02.01.2011, 17:26 | #1 |
Çevrimdışı
|
İznik'in Tarihi ve Gezilecek Yerleri
Göl Sahili - 1880 İznik'in tarih öncesi çağlardan beri iskan gördüğünü ve çok eski bir tarihte kurulduğunu çevresindeki Prehistorik buluntulardan ve yörede bulunan bol miktardaki höyüklerden anlamaktayız. İznik, Makedonya Kralı Büyük İskender'in kumandanlarından Antigonius Monophthalmos tarafından M.Ö. 316'da kurulmuştur. Bu çağın geleneklerine göre, kurucusu Antigonius nedeniyle de "Antigonia" adını almıştır. Makedonya imparatoru Büyük İskender'in mirasçıları, General Antigonius ve General Lysimakhos, İmparatorluğu egemenlikleri altına almak için birbirleri ile savaştılar. Lysimakhos, M.Ö. 301'de Antigonius'u mağlup etti ve kenti yönetimi altına alarak, o dönemin geleneklerine göre kente sevgili karısının adı olan Nikaia adını verdi. Kılıçaslan Caddesi Yörede egemen olan Bithynia Kralı Zipoites, M.Ö. 279'da Nicaia'yı ele geçirdi. Nicaia bir süre Bithynia Krallığına başkentlik de yaptı. Adına altın sikkeler basıldı ve bundan böyle tarihte "Altın Şehir" unvanı ile anıldı. Nicaia Bithynia Krallığı İle Roma İmparatorluğu arasında uzun yıllar devam eden savaşlara sahne oldu. Sonuçta, Bithynia ordusu, General Lucullus komutasındaki Roma ordusuna yenildi ve bu güzel göl kentine Nicaea adı verildi. Lefke Kapısı
Sonuç olarak çeşitli dönemlerin askeri, siyasi, dini, sosyal ve kültürel yaşam biçimlerini bize yansıtan birçok uygarlığın kalıntılarını günümüze taşıyan ve buram buram tarih kokan İznik, yoğun imar faaliyetlerine sahne oldu ve kentte çok sayıda abidevi yapılar inşa edildi. İznik her dönemden devraldığı mimari mirası ile bir açık hava müzesi niteliğini hala korumaktadır. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının arkeolojik ve etnografik kalıntılarıyla bütünleşmiş durumdadır. İznik'in Coğrafyası Bursa iline uzaklığı 85 km.dir. Rakımı (deniz seviyesinden yüksekliği) 85 metre olup, yüzölçümü 753 km2’dir. 40 derece kuzey enlemi, 29 derece doğu boylamı arasındadır.
İznik Gölü Akdeniz iklimine benzer bir iklimi vardır. Yazları sıcak, kışları ılıman ve yağışlı geçer. İznik Gölü, uzunluğu 33 km, genişliği ortalama 12 km, çevresi 95 km ve derinliği 85 m olan Türkiye’nin 5. büyük doğal gölüdür. İznik Gölü "Bu göl, İznik Gölü'dür. Durgundur, Karanlıktır, Derindir, Bir kuyu su gibi, içindedir dağların" (Nazım Hikmet) *** "Burası beşinci iklimin yaşandığı yerdir. Suyu ve havası çok güzeldir. Bu gölün çevresinde 45 tane köy vardır ki, bunlar bağlı bahçeli, camili, hamamlı, küçük birer çarşılı mamur köylerdir. Bu gölün suyunda civar ahali çamaşır yıkar. Hiç sabun sürmedikleri halde yine de bembeyaz olur. Bu gölde 70 çeşit balık bulunur." İznik'in Ekonomisi
İznik'de Zeytincilik
İznik ve Bağcılık
İznik'de Meyvecilik
İznik Çinisi
XVII. yüzyılın sonlarından itibaren İznik çini sanayi ve tekniğinde duraklama dönemi başladı. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nda siyasi ve askeri otorite boşluğunun ortaya çıkması ve ekonomik bir krizin yaşanmasına paralel olarak sarayın mimari faaliyetleri ve tezyin işleri de azaldı. Dolayısıyla sarayın İznik çini yapımcıları üzerindeki himayesi de kayboldu Böylece İznik çini sanatı eski parlak dönemini kaybetti.
