”
diye yanık yanık kanto söyledikten sonra bıldırcın gibi hoplarmış”
Ayrıca Peruz’dan bahsederken;
“Kaşta gözde bol rastık ve sürme, başta arkaya dökülmüş saç, sırtında göğüs ve kolları dekolte, dizkapağı boyunda yavruağzı, kanarya sarısı, camgöbeği veya filizi, rengarenk pullu yanar döner kemerli bol saçaklı fistan. Çiğ pembe çorap, pomponlu ve sırmalı iskapinler.”
Ahmet Rasim Bey’de Peruz’un hayranlarından bahsederek;
“Peruz Hanım’a hayran olan çoktur. Onun çıkacağı tiyatroda salon boşyer kalmamacasına dolar. Erkenden gelip sahne kenarında yer kapmak ayrı bir gönül işidir. Peruz’un en iyi söylediği kantolar, “Kalbi viranım yanıyor, yok bana rahmedecek” ve “Arap Kantosu” dur. Tersane topçu neferinden kalem efendisine kadar her türlü hayran sahneye çiçekler, fiyonklu mektuplar hatta para bile fırlatılır.”
 Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun
Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor
Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak
Kantocu Peruz sahiden yaşadı mı patron?
Ece Ayhan
__________________
"Ama gerçek, aziz dostum, can sıkıcıdır."
|