Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 04.02.2019, 17:21   #1
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Kadınların Siyasetle İmtihanı: Bir Varoluş Sorunu

Kadınların Siyasetle İmtihanı: Bir Varoluş Sorunu


Bir arkadaşım pek güzel anlatmıştı kadına şiddetle ilgili yazdığı bir yazıda, benzer cümleleri kurarak durum özeti yapmakta sakınca yok: Evet efendim bu dünyada yaşanan her şey politiktir.

15 yaşında hastanelerde kayıtsız doğum yapan çocuklar da, kocasından yol ortasında dayak yiyen kadın da, fuhuşa zorlanan Suriyeli göçmen kadınlar da, reddettiği genç tarafından vurulan üniversite öğrencisi kız da, erkek arkadaşının şiddetini ifşa eden sanatçı da….


Oysa biz hala daha kadına uygulanan bu eşitsizliğin ‘önümüze gelen ucu’nu tutup tüm siyaset dünyasına işin vahametini anlatmaya çalışıyoruz.

Diyoruz ki her türlü eşitsizliğin temelinde kadının varoluş sorunu yatar.

Diyoruz ki kadının varoluş sorunu en önemli siyasi duruştur, çünkü toplumda yaşanan her türlü hak ihlali kadının toplumda varoluş temelinde anlatılır.

Ama başta bunu siyasete giren kadınların idrak etmesi gerekiyor.

Anlatalım.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi eşitsizliğine kafa yoran kadınlar için ABD’deki ara seçimlerin farklı bir önemi vardı. Despotluk, ırkçılık ve tabii ki pervasızlık konusunda harikalar yaratan Trump ve avanesi karşısında ABD tarihinde ilk kez kadınlar ülke temsiliyetinde bu kadar yüksek oranda yer aldı: İlk kez 100’den fazla kadın Temsilciler Meclisi’ne girmeye hak kazandı.

Kaderin garip bir cilvesi olarak tam da aynı gece, TBMM Genel Kurulu’nda kadınların sosyal refahı ve huzuru, toplumda karşı karşıya kaldıkları sorunların tespiti ve çözüm üretilmesi, gerekli önlemlerin alınması için verilen araştırma önergesi AKP oylarıyla gündeme alınmadı. Yani hayatımıza dokunacak önemde bir önerge daha sessiz sedasız reddedildi. Kavgasız ve gürültüsüz. Üstelik de bir kadın milletvekilinin ağzından “Bu dönem, kadın haklarının en etkin mücadelesinin verildiği dönem” cümlesi çıkarak. Bizler ABD Temsilciler Meclisi’ne rekor sayıda kadının girmesini sosyal medyada zaferle paylaştığımız saatlerde birileri, bir takım kadınlar, ‘eşit temelli yaşam’ talebini reddetmekte sakınca görmedi.

Tüm bunları bilerek çok yakın geçmişe dönüp baktığımızda ABD’de, üstelik değişik etnik kültürlerden ‘ilk kez’ seçilen kadın kimliklerinin oralara hangi motivasyonlarla geldiklerini bilmeliydik. Kadına, dolayısıyla insana yönelik her türlü ayrımcılığın kalkabilmesi elbette yarattığınız hareketin siyasileşmesiyle doğru orantılıydı.

Hatırlarsınız, Trump’ın seçildiği gün en görkemli tepki kadınlardan geldi. Yemin töreninin ertesi günü ise Washington DC, Vietnam Savaşı’ndan beri düzenlenen en geniş katılımlı protesto eylemine sahne oldu. ‘Women’s March’ (Kadın Yürüyüşü) adıyla anılan bu eylemin ev sahipliğini kadınlar yapmıştı. Önemi sadece kadınların katılmasından ibaret değildi elbette. Trump, kampanyasını neredeyse tamamen göçmen düşmanlığı ve kutuplaşma üzerine kurgulamıştı. Bu kitlesel eylem başta kadınlar olmak üzere Trump yönetiminin mağdur edeceği tüm etnik kimlikler ve göçmenler tarafından hızla benimsenmişti.