|
03.01.2011, 21:17 | #2 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
İznik'in Tarihi Eserleri
Çakırca Höyüğü Gölden 2 km. içeride, adını aldığı Çakırca Köyü'nün 2 km. doğusunda, İznik'in 5 km. kuzeybatısında, Orhangazi Karayolu'nun güneyinde, yol kenarında yükselmektedir. Çevresi 200 m., yüksekliği 9 m.'dir. Bu ölçüleri ile bölgedeki büyük höyükler arasında yer almaktadır. Çevresinde ve üzerindeki bağlar, meyve ağaçları, sebze ve tarım alanları höyüğün üst tabakasında son derece ciddi bir kültür dokusu kaybına yol açmaktadır. Birçok yerli ve yabancı gezgin ve bilgin tarafından höyüğün gezildiği ve incelendiği bilinmektedir. İznik'in doğusunda İznik-Mekece Karayolu'nun 13. km.'sinden 2 km. içeride, aynı adlı köyün güneydoğusundadır. Ana yoldan kuzeye uzanan yolun 1250. m.'sinde, Karadin Köyü'nden 800 m. uzaklıktadır. Karayolundan rahatlıkla izlenecek şekilde, tarlalar arasında üzeri düz bir tepe olarak yükselmektedir. Höyük günümüzde fundalıkla kaplıdır. Çevresi, özellikle batı ve güneyindeki tarlaların sürülmesi sonucu daralmıştır. Höyüğün güneyinde adeta bir kesit oluşmuş ve buradaki bir duvar, yangın tabakaları ve seramik parçaları kolaylıkla izlenebilmektedir. Höyüğün çevresi 150 m., yüksekliği ise 8 m.'dir. Çevresindeki bahçelerde sebze, pancar ve hububat ekimi yapılmaktadır. Güçlü su motorları ile gerçekleştirilen sulama sırasında daha bol miktarda seramik kalıntılarına rastlanmaktadır. Ulaşımı kolay olan ve karayolundan kolaylıkla görülebilmesi nedeniyle höyük, yerli ve yabancı birçok bilim adamınca incelenmiştir. Höyük, bugün de çok verimli olan ve kolayca su temin edilen bu ovada prehistorik çağlarda da insanların yerleşme isteğini doğurmuştur. Höyükte çokça rastlanan seramikler el yapımıdır. Siyah ve gri renk hakimdir. Yüzeyleri cilalıdır.
Höyük sathında derinlere inmeden görülen bir diğer tür seramik parçaları, bize höyüğe ait başka bir tabakanın varlığını bildirmektedir. Buradaki seramikler kırmızı veya mat kırmızı renktedir. Satıhları mükemmel şekilde cilalıdır. Özlü hamurları içinde kum ve mika taneciklerine rastlanmaktadır. Çok az rastlansa da yüzeylerde plastik süsleme unsurları görülmektedir. Elde edilen parçalardan bu seramik türü nün biçimleri hakkında da bilgi sahibi olmaktayız. Buna göre iç derinlikleri az olan düz kenarlı, yüksek kavisli kulpları olan testiler ve küpler ortaya çıkmaktadır.
Lefke Kapı'dan doğuya uzanan yolun kuzeyinde şehir mezarlığı, güneyinde su kanalı yer almaktadır. Dar yol, bağ ve bahçeler arasından geçerek Abdulvahap Sancaktarı'nın mezarına gitmektedir. Yolun uzandığı Elmalı Dağı'nın ilk yamacında, halk arasında "Berber Kaya" olarak bilinen koyu gri kalkerden yapılmış mezar odasına ait 17 parça, etrafa ve yamaca yayılmış bulunmaktadır. Bithynia, Roma ve Bizans dönemlerinde bu yörenin Nekropol olarak kullanıldığı ve şehrin kapılarını yaptıran C. Cassius Chrestus'un lahitinin bu bölgede bulunduğu bilinmektedir. Tek bir kaya kütlesinden yontularak yapılmıştır. İznik'te Helenistik çağa ait tek eserdir. Yöre halkının "Berber Kaya" olarak adlandırdığı bu anıt mezarın oğlundan kaçmak için sığındığı Nikaia'da yakalanarak öldürülen Bithynia kralı II.Pruslas (M.Ö 185-149) için yapıldığı bilinmektedir. Anıtsal mezar odasının ön kısmının burada olmadığını, uzun yıllar ayakta duran arka kısmının 1953 yılında define meraklılarınca dinamitle parçalandığı, bir kısmının sonradan toprak ile örtüldüğü belirlenmiştir.
2 No'lu Mezar: Dörttepeler Tümülüsü'ndeki 1 no'lu mezarın 90 m. kuzey doğusunda, 6,5 m. derinde yer almaktadır. Define aramak amacıyla kaçak kazılarla tahrip edildiği anlaşılan mezar odasının, 1988 yılında Dromos kısmına kadar inildiğinin öğrenilmesi üzerine İznik Müzesi tarafından tiyatro kazı ekibinin bilimsel ve teknik yardımlarıyla gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucu Dromos ile mezar odasının açığa çıkarılması sağlanmıştır. |
04.01.2011, 14:24 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
Görkemli İznik surlarının en ilgi çekici kısımlarını, kesme taşlarla Roma döneminde MS 1.yüzyılda yapılmış olan taç kapılar teşkil etmektedir. Bugünkü ana caddelerin, Kılıçarslan Caddesi ile Atatürk Caddesi'nin her iki yönündeki kapılar ana yerleşimlerin veya yerlerin adlarını taşımaktadır. Strabon, kent merkezindeki Cymnaseum'dan dört ayrı yöne bakılınca bu kapıların görüldüğünü yazmıştır. Yapılan araştırmalar doğuda Lefke, kuzeyde İstanbul, güneyde ise Yenişehir Kapıları'nın birbirlerine benzer tipte inşa edildiklerini, Göl Kapı'dan ise günümüze herhangi bir kalıntının ulaşmadığını ortaya koymuştur. İmparator İladrianus zamanında yapılmıştır. Kapının 70-71 yıllarında inşa edildiği ve 123 yılında İmparator Hadrian tarafından onarıldığı anlaşılmaktadır. İznik'in kuzeyinde Atatürk Caddesi'nin surlara birleştiği yerdedir. Orhangazi'ye yönelen yolun üzerindeyken, batısında surlar yarılarak yapılan yol nedeniyle tali duruma dönmüştür. Geçirdiği çeşitli evreler ve onarımlardan sonra bugünkü görünümünü almıştır. Antik dönemde İstanbul'a giden yola ayrılmasından dolayı bu isimle anılmaktadır. Taç Kapı'nın şehir cephesine bakan yüzünde diş motifi altında dış yüzeyine açılan çivi delikleri ile takılmış metal harflerden oluşan kitabe, günümüzde delikler yardımı ile okunabilmektedir. Aynı kitabenin benzer şekilde şehir dışına bakan yüzeyinde de yazıldığı belirgindir. Kitabede ;"Gaius, Cassius Chrestus'un çabasıyla yapımı tamamlanan (bu eseri) Prokonsil M. Plancius Varus imparatorların yüce evine ve eyaletin başşehri Nikaia'ya adadı" İstanbul Kapı arka taraftan görünüm
