Cumalıkızık (Bursa)

[@Basakca]

Kuşaktan kuşağa aktarılıp günümüze kadar gelen söylentiye göre Tokat dolaylarında yaşamakta olan Oğuz boylarından Kızıklar, Karakeçili aşiretinin bulunduğu bölgelere göç ederek Ertuğrul Gazi’den yerleşmek için yurt isterler.

Ancak Karakeçili aşireti, Kızıklar’ın bu istemine karşı çıkar. Bunun üzerine Ertuğrul Gazi, düşmanlıklar doğmaması için Kızıklar’a, Uludağ’ın o zamanki adıyla Keşiş Dağı’nın kuzey eteklerinde yer gösterir.

İki Oğuz boyu arasında sürekli dostluk sağlamak için de, Kızık boyu beyinin 7 oğlunu Karakeçili aşiretinden 7 güzel kızla evlendirir. Kızık beyinin 7 oğlundan Cumali Bey, ailesi ve yakınlarıyla günümüzdeki Cumalıkızık’ta, Fethi Bey Fethiyekızık’ta (Fidyekızık), Hamlı Bey Hamamlıkızık’ta, Dal Bey Dallıkızık’ta, Bayındır Bey de Bayındırlıkızık’ta yurt kurarlar. Derekızık ile Değirmenlikızık’ın kimler tarafında kurulduğu riyavetler de yer almaz.

Bu yaygın bir söylenti. Gerçekliği kesin değil. Cumalıkızık ve diğer Kızıkların adlarının nereden geldiği konusunda bilimsel bir uzlaşma sağlanmış değildir. Ancak “Kızık” sözcüğünün Bursa yöresindeki Yörük Türkçesinde “derbent” anlamına gelen “kısık” sözcüğünden zamanla dönüşmüş olabileceği de düşünülebilir.

1685 tarihli Vakfiye’de yer aldığı üzere Cumalıkızık, bir Osmanlı Vakıf Köyüdür. Köyün kuruluşu Orhan Gazi (1326 – 1360) dönemine kadar götürülebiliyor.

Osmanlı Dönemi konut dokusunu günümüze kadar koruyan ve 700 yıllık geçmişi olan Cumalıkızık, bu özellikleriyle gelecek kuşaklara aktarılmaya çalışılmaktadır.

Cin Aralığı



Dünyadaki en dar sokak olduğu söylenen "Cin Aralığı"

Cin aralığı ismi Yunanlıların Cumalıkızığı işgali sırasında konulmuştur

Kurtuluş savaşı zamanında Cumalıkızık köyünü basan Yunan askeri, köylüleri bir camiye toplar ve camiyi yakmaya karar verirler. Bir fırsatını bulup kaçan köylüler çıkmaz bir sokağa gelirler.

Aslında sokağın bittiği yerde evlerin sağa sapan kısmında çok ufak bir aralık vardır. Bir insanın çok zor geçtiği bu aralıktan kaçan köylüler,aralığının sonundaki tepeye ulaşırlar ve burdaki Türk askerlerine haber verirler. Arkalarından koşan Yunan askerleri sokağa girdiklerinde gözlerine inanamaz.

Bu insanlar burdan kaçamamıştır bu iş olsa olsa cinlerin işidir demiş ve o günden bugüne buranın adı Cin Aralığı olarak kalmıştır.

Bu fotoğraf Cin Aralığından geçerken çekilmiştir.

[@Basakca]

Küreklidere Şelalesi

Hamamlıkıızık Köyüne bağlı olan, Deliçay’ın aktıgı Kürekli Şelalesi ve deresi Bursa Kent Ormanının içinde yer alıyor. Bursa Kent Ormanı, Türkiye’nin ilk kent ormanı.

Bir haftanın yorgunluğunu atmak doğa ile içiçe olma imkanı sağlayan ve piknik yapılabilecek bir mekan. Ama ateş yakmak yasak.

Sadece piknik yeri, mesire yeri gibi dusunmemek gerek. Yürüyüş ve tırmanma parkurlarının olduğu, tabiatın bozulmayıp, yasam alanı olarak rehabilite edildigi bir mekân. Botanik Park’in, orman versiyonu da diyebiliriz.

[@Basakca]

Büyük Asma Köprü













Şelaleleye Ulaşmak İçin Geçilen Köprülerden Biri









Küreklidere Şelalesi

[@LaLe]

Ne iyi etmiste gitmissin Basakcacigim, senin gözlerinle gördük biz de.

Bayagi soguktu herhalde, resmin birinde uzunca bir buz sarkiti vardi. Yazin o selale ne kadar güzeldir kimbilir.

Cin Araligi icin yazilan hikaye de cok güzelis Yahu bizim kadinlarimiz popolu, kalcali, göbeklidir nasil gececekler oradan



Allah makinene zaval vermesin, bir dahaki geziye kadar sil, kurula pamuklara yatir Basakcacigim



Tesekkürler.

[@Banemin]

Şimdi gelir bir de der ki; "Sizin için nelere katlandım"...

Sen git, dağ-bayır gez, mis gibi oksijen depola, spor olsun, keyifli bir gün geçir sonrada artizzzzzzzzlik yap!..


Amannn, neyse ne? Valla deklanşöre basan parmaklarına sağlık Başakça çok güzel olmuş.

[@Sevda]

Ah ne güzel ne harika yerler buralar.

Ben o yılanı gerçek zannettim ilk bakışta tabii

Başakça gitmiş kadar oldum sayende
Paylaştığın için bu güzellikleri çok teşekkürler

[@Canan]

Çokbeğendim Başakçacığım, iyiki hem kendin, hemde bizim adımıza gitmişsin. Konusu forumda da var ama, canlı canlı, taze fotoğraflarla görmek daha bir güzel.

Cin aralığı ve sarkan buzlar çok hoşuma gitti.O güzellikleri gezerken, tırmanırken üşümemişsindir bile.

Teşekkürler

[@Basakca]

Offf offf.... Ne yaptıysam hep sizleri düşünerekten yaptım. Hele ki sabah kahvaltısında kabak reçelini Lale için, incir reçelini Real için, böğürtlen reçelini Sayler için, köy kaymağını Canan için, zeytinyağlı sarmayı Serseri için, börekleri Rukia için, bal ve pekmezini Dırdır için, zeytinleri ve peynirleri ForumGerçek ahalisi için, içli dolma gibi yapılan patates püresi ve içine doldurulan kaşar peynirli şeyi de kendim için yedim.

Kokusundan dolayı yumurta yemeyen bendeniz tam 4 tane yumurta yedim iyi mi? Artık nasıl bir lezzet olduğunu sizler düşünün.

Tabi ki bu yediklerimden hiç bir şey kalmadı 1800 m. tırmandıktan sonra...

İlk etap da soğuktu ama dik ve dar yamaçlardan tırmanırken üşümenin yerini sıcaklık ve tere bıraktı.

Öğlen yemeğindeki tarhana çorbası ile mantının lezzetinden hiç bahsetmeyeceğim.

Bu kareler daha ilk gün.

İkinci gün ki durağımız Oylat idi.

Konusu gelecek.

[@Canan]

O kaymağı yemiş kadar oldum Başakça, sağol

Yarın bir orman yürüyüşü yapayım

[@ReaL]