Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > Karadeniz


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 19.03.2011, 02:49   #21
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Camiler


Ahi Evren Dede Camii


Trabzon’a hakim Boztepe semtinde yapılmış olan caminin tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber Şemsettin Sami’nin belirttiğine göre Sultan Orhan döneminde Ahi Evren’in bir derviş dergahı inşa ettirdiği bunun da bugünkü cami ve türbenin yerinde olduğundan bahsetmektedir. Komplekse ait kesin bir bilgimiz yoktur. Burada aynı isimli bir cami inşa edildi. Ahi Evren Dede camisi Hacı Hakkı Baba’nın Abdulaziz döneminde H.1305 (1888) katkılarıyla tamir ettirilerek günümüze ulaştırılmıştır.



Çarşı Camii




Cami, uzun yıllar Trabzon’da valilik yapmış Hazinedarzade Osman Paşa tarafından H.1225, M.1839 yılında yaptırılmıştır.

Caminin kurulduğu saha eğimli olduğu için kuzey cephesinde son cemaat mahallinin altına dükkanlar yerleştirilmiştir. Şehrin en büyük camisidir. Yapıda muntazam bir taş işçiliği göze çarpar. Örtüsü bütünüyle kurşunla kaplanmıştır. Kapı ve pencere silmelerinde barok süslemeli bordürler görülür.

Cami, son cemaat mahalli ve harim kısmından meydana gelmekte ve altı istinatlı olarak planlanmış bulunmaktadır. Son cemaat mahalli üç bölümlü, kubbeli dört sütunun arasına yerleştirilen ince perde duvarlı ampir bir revaktan meydana gelmektedir.


Erdoğdu Bey Camii




H.985 M.1577 yılında Trabzon Valisi Erdoğdu Bey tarafından yaptırılmıştır. Cami birçok onarım geçirmiş ve geniş ölçüde özelliklerini yitirmiştir.

Son cemaat mahalli ile harimin girişindeki ahşap mahfiller üstten irtibatlıdır. Mihrap nişinin mukarnaslı bir kavsarası vardır. Köşeliklerde birer gülbezek ile üst kısımda yazı kuşağı yer alır. Burada bulunan H.1317, M.1899 tarihi caminin son onarımına aittir. Minber ahşap olup sade bırakılmıştır.


Gülbahar Hatun Camii




Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un hatırası için Orta Hisar’ın batısında Zağnos Köprüsü’nün yakınında bir külliye içersinde yapılmıştır. Külliyeden cami ile türbe günümüze gelebilmiş; imaret, medrese, hamam ve mektep yıkılmıştır. Mektebin yerine 1899 tarihinde bugünkü Gülbahar Hatun İlkokulu yapılmıştır. Kaynaklar Gülbahar Hatun’un ölümünden sonra 1514 yılında yaptırıldığını göstermektedir. Caminin inşa kitabesi yoktur. Cami erken devir Osmanlı mimarisinde ayrı bir plan tipi oluşturan Zaviyeli Camiler grubuna girmektedir. Duvar işçiliği özenlidir. Pencereler, son cemaat mahalli, kemerleri ve minarede koyu gri ve sarımsı beyaz taş kullanılmıştır. Caminin örtüsü kurşun kaplıdır.

Mihrap mermerden yapılmıştır. Kenar bordürleri sade, tepeliği bitkisel süslemelidir. Beşgen niş mukarnaslı bir kavsara ile son bulur. Köşeliklerinde ikişer kabara (gülbezek) motifi yer alır. Minberde mermer olup sade bırakılmıştır.

Caminin klasik dönem süslemeleri bozulmuştur. Bugünkü süslemeler son onarımlarda yapılmıştır. Avlusundaki şadırvan eskiden kubbe ile örtülüydü. Bu örtü son onarımlarla konik külaha dönüştürülmüştür.





İskender Paşa Camii



Yapının esas planı İznik’teki Yeşil Camiye benzemektedir. Muhtemelen öndeki üç bölümlü olan son onarımlarla değiştirilmiş ve kırma çatı ile örtülmüştür. Son cemaat mahallinden ara bölüme girilir. Burası, yan duvarlarla ve güneyden iki sütuna oturan ortada bir kubbe, doğu ve batısındaki tonoz parçaları ile örtülmüştür. Harim kısmı pandantiflerle oturan bir kubbeye sahiptir.

Mihrap ve minber mermerden yapılmıştır. 19. Yüzyıl barok süslemelerine sahiptir. Üzerlerinde iri yapraklı kıvrım dallı bordürler, kartuşlar bulunmaktadır. Caminin içerisinde kalem işi süslemeler de bulunmaktadır.

Caminin H. 936, M .1529 tarihli inşa kitabesi cephedeki giriş kapısı üzerindedir. Ayrıca burada yapının bugünkü haline kavuştuğu 1882 yılı onarımına ait kitabe de bulunmaktadır.



Ortahisar Camii




Yapı altınbaşlı Meryem Kilisesi Chrysokephalos olarak adlandırılmıştır. Kuruluşu 914 yılına kadar inmektedir. Bu yapının manastır içerisinde bazilikalı planlı olarak yapıldığı sanılmaktadır. Bugünkü planın : esası 12. Yüzyılda gerçekleştirilmiş olmalıdır. Araştırmacılar yapının 6 esas onarım devri geçirdiğini belirtmişlerdir. Ana plan Yunan haçı şeklindedir. Üç nefli olan yapının apsisi içten yuvarlak dıştan çokgendir. Bir iç ve bir dış narteksi vardır. Kuzey girişi 14. Yüzyılda inşa edilmiştir. Merkezi kubbe pandantiflere oturur ve 12 köşeli yüksek bir kasnağa sahiptir. Zamanında şehrin baş kilisesi, katedrali olduğu için yapının süslemesine önem verilmiştir. Freskler bugün sıvanmıştır. Bema duvarlarında ve zeminde opus sectile tarzında mozayik süsleme yer almaktadır.

Fetihten sonra camiye çevrilmiş ve belki de Fatih, ilk Cuma namazını burada kılmıştır. Fatih Medresesi de yapıya bitişik olarak kurulmuştur. Türk devrinde caminin esas girişi kuzeye alınmış, güney duvarının ortasına bir mihrap yerleştirilmiş, minber konulmuş ve minare yapılmıştır.

Mihrap taştan yapılmış olup, süsleme bakımından zengindir. Mihrabı çevreleyen geometrik geçmeli bordürler, mukarnaslı niş ve alındığındaki rozetler Selçuklu örneklerini hatırlatmaktadır. Ceviz ağacından yapılmış minber değerli bir sanat eseridir.

Orta Hisar Camii’ne değişik zamanlarda nakışlı süslemeler yapılmış ve kitabeler konulmuştur. Mihrabın doğusundaki oda 1842 yılında kütüphane haline getirilmiş ve kapısı üzerine bir kitabe yerleştirilmiştir.



Tavanlı Camii


Trabzon’un tipik çatılı camilerinden birisidir. 1874 yılında Nemlizadeler tarafından yapılmıştır. Geniş bir haziresi vardır. Dikdörtgen planlı olan yapı son cemaat mahalli ve harim kısmından meydana gelmektedir. Kalın taş duvarlar özenli bir işçilik gösterir.

Harimin giriş kısmı üzerinde ahşap mahfil yer almaktadır. Caminin aydınlatılması bütün cephelerdeki pencerelerle sağlanır. Taş mihrap bordürleri vazodan çıkan ağaçlar ve kıvrım dallarla kabartma olarak süslenmiştir. Minber sade tutulmuştur. Harimin ahşap tavanı da ortada göbeklidir.



Yenicuma Camii



Traszon’un kurtarıcı ve koruyucu azizi Eugenios’a izafe edilmiştir. İlk kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Araştırmacılar ilk yapının bazilika olduğunu belirtmektedir. Ayrıca 1291 yılına ait bir kitabe bulunmuştur. Bugünkü yapının 14. Yüzyılda haç planlı olarak inşa edildiği muhtemeldir.

Yapının bugün narteksi yoktur. Üç nefli ve üç apsislidir. Orta apsis içten yuvarlık dıştan beş köşelidir. Diğerleri içten at nalı, dıştan yuvarlaktır. Merkezi kubbe doğuda haç biçimli iki ayağa, batıda yuvarlak iki dorik sütuna pandantifler yardımıyla oturur. Yan neflerin üzeri tonozlarla örtülmüştür.