Şehrin doğusunda, Kılıçarslan Caddesi'nin sonundadır. Sakarya Nehri (Sangarios) kıyısında kurulan Lefke kenti, bu günkü Osmaneli'ne ulaşan yola açılması nedeniyle bu isimle bilinmektedir. İmparator Adrianus (117-138) zamanında yapılmıştır. İki yanındaki kuleleriyle bir zafer takı biçimindedir. İznik'in 13 km. doğusundaki Karadin yerleşim yeri nedeniyle bu kapıya bir süre "Karadin Kapı" adı verilmiştir. Osmanlı döneminde Haç yolu üzerinde yer alan Şam kentine atfen bazı gezginlerce bir süre "Şam Kapı" adıyla da anılmıştır. Taç Kapı'nın şehir cephesine bakan yüzünde üstteki diş motifi altında yer alan iki satırlık Yunanca yazıt, kapının mezarlığa bakan cephesinde de tekrarlanmıştır. Yazıtta ;
Yenişehir ve Bursa'dan gelen karayolu yakın tarihe kadar bu kapı dan İznik'e bağlanmaktaydı. Konumu ve darlığı nedeniyle, Lefke ve İstanbul Kapılarında olduğu gibi burada da sur duvarı açılarak geçirilen yol, kapıyı tali duruma sokmuştur. Çevresinde çetin savaşlara sahne olan ve kent müdafasında katkılarda bulunan bu kapı depremlerde önemli derecede tahribe uğramış, tamiratlar geçirmiştir. İmparator II.Claudis zamanında yapılmıştır. Yenişehir Kapı diğer iki kapı gibi üç kısımdan oluşmaktadır. Dıştan kente ilk girişi sağlayan kapı ön sura bağlıdır, batı kısmı şipolyen parçalardan yapılmış olup surla birleşiktir ve doğu kısmı küçük bir surla bağlantılıdır.
Yapının zaman içinde bazı müdahalelere maruz kaldığı anlaşılır. III. Leon döneminde (MS 717-741) tiyatrodan birçok parça sökülerek, yükseltilen kent surları başta olmak üzere çeşitli yapılarda kullanılmıştır. Devşirilmiş parçalar arasında, oturma kademeleri ve İstanbul Kapı'da yer alan, tiyatro maskları ile bezeli bloklar bulunmaktadır. Yine Bizans Dönemi içlerinde tiyatronun bazı kesimlerine toplu mezarlar açılmış, tuğla duvarlara sahip bir yapı inşa edilip fresklerle bezenmiş, Osmanlı Dönemi'nde ise bir seramik fırını kurulmuştur. Kentin 5 km. kuzeyinde bağ ve bahçeler arasında yükselen bu mezar anıtı Elbeyli Kasabası, eski Roma yolu üzerindedir.( Nikaia (İznik)'den, Nikomedia (İzmit)'e giden karayolu). Günümüzde bağlar içerisinde yükselen mezar anıtı üzerindeki Grekçe kitabeden anlaşılacağı üzere Nikaia Kapı'larını yaptıran Cassius Chrestus'un kardeşi veya yeğeni olan C.Cassius Philiscus'a aittir. İznik’in doğusunda, surların dışında, Elmalıdağ eteklerinde Katırcı İni ile Berber Kayası uzantısındaki doğal mağaradan çıkan su bir kanal ile kente Roma döneminde nakledilmiş olup, kanal bugün de ayaktadır. Doğal kayalığın ağız kısmı bir duvarla dışarıya doğru uzanmakta, buraya yakın bölümde oluşturulmuş havuza su doldurulup dinlendirilmekteydi.
İznik Elbeyli Karayolu’nun 6. km.’sinde, Elbeyli Hali yanındadır. Nikaia’nın kuzeybatı nekropolü içinde, doğal kayalık düzeltilerek hazırlanmış sunak alanıdır. Kayalara oyulan 0,35 m. yüksekliğinde, 0,36 m. derinliğinde ve 2,10 m. genişliğindeki altı basamaklı merdiven 2,10 x 3,90 m. boyutlu düzlüğe, oradan da aynı özellikli dört basamaklı merdivenle cenaze törenlerinin yapıldığı alana ulaşmaktadır. Kent surları dışında 4 km. kuzeydoğudaki Deliktaş Mevki’nin alt kısmında, Hacı Mahmut Şahin’in bağında 2 m. derinde rastlanan lahit 15 Ekim 1966 tarihinde müze müdürlüğü ilgililerince yerinden çıkarılarak müzeye nakledilmiştir. Lahit bulunduğu zaman kapağının daha önce açıldığı, demir bağlantılarının bulunmadığı, içinin toprak ile dolu olduğu görülmüştür. Roma dönemine ait olan bu lahitin bulunduğu bağlık alan nekropol sahasıdır. İznik’in güneyinde Roma döneminde nekropol olarak kullanılan sahada 1985 yılında DSİ tarafından kanaletler için ana depoya gölden su nakledecek borular döşenirken açığa çıkan anıt, Dr. Bedri Yalman başkanlığındaki Tiyatro Kazı Ekibi tarafından İznik Müzesi’ne nakledilmiştir. Ön yüzündeki üç satırlık Latince kitabede “Threptus’un kardeşi Aphrodision oğlu P. Pagnius’un anısına yaptırdı” yazılıdır. Threptus Mezar Anıtı II. yüzyıla aittir. Köyün 500 m. batısında, toprak yolun kenarında, su kanalı yanında, beyaz rekristalize kalker kayalığa oyulmuş mezar anıtı yer almaktadır. Bu eser, mezar steli, merdiven ve sabit lahit tekneleri olmak üzere üç ana bölüme sahiptir. Anıtın batıya bakan cephesinde kayaya oyulan üç basamaklı merdiven ile mezar steline ulaşılır. Doğal kaya kitlesinin daha derine uzandığını gösteren bölümlere rağmen, yol, su kanalı yapımı sırasında toprak seviyesinin yükselmiş olduğu anlaşılmaktadır. Tarihteki önemli ve uzun süreçli rolü nedeniyle birçok yol Nikaia(İznik) ‘dan geçmekteydi. Bunlar arasında, devrinin en yoğun trafiğine sahip olanı, Balkanlardan, Bizans’a, İstanbul Boğazı’ndan Kalchedon (Kadıköy)’e, Nikomedia’ya (İzmit), Eribolon’a, Libum, Liada (Gürmüzlü veya EIbeyli)’yi izleyerek Nikaia’ya ulaşan en ünlüsüydü. Bu yol juliopolis, Ankyra üzerinden Antiocheia (Antakya)’ ya gitmekte ve “Hacılar Yolu” olarak bilinmektedir. İznik’ten Orhangazi’ye giden karayolunun Çakırca yönünde kuzeye dönen bağ ve bahçe yolunun 1 00. m.sinde kuru dere üzerinde, doğu batı uzantılı olarak ayaktadır. Nikala (İznik) ile Nicomedla (İzmit) Roma yolu üzerindeki bu taş köprü halk arasında Kuru Köprü olarak da bilinmektedir. Üç gözlü olan köprünün ortadaki gözü büyük, iki yandakiler daha küçüktür. Köprünün doğu ve batıdaki Roma yolu bir miktar devam edip bağlar arasında kaybolmaktadır. |
04.01.2011, 23:07 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
Yeni Mahalle'de Koimesis Kilİsesi'nin hemen doğusunda bir bahçe içerisindedir. M.S. VI. yüzyılda inşa edilmiştir. İçine 11 basamaklı merdiven ile inilerek ulaşılan bir oda halindeki vaftizhane, dairevi planlı ve bir kubbeli bir yapıdır. Ortasında (merkezinde) kare şeklinde mermer taşlar ile çevrili bir vaftiz teknesi (havuz) yer alır. Vaftiz havuzunun çevresinde İbranice ve Grekçe yazılar mevcuttur.
İstanbul Kapıya giden caddenin sol tarafındadır. Birkaç duvar ve döşeme mozaiklerinden parçalar bulunmuştur. Dört sütunlu, kapalı haç planlı bir kilisedir. Duvar tekniği ve planı kilisenin X-XII. yüzyıllarda yaptırılmış bir Bizans eseri olduğunu göstermektedir. |
05.01.2011, 19:09 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
İznik’in doğusunda, Lefke Kapısı yakınında bulunan Yeşil Camiyi Çandarlı Hayrettin Paşa adına Mimar Hacı Musa 1378-1391 yılları arasında yaptırmıştır. Caminin yapımına Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından başlanmış, Onun ölümünden sonra oğlu Ali Paşa 1391-1392 yıllarında tamamlamıştır. Erken Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından olan Yeşil Cami, tek kubbeli, merkezi camilerin gelişmiş örneklerinden biridir.
