Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türk Edebiyatı


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 10.09.2013, 09:49   #1
Çevrimdışı
Serdar Yıldırım
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Angry Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Hurdacı genç el arabasıyla hurda toplamaya çıkmıştı:

" Haydi, demir alırım, bakır alırım, alüminyum alırım, sarı alırım. " diye bağırıyordu.

Çok zengin, katları, yatları, köşkleri, fabrikaları bulunan bir ailenin kızı olan Hülya, üstü açık, spor arabasıyla köşkün bahçesinden yola çıkmıştı. Hurdacı gencin sesini duyunca frene bastı. Bekledi. Hurdacı genç, arabasının yanından geçerken:

" Affedersiniz ama, siz aldığınız demirleri, bakırları ne yapıyorsunuz? " diye sordu.

Bunun üzerine hurdacı genç durdu:

" Ne yapacağım, bunları alan hurda deposu var, oraya satıyorum. "

" İyi kazanıyor musun? Bu iş günde ne kadar para bırakıyor? "

" Ben çok gezerim. Gün sonunda on kağıt kazandıysam, keyfim yerine gelir. Bazen çöpten hurda çıkıyor. Böyle hurdanın tümü kar. On beş-yirmi kağıt kazandığım günler oldu. Böyle ballı günlerde, kendime bir ziyafet çekerim. "

" Ziyafet mi? Nasıl bir ziyafet bu? Kokteyl partisi falan mı? "

" Kokteyl partisini hiç duymadım. Bir keresinde Cumhuriyet Halk Partisi'ne gitmiştim. Sağ olsunlar. Bana çok iyi davrandılar. Küçümsemediler. Çıkarken, buyur, yine gel dedilerdi ya, ikinci kere gidemedim. "

" Siz neler söylüyorsunuz? Halk Partisi de nereden çıktı? Kendime ziyafet çekerim dediydiniz. "

" Ziyafet işte ama kendi çapımda. Çarşıdaki kebapçıda bir buçuk iskender yerim."

Yakışıklı hurdacı genç, muzipçe o kadar güzel gülümsedi ki, Hülya da gülümsemekten kendini alamadı. Hülya'nın birden aklına köşkün arka tarafındaki atıl demirler geldi. Orada bir de eski soba vardı. Çocukluğundan beri onlar orada duruyordu. Bilmem bu genç onlara kaç para verirdi?

Hülya:

" Arkadaş, senin adın ne? " diye sordu. " Benim adım Hülya: "

Hurdacı genç:

" Benim adımda Şevket ama arkadaşlar bana Şevko derler. "

Hülya:

" Şevko, bizim köşkün arka tarafında hurda demirler var. Sanırım bir de eski soba olacaktı. Onlara ne verirsin? "

Şevko:

" Önce demirleri ve sobayı göreyim sonra bir fiyat biçerim. "

Hülya spor arabasını köşkün önüne park etti. Şevko ise, tek tekerlekli el arabasını iterek, birlikte köşkün bahçesine girdiler ve köşkün arka tarafına doğru yürüdüler. Onları köşkün penceresinden seyretmekte olan Hülya'nın babası, yanında korumaları olduğu halde, bahçeye çıktı ve Hülya'nın yanına gitti.

Hülya'nın babası:

" Kızım ne oluyor? Bu hurdacı da neyin nesi? "

Hülya:

" Hiç babacığım. Bu Şevko. Az önce arkadaş olduk. "

Hülya'nın babası:

" Arkadaş mı oldun? "

Hülya:

" Evet, arkadaş oldum ve buradaki demirleri ona satmak istiyorum. "

Hülya'nın babası:

" Ee iyi, sat bakalım. "

Hülya, Şevko'dan yana dönerek:

" Arkadaş, bu demirlere ve sobaya ne verirsin? "

Şevko:

" Demirler para etmez, arabaya atıvereyim. Sobaya beş lira veririm. "

Hülya:

" Sen şimdi bu kadar demir para etmez diyorsun ha? Ama kilo hesabı satacaksın. Demirler kalsın. Sobaya beş lira az, şuna on beş desek. "

Şevko:

" Hemen kızma arkadaş! Sobaya on beş tamam ama yanında demirleri de isterim yani burada ne varsa hepsine on beş. "

Hülya:

" Olmaz! Hepsine yirmi. Beş kuruş aşağı olmaz. "

Şevko:

" Tamam, hepsine yirmi. Ben şunları arabaya yükleyivereyim. "

Şevko, demirleri ve sobayı arabasına yükledikten sonra, Hülya'ya dönerek:

" Şimdilik beş lirayı vereyim, kalanı yarın bu vakitler buraya getiririm. Görüşmek üzere. " deyip, arabasını iterek götürmeye başladı.

Hülya, Şevko'nun verdiği beş liraya bakakaldı. Bir an babasıyla gözgöze geldi. Babası onun haline acıyarak bakıyordu:

" Kızım, seni Amerikalarda boşuna okutmuşum. İktisat üniversitesinden mezunsun ama üniversitenin ünisinden haberi olmayan birine karşı yirmi sıfır galip gelmen gerekirken, on beşe beş yeniliyorsun. Bu genç sana on beş lirayı getirmez. Gitti gider. "

Babası bu sözleri söyledikten sonra korumalarıyla birlikte uzaklaştı. Hülya iki damla gözyaşının yanaklarına süzüldüğünü farketti. Bebeklik günleri hariç, ağlamadığını biliyordu. Çok iyi bildiği bir şey daha vardı: İnsan karakterleri. Karakter tahmini işinde hiçbir zaman yanılmamıştı. Tahmini doğru çıkarsa, Şevko yarın gelir ve on beş lirayı getirirdi. Eğer Şevko yarın gelir ve on beş lirayı getirirse, ondan ayrılmayacağına kendi kendine söz verdi.

Yarın olmuştu. Hülya bir saati aşkın bir zamandır köşkün bahçesinde dolanıp duruyordu. Bilmem kaçıncı defa bahçe kapısına yaklaşmıştı ki, Şevko'yu gördü. Şevko gelmişti:

" Kusura bakma, arkadaş. Dün yanımda başka param yoktu da ondan öyle oldu. Yoksa borç bırakmak istemezdim. İşte on beş lira. "

Hülya:

" Parayı getirdin ya gerisinin önemi yok. Demirlerle sobayı satınca sana iyi kar kaldı mı? "

Şevko:

" Aman, ne demezsin! Çok iyi kazandım. Onları altmış liraya aldılar. Yirmi sana verdim bana kırk lira kaldı. Şimdiye kadar böyle ballı alışveriş yapmamıştım. Çarşıdaki kebapçıya gidiyorum. Benimle gelir misin, arkadaş? İskender haricinde ayran, kola ne içersen ısmarlarım. "

Hülya, Şevko'nun dediklerine bir güldü, bir güldü ki sormayın!

Onlar çarşıdaki kebapçıda çok güzel ve neşeli bir ziyafet çektiler. Hülya konuşma aralarına sorucuklar sıkıştırarak Şevko'yu daha yakından tanımak fırsatını buldu. Onda gelişmeye, daha çok kazanmaya uygun muhteşem bir ticari zeka bulunduğunu farketti. Dört yıllık hurdacı ve yirmi beş yaşındaydı. Askerliğini yaptıktan sonra köyüne dönmemiş, Bursa'da kalmıştı. Köyünde beşi bitirmiş, altının yan kapısından geçmişti. ( Altıncı sınıfa ait birkaç kitap bulmuş ve bunları okumuşluğu vardı. ) Daha dün canlıca yaşadığı olayda adam beş lira sermaye ile on beş lira bocunu ödemiş, kırk lira da temiz para kazanmıştı. Yirmi liranın karı kırk lira olmuştu. Demek ki, yirmi bin lirası olsa kısa zamanda kırk bin lira kar edebilirdi.

