Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Duygularımız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 29.11.2023, 00:00   #1
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Aşkın Bilinmeyen Dramatizmi: Shalott Leydisi

Aşkın Bilinmeyen Dramatizmi: Shalott Leydisi



Hikayesiyle var olduğuna inandığımız, Kral Arthur Efsanesi'nde yer alan Shalott Leydisi Elaine'in dramatik laneti, yaşadığı dönemde kimse tarafından bilinmezken sanat ile günümüze ulaşarak sadece bizim bildiğimiz mitolojik bir aşk dramasını niteliyor. 1800'lü yılların İngiltere'sinde yaşanan Victoria Devri devlet şairi Alfred Tennyson'ın şiiri ''The Lady of Shalott''; mitolojik ögeleri ve aşkın hüznü ile büyülerken bir yandan da Victoria Devri'nde yer alan kadınların konumuyla ilgili sarsıcı bir gerçeğin de altını çiziyor.



William Holman Hunt'un illüstrasyonu, "Shalott Leydisi" adlı eseri, Tennyson'un Şiirleri'nin 1857 tarihli baskısında yer aldı. Hunt daha sonra bu görseli bir resme dönüştürdü.

Şiir Camelot'un tüm güzelliklerini betimlerken Shalott Leydisi Elaine, Kral Arthur'un da sarayının bulunduğu Camelot'a doğru akan nehrin ortasındaki Shalott adasında yer alan bir kulede yaşamakta. Üzerinde taşıdığı lanet ile günlerini kuleden çıkmadan geçiren Leydi, tüm gününü yalnızca dokuma yaparak geçirir. Taşıdığı lanet, kulenin penceresinden dışarıya baktığında öleceği anlamını taşımakta... Bu yüzden dış ortam ile tek bağlantısı aynası ve aynanın yansımasından yakalayabildikleri.

Bir gün Leydi'nin dünyasına dışarıdan bir ses dahil olur. Kral Arthur'un Yuvarlak Masa Şövalyeleri arasında yer alan Lancelot, şarkı söyleyerek Leydi'nin kulesinin yanından geçmektedir. Leydi aynanın yansımasından şövalyeyi izler ve ona aşık olur. Pencereye koşup dışarıya baktığında aynanın çatladığını fark eder, bu lanetin gerçekleşeceğinin işaretidir. Bunu kabul eden Shalott Leydisi Elaine, Lancelot'a ulaşabilmek için nehre koşarak bir kayığa yerleşir. Lancelot için geçtiği bu yol Leydi'yi Camelot'a götürmekte fakat aslında -bizim de bildiğimiz üzere- bu ölüme giden bir yolculuktur. Üzerindeki lanet ile yol alan Leydi, Camelot'a vardığında ise çoktan ölmüş olacaktır...



John William Waterhouse, The Lady of Shalott (1888)

Ön Raffaeloculuk akımına mitolojinin önemli anlarını resmeden John William Waterhouse, Leydi'nin nehirdeki yolculuğunu betimliyor. Resimde yer alan hikayeyi anlatan birçok detay, Leydi'nin beden dili ve üzerinde taşıdığı yalnızlığı... Resimdeki kimi detaylar Leydi'nin hayatını, yolculuğunu ve ölümünü anlatıyor. Leydi'nin yüz ifadesi ise yolculuğun nereye vardığını bildiğini ve yaşadığı acının sessiz bir haykırışa dönüştüğünü bize yansıtıyor.

Leydi'nin elinde tuttuğu zincir, kayığı kuleye bağlıyor. Bu zincir Leydi'yi kuleye hapseden laneti betimlerken, Leydi zinciri elinden bıraktığında son yolculuğuna çıkmış olduğu anlatılıyor.

Kayığın üstünde yer alan dokuma Leydi'nin hayatını anlatan, kulede yaptığı dokumalardan bir tanesi. Üzerindeki işlemeler ise Leydi'nin aynasından yansımasını gördüğü Lancelot ve diğer şövalyelerin kulenin önünden geçiş anlarını resmetmekte. Kayığın ön kısmında bulunan üç mumdan ikisi ise sönmüş. Bu mumlar Leydi'nin yolculuğu sonrası ölümüne işaret etmekte. Önlerinde yer alan İsa'nın bulunduğu haç işaretine göre Leydi ölümünden sonra cennete ulaşacaktır.

Resim hüzünlü bir sonbaharda geçiyor, Leydi'nin dağınık kızıl saçları ve beyaz kıyafetiyle yol aldığı kayığının önünde sararmış yapraklar yer almakta. Ama bu yaprakların resimde yer almasının başka bir nedeni de Victorya Devri'nde kullanılan cinsel olarak baştan çıkmış bir kadın irdelemesi. Yaşadığı yoğun istek sonucu bu duygu onun düşen yapraklar gibi ölümüne neden olmakta. Ön Raffaelo eserlerinde sıklıkla görülen bu göndermeler yaşanılan dönemdeki istenilen kadın imajına bir gönderme. 1800'lu yılların İngiltere'sinde ideal olarak betimlenen ''kadın rolü''; cinsel ve bağımsız isteklerden uzakta, evin işlerine yönelmesi beklenen bir çerçevede. Bu idealden çıkan kadınların sonu ise onlar adına belli, yoldan çıkmışlığın getirdiği ölüm... En azından o yıllar için öyle olduğu var sayılmaktaydı!


George E. Robertson, The Lady of Shalott (1864)

Shalott Leydisi Elaine'in hikayesindeki en dramatik noktalardan bir diğeri ise onu bulan kimsenin neden veya ne için öldüğünü bilmiyor olması. Onun için her şeyi göze aldığı Lancelot bile... Hikayenin hüznünün içinize daha da işlemesi için Shalott Leydisi Elaine için yazılan bir Loreena McKennitt şarkısı ile tamamlıyorum.

''Who is this? And what is here?
And in the lighted palace near
Died the sound of royal cheer;
And they crossed themselves for fear,
All the Knights at Camelot;
But Lancelot mused a little space
He said, "She has a lovely face;
God in his mercy lend her grace,
The Lady of Shalott."


  Alıntı ile Cevapla
OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
aşkın, bilinmeyen, dramatizmi, leydisi, shalott


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:37.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.