Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 18.01.2019, 15:17   #1
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Sözcü Davasında Neler Oluyor: Hakimden, Emin Çölaşan’a ‘Yazılarınızı Neden

Sözcü Davasında Neler Oluyor: Hakimden, Emin Çölaşan’a ‘Yazılarınızı Neden Değiştirdin’ Sorusu



Sözcü yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile Sözcü Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, sozcu.com.tr Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve Haber Koordinatörü Yücel Arı hakkında “FETÖ silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme” suçundan hazırlanan iddianame kapsamında yargılanma bugün 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Çölaşan, Çağlayan’daki duruşmaya, Ankara’dan SEGBİS sistemi ile katıldı.

ÇÖLAŞAN’DAN TARİHİ SAVUNMA

Duruşmada savunma yapan Sözcü yazarı Emin Çölaşan şunları söyledi:
“FETÖ’yle hayatım boyunca uzaktan yakından ilgim olmadı. 42 yıllık gazeteceyim onlar hakkında yüzlerce yazı yazdım.



Beni defalarca mahkemeye verdiler defalarca.

Üç yazımdan bahsediliyor. İlk ikisinden savcılık takipsizlik veriyor. Üçüncü bir yazıdan dolayı dava açılıyor. Üç dört günde oluyor. FETÖ üç olarak karşınızda olmak rencide edici.
Reddediyorum. Binlerce yazımdan cımbızla çekilmiş yazı isle bunlar.
Üçüncü yazım bana cezaevinden bir kadın Mayıs 2017’de mektup gönderiyor. Kadın sıkışmış bana cezaevinden faks çektiriyor. Cezaevi mühürlü. Ben de bir annenim dramı diyorum.
Eleştirdiğim çocuklarından kopmuş kadının olayı insaf diyorum.”

HAKİM İLE ÇÖLAŞAN ARASINDA DİYALOG

Hakim, Emin Çölaşan’a şu soruyu sordu: “1999 yılından bu yana FETÖ’yü yazdınız. 17 – 25 Aralık’ta darbe girişimi var. Birden görüşleriniz değişiyor: ‘Bizim başaramadığımız Fetullah başardı.’ 17 – 25’ten önce farklı sonra farklısınız.”

Çölaşan ise “Darbe gelişiminden üç yıl önce yazıldı” dedi.

Hakim: Yazılarınız neden değişti?

Çölaşan: Yolsuzluklar vardı ülkede. Biz bunları biliyorduk bakanlar rüşvet alıyordu. O operasyonları kimin yaptığını bilemem. Dört bakan ya istifa ettirildi ya da görevden alındı. Biz bunları biliyorduk ama belge yoktu elimizde. 17 -25 Aralık başladı takipsizlik kararı verildi. Montaj oldu.

Hakim: Şimdi cemaati savunma yazısını neden yazdınız?

Çölaşan: O yazıdan bir gün önce cemaatin yayın organları basılmıştı. Kim olsun gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki koydum. Bugün de yandaşlar basılsa onları savunurum. O yazımın tamamına bakın. Üç yazımla. Yargılamıyorum FETÖ’cü olarak. Binlerce yazım var. O güne kadar devlet terör örgütü dememişti. 15 Temmuz’dan sonra alındı. Darbede gördük bunlar terör örgütü imiş. Daha öncesinde terör örgütü olduğunu görmedik.

Hakim: Kaseti gördüm yazınız var. Kaseti kim gönderdi?
Çölaşan: Her türlü belge Bilgi gelir. Mektup e-posta hatta kasetler de çok ender olmakta birlikte. Bir kaset geldi benim adıma. Gönderen belli değil. Adıma gelmiş. Teknolojiden anlamam. Yazmamı istiyorlardı. Ben nereden bileyim kimin gönderdiğini biz de ayaklarımızla üstüne tepinerek kırdık. O yazıdan sonra Fetullah mahkemeye verdi beni. Aklandık. Bu konuda bile mahkemeye verdiler. Mektup insancıl amaçla yazıldı. Cezaevi ‘görüldü’ diyor. Aradan bir yıl geçti. Dosyadan öğrendim. Fetullah’tan yargılandığını nereden bileyim. Kusura bakmayın siz de anne babasınız insancıl yazıdır. Sözcü’de hiçbir zaman baskı görmedim. Yazmak için vs.”

NECATİ DOĞRU’NUN SAVUNMASI



Necati Doğru: Şerefimi lekeleyen bir suçlamayla karşı karşıyayım.

ncelikle kısa ön açıklamada bulunmam gerekmektedir. “Ben şuyum… Ben buyum…” diye anlatmaya başlamam ayıp, ama böyle bir giriş yapamaya mecburum. Ben üniversite eğitimimde sosyoloji, felsefe ve psikoloji dallarını bitirdim. Bu üç bilim dalı toplum davranışlarının ve insan eylemlerinin derinliğine anlaşılmasında yol, yöntem, metot öğretirler. Üniversitenin ardından gazetecilik mesleğini seçtim. Üniversite ve gazetecilik yaparken öğrendiklerim bana “görüneni değil, görünmeyeni de anlama” bakışı kazandırdı. 44 yıldır bu mesleği yapıyorum. Öğrendiğim ve uyguladığım temel ilke şudur: Sadece görünenle yetinemeyiz, görünmeyeni ya da gizleneni de aramalıyız. Bunu rehber edindim. Ergenekon ve Balyoz davaları için soruşturma ve tutuklamalar başlayınca ilk sorduğum soru “Bu olayın görüneni nedir, gizleneni nedir” oldu.