Hülya birkaç gün sonra durumu babasına anlatarak, Şevko'yu şirketlerinden birinde işe aldırdı. Şevko ilk gün kıyafetlerini yadırgadı. Takım elbiseli, beyaz gömlekli, kravatlı halini aynada görünce şaşırdı ama zamanla alıştı. Hülya bu ilk avansın deyip beş bin lira verince cebi kızıştı. Para tomarı pantolonunun cebinde şişkinlik yapınca bir cüzdan alıp ceketinin iç cebine koymayı ihmal etmedi.

Şevko kiralık olarak tuttuğu apartman dairesinde satın aldığı pek çok kitabı okumaya başladı. Aradan aylar geçtikçe, beyninin hücreleri bilgiyle, bilimle, kültürle aydınlanmaya başladıkça, çağdaşlaştıkça, bakışları değişti, gözlerinden zeka fışkırmaya başladı. İnanılmazı gerçekleştirip dünyaya bir fakirin neler yapabileceğini göstermek istiyordu. Bunun için yıllardır fırsat kollamıştı. Beyninin en ücra köşelerindeki fikirleri, çevresindekilerden yanlış anlarlar diye açıklamaktan korktuğu düşünceleri şirketteki çalışma ofisine gelen Hülya'ya anlatıyor ve takdir görüyordu. Ne demek öyle, söz gümüştür. Şevko'ya göre, söz altın değerindeydi. Söz, ağızdan çıkar ve iyiyi, doğruyu, güzeli anlatırdı. Konuşacaktın, her konuda bilgini ortaya koyacaktın. Herkes istediği konuda fikir ileri sürüp yorum yapabilirdi. Bu konuda ben böyle düşünüyorum derdin ve kesinlikle yanlışa düşmezdin. Önemli olan, ben diyebilmekti. Boyun bükmeden, eğilmeden savunduğun fikrin takipçisi olabiliyorsan, Ne Mutlu Türküm Diyene.

Şevko, Hülya'nın ofise uğramadığı günlerde huzursuz oluyordu. Her gün mutlaka onu görmek, onunla konuşmak istiyordu. Zamanla Hülya'yı sevmeye başladığını fark etti. Hem bu sevgi öylesine büyük bir sevgiydi ki, kısaca adına aşk dedi. İnsanoğlu dünyada var oldukça aşk da var olacak ve benim aşkım, sırılsıklam aşık olan Şevko'nun aşkı yani Hurdacının Aşkı adıyla isim bulacaktır.

Aslında Hülya da Şevko'ya karşı ilgisiz değildi. Tanıştığı ilk günlerde Şevko'ya karşı derin bir his ve sevgi duyduğunu anlamıştı. Şevko'ya yardımcı olmuş, onu sokaktan kurtarmış ve zirveye taşıyordu.

Aradan beş yıl geçti. Bu beş yıllık sürede Şevko para kazanmanın inceliklerini keşfetmekle meşguldü. Bir aralık para kazanmanın püf noktaları isimli bir kitap bastırmaya kalkışmış ve Hülya'nın gayretleri sonucu hazırladığı dökümanları sobada yakmıştı. Tahvil ve hisse senedi alımlarına girişen Şevko kıyısından, köşesinden de olsa azıcık bir servet oluşturmuştu. Şirketten kazandığı parayı yani aldığı maaşı derin dondurucuya atmıyor, o parayı çalıştırarak, paraya para kazandırıp, kasasına sıcak para girişi sağlıyordu.

Bir gün Şevko, çalışma ofisine gelen Hülya'ya aşkını anlattı. Onu çok sevdiğini ve evlenmek istediğini söyledi. Hülya da, Şevko'ya, kendisini çok sevdiğini ve evlenme teklifini hemen kabul edebileceğini fakat babasının da olurunu almak istediğini söyledi.

Köşkteki akşam yemeğinden sonra Hülya, babasına, bugün bir evlenme teklifi aldığını, bu teklifi yapan genci yıllardır tanıdığını ve onu çok sevdiğini söyledi. Bunun üzerine babası:

" Kızım, bu gencin otomobil fabrikası var mı? " diye sordu.

