12.08.2012, 21:40 | #11 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
|
12.08.2012, 22:39 | #12 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Çok pis severim Can Baba' yı...
Her şiiri her yazısı ezberimdedir... Nurlariçinde yatsın...
__________________
"Aşk nasıl da kırılgan, sus dedim ama olmadı Kalbimden ismin geçti , kimseler duymadı" |
12.08.2012, 23:22 | #13 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Kaç dakikadır bu sayfadayım. Satır satır okudum tüm yazılanları. Çoktandır tanıdığım ve çok sevdiğim birine rastlamış gibi. Teşekkürler teşekkürler...
__________________
Bu güzel ülkede elbette özgürlük türküleri söylenecektir. Ve yine kardeşçe paylaşım olacaktır. Görsek de, görmesek de... H. |
13.08.2012, 02:12 | #14 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Babası gibi..
__________________
|
13.08.2012, 02:25 | #15 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Bir zamanlar TV8 de Hıncal Uluç'dan dinlediğim; Şair Can Yücel ve zamanın Milli Eğitim Bakanı babası olan Hasan Ali Yücel ile ilgili hikayeyi aktarmak istedim... Aramızda bilenler olduğu gibi bilmeyenler de olabilir..
__________________
|
9 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti. |
13.08.2012, 02:29 | #16 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Hikayenin bitmeyen kısmını ilk kez duydum. Teşekkürler...
__________________
Bu güzel ülkede elbette özgürlük türküleri söylenecektir. Ve yine kardeşçe paylaşım olacaktır. Görsek de, görmesek de... H. |
14.08.2012, 02:17 | #17 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Keşke Hayatı Tersten Yaşasaydık - Can YÜCEL
Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir... Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı? Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette tabuttan doğruluyorsunuz,yaşlı, olgun, ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev... Altmışlı yaşlara kadar garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor, kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz. Herkes karsınızda el pençe divan... Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....aman ne güzel günler başlıyor... derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya çıkmış, 'fazla çalıştın' diyor 'artık eve dön, işi bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun...' Keyfe bakar mısınız? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden, su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık.... Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, 'evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna' diyorlar. Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor, sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Veeeeee.... En güzeli deeee...... Günün birinde müthiş keyifli bir geceyle hayatınız bitiyor... Can YÜCEL Not: Usta şair 1999 yılında aramızdan ayrıldığına göre, ‘’ The Curious Case Of Benjamin Button 2008’’ filmine ilham vermiş anlaşılan... Can Baba! Sen CANSIN, Yattığın yer, bir kaç gerici çapulcunun kırdığı mezar değil, milyonların yüreğidir... Her şiirin okunuşunda daha da gençleşeceksin yarınlarda... Mediter |
14.08.2012, 02:35 | #18 | |
Çevrimiçi
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Çok güzel...
Alıntı:
Teşekkürler Mediter. |
|
14.08.2012, 15:20 | #19 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
Dönüp dolaşıp bu konuya geliyorum...
Can Yücel sevgim nedeniyle banlandığım bir forumu anımsıyorum... Hatta alıntı şiirleri yasakladılar ... Bende inatla yazılarımın arasına şiirlerden parçalar yerleştiriyordum... Yada hergün imza yapıyordum kendime onun sözlerinden... (Yahuuu bende de amma keçilik varmış) Seviyoruz o kadar....
__________________
"Aşk nasıl da kırılgan, sus dedim ama olmadı Kalbimden ismin geçti , kimseler duymadı" |
19.09.2012, 13:08 | #20 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Can Yücel (1926 – 12 Ağustos 1999)
__________________
Lisânı ağızda olanı değil, lisânı gönülde olanlara yâr et bizi...
Tebessümü simâsında olanı değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi... Aşkı tende sananı değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi!.. Mevlana... |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
1926, 1999, ağustos, can yücel, yücel, Şair |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |