Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Güneydoğu Anadolu


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 28.04.2010, 19:32   #1
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Lightbulb Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri: Mardin

Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri: Mardin





Mardin ili, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer alan bir ildir. Suriye ile sınır komşusudur.


Güneyinde Suriye, batısında Şanlıurfa ili, kuzeyinde Diyarbakır ve Batman illeri, kuzeydoğusunda Siirt ili ve doğusunda Şırnak ili bulunur. Merkez ilçesi dahil 10 ilçesi bulunmaktadır.




Coğrafi Bölge : Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Yüzölçümü: 8.891 km2 (3.433 sq mi)
Nüfus: 750.697 (2008
Şehrin Nüfusu: 422.537
Köy Nüfusu: 328.160
Yoğunluk: 84,43 kişi/km2
Plaka Kodu: 47
Alan Kodu: 0 (482)
Website: Mardin Valiliği



Bir dağın tepesine kurulmuş olan Mardin Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biri ve Türklerin Anadolu’daki ilk duraklarındandır. Şehir hakkındaki en eski tarihi belgeye M.Ö. 1305–1274 yıllarında I. Adad Nariri yıllarında rastlanır. Mardin adıyla ilgili pek çok söylenti vardır. Bunlardan biri Mardin’in kelime anlamının ‘kale’ olduğudur.



Bu adın Mardin’e verilme nedeninin Mardin’de birçok kalenin bulunmasıdır. Bu kaleler: Mardin Kalesi, Kız Kalesi (Kalıtmara), Arur Kalesi, Erdemeşt Kaleleridir. Hammer tarihine dayanan farklı bir söylenti ise Pers Kralı Ardeşir buraya bir kavim yerleştirdi. Bu kavmin adı Marde’dir ve şehir adını bu kavimden almıştır. Diğer bir söylenti yine Perslere dayanmaktadır. Kral hastadır ve iyileşmek için şehre gelir. Kralın adı Mardin’dir ve ismi bu şehre verilmiştir. Diğer bir bilgi Vakidi’den aktarılmıştır. Din adındaki İranlı Zahit Heraklus tarafından öldürülmüştür ve bu bölgenin adı Metadin’den (din öldü) gelmektedir. Zamanla Metadin Mardin’e dönüşmüştü.



Tarihi karakterini büyük ölçüde koruyan kentle ilgili ilk bilgileri bize ünlü tarihçi Ammianus Marcellinus M.S. 4.yüzyılda vermektedir. Bu dönemde kent Maride adını taşımaktadır.
M.Ö. 3 bin sonlarından itibaren çeşitli Mezopotamya kaynaklarında karşımıza çıkan Mardaman Şehri ile bağlantısı halen tartışma konusudur. J.Lewy, A.Goetze ve M.Civil gibi bilim adamları Mardman’ın Mardin ile aynı Kent olduğunu ileri sürmektedir. Eğer bu görüş doğru kabul edilirse, Mardin kent olarak ilk kez M.Ö. 3 bin sonlarında tarih sahnesine çıkmış olmaktadır.


Daha sonra Hitit’ler de bölgeye gelmiş, sırası ile Hind-Asi boyları mittaniler, Asurlular, İskitler, Persler ve Yunanlılar bölgede hüküm sürmüşlerdir. Kaynaklara göre eski yunan coğrafyacılar Mardin “Marde” Romalılar ise “Maride” olarak anmaktadırlar.




Avusturyalı tarihçi Hammer ise bölgeye (226–241) “Marde” adlı bir kavimin yerleştiğini, bu nedenle de Şehrin “Marde” olduğunu yazmaktadır. Bizanslıların “Mardia”, Arapların ise “Maridin” olarak adlandırdıkları kentin adı Hanna Dolapönü’ne (1972) göre de Süryani dilindeki “Merdo-Merdi” (Kale)den gelmektedir.



Mardin çevresinde, yukarı Mezopotamya’da M.Ö.8000 yılına dayanan tarihi yerleşimlere ait kalıntılara rastlanır. M.Ö. 4500 yılında Süryanilerle başlar, M.Ö. 539 yılına kadar birçok değişik uygarlık yerleşmiştir. Bunlar: Akadlar, Babiller, Hititler, Mittaniler, Asurlar, Urarturlar ve Perslilerdir. Büyük Alexandır M.Ö. 335 yılında Mardin’i kuşattı. Mardin değişik göçebe kavimlerin hükümdarlığında kaldıktan sonra M.S.249 yılında Romalılar tarafından kuşatılmıştır. Kalenin bu döneme rastladığı kabul edilmektedir.


Bizanslılar M.S. 692 yılına kadar burada hüküm sürmüştür. Emevi ve Abbasilerle Mardin, Hıristiyan etkisi altında önemli bir Müslüman şehri haline gelmiştir. M.S. 885 ve 990 yılları arasında İpek yolunun yapılmasıyla kültürel ve ticari açıdan gelişmiştir. Şehir 1089 yılında Selçuklular tarafından kuşatılmıştır. 1105’te Mardin Artuklular’ın başkenti olmuştur. 304 yıl süren bu dönemde pek çok anıt yapılmış ve birçoğu da restore edilmiştir. Türk Prensliği dönemi ve Osmanlıların 1516’dan sonra burayı kuşatmasıyla şehir önemli bir kale ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Cumhuriyet döneminde Mardin önemli bir Taşra Merkezi ve sınır kenti haline gelmiştir.







Kültür
Mardin hoşgörü ve sevecenliğin doruğa ulaştığı bir şehirdir. Birçok uygarlığın kalıntılarıyla ve günümüze kadar taşınan eşsiz kültürel değerleriyle biri sit kenttir. Gümüş işlemeleri, kesme ve oyma taşları, tarihi tortusu ve gelenekleriyle dikkat çekmektedir.



Değişik uygarlıklara ilişkin çeşitli tarihi yapıları görmenin mümkün olduğu konumu ve turistik değerleriyle turizm açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Uluslar arası turizm şirketleri Mardin’i tur programlarına almış ve pek çok grup Mardin’e gelmeye başlamıştır.

Gümüş İşciliği, Telkârî


Şehir kale eteğine kurulmuş tarihi evleri, abbaraları (sokakların iki tarafını köprü gibi birleştiren kısımlar), kiliseleri, kalesi ve diğer tarihi binalarıyla dikkat çekmektedir. Mardin evleri pencerelerin yerleşimi, avluların dizaynı ve kuyuların dehlizli yapılarıyla kimseyi rahatsız etmeyecek kadar güzel inşa edilmiştir.


Miniatürk




  Alıntı ile Cevapla
Eski 28.04.2010, 20:35   #2
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Camiler

Ulu Camii (Cami-i Kebir):
Şehri batıdan doğuya ikiye bölen ana caddenin güneyinde, çarşılar içinde doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kaplar. Eldeki kaynak ve kayıtların çeşitliliğine karşılık, Mardin Ulu caminin bugünkü veya bugüne yakın şeklini en erken Mardin Artukoğulları döneminde ve XII yy.ın son çeyreğinde almaya başladığı düşünülmektedir. Mardin’deki en eski camidir. Ulu Camii Mahallesindedir.

Mezopotamya Vadisi Önünde Ulu Camii



Kıble duvarına paralel uzanan üç nef, Mihrap önünde iki nef boyunca tromplu ve dıştan yivli bir kubbe ile örtülmüştür. Altı paye üzerine oturan kubbe, bütün mekana hakimdir. Çapraz tonozlu revaklarda yalnız kuzeyde beş bölüm kalmış diğerleri kaybolmuştur. Minaresi Artuklu Hükümdarı Kutbettin İlgazi zamanında inşa edilmiştir(1176). Bu Camiye Artuklu Hükümdarlarından Melik Salih (1312–1362) bir kısım malını vakfetmiştir. Bunlar;38 dükkân, bir hamam, Bab-ı Cedid civarında bir bahçe ve Mardin köylerinde birçok bağdır. Mardin’in en önemli İslami merkezlerinden biri Ulu Camidir.

  • Diğer Camiiler
Şehidiye Camii – (1214)
Melik Mahmut Camii (Bab Es Sur) – (
XIV yy.ın üçüncü çeyreği)

Abdullatif (Latifiye) Camii – (
M.S. 1314)

Reyhanîye Camii - (1756)

Necmeddin Camii (Maristan Camii)

Emineddin Camii

Nizameddin Begaz Camii – (M.S 1186)

Şeyh Salih Camii

Kale Camii – (M.S. 1269 dan sonra onarılmış)

Sultan Hamza Mescidi – (M.S. 1443 yılında yapımına başlanılmış, 1 yıl sonra tamamlanmış)

Hamidiye Camii – (
M.S. 1347)

Süleyman Paşa Cami -
(M.S. 1195)

Şeyh Çabuk Camii – (M.S. 1170 den sonra Mor kilisesi iken camiye dönüştürülmüş)

Tekiye Camii (M.S. 1445)

Sultan Musa Camii

Muhammed Hakim Mansuri Camii (Mor İsyo Kilisesi iken, 19.y.y. Camiye dönüştürülmüş)

Midyat Camii

Zeynel Abidin Camii

Kızıltepe (Koçhisar) Ulu Camii
(Başlama tarihi 1184–1200 – Bitiş tarihi 1200 – 1239)





Medreseler

Kasimiye Medresesi:
Şehrin güney batısında tepenin altındadır. Yapımına Artuklu sonlarında belki de Sultan İsa devrinde Zinciriye Medresesi’nin yapımından hemen sonra muhtemelen aynı Mimar tarafından başlanmış, fakat Timur istilası ve Akkoyunlu baskısı gibi karışık bir durumun Mardin siyasetine hakim olmaya başlaması üzerine yarım kalmıştır. Akkoyunlu Hükümdarı Cihangir oğlu Kasım Padişah Mardin’e atandığı zaman, şehri onarmaya başlamıştır. Kasimiye Medresesi 1469 yılında inşa edilmiştir.

Güneyde veya açık cepheye sahip Medrese, Mardin yapılarının en büyüklerindendir ve tek bir avlu etrafında düzenlenmiş iki katlı mekânlarla ve batıda diğer kısımlarla aynı girişe sahip bağımsız bir mescitle teşkilatlıdır. Tuğla tonozlu revaklar ve yanlara doğru derin tonozlarla genişletilmiş tromp kubbeli Camii, revaklı avluda, büyük eyvanın selsebili kanallarla ortadaki havuza bağlanmıştır. İki teras üzerine iki katlı medrese, Camii ve Türbe ile birlikte külliye şeklindedir.

  • Mardindeki Diğer Medreseler
Sitti Radviye (Hatuniye )Medresesi – (1185)
Şehidiye Medresesi -
(XIII. yy.ın ilk yarısı) - Sanal Tur için tıklayınız

Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi – (1385)

Altun Boğa Medresesi -
(1364)

Şah Sultan Hatun Medresesi

Hüsamiye Medresesi

Muzafferiye Medresesi

Savur Kapı Medresesi

Melik Mansur Medresesi




M
anastırlar


Deyrulzafaran Manastırı:
Mardin’in 5 km. doğusunda yer alan ve yukarı Mezopotamya’nın tarihi kuruluşlarından en tanınmış olanı ve Süryani kadim cemaatinin de dini merkezi olan 1600 yıllık bu mabet-manastır, doğu, kuzey ve batısı dağlar ile çevrili önü ise Mezopotamya ovasına bakacak biçimde yeşil bir çevrede kurulmuştur. 493 yılında Sufnioğulları adını taşıyan iki Süryani mimar tarafından tasarlanıp yapılmıştır. 12.000 azizin kemiklerinin içinde bulunduğundan “Onikibin Aziz” manastırı olarak da adlandırılan ve kesme taş ile inşa edilen yapının kilise bölümünün harcına zafaran bitkisi karıştırıldığı için “ Deyr-ul Zafaran” denmiştir.
Manastır putperestlere ait bir tapınağın üzerine inşa edilmiştir. Bodrum katta tavan döşemesi birbirine geçmeli olarak büyük taş bloklar ile inşa edilmiştir. 4.yy.a ait mozaik ve minberlerin de yer aldığı yapı kompleksi bir avlu çevresinde gelişim göstermiştir.



Manastırın güney kısmı hariç diğer tarafları dağlarla çevrilidir. Süryanilerin tarihi ve dini eserleri arasında bugüne kadar ayakta kalabilmiştir. Manastır 639 yıl boyunca Süryani Kadimlerin Patriklik merkezliğini yapmıştır.