Bu yapıda da fresk izleri ve zemin mozayiklerinin kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca orta apsisin dışında kartal ve güvercin kabartmalarına yer verilmiştir.

Trabzon’un fethinden sonra camiye çevrilen yapıya kuzey giriş kısmı ile minare ilave edilmiştir. Büyük apsisten bir giriş daha açılmıştır. Taştan yapılan mihrap barok karakterlidir. Minberi ahşaptan yapılmış olup sade bırakılmıştır. Mahfilde iyi bir ahşap işçilik görülür. Bu ilavelerden başka caminin içinde çok değerli kalem işi süslemeler vardır. Pandantiflerin yazıları ünlü hattat Hafız Hasan Rıfat’ın eseridir. Kullanılan diğer kısımlardaki yazı ve nakışlar yenilenmiştir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.03.2011, 03:08   #22
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Turizm Merkezleri



Uzun Göl


Trabzon’a 99 Km. ve Çaykara ilçesine 19 Km. uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 m. Yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl “Uzungöl” olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. Özellikle yakınındaki “şerah” köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlar.

Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Uzungöl, sahip olduğu turistik potansiyeli bakımından çok zengindir. Çevrede trekking, kuş gözlem, botanik amaçlı turların yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya yakınlarındaki Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi diğer yaylalara geziler düzenleme olanağı vardır. Yaban hayatı bakımından Uzungöl çevresindeki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, Kafkas dağ horozu gibi hayvan türleri barınmaktadır.




Çalköy Mağarası



İlimiz Düzköy İlçesinin 5 km. güney kapısında denizden 1050 m. yükseklikte olup, aydınlatma ve gezi platformları tamamlanmıştır. Mağaranın içinde dış atmosfere dolinlerle olan irtibatı nedeniyle rahat bir hava haraketi vardır. Girişte kuru olan mağara atmosferinin mağaranın içerisinden akan dere nedeniyle iç kısımlarda nem bir kat daha artmaktadır.



Balıklı Göl



Bölgemizin coğrafi yapısı nedeniyle oluşan bir başka gölümüzdür. Balıklı Göl Akçaabat-Düzköy yolu üzerinden Hıdırnebi yaylasına çıkarken yol üzerindedir. Doğal güzelliği muhteşem olan bu gölümüz yazın birçok ziyaretçi tarafında dinlenme ve piknik alanı olarak kullanılır.




Çakır Göl




Çakırgöl dağının kuzey eteklerindeki Mecit-Mescit yaylasının platosu üzerinde, Dilowal devri buzullarının çanağında bulunmaktadır. Çakırgöl büyük sirkinin (Buzyatağı) tabanını kaplayan göl, mide görünüşünde, denizden 2.533 m. yüksekliğindedir. Çevresi 1.160 m. boyu kimi yerlerde değişik olmasına karşın 250 m. arasında değişen bir yükselti ile çevrilmektedir.

Güneyde 15-2 metreyi bulan derinliği öbür yanlarında daha sığcadır. Gölün güney bölümünü kaplayan büyük yarın altında, su yüzeyinden 20 m. yükseğinde falez biçiminde bir diklik bulunur. Bu dikliğin 50 m. gerisinde bulunan 8 su kaynağı (göze)nin suları küçük çağlayanlar biçiminde göle dökülür. Sular, burada tatlı ve durudur. Bu çağlayanların dışında gölün sol yanından gelip göle katılan bir dağ suyu daha vardır. Bu kaynak, gölün su düzeyinde bir değişiklik yapmadan artan sularını, yardığı Morez engelinden geçirip kuzeye doğru akan bir oluşturur. Daha aşağılarda, Değirmendere’nin bir kolu olan Meryemana vadisinden geçer. Gölde alabalık vardır. Çevre yeşilliği ile göl büyüleyici güzelliktedir.



Sera Gölü



Trabzon’un batısındaki Sera deresi üzerinde, kıyıdan 8 km. içerde Yıldızlı Beldesi sınırları içinde Demirtaş köyü yakınında bulunmaktadır. Dağ yamacının, 20 Şubat 1950′de kayması ile oluşan bir baraj gölüdür. Göl, Yıldızlı Beldesinden içeriye doğru 1 km. mesafededir. Vadi boyunca 2 km .lik bir uzunluk gösterir. Genişliği 150- 200 m. arasında değişir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.03.2011, 12:22   #23
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Yaylaları



Çakırgöl Yaylası


Maçka-Meryemana (Sumela) yolundan 58 km. mesafede ve denizden uzaklığı 2.504 metre olan yayla çevresinde Armutluk, Kırantaş, Akarsu, Aykarsa, Livayda, Kurugöl, Mesaraş, Furnoba, Kasapoğlu, Camiboğazı, Ortaoba ve Dereboyu yaylaları mevcuttur.



Haçka Obası Yaylası



1784 metre yükseklikteki yaylaya Düzköy ilçesinden güneye 12 km. toprak yolla ulaşmak mümkündür. Elektrik, PTT, çeşme gibi altyapıya sahip olan yaylada, kasap, manav, fırın ve pansiyon mevcuttur.


Harmantepe Yaylası



Köprübaşı İlçesi Yeşilyurt Beldesi sınırları içerisinde bulunan Harmantepe Yaylasında 1. Dünya Savaşından kalma siperler ve şehit mezarları vardır. Her yıl 29 Haziran tarihinde anma günü tertip edilir. Cösk tepesi görülmeye değer yerlerden birisidir.


Lapazan Yaylası




27 km lik bir stabilize yolla ulaşılabilen yayla, Maçka ilçesine bağlı Gürgenağaç köyünün güneyinde ve denizden mesafesi 2.200 metredir. Alt yapısının olmadığı yaylada ziyaretçilere uyku setlerini, yiyecek ve içeceklerini yanlarına almalarını öneriyoruz.


Sazalan Yaylası



1850 metre yükseklikte bulunan yaylaya Erikbeli Turizm Merkezi yolundan 25 km geçerek varılabilir. Burada çeşitli altyapı hizmetleri mevcuttur.

Sisdağı Yaylası



1850 metre yükseklikte bulunan yaylaya, Erikbeli Turizm Merkezi yolundan 25 km geçerek varılabilir. Burada çeşitli altyapı hizmetleri mevcuttur.



Sultanmurat Yaylası



Trabzon İli Çaykara İlçesine 25 km. mesafede olan ve Aydıntepe’nin 54 km. kuzeybatısında bulunan Sultanmurat Yaylasında elektrik, içme suyu ve wc bulunmaktadır. 1. Dünya Savaşından kalma siperler ve şehit mezarlarını her yıl binlerce insan ziyaret etmektedir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 19.03.2011, 23:29   #24
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Trabzon'un İlçeleri


Akçaabat İlçesi




Ülkemizin Doğu Karadeniz kıyılarında sıralanan en güzel yerleşim yerlerinden biri olan Akçaabat; 38.2 doğu boylamı ile 40.4 kuzey enlemi arasında, deniz seviyesinden 10 metre yükseklikte 385 kilometrekarelik yüzölçümü ile Trabzon ilinin hemen batısında yer alır.

1997 yılı nüfusu 37 500 olan ancak bugün civar belde belediyeleri ile birlikte 70 Bini aşkın şehir nüfusu ve 125 bini bulan toplam nüfusu ile Trabzon'un en büyük, Karadeniz Bölgesinin ise en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Akçaabat, aynı zamanda ulaşım açısından önemli bir kavşak noktasındadır.

Batısında Çarşıbaşı, güneyinde Düzköyve Maçka ile çevrili bulunan ve Düzköy ilçesi ana yolu olan Söğütlü vadisini bünyesinde barındıran Akçaabat, yörede bulunan yaylaların geçiş noktasındadır.

Karadeniz Bölgesi'nde yer almasına ve coğrafi olarak bu bölgenin özelliklerini taşımasına rağmen iklim olarak Akdeniz iklimi özelliklerini taşıyan ilçenin yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılıktır. Bu iklim özelliğinden dolayı Akçaabat'ta zeytin ve narenciye yetişir.


Tarihçesi



İlçenin kuruluş dönemine ışık tutan kaynakların çoğu yok olup gitmiş olan Akçaabat'ın tarihi Trabzon tarihi ile iç içe girer ve Trabzon tarihinin bütünlüğü içerisinde yer alır.