Müzenin bahçesindeki Roma dönemine ait eser
İznik Çarşısı içerisinde bulunan bu camiye aynı zamanda Çarşı Mescidi ismi de verilmektedir. Halk arasında da Çukur Cami ismi ile tanınmaktadır. Erken Osmanlı devri mimarisinin en erken örneklerinden olan bu camiyi Hacı Özbek 1333-1334 yıllarında yaptırmıştır.
Nilüfer Hatun İmaretinin (İznik Müzesi'nin) güneye bakan tarafının karşısında olup Sultan II. Bayezit'in vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından XV. yüzyılda yaptırılmıştır. Şeyh Kudbeddin Camii tamamen yıkılmış durumdadır. Caminin, yanındaki türbeden bir süre sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbeli ve kare planlı kubbede İznik'in tanınmış müderrislerinden olan ve 1418'de vefat eden Şeyh Kudbeddin yatmaktadır.
İznik Mahmut Çelebi Mahallesi’nde, Ayasofya Kilisesinin yaklaşık 100 m. güneyinde olan Mahmut Çelebi Camisini, kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan II.Murad’ın kayınbiraderi, Çandarlı Halil Paşa’nın torunu Vezir Mahmut Çelebi 1442-1443 yılında yaptırmıştır.
İznik Süleyman Paşa Sokak ile Maltepe Sokağın kesiştiği köşede, Selçuklu medrese mimarisinin etkisinde kalmadan yapılmış, özgün nitelikli ilk Osmanlı medreselerinden birisidir. Kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Ancak Sultan Orhan Gazi’nin büyük oğlu olan ilk Rumeli Fatihi Süleyman Paşa’nın ölümünden sonra babası Sultan Orhan Gazi tarafından düzenlenen 1361-1362 tarihli vakfiyesinde bu medreseden söz edilmiştir. Süleyman Paşa İznik’teki bu medrese dışında İznik’te ve Bender Yenişehir’de birer medrese daha yaptırmıştır. Medreseyi yaptıran Süleyman Paşa 1316-1317 yılında doğmuş, 43 yaşında bir av partisinde attan düşerek ölmüş, Gelibolu ve çevresinin fatihi olması nedeniyle Bolayır’a gömülmüştür. Süleyman Paşa Medresesinin yapımı ile ilgili araştırmacılar çeşitli tarihler ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle medresenin mimari yapısı ve Süleyman Paşa’nın yaşadığı dönem dikkate alınarak XIV. yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. XIX. yüzyılın sonlarında da medrese onarılmıştır. Daha sonra Süleyman Paşa Medresesi restore edilmiş olup, günümüzde çiniciler çarşısı olarak kullanılmaktadır.