Manastırın M.Ö.’ye ait kısımlarının kuruluş tarihi bilinmemekle beraber Mardin ilinin kuruluşuna kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Milattan öncesine ait yapı 19. Yüzyılda bulunmuştur. Bu yapıda göze çarpan en önemli özellik tavan yapısıdır. Tavanı oluşturan taşlar 20*0,5 m. ebatlarda 13 sıra halinde ve aralarında herhangi bir harç olmaksızın birbirine kenetlenmiş halde duran geometrik yapıdadır. Göze çarpan diğer bir özellik ise mabedin iki tarafında kurban sunulan yeri olan kemerli kısımların bulunmasıdır. Manastırın milattan sonrasına ait dönemlerde yapılan eklentiler Hıristiyanlık döneminin başlamasıyla birlikte gerçekleşmiştir. (M.S.493)

Deyrulzafaran Manastırı geçmişten günümüze kadar gelen ilgi çekici kiliseleri, kubbe ve sütunları, ahşap el işlemesi kapılarıyla geçmişin en güzel mimari örnekleriyle Süryanilerin dini ve tarihi değerleri arasında dünya çapında eşsiz bir abide niteliğindedir.


  • Mardindeki Diğer Manastırlar
Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı(185 yılında inşa edilmiştir)
Hammara Manastırı - (M.S.326 yılında yapılmıştır)
Mar Barbara Manastırı – (17. Yüzyılda yapılmıştır)
Mor Efram Manastırı – (1884 yılında yapılmıştır)
Meryem Ana Manastırı
Mor Dimet Manastırı
Mor Cırcıs Manastırı

Deyrulumur Manastırı (Mor Gabriel
) - Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayın

Mor Yakup Manastrı (
MS.328 yılında inşa edilmiş)
Seyde ( Meryem Ana) Manastırı : M.S.326 yılında kayaların içine oyularak yapılmıştır.
Mor Yakup Manastırı (Arur)
Mor Behnan Manastırı
Mor Evgin Manastırı
Savur Dere içi (Kıllıt) Köyünde; Mor Abay, Mor Teoduto, Mor Şabay ve Mor Dimet Manastırları, Mor Şumuyel Manastırı (Savur-Hemerin Köyü), Mor Şmuye Manastırı (Hmerin Köyü),
Midyat İlçesinde
; Mor Melke Manastırı.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 28.04.2010, 20:49   #3
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Mardin Kalesi




Mardin Kalesinin diğer bir ismi "Kartal Yuvası"dır. Şehrin büyük bir kısmının dayanmış olduğu zinin üst kafesine kurulmuş müstahkem bir mevkidir.

Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerini, kimi zaman zaferleri, kimi hayal kırıklıklarını yaşamış çok önemli bir kaledir.

MS.330 yılında ateşe ibadet eden ve güneşe tapan Şad Buhari isminde bir kral gelip Mardin kalesinde kalır. Rahatsız olan kral, kalede kaldığı süre içerisinde iyi olunca, kendisine bir kasır yaptırıp, 12 yıl burada yaşar. Daha sonra kendi memleketi Pers ve Babil'den birçok asker ve sivil getirip, onları Mardin’e yerleştirir. Getirilen halkın vasıtasıyla MS.442 yılına kadar birçok ilerlemeler görülür. M5.442'da veba salgınından dolayı kaledekilerden sağ kalan olmadı. MS. 542'e kadar Mardin Kalesi boş kaldı.

M.S.975-976'da Hamdaniler'den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham binlerce yıldır hakim bir konumda bulunan bu doğal kaleyi bir takım eklemelerle, daha korunaklı bir hale getirmiştir.
Kalenin ovadan yüksekliği bin metre kadardır. Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuştur. Meyilin fazla olduğu insanın çıkıp inmesi ihtimali bulunan yerlerinde, bundan istifade edilerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde bir kule hala ayaktadır. Kalede daha önceleri mesken olarak kullanılmaya yarayan kalıntılar gözlenmektedir. Evliya Çelebi her zamanki anlatım özelliğiyle kale ambarlarının çok miktarda erzak,cephane ile dolu olduğunu yazmıştır.

l9.yüzyılın ilk yarısında mevcut olan surların, bugün bazı yerlerde yalnız temellerine rastlanmaktadır. Bir çok kez kuşatılan kale, Timur'u bile çileden çıkaran direnişini, bünyesinde barındırdığı su sarnıçları ve ambarlarındaki bolluk ile sağlamıştır. Dimdik ayakta iken şehrin altı kapısı mevcuttu. Bunlar; İlin batısında Diyarbakır Kapı, Doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, Kuzeybatıda Bab-ı Hamara, Güneybatıda, Bab-ı Zeytun, Güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı) dır.