Bu sebepledir ki bazı kaynaklarda ilçenin propontos (pontos önü, girişi, kavşağı) olarak belirtildiği gözlenir.

Şehrin kuruluşuyla ilgili araştırmalar ilk yerlilerin Ege kıyılarından gelerek buralara yerleştiğini öne süren batılı araştırmacılar ile buralarýn Asya kökenli ya da Türk olduğunu ortaya koyan araştırmacılar arasında yoğunlaşır.

Tarihi seyir içerisinde çınar ağaçlarının bolluğundan dolayı ( eski türkçeden kaynaklanan batıdaki şehir anlamına geldiğini söyleyen araştırmacılarda vardır) Platana ya da Pulathane diye anılan ilçe sonraları ticaretin gelişmesi ve paranın bol olması nedeniyle Akçaabat adını almıştır.

Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen Akçaabat'ta Roma, Bizans, Komnenos ve Osmanlı dönemine ait tarihi yapıt ve izlere rastlamak mümkündür. Akçaabat'ın, Osmanlý Dönemine ait kaynaklarda şehir merkezi "Pulathane", ilçe geneli ise Akçeabâd" olarak geçmektedir.

Şehrin tarihinde 1810 yılı Ramazan ayı ayrı bir yer tutar Bu tarihte Rus donanması Sargana Mevkiine çıkarma yapmak istemiş, Akçaabat halkı 48'i kadın olmak üzere 969 şehit vererek yurdu savunmuştur.

Birinci Dünya Savaşı Sırasında 20 Nisan 1916 yılında Çarlık Rusyası Akçaabat'ı işgal etmiş, ancak bu işgalde uzun sürmemiş ve 17 Şubat 1918 de Akçaabat düşman işgalinden kurtulmuştur.


Ekonomi



Karadeniz kıyısındaki en önemli limanlardan biri olması nedeniyle tarihin her döneminde Akçaabat'ın ticari hayatı canlı olmuştur. I.Dünya Savaşının başlangıcında 5 bine yakın şehir, 60 bini aşkın toplam nüfusu ile önemli bir merkez olan ilçenin ticari ve ekonomik yapısının beklenen düzeyde gelişme gösterememiş olmasında başka nedenlerin yanında Trabzon'a yönelme ve coğrafi yapıda önemli yer tutar.

Şehrin adını tüm ülkeye duyuran ve ekonomik yapısı içerisinde önemli bir değer olan Akçaabat Köftesinin yanında şehrin ekonomisi içerisinde, tarım ve hayvancılığın yeri büyüktür. Tereyağı meşhur olan ve her zaman tercih edilen Akçaabat'ta salı günleri kurulan Akçaabat Halk Pazarı da bölgenin sebze, meyve ve hayvansal ürün ihtiyacını karşılayan önemli bir ticari merkezdir. Şehrin değişik yerlerinde hayvansal ürünlerin işlendiği işletmeler mevcuttur.

Özellikle kıyıları balık varlığı bakımından oldukça zengin olduğundan balıkçılık yaygındır. Tarımsal üretim içerisinde tütünün yeri büyük olup Doğu Karadeniz'de tütünün yetiştiği tek yerdir. Fındık, mısır ve benzeri ürünlerin yanında son yıllarda kivi, çilek gibi yeni ürünlere yönelme vardır.



Kültür



Cumhuriyetin kuruluşundan önce dahi evlerinde ud ve çağdaş müzik aletleri çalınan, kitap ve gazete okunarak çağdaş dünya ile bağlantı kurulan Akçaabat'ın bir kültür şehri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Kültür ve sanat alanında yetişmiş, eserleriyle ülke çapında üne kavuşmuş şahsiyetlerin yanında tiyatro, sinema, resim, heykel, müzik ve fotoğrafçılık; geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygındır. Akçaabat Belediyesi tarafından 14 yıldır organize edilen Müzik ve Halkoyunları Festivali uluslar arası bir boyut kazanırken, Kültür Müdürlüğü bünyesinde sekiz yıldır çalışmalarını sürdüren Türk Sanat Müziği Korosu bölgenin en iyi korolarından biridir.Yine Kültür Müdürlüğü bünyesinde1999 yılında oluşturulan Belediye Şehir Tiyatrosu ile 2001 yılında kurulan Türk Halk Müziği Korosu şehrin kültür hayatına renk katmayı sürdürmektedir.



Akçaabat'ta Folklor



Horon Karadeniz'in soluk alışı, yürek atışı dalgalanışıdır.
Horon, doğa ile insanın el ele, kol kola şahlanışıdır.



Karadeniz bölgesinde folklor deyince akla gelen ve bölgenin hemen hemen tamamında yaygın olan horonu ilk disipline eden ve dünyaya tanıtan yer Akçaabat’tır.

Halkoyunlarında günümüze kadar birçok Türkiye birinciliği olan 1975 yılında Fransa'nın Dijon kentinde düzenlenen uluslararası halkoyunları yarışmasında dünya birincisi olan ve ayrıca 1970-1983 yılları arasında uluslararası festivallerde Japonya başta olmak üzere bir çok ülkede dünya birincilikleri kazanan ve ülkemizi başarıyla temsil eden Akçaabat Folklor Derneği, günümüzde de yetiştirdiği folklorcular ile faaliyetlerini başarıyla sürdürmektedir.


Akçaabat'ta Eğitim



85 eğitim kurumunda öğrenim gören 29 bin 105 öğrenci bulunan şehirde en eski eğitim ve öğretim kurumu olan ve 115 yılını dolduran Merkez İlköğretim Okulunun yanı sıra Akçaabat şehir merkezinde on üç ilköğretim okulu, 4 lise, iki anaokulu bulunmaktadır. Ayrıca teknik lise ve üniversite sınavlarına öğrenci hazırlayan iki özel dershane de şehirde faaliyetlerini sürdürmektedir. Karadeniz Teknik Üniversitesine bağlı olarak Akçaabat'ta eğitim vermeyi sürdüren Fatih Eğitim Fakültesinin yanında şehir merkezinde yeni fakültelerin açılması planlanmaktadır.


Akçaabat Köftesi



Akçaabat köftesi, Akçaabat'ın özel yetiştirilen dana ve öküzleri ile elde edilen bir köfte çeşididir. 2009 ylında TPE tarafından Akçaabat yöresine ait olduğu tespit edilerek, coğrafi işaret tescili verilmiş ve 22 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

Akçaabat ilçesinde 1 ve 2 yaşından büyük olmayan dana ve öküzler her sabah yetiştirici tarafından yöre otları ve yemlerine katılan tuz ile beslenir. Bu çeşit bir beslenme dana ve öküzün etine ayrı bir lezzet katar.

Akçaabat köftesinde hayvanın ön kol eti, kaburga eti, işkembe yağı ve böbrek yağı kullanılır.

Akçaabat köftesi'nin en önemli özelliklerinden biri Odun kömürüyle çalışan ocaklarda pişirilmesidir. Ocak belirli sıcaklığa ulaştıktan sonra ızgarası tel fırça ile silinir. Ardından böbrek yağı ile temizlenir. Ve sıra halinde köfteler ızgaraya dizilir.

Akçaabat köftesi, piyaz, kızarmış biber, kızarmış domates, yöresel ekmek ile yenilir. İçecek olarak ayran tercih edilir.



Akçaabat'ta Turizm




Akçaabat; doğal güzellikleri yaylaları, tarihi evleri, mahalleleri, tarihi camileri, kilise, çeşme vb. tarihi binaları, Akçakalesi, denizi,Sera Gölü, dereleri ve Çalköy Mağarası ile Doğu Karadeniz'in en önemli turisitik yerlerinden biridir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
9 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 20.03.2011, 18:51   #25
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Araklıİlçesi



Araklı, Trabzon'un doğusunda olup, ilk yerleşim merkezi bugünkü ilçe merkezinin batısında bulunan 'Konakönü' mevkiidir. Araklı adı, Buzluca ve Kalecik yakasında yer alan iki kale arasında bulunması nedeniyle, 'Arakale'den aldığı varsayılmaktadır. İlçe, 1916 yılında Rus işgaline uğramış ve 1918 yılında bu işgal sona ermiştir. 1953 yılında Sürmene'den ayrılarak ilçe olmuştur. Fabrikalarıyla, eğitim kurumlarıyla ve yenilenen birçok özel ve resmi kurumu ve de hastanesiyle Araklı, Trabzon'un hızla gelişen ilçelerinden biridir. Trabzon'un en güzel yerlerinden biri olan ilçemiz, en genç nüfusun olduğu bir ilçedir.