Görünen: Ordunun genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları, kilit görevdeki üst rütbeli, subaylar, seçilmiş bir iktidarı darbeyle indirmek için plan yapmışlar, seminer düzenlemiş. Darbe planı 2003’de yapmışlar. 7 yıl gizli kalmış. 2010 yılında planın belgelerini ordudan üst düzey biri getirip bir gazeteciye bavulla teslim etti. Yargı, “generalleri, subayları- Atatürkçü yazar ve aydınları” yargılamak için harekete geçti. Yıl 2010’du. 9 yıl önce; İktidar önde gelenleri ile Fetullahcı (FETÖ’cü) yargıç ve polisler birlikte hareket ediyorlardı. Gazeteler ve TV kanalları yoluyla halkta “Vesayeti bitiriyoruz, jakoben anlayışı sonlandırıyoruz, Türkiye’yi ileri demokrasiye geçiyoruz” müjdesi veriyorlardı. Görünen buydu.

Gizlenen: 100 yıl önce Çanakkale’yi geçmek için korkunç silahları ile gelen emperyalist güçler, Türk ordusuna karşı yeniden saldırıya geçmişti. Fetullah Gülen cemaatini kullanıyorlardı. Amaç Ortadoğu’da yeni harita ile Türkiye’nin elinden güney doğusunu kopartmaktı. Bunun için ordunun zayıflatılması planlanmıştı. Fetullah Gülen, iktidar partisini Truva atı yapmış içine saklanmıştı. Amacı dine dayalı teokratik bir Türkiye yaratmaktı. FETÖ (o yıllarda adı Fetullah Gülen ve cemaatiydi) ABD’yi arkasına alarak amacına ulaşacağını hesaplıyordu. Ergenekon ve Balyoz aslında bir emperyalist projeydi. Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliği değiştirilecekti. Gizlenen buydu.

2-) Nitekim, beni sizin mahkemenizde savunma yapmaya getiren İddianamenin giriş bölümde (sayfa) 6 “yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen” denilerek F. Gülen’ nin “görünen ve görünmeyen yüzü” olduğunun altı çiziliyor. Gülenciler, dönemin Cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları, iktidar partisi ve iktidar belediyelerinden aldığı sınırsız destekle güçlenmiş; orduda, poliste, yargıda, şirketlerde, elçiliklerde, iş dünyası örgütlerinde kilit köşelere sahiptiler. 20 yıl önce görünmeyeni gören sadece ben değildim. Onlarca gazete yazarı, aydın, analizci aynı sonucu çıkartıyordu. Gülen cemaati içinde kirli, kara niyet taşıyan 3 ayrı tip insanı barındırıyordu.

Birinci Tip: Türkiye “Teokratik- otoriter- İslamcı modele” dönsün diyenler. Bunların başı Fetullah Gülen’di. Fetulah Gülen’e bunun için orduyu ve devleti ele geçirme projesinde görev verildi. O da ABD piyonu olmayı bilerek ve isteyerek kabul etti. 15 yıl sonra iktidar mensupları “Gülen’in bu yüzünü göremediklerini” itiraf ettiler ve “Rabbim bizi affetsin…” diye halktan özür dilediler.

İkinci Tip: Cemaat içinde yer alarak devletin kilit kurumlarında (ordu, polis, yargı, MİT, bakanlıklar, tüm devlet yapısı) iyi maaşlı ve güç sahibi olacak makamlar kapmayı aklına koymuş olanlardı.

Üçüncü Tip: İşadamları ve tüccarlardı. Cemaat içinde yer alarak fabrikasını, işyerini, ticarethanesini, imalathanesini karlı-kazançlı yapmak isteyenler. Çünkü cemaat devlet içinde sağladığı güçle kamu kaynaklarını kendi cemaat üyelerine aktarabiliyordu. Bunu iş ve medya dünyasında herkes biliyor, görüyordu. Fetullah Cemaatinde bu 3 tipin yapıp ettiklerini 20 yıl önce görmüş, görmekle kalmayıp bunu yazılarına yansıtmış bir yazarım. İnancım bunu gerektirdi. Çünkü inancım; “Türkiye’nin bölünmesinin ne Türklere ne Kürtlere, ne coğrafyamıza bir fayda” getirmeyeceği üzerinedir. Türkiye’nin dine dayalı teokratik bir yapıya dönüşmesinin de ülkeye ve insanlarımıza bir fayda sağlamayacağını düşünürüm.
Dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, Belediye Başkanları cemaate övgüler yağdırdığı yıllarda Fetullah Gülen’in devlet içinde örgütlenmesini eleştirdiğim onlarca yazı yazdım. Bu konudaki tutarlılığımın belgesi olarak dava dosyasına koyulması için sadece bir yazımı getirdim.

Tele1

__________________
  Alıntı ile Cevapla
Canan'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
çölaşan’a, davasında, emin, hakimden, neden, neler, oluyor, sözcü, ‘yazılarınızı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:52.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.