Eş zamanlı pek çok ülkede de gerçekleşen ‘Women’s March’, meselenin sadece kadına yönelik olmadığını, kutuplaşma ve nefret politikalarının en büyük mağduriyetini kadınların yaşadığını göstermek açısından hayli anlamlıydı. Göçmen politikaları da kadına zarar veriyordu, savaş politikaları da, taciz de…

Politik iletişimin kurucusu olarak kabul edilen, ‘propaganda’ kelimesinin mucidi Edward Bernays, “İnsanlar yaptıkları eylemlerin motivasyonu hakkında nadiren bilgi sahibi olur” der. Aksine, ‘Women’s March’ ile başlayan ve içinde derin kutuplaşmaya karşı durmayı barındıran kadın hareketi geçen iki sene içinde katlanarak büyüdü, arada kadınların kendilerine yapılan tacizi konuşmaları için başlattıkları #metoo (ben de) hareketiyle devam ederek.

Ara seçimler başladığında uzmanlar kadın sayısının artacağını bekliyordu elbette. ABD’de kendini ‘değişim ve demokratikleşmek için siyasete daha fazla kadın yetiştirme misyonunu üstlenmiş’ bir organizasyon olarak tanıtan ve bir önceki seçim döneminde 900 kadın başvurusu alan Emily’s List tarihinde ilk kez 20 bin üyeye ulaştığını açıklamıştı. Belli ki kadınlar siyasileşerek bu değişimi sağlayacaklarını görmüştü.

Keza ara seçimler kadın temsiliyetinin ilk kez bu kadar yüksek olduğu bir seçim olarak da tarihe geçti. Çok sevdiğim ‘kadının masada olmadığında yemekteki menü olacağı’ sözünün sahibi Amerikalı demokrat siyasetçi Elizabeth Warren seçim gecesi, “Direnç kadınlarla başlamıştı, kadınların direnç noktalarını hiç bırakmamasıyla başarıyla sonuçlandı” derken haklıydı: Eşitsizliği gören ve başkaldıran vicdanlı kadınlara her zamankinden çok ihtiyaç var.

O halde şunu tespitte ortaklaşalım: Politikleşmeden demokratikleşme de eşitlik de olmaz. Erkek şiddetinden, kutuplaşmadan – hangi parti olursa olsun- demokratik hak ve özgürlükleri gasp edenlerden, temsiliyeti ‘içi boş bir siyasi malzeme’ye dönüştüren akıllardan kadına siyasette yer açmayı beklemek boşuna bir çaba. En büyük çaresizlik bu çabanın oluşacağına dair umut etmekte galiba. Kendi hakkıyla örgütlenebilen ve örgütlülüğünü siyasi mekanizmalarla büyütebilen ve nihayetinde baskı grubu oluşturan bir dinamiğin elbette yaşama şansı büyük. Görebilene tabii.

Edward Bernays “Kitlelerin organize olmuş alışkanlıkları ve düşünce mekanizmalarının zekice manipülasyonu demokratik toplumlarda önemlidir. Toplumun bu görünmeyen mekanizmasını manipüle edebilenler, ülkeyi asıl yönetenlerdir” der.

O mekanizmaları manipüle edebilmek için kadın hareketinin siyasi örgütlenmeye evrilmesi şart. En azından, seneden seneye büyük artış gösteren kadın cinayetlerinin ve giderek çoğalan kadına şiddetin antitezi olarak “Şiddetle en çok biz mücadele ettik” diyen kadın siyasetçilerin bir daha Meclis’e girememesi için.

Bir de her şey politik olduğundan…

NİLDEN BEYAZIT POSTALCI*

Kaynak
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
imtihanı, kadınların, siyasetle, sorunu, varoluş, İmtihanı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 14:33.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.