Bu kapıların sağlamlığı kalenin uzun yıllar zapt edilemeyişine önemli bir etkendir. Kartal Kalesinin şöhreti o kadar yaygındır ki, pek çok şaire ilham kaynağı olmuştur.
Kalenin yaşadıklarına şahit olan Mezopotamya’ya medeniyetin ve tekniğin sihirli değneği deyince bu zümrüt ovayı bugün nura boğmuştur. Geceleri güney yönünden muhteşem Kartal Kalesine bakan biri, dağın eteklerinde parıldayan binlerce ışığı göğün yıldızları sanır.


Mardin PTT Binası
Cadde üstünde Şehidiye Medresesiinin tam karşısında yer alan konak, 1890 yılında Mimarbaşı Lole tarafından, Mardinin önde gelen ailelerinden Şahtanalar için yapılır. Söylenceye göre Şahtana Ailesinden bir genç Ömerlide yaşayan bir kızı sever ve onunla evlenmek ister. Ancak kız, kendisi için Mardindeki en büyük evin yapılması şartıyla bu teklifi kabul eder. Böylece, Mardindeki en büyük U planlı evlerden biri olan Şahtanaların konağı inşa edilir. İki katlı olan binaya güneydeki kapıdan girilir.Giriş katı ve üst katı bir avlunun çevresinde U şeklinde dizilmiş revaklar, eyvanlar ve odalardan meydana gelir. Kapı ve pencere sövelerinde, iç mekânlarda yer alan nişlerde ve mihrabiyedeki ince taş işçiliği dikkat çekicidir. 1930ların sonlarında Memleket Hastanesi olarak kullanılan yapı, daha sonra Palas Otel olur.Otele dönüştürülünce şu anda yapının ortasında bulunan kapı arabaların girebilmesi için açılır. 1953te Şahtanalardan satın alınan konak PTT tarafından kullanılmaya başlanır.

Mardin Müzesi




  Alıntı ile Cevapla
Eski 28.04.2010, 21:17   #4
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Mardin'in İlçeleri



Dargeçit
Tarihi çok eskilere dayanan Dargeçit'in bilinen eski meskunlarının burada yaşayan Süryaniler, Ermeniler ve Kürtler olduğu biliniyor. Milattan sonra 4. yüzyılda Samanilerin iktidarı döneminde Dargeçit ve yöresi Hristiyanlıkla tanışır. O donemde Hristiyanlasan kesim yalnızca yörede yaşayan Süryanilerdir. Kürtler ise o tarihte çoğunlukla Zerdüşt inancına mensupturlar. Arapların bölgeye gelmesiyle Kürtler İslam dinine geçerler.

Çok dinli bir yer olan Dargeçit Müslüman, Hıristiyan (Ortodoks ve Katolik) ve Yezidileri barındırmıştır. Mezopotamya'nın yani Dicle ve Fırat arasındaki bölgenin insanlık tarihinin ve medeniyetindin başladığı yer olduğunu dikkate alırsak, Dargeçit'in tarihinin ne kadar eskilere dayandığını anlayabiliriz.

Dargeçit'a ilk yerleşenlerin Mardokeliler diye bilinen bir aile olduğu rivayet ediliyor. Kesin olarak hangi tarihte olduğu bilinmemekle beraber Süryani bir ailenin şehri kurduğu söyleniyor. Zamanla aldığı göçlerle büyüyen Dargeçit 1900'lerin basında beş yüz ailenin yasadığı bir şehir oluyor.

I. Dünya Savaşından sonra ekonomik bunalıma girdi. Bazı Süryaniler daha rahat bir yaşam sürmek için Avrupa ülkelerine göç ederler. Göçler sonucu Dargeçit nüfusu azalmıştır.

Dargeçit ilçesi 1987 yılında Midyat ilçesinden ayrılarak ilçe olmuştur.

Dargeçit'te eskiden müslüman hırıstiyan nüfus birlikte yaşamaktaydı ancak şimdi sadece müsluman nüfus yaşamaktadır.
  Alıntı ile Cevapla
21 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.04.2010, 21:41   #5
Çevrimdışı
LaLe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Midyat
Midyat’la ilgili ilk yazılı bilgiler M.Ö 13.Yüzyıla kadar uzanır. Asur kralları için ele geçirilerek talan edilecek bir bölgedir. II. Aşurnasipal M.Ö. 879 yılında gururla: ’Matiate’yi (=Midyat) ve köylerini buyruğum altına soktum. Bol ganimet edinip, onları yüklü haraca ve vergiye bağladım’ der. Midyat bölgesi, tarih boyunca bu türden olaylarla sıkça karşı karşıya kalır. Midyat dünyanın en eski yerleşim bölgesi olan Yukarı Mezopotamya’da yer aldığı için tarih boyunca Sümerler, Asurlular, Urartular, Makedonyalılar, Persler ve Romalılar gibi bir çok uygarlığın egemenliğine sahne olmuştur.



Midyat’ın İslam egemenliği altına girmesi M.S 640 yılında, Hz. Ömer dönemine rastlar. Daha sonra bölgeye yine müslüman olan Emevi ve Abbasiler egemen olmuştur. Özellikle Abbasilerin yöreye hakim olmasıyla birlikte bölgede çok geniş bir imar hareketi başlamıştır. Midyat köylerinin büyük bir kısmı Abbasilerin en parlak dönemini yaşadığı Sultan Harun Reşit zamanında kurulmuştur.
Bir Anadolu Türk beyliği olan Artukoğulları beyliği döneminde, Deyrizbin (Acırlı) beyleri, Artukoğulları beyliğinin egemenliğine girmiştir. 1810 yılında ilçe olan Midyat, 1890 yılında belediye teşkilatına kavuşmuştur.

Geçmişten günümüze Midyat insanı geçim kaynağını çiftçilik, hayvan yetiştiriciliği ve el sanatları oluşturmuştur. Midyat’ın geleneksel el sanatları taş işlemeciliği, gümüş işlemeciliği (Telkari), bakırcılık, kilim dokuma, kumaş boyama, çömlekçilik, kuyumculuk günümüzde önemini koruyor. Midyat’ın aslında çok eski geçmişe sahip olup günümüzde tekrar rağbet gören diğer bir sanatı olan taş işlemeciliği, Kaymakamlık tarafından açılan atölyede hizmet vermektedir.



Nusaybin
İpek yolu üzerinde Suriye ile sıfır noktasında bulunan Nusaybin , Dicle Nehri ile Fırat Nehri arasındaki havzanın yani Mezopotamya'nın kuzey kısmında bulunmaktadır. M.Ö. 4500 yıllarındaSubarular tarafından kurulan şehir, M.Ö. 3000 yıllarında Sümer kralı Lugazakis tarafından “Nırbo” olarak adlandırılmış ve Çağ-Çağ deresinin batısında yeniden inşa edilmiştir. Tarih süresince yukarı Mezopotamya'nın en büyük şehri olarak sürekli yer almıştır.



Kuruluşundan Sümerlerin yıkılışına kadar (M.Ö.2850) Sümer imparatorluğuna bağlı kalmıştır. M.Ö.2850-2300 Yılları arasında Akadlar ,M.Ö. 2300-2060 Yılları arasında Akad-Sümer imparatorluğu,M.Ö. 2060-1800 Yılları arasında Babilliler, M.Ö.1800-1305 Yılları arasında Mitanililer , M.Ö.1305-715 de Asurlular, M.Ö.612-330 Yılları arasında Med-Persler, M.Ö. 330 da Selefkuslar (Selevkoslar), M.Ö. 130-M.S. 50 Yılları arasında Abgar krallığı, sonra da Romalıların hakimiyetine girmiştir. M.S. 637 Yıllarına kadar şehir sürekli Romalılar ile Sasaniler arasında el değiştirmiştir. M.S 637 yılında İslam orduları hakimiyetine giren Nusaybin, sıra ile Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Eyyubiler, Selçuklular, M.S.1258 de Hulagu hanın eline geçmiş, daha sonra Karakoyunlular, Artukoğulları ve Akkoyunlular , daha sonra da 1516 yılında Osmanlı İmparatorluğuna geçmiştir.

Babilliler şehre Armis veya Nisibis, Huri-Mitaniler Nabila,Kenge, Nas-ü-bina, Asurlular Meppin-Suba, Romalılar Antimosya, Süryaniler Nasibina-Sarbo, Sasaniler Ahvaz ,Kürtler Nisebin adını vermişler, Cumhuriyet döneminde de Nusaybin adını almıştır.

Tarihi süreçte birçok önemli olaya tanıklık eden şehir, en parlak dönemini M.Ö.130 yıllarından başlamak kaydı ile M.S. 637 yılları arasında yaşamıştır. Hıristiyanlık dininin yayılması ile şehirde her türlü eğitimi veren bir fakülte kurulmuş ve eldeki tarihi verilere göre bulunulmuş. 2000 öğrenci bu üniversitede eğitim görmekteydi. En parlak dönemini ise mor efrem döneminde yaşayan okulun bir Yönetmeliğinin olduğu bilinmektedir.




Savur
Savur, Mardin ilinin bir ilçesidir. Dağ yamacına kurulmuştur. Mezopotamya’ya hakim olan kavimler burayı da etkilemişlerdir. İlçenin tarihi Etiler’e kadar uzanmaktadır. Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyetinin, Sasani ve Melikşah dönemlerinde var olan ilçe, il merkezine 47 km. uzaklıktadır.



Savur ilçesinin merkezi, kalesi, kaya evleri, eski Ulu Camii, Romaniye ve Mor Yuhanın (Dereiçi Köyü) kiliseleri, türbeler ve Başkavak Köprüsü ile tarihî bir görünüme sahiptir.





Yeşilli
Köklü bir tarih, genç bir ilçe, cennetin güzel meyvelerini kıskandıran kiraz bolluğu ve misafirperverlik...



Mardin merkezinin kuzeydoğusunda yer alan Yeşilli, doğanın cömertçe oluşturduğu yemyeşil bir vadinin içinde mesire yerleriyle ün salmış bir ilçemizdir. Romalılar devrinde yapılmış su kanalları, çeşmeler, bentler ve değirmenler görülmeye değerdir. Bahçe kültürü son derece gelişkin olan ilçede yeşillikler içinde kasırlara rastlamak mümkündür.


2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 30.000'dir. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 2.337'tür. Mevcut nüfusun %93'ü şehir merkezinde geriye kalan %7'si ise kırsal kesimde yaşamaktadır. Yörenin geçim kaynağı tarımsal ürünlere ve nakliyeciliğe dayalıdır. % 30 Aslinda Avrupaya göç etmiş gurbetcilerdir.






Ömerli
Ömerli, 1953 yılına kadar Savur ilçesine Maserti adıyla bağlı bulunan sırasıyla bir köy ve bucaktır. Kayıtlara göre cumhuriyetin ilk yıllarında da bucak olduğu bilinmektedir. 1953 yılında bucak statüsü sona erdirilip ilçe yapılmış ve Mardin iline bağlanmıştır.



  Alıntı ile Cevapla
Eski 28.04.2010, 22:40   #6
Çevrimdışı
TÜRKçe
Gerçek Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Ellerine, emeğine sağlık..

Harika olmuş...
__________________

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz TÜRKçe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.04.2010, 22:51   #7
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Ellerine sağlık, teşekkürler LaLe...

Olabildiğince kapsamlı, doyurucu olmuş...

Ülkemizin her bir yanında tarih yatıyor...

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.04.2010, 22:51   #8
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin

Ellerine sağlık Lalecim.

Tam bir tarih deposu.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 28.04.2010, 23:02   #9
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri - Mardin


Hiç görmeyenler aman işte Mardin der geçer...Bu harika sunumla,nasıl bir tarih şehri olduğu görülüyor..Dünyada eşi benzeri olmayan,üstü kapalı sokakları olan,evleri tamamen taştan yapılan tek şehir..

Dışından geçmiştim,şehir içini görmek nasip olmamıştı.Bu sunumlada, neleri kaçırdığıma hayıflandım desem, yalan olmaz..

Ellerine sağlık
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.04.2010, 17:54   #10
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Mezopotamya'nın En Eski Şehirlerinden Biri: Mardin
















__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
en eski, eski, mardin, mardin'in, mezopotamya’nın, tarihi, şehirlerinden, Şehri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 22:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.