" Yok baba, nereden olsun? Belki zamanla otomobil fabrikası kurar. "

" Bak kızım, ben zenginliğe haddinden fazla önem veririm. Seninle evlenecek olanın mutlaka otomobil fabrikası olmalı. Sen doğduğun gün, ben bu kararı almıştım. Fabrikası olmayana ben kız vermem. "

" Baba, bana talip olan bizim Şevko. Hani bir zamanlar hurdacıydı da, sonradan şirkette ona iş vermiştin. Üstün gayretleri sonucu beş yılda şirketin karını yüz kat arttıran Şevko. "

" Tamam işte, Şevko, mevko. Kursun otomobil fabrikasını gelsin seni benden istesin. Ben seni sevdiğinle evlendirmem demedim ki. "

Ertesi gün Hülya, Şevko'ya, babasıyla konuştuklarını anlattı. Bunun üzerine Şevko:

" Baban market, pastane açmamı istemiyor ki, otomobil fabrikası diyor. Bankadaki paramı, tahvil ve hisse senetlerimi ortaya koysam otomobil fabrikasının bir kısmını inşa ettiririm. Bu fabrikanın yan kuruluş binaları olacak. Bunları hangi arsa üstüne yaptırırsın? Fabrikanın içindeki makinalar tonla para tutar. "

Hülya:

" Bak Şevko, arsa işini düşünme. İki yıl önce babamın bana yaş günümde armağan ettiği beş bin dönümlük arsa yeter. Birkaç bankada yüklü miktarda hesabım var. Altın, mücevher falan da var. İşe girişelim. Paramız yetmezse kredi çekeriz. Hem babam fabrikayı yarıladığımızı görsün, desteğini esirgemez. "

Şevko ile Hülya iki yıl içinde otomobil fabrikasını hizmete sokup ilk yaptıkları otomobilleri piyasaya sürdü. Otomobiller geniş bir alıcı kitlesi tarafından rağbet gördü ve çok tutuldu. Hülya bir gün Şevko ile birlikte, babasını otomobil fabrikasına götürdü. Fabrikayı gezen baba, Şevko ile Hülya'nın alnından öptü.

Ertesi akşam Şevko iki tanıdığıyla gidip, Hülya'yı babasından istedi. Baba, Hülya'yı Şevko'ya verdi. Bir ay sonra nişan, iki ay sonra düğünleri yapıldı. En lüks otellerde yapılan nişan ve düğüne Türkiye ve dünya jet sosyetesinin tanınmış simaları katıldı. Şevko ile Hülya evlenerek muratlarına erdiler. Hurdacının Aşkı hikayesi de burada sona erdi.




SON



Serdar Yıldırım
__________________
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Serdar Yıldırım'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 10.09.2013, 10:56   #2
Çevrimdışı
Hasat
Uzman Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Hikaye sizemi ait ?
__________________
Bazen su olmak lazım sessiz sakin ...!!! Bazen sel olmak lazım öfkeli ve hırçın...!!!
Bazen mum alevi olmak lazım; sabırla tükenmeyi bekleyen, bazense volkan olmak lazım; önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!!!
Kimine SU oLacaksın, kimine SEL ...!!! Kimine MUM olacaksın, kimine VOLKAN ...!!! Ama kimseye asla ve asla KUL oLmayacaksın... !!!
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Hasat'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.09.2013, 16:09   #3
Çevrimdışı
Serdar Yıldırım
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Hasat Mesajı göster
Hikaye sizemi ait ?


Evet, bana ait. İnternete Serdar Yıldırım Hikayeleri yazarsanız daha pek çok hikayemi okuyabilirsiniz. Mutlu kalın.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Serdar Yıldırım'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 12.09.2013, 18:46   #4
Çevrimdışı
Inatci
» İsyankar Zır Deli «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Masalımsı bir sona ulaşmış bizim hurdacının aşkı.Nice masalımsı sonlara.Ellerinize,yüreğinize sağlık.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Inatci'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 22.09.2013, 00:07   #5
Çevrimdışı
Işıl
« viva la vida »
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Oh be, mutlu bir son. Ne zaman hangisi ölecek ya da kızın babası nerede zorluk çıkaracak diye bekledim ama hiçbiri olmadı.

Güzel hikaye, teşekkürler..
__________________
"Bir düşün içinde bir düş mü ?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz .."
  Alıntı ile Cevapla
Işıl'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 22.09.2013, 13:08   #6
Çevrimdışı
ala'turka
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Hikayenin konusu çok güzel, akıcı ve ilgi uyandırıyor,
Gerçek hayatta yaşanabilecek bir olayı, sonlara doğru abartılar katarak masal formatına sokulması olmamış,
Daha gerçekçi biterek, insanların kafasında olumlu etkiler bırakabilirdi
  Alıntı ile Cevapla
Eski 22.09.2013, 13:35   #7
Çevrimiçi
Insanlikarayan
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ala'turka Mesajı göster
Hikayenin konusu çok güzel, akıcı ve ilgi uyandırıyor,
Gerçek hayatta yaşanabilecek bir olayı, sonlara doğru abartılar katarak masal formatına sokulması olmamış,
Daha gerçekçi biterek, insanların kafasında olumlu etkiler bırakabilirdi

Zaten teknikten mahrum birakilmis zigniyet, kendi sinirlarini kendisi cekip, baskalarinin ellerine muhtac ettirmeye calisiyor.

Halbuki Avrupada Alternativ Energi Kaynaklari aranirken, bir TÜRK Mühendisi, yeni nesil Degirmen icat edip, bunu Finanse edebilcek güc ararken, Lisanslari bile Gasp oluyor.

Halen bu Geri kafaliginizla, TÜRKIYEDEN MUCIT cikmaz diye kafalara sokmaya calisip, böyle Insanlari Pezevenklerin önüne Yem olarak atiyorsunuz!.

Ögrencilerimede hep ayni akili yollarina veriyordum.

Sayet Sinirinizi kendiniz belirlemis olursaniz, bu siniri asamazsiniz, Asilamaz bir Duvar haline getirip, orada yapisik kalirsiniz diye!.

Burada siniri hic tanimayip, ise baslanilmasinin ne kadar önemli oldugunu anlatmaya kalkip, önüne cikabilecek Problemleri gördüklerinde, onun icinde caresini bulabileceklerini hep anlatmistim.

Hayellerin, gercekleri ne kadar destekledigine bakarsak, Su Amerikan Siloganina bir gözünü cevir, burada Bulasikcidan, Milyardere diye sözler geciyor.

Tabiki Petro Dolarlarla Kursagina bastirilinca, bunlarlada hava darligindan ölmek düsüyor.


Bir zamanlar Insan ucabilir denildiginde, senin gibiler, Allah Ucmamizi isteseydi Kanatla Dünyaya getirirdi demeniz, zaten Meleklerinde Kanatlarini koparmanizi anlatmis oluyor!.
__________________

-Gurbet Ellerde Aldatılamadı-





Türkiyede
yasamasa bile!.
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 22.09.2013, 14:05   #8
Çevrimdışı
ala'turka
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Insanlikarayan Mesajı göster
Zaten teknikten mahrum birakilmis zigniyet, kendi sinirlarini kendisi cekip, baskalarinin ellerine muhtac ettirmeye calisiyor.

Halbuki Avrupada Alternativ Energi Kaynaklari aranirken, bir TÜRK Mühendisi, yeni nesil Degirmen icat edip, bunu Finanse edebilcek güc ararken, Lisanslari bile Gasp oluyor.

Halen bu Geri kafaliginizla, TÜRKIYEDEN MUCIT cikmaz diye kafalara sokmaya calisip, böyle Insanlari Pezevenklerin önüne Yem olarak atiyorsunuz!.

Ögrencilerimede hep ayni akili yollarina veriyordum.

Sayet Sinirinizi kendiniz belirlemis olursaniz, bu siniri asamazsiniz, Asilamaz bir Duvar haline getirip, orada yapisik kalirsiniz diye!.

Burada siniri hic tanimayip, ise baslanilmasinin ne kadar önemli oldugunu anlatmaya kalkip, önüne cikabilecek Problemleri gördüklerinde, onun icinde caresini bulabileceklerini hep anlatmistim.

Hayellerin, gercekleri ne kadar destekledigine bakarsak, Su Amerikan Siloganina bir gözünü cevir, burada Bulasikcidan, Milyardere diye sözler geciyor.

Tabiki Petro Dolarlarla Kursagina bastirilinca, bunlarlada hava darligindan ölmek düsüyor.


Bir zamanlar Insan ucabilir denildiginde, senin gibiler, Allah Ucmamizi isteseydi Kanatla Dünyaya getirirdi demeniz, zaten Meleklerinde Kanatlarini koparmanizi anlatmis oluyor!.
Senin başka işin yokmu? beni takip ediyorsun,

Yaptığın hakaretlerin özrünü dilemeden,

Ben sana kaç kez söyledim, ben senle konuşmuyorum, yazılarıma alıntı yapma diye,

Daha nasıl açık yazabilirim,

En masumane yorumlarıma bile lüzumsuz sataşmalarla saçma sapan cevaplar veriyorsun, sana katlanmak zorunda değilim herhalde,

Avrupada yaşıyorsun ama nezaketten haberin yok,

Fikirlerimiz uymuyor diye bana hakaret etmeye hakkın yok, hakaret aciz insanların işi, bunu yapma

Ben yokken nasıl davranıyorsan öyle davran, beni yok say, uzaklardasın bende senin kalbini kırmayım
  Alıntı ile Cevapla
Eski 22.09.2013, 15:07   #9
Çevrimiçi
Insanlikarayan
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ala'turka Mesajı göster
Senin başka işin yokmu? beni takip ediyorsun,

Yaptığın hakaretlerin özrünü dilemeden,

Ben sana kaç kez söyledim, ben senle konuşmuyorum, yazılarıma alıntı yapma diye,

Daha nasıl açık yazabilirim,

En masumane yorumlarıma bile lüzumsuz sataşmalarla saçma sapan cevaplar veriyorsun, sana katlanmak zorunda değilim herhalde,

Avrupada yaşıyorsun ama nezaketten haberin yok,

Fikirlerimiz uymuyor diye bana hakaret etmeye hakkın yok, hakaret aciz insanların işi, bunu yapma

Ben yokken nasıl davranıyorsan öyle davran, beni yok say, uzaklardasın bende senin kalbini kırmayım





Bu yaziyi simdi Hakaret olarak algilamissan, acik vermeye basladigini belirtmek isterim.

Dogru Avrupanin Göbeginde yasiyorum Su an.

Burada sadece Trakyalilar degil, Artvin, Kars, Igdir, Agri, Van, Hakkari, Sirnak, Mardin, Urfa, Gaziantep, ve Hatayli bile icinde olan Toplum icinde yasiyorum.

Taki simdi Erzurum sivesine baslarsam, Tencereye kapak gibi oturabilir.


__________________

-Gurbet Ellerde Aldatılamadı-





Türkiyede
yasamasa bile!.
Ne Mutlu Türk'üm Diyebilene!.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 23.06.2024, 18:41   #10
Çevrimdışı
Serdar Yıldırım
Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Hurdacının Aşkı - Aşk Hikayesi

HURDACININ AŞKI
Yazan: Serdar Yıldırım
Seslendiren: Venhar Sağıroğlu ( Radyo7 )
https://youtu.be/3jRKNUG-3ks?si=mrVejjwJju99R9rI
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Serdar Yıldırım'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
aşkı, hikayesi, hurdacının, hülya, lira, para, şevko


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 19:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.