İznik’in kuzeyinde, İstanbul Kapısı’nın güneydoğusundaki Akçeşme yolunda bulunan bu hamam halk arasında Mescit Hamamı olarak da anılmaktadır. Hamamın kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Ayrıca kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu nedenle hamamın ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Türk sanatı yönünden önemli bir yapı olan bu hamam çeşitli yayınlarda XIV-XVII. yüzyıl arasında yapıldığı konusunda iddialar ortaya atılmıştır. Hamam üzerinde son yıllarda araştırmalar yoğunlaşmış, 1989-1990 yıllarında koruma altına alınmıştır. Hamamın içerisine kuzeybatısındaki bir kapıdan girilmektedir. Temel kalıntılarına dayanılarak bu yapının kemerlerin ve pandantiflerin taşıdığı kubbe ile örtülü olduğu sanılmaktadır. Burada girişten sonra 2.80x2.60 m. ölçüsünde kareye yakın planlı soğukluk kısmına geçilmektedir. Bu bölümün üzeri üçgen prizmalardan oluşan bir kasnak üzerine oturtulmuş kubbe ile örtülüdür. Kubbenin kaburgalarla sekiz bölüme ayrılmış oluşu mimari yönden ilginç bir görünüm ortaya koymuştur. Kubbe dilimlerinin her birinde beşer aydınlık penceresi bulunmaktadır. Buradaki bezemenin büyük bir bölümü ile duvarlardaki alçı süslemelerden çok azı günümüze gelebilmiştir. Mahmut Çelebi Camisi’nin kuzeydoğusunda Maltepe Sokak ile Belediye Sokağın kesiştiği köşede yer alan bu hamamın kitabesi olmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Hamamın plan şekli, duvar yapım tekniği ve erkekler kısmının giriş eyvanının Yeşil Cami’ye, soğukluk kubbe kasnağının Bursa’daki Eski kaplıcaya benzerliğinden ötürü XIV. yüzyılın sonu ile XV. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlı mimarisi hamam tipleri arasında çifte hamam olarak nitelenen gruptandır. Günümüzde erkekler bölümü hamam olarak işlevini sürdürmekte, kadınlar bölümü ise kubbe çatlaklarından ötürü kullanılmamaktadır.
İznik ilçe merkezinde, İstanbul Kapısına giden Atatürk Caddesi’nin doğu kenarında yer alan bu hamamın kitabesinin olmayışı ve yazılı kaynaklarda da yeterli bilgi bulunmamasından ötürü ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı konusunda çelişkiler bulunmaktadır. İzniklilerce Büyük Hamam, I.Murat Hamamı ve Eski Hamam isimleri ile anılan hamamın mimari yapısının incelenmesi sonucunda XIV. yüzyıl ile XV. yüzyılın başlarında yapıldığı anlaşılmıştır. Bu tarihler arasında Osmanlı tahtında Sultan I.Murat, Yıldırım Beyazıt, Çelebi Sultan Mehmet ve Sultan II. Murat bulunuyordu.
Yenişehir Kapı dışında surlardan 250 m. ileride İznik-Yenişehir asfaltının sağındadır. İznik'in Türkler tarafından fethi sırasında yararlılıklar gösteren Kırgız Türklerinin anısına, Orhan Gazi tarafından 1331 tarihinde inşa ettirilmiştir. İçinde yedi büyük ve bir çocuk lahdi bulunmaktadır. Türbe, mimarisi ile kalem işi süslemeleri bakımından büyük değer taşır.
İznik’in doğusunda, Lefke Kapısına yaklaşık 300 m. uzaklıktaki Çandarlı Halil Hayreddin Türbesi yakınında bir bağ içerisindedir. Türbe İznik’in alınmasından sonra 1331’de yapılmıştır.
İznik Müzesinin Kuzeyinde, Davudi Kayseri Sokakta bulunmaktadır. 1260’lı yıllarda doğduğu düşünülen Davud-i Kayseri hakkında yeterli bilgi yoktur. Öğrenim hayatına Kayseri’de başlamış ve daha sonra Mısır’a gitmiştir. Osmanlı Devleti’nin ilk medresesi olan Süleyman Paşa Medresesi’nin ilk müderrislerindendir. Hadis, fıkıh gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe ve mantık gibi akli ilimlerde dersler ve eserler vermiştir. Düşünce sistemi ve görüşleri açısından dönemine ve döneminden sonraki düşünürlere öncülük etmiştir. Davud-i Kayseri’nin mezarı yaklaşık 1251 yıllık bir çınarın yanında olduğu bilinmekteydi ancak türbe ile ilgili herhangi bir belirti günümüze ulaşmamıştı. Türbe çalışmaları ve çevre düzenleme çalışması tamamlanarak ziyarete açılmıştır.