Araklı'nın 70 km güneyinde bulunan çam ağaçlarıyla kaplı 'Pazarcık' Turizm Bakanlığı'nca turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. Pazarcık'a girişte Pazarcık Mağarası bulunmaktadır. Yeşilyurt Beldisi Yılantaş Yaylası'nda her yıl 25 Ağustos'ta şenlikler yapılmaktadır. Yeşilyurt'ta, 1. Dünya Savaşı'ndan kalma bir şehitlik bulunmaktadır. İlçe merkezine 10 km uzaklıkta Bereketli köyünde 'Acısu' olarak bilinen madensuyu vardır. Ayrıca 55 km uzaklıkta Çörmeler Pilitli'de ve 80 km uzaklıkta Balahor'da madensuyu şifalı olarak bilinmektedir.


Etimoloji



Araklı adının kökeni, Rumcadaki "Arazos" kelimesine dayanır. Bu kelimenin diğer bir versiyonu olan "Arakos" kelimesi zamanla değişerek "Araklı" adını almıştır. Türkler yerleştikleri yörenin eski adını değiştirmezler, ona benzeyen adlar verirler. Bütün Anadolu'da bu böyledir. Örnek: Magnesia: Manisa olmuştur Türklerin dilinde. Araklı’ya yerleşen Türkler de Türkçeye uydurarak eski adı Araklı koymuşlardır.
Bir teze göre, Arazos /Arakos (Araklı): Doğu Roma İmparatoru Herakleios'un 626 yılında ordusuyla bugünkü Araklı burnunda konakladığı için bu ismi aldığı sanılmaktadır. Başka bir teze göre, Ermenice havari anlamına gelen Arakeal'den ya da Kapadokia dilindeki Arako (kurban sunağı) terimleriyle de bir alakası olabilir.


Tarihçesi



Doğu Karadeniz'deki diğer yerlerde olduğu gibi Araklı'nın da tarih öncesi arkeolojik çalışmalarla aydınlatılmış değildir. Ancak binyıllar boyunca Doğu-Batı ticaretinin en canlı güzergâhı olan İpek Yolunun Karadeniz’e Ulaştığı toprakların üzerinde kurulmuş olması ticari değerinin yanında askeri ve jeostratejik değerlere sahip olması ilçedeki yerleşimin Trabzon’dan çok sonra olmadığını düşündürtmektedir. Doğu Karadenizi Güneyden kuşatan ve savunmasını kolaylaştıran, dağlar Anadolu'ya hükmeden yönetimlerin bölge üzerinde otorite kurmasını, ticari ve sair ilişkilerle bölge kültürünün değiştirilmesini uzun süre engellemiş kendi bildiğince kendine yeterek yaşamayı benimseyen bir insan tipinin oluşmasına neden olmuştur. Hititler döneminde bölgenin madenlerini işleyen halkı Haliblerden maden alındığı, Asurluların Batı İran'dan gelerek bölgeyle sınırlı ticari ilişkilerde bulundukları bilinmektedir.

Bölge ilk sömürgeci ziyaretini M.Ö. 750 yıllarında Miletliler vasıtasıyla yaşadı. Ancak bu yıllarda Kafkasya üzerinden başlayan Kimmer akınları sebebiyle sömürgeciler bölge yerleşmeye fırsat bulamadılar. Kimmerler'den sonra İskitler, Medler ve Persler kısa süreli hâkimiyetleri olmuştur. Trabzon çevresindeki halklardan bunların özelliklerine yaşama biçimlerine yetiştirdikleri karakterlere dair bilgilerden söz eden Ksenefon M.Ö. 400 yılında Bayburt-Trabzon yolculuğunda bölgenin yerli halkları olan Kolhlar Makronlarla savaşlarını eseri Anabasiste yazar.

Diğer kaynaklarda onaylandığı gibi bölge halkı savaşçılık, arıcılık, meyvecilik ve madencilikle meşgul olup, denizden de faydalanır durumdaydılar.
Ayrıca Araklı'dan Trabzon istikametine doğru yaklaşık 3 km uzakta tarihi Kalecik Kalesi bulunmaktadır ki kale Canayer Kalesi'nin bir uzantısıdır.


Nüfusu



2008 yılı TUİK verilerine göre Araklı genelinde toplam 50.539 nüfus vardır. 2007 yılında Araklı nüfusu 50.285 idi. Araklı ilçe merkezinde toplam 22.500kişi, belde ve köylerde ise toplam 32.144 kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun 25.836'sı kadın nüfus, 24.703'ü ise erkek nüfustur. Araklı 2008 yılında da 2007 yılında olduğu gibi Trabzon’un nüfus yoğunluğu bakımından 2. büyük ilçesi olma özelliğini korumaktadır.


Ekonomi




Araklı, 372 km'lik bir alana sahip olup Karatepe silsilesi ile Küçükdere dağ silsilesinin kıyıya kısmen dik olarak inmesinin belli oranda iç kısımlara kadar uzanmasını sağlamıştır. Arazi Yapısının çok engebeli ve dağlık olması tarıma olan ilgiyi azaltmıştır. Tarım sınırı kıyıdan yaklaşık 600 km'ye kadar çıkmaktadır. İlçede yoğun olarak mısır, fındık ve çay üretimi yapılabilmektedir. Bunun yanında önemli olmayan miktarlarda baklagil de yetiştirilmektedir.

İlçede hala geleneksel "Ahır" hayvancılığı devam etmektedir. Etinden, sütünden ve derisinden gereği gibi yararlanma beklentisi ve becerisi oluşamamıştır. Halk daha çok kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir hayvan bakıcılığı yapmaktadır. İlçede ve köylerinde toplam 247 adet saf "Jersey" ineği bulunmaktadır, bu rakam, ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalmaktadır. Ayrıca 9223 tane de yerli kara inek olduğu ilçe tarım müdürlüğünün verilerinde tesbit edilmiştir.

Arıcılık, yavaş yavaş olsada gelişmektedir. 1650 arıkovanı ile 181 belgeli arıcı yılda 4500 ton bal üretmektedir. Özellikle bölgede üretilen ve "Cifin" denilen çiçeğin özününde karıştığı için "Delibal" olarak adlandırılan bu balın besin değeri yüksek olduğu bilinmektedir.

Denizlerimizde çeşitli sebeplerden meydana gelen verimsizlik denize kıyısı olan ilçemiz içinde olumsuzluklar oluşturmuştur. Bunun yanında bilinçsiz avlanma neticesinde ilçe deniz kıyısında olmasına rağmen yeterli oranda balık tüketememektedir. Ancak son yıllarda Sahil Güvenlik teşkilatının kurulması, bu tür avlanmaları ve balık nesillerinin tükenmesini önleyici uygulamaları başlatmıştır


Turizm



İlçemiz sınırları içerisinde bulunan Pazarcık mevkiinin Turizm bakanlığınca birinci dereceden turizm bölgesi ilan edilmesinin ardından bölgeye olan ilgi daha da artmıştır. Her yıl gerek Trabzon'un yerli halkı gerek komşu illerden bölgeye yoğun olarak ziyaretçi gelmektedir.
Özellikle şehir dışında yaşayan Trabzon halkının en fazla rağbet ettiği alan Pazarcık olmaktadır. Gösterilen bu yoğun ilgiye paralel olarak bölgede konaklama ve benzeri temel ihtiyaçları karşılayacak yeni tesisler inşa edilmiştir. Böylece yeni istihdam alanları oluşturulmuştur. Yayla turizmi artık Araklı halkı için yeni bir ekonomik canlılık kaynağı olmaya başlamıştır. Geldiğimiz aşamada çok büyük etkisi olmamakla birlikte yayla turizmi hızla gelişmektedir.

Ayrıca Araklı'dan Trabzon istikametine doğru yaklaşık 3 km uzakta tarihi Kalecik Kalesi bulunmaktadır ki kale Canayer Kalesi'nin bir uzantısıdır.
Balahorda 4 yıldır, pazarcıkta ise bu yıl ilk defa şenlikler düzenlenmeye başlamıştır. Halkın yoğun ilgisi sayesinde çevre il ve ilçelerden coşku her yıl katlanmaktadır.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.03.2011, 22:34   #26
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Arsin



Arsin Trabzon ilinin bir ilçesidir.
İlçe merkezi sahil kesiminden ve hafif meyilli bir araziye sahiptir. İlçenin topografik yapısı, sahilden iç kesimlere doğru gidildikçe eğimi artan bir yapıdadır. Bazı köylerde eğim %70'lere kadar varmaktadır. İlçenin toplam yüzölçümü 169 km²’dir. İlçede 5 akarsu bulunmaktadır. Bunlar Yanbolu, Falgoz, Arsin, Kendirlik ve Sifla (Süfla) dereleridir.

İlçenin tarımsal alanı 9.530 hektar, ormanlık alanı 6362 hektar, çayır mera alanı 583 hektardır, elverişsiz alanı ise 425 hektardır. Tarım arazisi kullanma şekline göre; Tarla alanı 10.400 dekar, yem bitkileri alanı 232 dekar, sebzecilik alanı 658 dekar, çay alanı 350 dekar, fındık alanı 83.590 dekar ve kivi alanı ise 70 dekardır. İlçenin merkezinin rakımı 10 metredir. Koordinatlar; 39-50 derece doğu boylamı, 40-50 derece kuzey enlemidir.

Bölgesel iklime bağlı olarak ilçede yazları serin, kışları ılık geçer. Ilıman iklim bölgeye hâkimdir. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 - 1100 mm arasında değişir ve ortalama sıcaklık 15.5 derecedir. Bölgenin yüksek kesimleri ve vadiler yaz ve sonbahar ayları başlangıcı dışında sislidir. Bulutluluk derecesi 6/10 dur. En bulutlu ay Şubat ayıdır. En bulutsuz ay Haziran ve Ekim aylarıdır. Bölgede hâkim rüzgârın hızı 1.6m/sn dir. Bölgeye egemen rüzgârlar Aralık ayında Kıble yâda Lodos, Haziran ayında Güney, Kasım ayında Batı, diğer aylarda Batı-Kuzey rüzgârlarıdır. En hızlı rüzgârlar Şubat ayında Batı ve Kuzeybatıdan esmektedir. En soğuk ayın sıcaklık ortalaması 7.75 derecedir. En sıcak ayın sıcaklık ortalaması ise 24.05 derecedir. En düşük ortalama nem oranı 69.2 ile Aralık ayında görülür. En yüksek ortalama nem oranı 83.5 ile Mart ayında görülür.



İlçe, Trabzon ilinin 20 km doğusunda Trabzon-Rize sahil şeridi üzerinde kurulmuş bulunmaktadır. Doğusunda Araklı, Batısında Yomra ile çevrili, Kuzeyinde Karadeniz, Güneyinde Gümüşhane ilinin Yağmurdere bucağı ile çevrilidir. Karadeniz ile 7 km deniz kıyısı, Batıda Yomra ilçesi ile 28 km mülki kara sınırı, Doğuda Araklı ilçesi ile 35 km mülki taksimat sınırı mevcut bulunmaktadır.

2009 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre İlçe merkezinde 10,395 kişi,köylerde 17,974 kişi olmak üzere toplam nüfus 28,369’dür.
17 Ağustos 1999'da meydana gelen Gölcük Depreminden sonra bölgeden köylere ve ilçeye göçler gerçekleşmiştir.




Tarihi



Trabzon'un bir ilçesi olan Arsin Orta Çağdan günümüze küçük bir yerleşim merkezi olarak kurulmuştur. 26 Ekim 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u Fethi ile Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. 13 Nisan 1916'da Rus işgaline uğrayan Arsin 24 Şubat 1918 tarihinde Rusların çekilmesi ile işgalden kurtarılmıştır.
Arsin 1952 tarihine kadar Yomra ilçesine bağlıydı. Bu tarihte bucak olmuş ve belediye teşkilatı kurulmuştur. Arsin 1957 yılında çıkarılan 7033 Sayılı Yasayla ilçe durumuna gelmiş ve 4 Nisan 1959 tarihinde fiilen teşkilatlandırılmıştır.

Arsin adı, “Temiz” ve “Arınmış” anlamına gelir. Bu adı, tabii plaj durumunda bulunan ilçe kıyılarındaki kumsallardan aldığı söylenmektedir. Fakat günümüzde bölgeden Karadeniz Sahil Yolu'nun geçişi ile herhangi bir plaj kalmamıştır.

Yukardakilerden daha mantıklı olan açıklama isminin bölgede yaşayan Trabzonun eski halklardan miras kaldığı Turklerin de belki bir miktar değiştirerek aynı ismi muhafaza ettiği şeklinde olabilir. Zira ilçede kullanım Arsen şeklinde olup; arınmış arısın vs şeklindeki arı kelimesi yerel terminolojide bulunmamakta günlük hayatta kullanılmamaktadır.



Tarım



İlçenin toplamda arazi alanı 16900 hektardır. Bu arazinin %59.39’u tarım, %37.64’ü orman, %3.44’ü çayır-mera, %2.51’i ürün getirmeyen arazidir.
İlçe ve köylerinde yaş fasulye, kuru fasulye, MISIR, patates, biber, patlıcan, karalahana, domates ve salatalık ekimi yapılmaktadır. İlçede aile ihtiyacını karşılayacak küçük çapta hayvancılığın yanında meyvecilikle uğraşılmaktadır. Başlıca yetiştirilen meyveler; fındık, karayemiş, limon, portakal, mandalina, kiraz, ceviz, armut, ayva, elma, incir, dut, erik ve çay dır.

Kivi dekara verimde fındığın on katı gelir getiren ayrıca bölgeye iyi adapte olmuş ve fındığa alternatif sayılan bir üründür. Bundan yüzden İlçede İl Özel İdare kaynaklarıyla alınan fidanlarla bahçe tesisine devam edilmiştir. Şu anda toplam 52 kivi bahçesi bulunmaktadır.
Seracılık 1994 yılından itibaren ilçede başlamıştır. Şuanda 21 adet sera bulunmaktadır.



İlçe sınırları içerisinde bulunan Yanbolu deresinde tabi olarak bıyıklı sazan, alabalık türünde balıklar bulunmaktadır. İlçede kültür balıkçılığı istenilen seviyede gelişmemiş bulunmaktadır. Yanbolu deresi üzerinde 100 ton / yıl kapasiteli bir adet işletme bulunmaktadır. Sifila deresi üzerinde bir adet 40 ton / yıl kapasiteli balık havuzu bulunmaktadır. Bu iki balık havuzunda ekonomik nedenlerden dolayı üretim yapılamamaktadır. Yine İlçenin Yanbolu deresi üzerinde küçük çaplarda iki tane aile tipi balık havuzu bulunmaktadır. Derelerin doğal florası zengin olduğundan balıklandırmaya elverişlidir.

İlçede hayvancılık yüksek kesimlerde yaygınlaştırılmış olup, hayvancılığın geliştirilmesi için suni tohumlama, yem üretimi ve ahır ıslahının birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bu amaçlara yönelik olarak hayvan pancarı silajlık mısır ve pancar fiği ekimine ağırlık verilmiştir. 22 Ekim 2001 tarihinde Tarım İl Müdürlüğünden bir boğa ilçeye verilmiştir. Toplam büyükbaş hayvan sayısı 5527, küçükbaş hayvan sayısı 3640, kümes hayvanı sayısı 6240 ve arı kovanı sayısı ise 1600 adettir.



Yanbolu




Trabzon Arsin ilçesinin turistik tesislerinin hatırı sayılır bir kısmı bu ilçede yeralır. Yörede Yanbolu deresinin denize kavuştuğu ve Araklı ilçesi ile sınırdaştır. Yanbolu yolu santa harabelerine bağlantı yolu oluşturur.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 22.03.2011, 23:56   #27
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Beşikdüzü
(Şarli)



Beşikdüzü ilçesi Trabzon’un 45 km. batısındadır. Doğusunda Vakfıkabir, batısında Eynesil, güneyinde Şalpazarı ve Tonya ilçelerimizle kuzayine boydan boya Karadeniz bulunmaktadır. Denize sıfır kodlu olan ilçenin 121 km 2 yerleşim alanı vardır. İlçemizin Türkelli ve Yeşilköy olmak üzere iki beldesi, merkeze bağlı yedi mahalle ve yirmibeş köyü vardır. Merkez nüfusu 29.700 olup, köyleriyle 47.000 dir.
İlçe merkezi düz olup deniz seviyesi yüksekliğindedir. İç kesimleri oldukça engebeli ve meyilli bir araziye sahiptir. İlçenin yüzölçümü 121 km2'dir.

Tipik Karadeniz ikliminin hükümsürdüğü ilçede, yazları serin, kışları ılıktır. Her mevsimde yağış görülür. En sıcak ay ortalaması 22 derece, en soğuk ay ortalaması 6 derecedir. Nem oranı % 60 - % 70 civarındadır. Önemli akarsuları Ağasar Deresi ve Kurbağlıdere'dir. Önemli yükseltileri ise Beşikdağı ve Yumru Tepeleri'dir.
Çevre ilçelerinin de yaralandığı Beşikdüzü Limanı doğal bir liman niteliğindedir.


Tarihçesi




Eski yıllarda Yobol adıyla da anılan Beşikdüzü İlçesi 1834 yılında padişah II.Mahmut’un fermanıyla Şarlı adıyla Vakfıkebir İlçesine bağlı nahiye olarak kurulmuştur.Şalpazarı İlçesi dahil olmak üzere 80 yıl müstakil tam teşkilatlı ilçe gibi idari teşkilatta yerini alır. 1914 1. Dünya Harbi arifesinde valilik kararı ile Vakfıkebir'e bağlanmışsa da müstakil oluşunu devam eder. 7/12/1953 gün ve 4/1949 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Nahiyede, Sulh Mahkemesi, Nüfus, Tapu ve Özel İdare Müdürlükleri ve Noterlik kurulur. Ancak, 1958 yılında Tapu ve Ziraat teşkilatı hariç diğer birimler kaldırılır.

İlçe halkı 13 ve 14. yy'larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen Türkmen boylarını torunlarıdır. Bugünkü köy adları bu rivayetlerin doğrulamaktadır.Oğuz Beldesi, Dolanlı, Şahmelik, Kalegüney, Anbarlı ve Seyitahmet eldeki en eski belgelere göre Beşikdüzü'nün 1834 yılında Padişah 2. Sultan Mahmut Fermanı ile kurulduğunu ortaya koymaktadır.

Nahiye bir müddet Görele ilçesine Şarlı adı ile bağlı kalmıştır.Buradan ayrıldıktan sonra doğruca Trabzon vilayet merkezine bağlanmıştır. Böylece daha müstakil ve tam teşkilat olarak hizmetler yürütülmüştür.


Ekonomi



İlçe halkının geçim kaynağı genellikle tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Bununla birlikte toprakların az oluşu halkın başka geçim kaynakları aramasına neden olmaktadır. Bunların başında küçük el sanatları, ticaret, memuriyet ve işçilik gelmektedir.

Halkın başlıca tarımsal faaliyeti fındıkçılıktır. Ayrıca çay yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Vatandaşlar kendi ihtiyaçlarının karşılanması için mısır, patates, sebze ve narenciye (mandalina-portakal) yetiştirmektedir. 1997 yılında fındığa alternatif olarak kivi yetiştiriciliği üzerine çalışma yapılmıştır. Son dört yıl içinde çiftçilere kivi, ceviz ve mandalina fidanı dağıtılmıştır. Seracılık üzerine de çalışmalar yapılmıştır. Bu seralarda sebze yetiştirilmektedir.



Gelenek ve Görenekleri




XIII. ve XIV. Yüzyıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen Türkmenlerin torunları olay yöre halkına yaylacılık geleneği halen devam etmektedir.
İlçemizin folklorik zenginliği birçok araştırmacının inceleme konusu olmuştur. Halkımızın, asker uğurlama, düğün, bayram ve cenaze merasimlerindeki dayanışması Karadeniz insanının beraberlik anlayışını yansıtır.
İşi birlikte yapma anlamına gelen imece usulü çalışma anlayışı kaybolmaya yüz tutmasına rağmen bazı yerlerde devam etmektedir.

Yöre halkı, mayıs ayından itibaren; Kadırga, Erikbeli ve Sis Dağı Yaylalarındaki kendilerine ait obalarda yaz aylarını geçirirler. Bu yaylalarda farklı tarihlerde ilçemizin folklorik ve kültürel zenginliğinin sergilendiği çeşitli etkinlikler düzenlenir. Yayla şenliklerimiz ülkemizin büyük illerinde de yapılmaktadır. Bu şenliklere atalarımızın Orta Asya'daki yaylak - kışlak tarzı yaşamlarının kültürümüzdeki uzantısıdır.



Yöre halkı, mayısa denk gelen günde "Mayıs Yedisi Şenliklerini" yapar. Bu tür kutlamaların değişik tarihlerde değişik adlarda Karadeniz'in bazı sahil il ve ilçelerinde de kutlandığı görülmektedir. Bu törenler, baharı karşılama, eğlenme ve kaynaşma amaçlı yapılmaktadır. Mayıs yedisi törenleriyle yayla şenliklerinde giyilen yöresel kıyafetler, yapılan yöresel yemekler, oynanan oyunlar ve söylenen maniler folklor ve halk edebiyatı araştırmacılarının ayrıca inceleme konusudur.

__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.03.2011, 22:56   #28
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Çarşıbaşı
(İskefiye)





Çarşıbaşı İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesinde Trabzon - Giresun sahil yolu üzerinde , Trabzon ilinin 34 km. batısında kurulmuş güzel bir yerleşim merkezidir .Çarşıbaşı'nın eski adı İskefiye olup 1962 yılında değiştirilmiştir . Bunun yanında , Vakfıkebir ' de kurulan pazara gidecek olan insanların konaklama yeri olduğu için Çarşıbaşı ' na Pazarönü de denilmekteydi .Çarşıbaşı Trabzon ' dan ayrı olarak düşünülemez . Bu bakımdan Çarşıbaşı ' nın Trabzon tarihi içerisinde incelemek gerekir . Zaten Çarşıbaşı Tarihi ' ni aydınlatacak araştırmalar da henüz yapılmış değildir .

Cumhuriyet döneminde, İskefiye adıyla Vakfıkebir ilçesine bağlı bucak merkezi iken (1944), 01. 12. 1954 tarihinde iskefiye Bele-diyesi kurulmuş, 1962 yılında adı Çarşıbaşı olarak değiştirilmiş, 12.08.1991 tarihinde ilçe olmuştur.




Vakfıkebir pazarına giden köylülerin ko-nakladığı Çarşıbaşı’nın, halk arasındaki diğer adı Pazarönü’dür. Çarşıbaşı İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesinde Trabzon-Giresun sahil yolu üzerinde , Trabzon İli ' nin batısında yer alan bir yerleşim merkezidir

Çarşıbaşı İlçesi ' nin doğusunda Akçaabat , batısında Vakfıkebir , kuzeyinde Karadeniz , güneyinde ise Akçaabat ve Vakfıkebir bulunmaktadır.
Batısında Boztepe, Yalıköy, doğuca Fenerkoyu, güneyinde Mahmutlu, Çavuşlu, Sarıköy, Kadıköy köyleri yer almaktadır.

Köyde, romatizmaya iyi geldiğine inanılan 50 °C sıcaklığında kalsiyumu bol bir su kaynağı bulunmaktadır.Arazi yapısı genellikle dağınık ve eğimlidir . Dağlar bazı bölümlerde denize dik , bazılarında ise paralel olarak uzanırlar . Bu dağlar , bazı kısımlarında güney-kuzey doğrultusunda denize akan akarsularla bölünmüş ve vadiler meydana gelmiştir .




Akarsular içerisinde en önemlisi İskefiye Deresi olup , birçok akarsuyun birleşmesi ile meydana gelmiştir ve Karadeniz ' e dökülmektedir .Çarşıbaşı ' nın dağları denizden iç kesimlere doğru ilerledikçe yükselmektedir . İlçenin en yüksek yeri 2150 metre yüksekliğindeki Karadağ Tepesi ' dir . Bu yer hem Akçaabat , hem de Vakfıkebir İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır . Bu bölge aynı zamanda Çarşıbaşılı köylülerin yaylası ve dinlenme yeridir . Diğer taraftan ilçenin doğusunda deniz kenarından başlayan Yoroz dağları , güneyinde Şahinli Köyü ' nün batısında kalan Karaorman Dağları , Kaleköy sınırları içinde bulunan Kulus Tepesi ile güneyinde Hıdırnebi Dağları da ilçede bulunan önemli dağlar arasında yer almaktadır.

Çarşıbaşı İlçesi , Karadeniz ikliminin tipik bir örneğini gösterir . Genellikle yazlar orta sıcaklıkta , kışlar ise ılık geçmektedir . Bunun yanında bütün mevsimler düzenli ve yağışlıdır . Çarşıbaşı ile Trabzon yakın olmasına rağmen iklim farklılığı görülebilir . Yoroz Burnu ' na kadar günlük güneşlik olan hava oradan sonra tamamen değişebilir . Bunun terside olabilir . İç tarafta kalan Çarşıbaşı Yoroz ' dan sonra iklimde farklılık gösterir . Çünki Yoroz Burnu ' nun mevkii denize çıkıntılıdır.42 yıl boyunca yapılan sıcaklık ölçümlerine göre , yıllık ortalama sıcaklığı 14.9 derece olarak hesaplanmıştır .



En sıcak ay Ağustos olup ortalama 23.2 derece , en soğuk ay ise Şubat olup ortalama 7 derecedir . Don olayları fazla olmayıp daha ziyade Şubat ayında kısmen rastlanır . Nem oranının değeri % 74 civarındadır . Bazı aylarda % 79 ' a kadar ulaşır . En düşük nem oranı Nisan ayında olup % 6 civarındadır . Çarşıbaşında yılın her ayında yağışlara rastlamak mümkündür . Bu bakımdan Karadeniz yağış düzeninin belirgin özelliklerini taşır .

Ancak , Karadeniz ' in diğer kıyılarına göre yağışlar bu yörede kısmen bir azalma gösterir . Dağların karayele karşı oluşu engebelerin yüksek olmayışı buna yol açar . Yıllık yağış tutarını mevsimlere göre dağılışında Karadeniz yağış düzeni egemen olmakla birlikte doğu taraftaki merkezlere göre yaz aylarının biraz daha yağışsız geçtiği , buna karşılık ilkbahar yağışlarının daha fazla olduğu görülür .




Çarşıbaşı ' nda kıble ya da lodos poyraz ve karayel rüzgarlarına rastlanır . Kafkas Dağları ' nn soğuk rüzgarlara engel oluşu , Doğu Karadeniz Dağları ' nın yüksekliği ve denizin etkisiyle kış mevsimi genellikle ılık geçmektedir . Kıyı kesimlerine daha az , yüksek kesimlere ise daha fazla kar yağar.

İklimin ılıman karakterde bulunması , yağışların fazla ve düzenli olması , kıyıdan itibaren yükselen dağların özellikle karayele karşı bulunması bölgede gür bir bitki ötüsünün oluşmasına yol açmıştır . Eğer orman yok edilmemişse , alt sınırı deniz seviyesinden başlar , 2100-2300 metreye kadar yükselir . Bunlardan 120 metreye kadar olan yerlerde daha çok kışın yapraklarını döken geniş yapraklı ağaçlar ( meşe , kestane , komar , kızılağaç , isfendan , ıhlamur gibi ) , 1200-2300 metre arasında ise iğne yapraklı ağaçlar ( çam ) yer alır .





Bu yörede ormanlar denize kadar uzanmaktadır . Bunda yağış ve ısı etkenlerinin önemli rolü vardır . Yerleşme alanlarının dağınıklığı tarım ürünlerinin ekilmesi ormanların çoğu yerde harap olmasına yol açmıştır Bu bakımdan orman ekim alanları arasında az miktarda kalmış , ancak yüksek yerlerde alanlarını genişletebilmiştir .Yüksek yerlerde yaygın ağaç türleri ladin ve kayındır . Ancak , ormanlarda yetişen değişik türler de vardır . Örneğin Karadeniz köknarı , Şark kayını az ölçüde sarıçam , gürgen , karaağaç , meşe , kızılağaç , kestane gibi .Çarşıbaşı ' nda arazinin yüzde 80-90 arasında engebeli olmasına ve geniş düzlükler bulunmamasına rağmen ekonomik değeri üstün olan tarım ürünlerinin yetiştirilmesi mümkündür .
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.03.2011, 23:44   #29
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Çaykara



Çaykara, Trabzon ilinin 35.435 nufuslu bir ilçesidir. İlin önemli turistik yerlerinden Taşkıran ve Uzungöl bu ilçede bulunur. İl merkezine 76 km uzaklıktadır.
İlçeye bağlı 5 belediye (Çaykara, Taşkıran, Ataköy Beldesi, Karaçam Beldesi, Uzungöl) ve 27 köy vardır.


Tarihi




İlçenin Tarihi, genelde Trabzon'un Tarihi ile ilişkilidir. Tarihi bilgilere göre bölgede varlığı tespit edilen en eski halk Lazların atası olduğu sanılan Kolhlardır. Antik Çağ'da sırasıyla Pontus devleti, Roma İmparatorluğu, Bizans ve Trabzon İmparatorluğu'nun yönetimine giren yöre, 1461 yılında göre Çaykara İlçesi dahilinde bulunan köylerden ve (Siros), Kadohor,Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon İmparatorluğu'nu yıkması ile kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimine geçmiştir.1486 yılı Osmanlı tahrir defterlerine Ğorğoras, Holayisa, PaçanZeno’da, 2'si Müslüman 241'i Hıristiyan 243 hanede yaklaşık nüfus 1277 barındığı görülmektedir. 1681 yılı tahrir defterlerine bakıldığında ise Ğorğoras, Holayisa, Paçan, Zeno,Yente, Haldizen - İpsil, Okene, SeroHopşera, Sarahos, Fotinos, Zeleka köylerinin tamamen İslam'a geçtiği görülmektedir.

1915 yılında I. Dünya Savaşı sırasında ilçe Rus Ordusunun işgaline uğramıştır. İlçenin 27 km güneyindeki Sultanmurat yaylasında bulunan "Şehitler Tepesi" bu savaşta şehit düşen Türk Askerlerinin ölümsüz anıtıdır. 1925 yılına kadar Of ilçesine bağlı bir köy iken, 1925 yılında bucak, 01.06.1947 yılında 5071 sayılı kanunla İlçe statüsüne kavuşmuş, 01.01.1948 tarihinde de fiilen teşkilatlandırılmıştır. 27 Şubat Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır.

İlçeye " Çaykara" adı Solaklı ve Yeşilalan derelerinin birleştiği yere yakın taşların arasından çıkan "Çaykara Suyu" nedeniyle verilmistir. Halk arasinda kullanılan eski adı Kadahor olup "Aşağı köy" anlamına gelmektedir.
İlçe, dağlık ve kayalık bir yapıya sahiptir. Trabzon iline 75 km uzaklıktadır. İlçe merkezi denizden 280 m yükseklikte ve 25 km içeridedir. Of ilçesinden Bayburt ili İstikametine uzanan vadinin içinde kurulmuştur.


Coğrafya



Soğanlı Dağları ve Uzungöl bucağının doğu ve güneyinde bulunan dağlardan çıkan sular, Ataköy Kasabası yakınında birleşerek Solaklı Çayı adını alır ve Of ilçesinde denize dökülür. Solaklı Çayı'nın yatağı dar olduğundan, bu çayın kenarında bulunan İlçemizin yerleşim alanı da dardır. Çaykara, Trabzon'un deniz sahilinden içeride olan 6 ilçesinden biridir. İlçenin 420 km2.lik bir yerleşim alanı vardır. Of -Dernekpazarı-Çaykara-Bayburt Devlet Karayolu, Solaklı Çayı'nı takip eder. Bayburt ili sınırları içinde bulunan Soğanlı Dağlarının yüksekliği 3.000 metre yi bulur.

1947 yılında İlçe statüsüne kavuşan Çaykara'nın 4 kasabası, 27 köyü ve 11 mahallesi bulun- maktadır. İlçenin dağlık ve yamaç oluşu yerleşim alanlarının dağınık olmasına sebep olmaktadır. Bu itibarla her köyün birçok mezrası (Kom) ve yazın şenlenen yaylaları bulun- maktadır. Merkez Belediyesinden başka Ataköy, Karaçam,Uzungöl ve Taşkıran kasabalarında belediye teşkilatı kurulmuştur. İlçe Merkezinde alt yapı hizmetleri tamamlanmış olup, çevre ilçelerle de ulaşımı sürekli ve normal durumdadır.


Sosyal Yapı



İlçede evlenme yaşları genelde erkeklerde 20-24, kızlarda 17-20 yaşları arasındadır. Evlenen gençler gelir düzeyinin düşük olması nedeniyle genelde ilçeyi terk edip gurbete göç etmektedir. Eşler evlilikten önce kısa bir nişanlılık dönemi geçirirler. Düğünler genelde basit geçer. Düğünü takip eden 7. Gün "Yedi" diye tabir edilen tören yapılır. Son zamanlarda İlçe merkezindeki düğünler Halk Eğitim Merkezi ve Belediye Düğün Salonunda yapılmaya başlanmıştır. Düğünlerde kemençe ve kaval gibi mahalli çalgılar eşliğinde horon oynanır.

Halkın giyim kuşamı giderek modern görünüme dönüşmektedir. Yöresel kıyafet genelde yaşlılarda görünür. Geleneksel kıyafetlerde en önemli giysiler Zıpka, Laz Donu ,Sapuk, Peştemal, Yazma, Kefiye ve Oğluk olarak gösterilebilir. Bazı köylerde Rumca(Romeyika)dili kullanılmaktadır.



Turizm ve Doğal Kaynaklar




İlçe turizm yönünden Trabzon'un diğer ilçelerine nazaran, sınırları içinde bulunan kabataş ve Uzungöl Beldeleri nedeniyle şanslı bir konuma sahiptir. Özellikle son 10 yıl içinde tanıtım yapılan bu doğa harikası beldelerimiz, her yıl birçok yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmiştir.

Çaykara Uzungöl arasındaki asfalt yol yapımı çalışmaları bitmiştir. Halen beldedeki yatak kapasitesi 1000'e ulaşmıştır. Girişimciler tarafından yaptırılan bungalov tipi evler vardır.
Yıllar önce bir dağ yamacının kayarak dere ağzını kapatması sonucu oluşan suni gölün hemen yanında başlayan gür çam ormanların yüksekliği 2000 metreyi bulur. Bu ormanların hemen bittiği yerde, hemen yöre insanlarının yazın kullandığı geniş yaylalarımız gelir.



Son zamanlarda deniz turizmin den sıkılan yerli ve yabancı turistler Yayla Turizmine önem vermeleri neticesinde yaylalar da bu hareketlilikten nasibini almaya başlamıştır. Nitekim Sultanmurat Yaylasında 3 yıldızlı otel ayarında ve 150 yataklı modern otel 1997 yılında faaliyete geçmiş olup, halen var olan talepleri daha şimdiden karşılayamaz duruma gelmiştir. Keza aynı güzergah üzerinde bulunan Limonsuyu Yaylasında 100 yataklı otel bulunmakta olup, yapılan bu yatırımlar ilerde yapılacak yeni yatırımların müjdesini vermektedir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 26.03.2011, 01:26   #30
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türklerin Anadolu’da Fethettiği Son Başkent | Trabzon (Trapezus)

Dernekpazarı



Yüzölçümü 78 m.kare denizden yüksekliği 190m. Olan ilçemiz İlimiz Trabzon ‘dan güneyde ve ile 70 km. mesafededir. Yılın dört mevsiminden tabiatın her rengini görebileceğiniz eşsiz güzelliklerle dolu Solaklı vadisinde yer alan ilin en küçük amma en şirin ilçesidir.

Geneli Solaklı akarsuyunun batısında bir bölümü de doğusunda yer alan bir yerleşim yeridir. Doğusundan;Hayrat ve Of İlçeleri, batısında; Köprübaşı ve Sürmene İlçeleri, kuzeyinde ; Of, güneyinde de Çaykara İlçesiyle çevrili bir konumu var.Merkezden yükseklere doğru dik engebeli ve düz alanlara ulaşılır.Var olan işlenebilir araziler çoğalan nüfusunu bakmadığı için başlayan göçler işlenen arazileri işlenmez hale soktuğu için farklı doğa örtüleri oluştu.



Orta yükseklikteki alanlar (Mezere-Komların bulunduğu kısım ) açık alan olup hayvanların beslenmesi için değerlendirilir. Son yıllar kom ve mezireler kullanılmaya kullanılmaya ormana dönüşmektedir. İlçenin Zincirlitaş Köyü dışında tüm köylerinin ve merkez mahallelerinin meziresi ve komu vardır. Yerleşim yerlerindeki tarlaları da çalışacak kimseler kalmadığından,çay,fındık ve meyve bahçelerine dönüştü. % 100 tarla olarak işlenen arazilerin aynı amaçla işlenen kısmı % 20 yi aşmamaktadır.


Bol yağışlı bir bölge oluşu nedeniyle arazı yapısının çoğu (Yukarıda da belirtilen nedenlerin de etkiyle ) ormana dönüştü. Ağaç dikerek değil, kendiliğinden yetişen ağaçların oluşturduğu bitki örtüsü.Alçak kesimlerde meyve ve fındık ağaçlarının yanında, kızılağaç , meşe, gürgen karaağaç, orman gülü, kestane bulunur. Yükseklere doğru çam ağaçlarının arazi örtüsüne hakim görülür. Yükseldikçe ağaçların yerini çıplak araziler alır. Daha yükseldikçe yaylalara ulaşılır. İlçenin yaylaları çok güzeldir.



Çevre ve köy içleri dahil taşlık alanlar çoktur. Yükseldikçe kaya kütleleri de büyür.İlçenin doğusundan akarak Of dan denize dökülen Solaklı Deresi ve onu besleyen bazı akarsular vardır.Kazankıran Yaylası ve çevresinden doğup, Holo gurup köylerinden akarak Süt Fabrikası yanından Solaklı ya eklenen Holo Deresi.İlçenin Batısındaki hakim tepelerden doğarak merkezden Solaklı ya eklenen Kondu Irmağı , ile Gülen Köyü altından eklenen Gülen Irmağı,İlçenin doğusundaki kom ve yaylalardan doğup ilçe merkezinden Solaklı ya katılan Aksilisa Irmağı.Yaz aylarında bunların suyu azalarak bir varlık gösteremez duruma düşer. Sadece Holo Deresi varlığını her mevsim hissettirir.İlçenin batısından Kondu ve Gülen Köyleri komları başından Kaçalah tepesinde küçük bir şelale vardır.İlçenin gölü yoktur.


Yaylaları




İlçenin yaylaları coğrafı konum olarak Çaykara İlçesi sınırları içinde kalmıştır. Kendi sınırları içinde tek bir yaylası vardır. Kazan Kıran Yaylası.Akköse Köyünün Yaylaları; Ancumah - Tufa - Sarıkaya,Gülen Köyü Yaylası ; Öküzlü
Kondu ve Yenicami Mahalleleri ; Ablayeras, Limonsuyu ve İspatan Yaylaları,Tüfekçi Köyü ; Barma ve Kazankıran
Yenice Köyü ; Barma ve Mavreyas Yaylaları,Günebakan Köyü ;Barma, Mavreyas ve Alkoyin Yaylaları.Çalışanlar Köyü ; Kazankıran, Barma .Mavreyas, Alkoyin, Çençül, Seydiyakup yaylaları.Taşçılar Köyü ; Barma, Mavreyas, Seydiyakup , Erginis (Suludere ) yaylaları.Çayırbaşı Köyü ; Barma, Mavreyas,Seydiyakup yaylaları.Ormancık Köyü ; Kazan Kıran ve Barma Yaylalrı.

İlçede Karadeniz iklimi hakims de Doğu Anadoluya çok yakın olduğu için Doğu Anadolu nun yumuşak iklimiyle de bağdaşır.
1900 lü yılların sonlaındn itibaren iklimde büyük bir değişiklik gözlenmektedir. Havalar açtığında aşırı sıcak, kapatığı veya yağdığında da aşırı soğuklar hakimiyetini koruyor. Mevimler mevsim özelliklerini koruyamamaktadır.



Tarımsal Yapısı



Arazı yapısı dik ve engebelidir. Bu nedenle tarımsal çalışma çağımıza göre çok ilkel olarak sürdürülmektedir. Tamamen insan gücüyle yapılan tarım verimsiz olduğundan ekilip biçilen kısımlar azalarak çay ve fındık bahçesine dönüştü. Çay ve fındık dışında son zamanlarda kivi üretimi başladı. Tamamen kendi ihtiyacını karşılamak amacıyla mısır, patates,fasulye,kabak ,sebze ve meyva türlerinden de elma,armut,kiraz, üzüm,karayemiş,muşmul,hurma , incir ,ceviz ve kestane yatiştirilmektedir.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
caykara, holaysa, trapezus


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:26.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.