Abdülvahab Sancaktari Türbesi (Bayraklı Dede) İznik’in doğusunda yüksek bir tepe üzerinde Abdülvahab Sancaktari Türbesi bulunmaktadır. İznik, Bizanslıların elinde iken şehri kuşatan İslam ordusundan Abdülvahab adındaki bir kişiye ait olduğuna inanılan bu yatır, kentin doğusundaki şehre ve göle egemen tepededir. Türbe kitabesizdir. Söz konusu şahsın VIII. yüzyılda kuşatma esnasında İslam ordularına büyük yararlılıklar gösterdiği kabul edildiğinden Türkler, İznik'i aldıktan sonra anısına bir türbe yaptırmışlardır. Abdülvahab, efsaneye göre VIII. yüzyılda yaşamış bîr sancaktardır. İslam orduları İznik'i kuşatırken şehit düşmüştür. Türbeye bayraklar asılmakta, adaklar adanmaktadır. Bu nedenle türbe halk arasında "Bayraklı Dede" olarak da anılır.
İznik’in doğusunda, Müslüman mezarlığı olarak nitelenen Abdülvahap Sancaktari’nin mezarına giden yolun üzerindeki mezarlık içerisinde yer almaktadır. Serez’de 1389’da ölen Paşa’nın cenazesi, İznik’e getirilerek bugünkü türbesine defnedilmiştir.
1429 yılında inşa edilen türbe Kılıçaslan Caddesi üzerinde, Lefke Kapı'ya varmadan sol tarafta yolun sonunda yer alır. Türbedeki kitabeli dört mezardan büyük olanı Halil Hayrettin Paşa'nın küçük oğlu İbrahim Paşa'ya aittir.
Doğal anıtların başında, tarihi Topkapı Çınarı, Hespekli Çınarı, Müşküle Çınarları, Havuzbaşı Çınarı ve Kaymakköşkü Çınarı gelmektedir. Şehrin kuzeydoğusunda Eşrefzade Mahallesi Alaaddin-i Mısri sokakta bulunan ve bir tabiat anıtı olan Topkapı Çınarı'nın 650 yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Kılıçaslan Caddesi'nde karşılıklı olarak sıralanan ve ilçenin muhtelif yerlerinde göklere doğru yükselen asırlık çınar ve serviler gerçekten dikkat çekicidir. |
05.01.2011, 20:45 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
Atatürk İznik'te Atatürk 1936'da İznik'e uğramıştı. Yanında Celal Bayar, Afet Hanım ve daha birçok arkadaşları vardı. İznik Belediye Bahçesi'nde uzun bir masanın etrafında toplananlar, O'nu eğliyorlardı. Afet Hanım, tarihi İznik'i gezmek için Atatürk'ten izin alarak ayrılmak istedi. Atatürk, herkesçe malum olan tarih bilgisine dayanmış olacak ki, şöyle dedi: İznik, Bursa iline bağlı ve 85 km uzaklıkta, Türkiye'nin Marmara bölgesinin güneydoğusunda ve kendi adıyla anılan gölün doğu kıyısındadır. İlçe, 29-30' (Müşküle Köyü batısı) ve 29-57' (Elmalı Köyü doğusu) doğu boylamları ile 40-21' (Hisardere tepesi) ve 40-37' (Ayvaşa dağı) kuzey enlemleri arasındadır. İznik kenti ise 29-42' doğu boylamları ile 40-26'doğu boylamının kesişme noktası çevresinde kurulmuştur. Yol - Uzaklık:
|
06.01.2011, 00:14 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea)
|
16.01.2011, 16:12 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea) | Bursa
Bir şahane konu daha...
__________________
|
5 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti. |
16.01.2011, 17:02 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea) | Bursa
Ne kadar güzel tarihi bir ilçeymiş İznik.
Anlatım olduğu kadar, sunum da çok güzel. Emeğine sağlık matçım |
4 Üyemiz LaLe'in Mesajına Teşekkür Etti. |
06.05.2011, 23:10 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: İznik (Nicaea) | Bursa
__________________
|
9 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
bursa, çinileri, gezilecek, iznik, iznik'in tarihi, nicea, yerleri, ıznik |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |