Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Kültür | Sanat | Edebiyat > Türkçe'miz


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 21.10.2009, 15:20   #31
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Dilbilgisi | Kuralları

Uzun çizgi (—)

Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir.
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
“Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?”
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
— Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!
(Faruk Nafiz Çamlıbel, Han Duvarları)
UYARI : Konuşmalar tırnak içinde verildiği zaman uzun çizgi kullanılmaz.


Eğik çizgi ( / )

1. Şiirlerden yapılan alıntılarda, mısraların yan yana yazılması gereken durumlarda mısraları belirlemek için kullanılır: Ne sen, ne ben / Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ / Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ / Olan bu mâî deniz / Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. (Ahmet Haşim, O Belde)
2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6
3. Adres yazarken semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA
4. Dil bilgisinde eklerin farklı şekillerini göstermek için kullanılır: -a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden.
5. Bölme işareti olarak kullanılır: 70 /2 = 35


Tırnak işareti ( “...” )

1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır: Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakikî mürşit ilimdir.” vecizesi yer almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türküm diyene!” sözü her Türk'ü duygulandırır.
Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”

UYARI : Aynen alınmayan söz ve yazılar tırnak içinde gösterilmez.
UYARI : Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır: “Akıl yaşta değil baştadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?
“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.
(Yahya Kemal Beyatlı)

UYARI : Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.

2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: Yeni bir “barış taarruzu” başladı.
Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınmadan koyu yazılarak veya altı çizilerek de gösterilebilir.
Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer.
3. Kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:
Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
“İmlâ Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.
Kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir:
Cahit Sıtkı'nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
Bugünün gençleri Dar Kapı'yı okumalıdırlar. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
UYARI : Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz: Yahya Kemal’in “Kendi Gök Kubbemiz”i okudunuz mu?


Tek tırnak işareti ( ‘...’ )

1. Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır: Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz'in bu güzel şiirini okumaya başladı.
“Şinasi'nin ‘safi Türkçe’ ile yazdığını söylediği şiirlerden sonra vardığı bu konuşulan dil fikri şüphesiz ki ondan gelen en büyük kazancımızdır.”
(Ahmet Hamdi Tanpınar)
2. Dil yazılarında verilen örneğin anlamını göstermek için kullanılır: Göktürk Anıtları'nda geçen fakat günümüze ulaşmayan bazı örnekler: bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, eçü apa ‘ecdat, atalar’, tüketi ‘tamamen, bütünüyle’.


Denden işareti (")

Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır:
a. Etken fiil
b. Edilgen "
c. Dönüşlü "
ç. İşteş "


Yay Ayraç ( ( ) )

1. Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır:
Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
(Nurullah Ataç, Söyleşiler)
Süleyman Şah'ın cenazesi sudan ihraç olunarak (çıkarılarak) hemen orada defnedilmiştir ki makarrı (durağı) hâlâ “Türk Mezarı” namiyle maruftur (tanınmıştır).
(Refik Halit Karay, Bir İçim Su)
UYARI : Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır:
Yunus Emre (1240?- 1320)'nin...
UYARI : Yani ile yapılan açıklamalar ayraç içine alınmaz.
2. Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır:
İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakama yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın...
Kaymakam – (hiddetle) Ne olacak baba... Oğlunun katili ecnebi tebaasıymış... Düşman gemileri üstümüze toplarını çevirmişler, Adalı'yı istiyorlar... Sağ salim onu teslim edecekmişiz.
İhtiyar – (Evvelâ vurulmuş gibi sendeler, sonra derin ve saf bir bakışla Kaymakam ve arkadaşlarına) Etmeyin Efendiler... Benim gibi dertli bir ihtiyarla eğlenmek günahtır... Sizin gibi efendilere yakışmaz...
(Reşat Nuri Güntekin, İstiklâl)
3. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır:
Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmağa hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin.
(Ahmet Hikmet Müftüoğlu)
Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Safahat)
4. Alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir (bk. Üç nokta 1).
5. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır (bk. Ünlem işareti 3).
6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır (bk. Soru işareti 3).
7. Bir yazının maddelerini gösteren rakam ve harflerden sonra kapama ayracı konur:
I) 1) A) a)
II) 2) B) b)


Köşeli ayraç ( [ ] )

1. Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:
Mongolın Ertniy Tüü0 (Arheologiyn Nayruulal) [Mogolistan'ın Eski Tarihi (Arkeolojik Araştırmalar)], BNMAU-ın şinjleh U0aanı Akademii Tuu0ıyn)ureelen, Ulaanbaatar 1977.
2. Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet 1922.
Yekta Bahir [Ömer Seyfettin], Yeni Lisan, Genç Kalemler.
3. Bilimsel çalışmalarda, metinde bulunmayan veya silinmiş olan, fakat araştırıcı tarafından tamamlanan bölümler köşeli ayraç içine alınır:
Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Kül-tegin ye[di yaşında kaldı...].
(Çözülmüş Orhon Yazıtları)


Kesme işareti ( ' )

1. Özel adlara getirilen iyelik ve hâl eklerini ayırmak için konur: Fatih Sultan Mehmet'e, Atatürk'üm, Türkiye'm, İnönü'den, Yurdakul'dan, Kâzım Karabekir'i, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan; Türk'e, Alman'ı; Jüpiter'den, Venüs'ü; Türkiye'de, Van Gölü'ne, Ağrı Dağı'nın; Ziya Gökalp Bulvarı'nda, Çankaya Köşkü'ne, Sait Halimpaşa Yalısı'ndan; Kiralık Konak'ta, Sinekli Bakkal'ı.
Ancak aşağıda belirtilen özel adlardan sonra kesme işareti kullanılmaz:
a. Kurum ve kuruluş adları: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına.
b. Akım, çağ ve dönem adları: Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Klâsik Türk Edebiyatına, Millî Edebiyat Akımının, Edebiyat-ı Cedide Topluluğunun.
c. Kişi adlarından sonra kullanılan unvanlar: Mustafa Kemal Paşaya, Nasrettin Hocada, Enver Paşanın, Zeynep Hanıma, Ayhan Beyden, Ahmet Mithat Efendinin, Enver Paşayı.
ç. Ay ve gün adları: 29 Ekime..., 30 Ağustos Çarşambadan sonra
d. Deyimlerde geçen özel adlar: Allahtan hayırlısı, Allaha emanet; Alinin külâhını Veliye, Velinin külâhını Aliye.
UYARI : Ahmet, Halit, Mehmet, Murat, Recep; Gazi Antep, Sinop, Zonguldak gibi örneklerde kesme işareti kullanılır. Ancak kelimeler, Ahmeti, Haliti, Mehmeti, Muratı, Recepi, Gazi Antepi, Sinopu, Zonguldakı şeklinde telâffuz edilmez; Ahmedi, Halidi, Mehmedi, Muradı, Recebi, Gazi Antebi, Sinobu, Zonguldağı şeklinde telâffuz edilir.

UYARI : Özel adlar yerine kullanılan"o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.

2. Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Nice'ler, Lille'li, Bordeaux'lu, Honolulu'lu.

UYARI : Yabancı özel adlar dışındaki özel adlara getirilen yapım ekleri ve çokluk eki kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı; Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Ereğliler. Bu eklerden sonra da kesme işareti kullanılmaz: Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hristiyanlıktan, Aydınlıdan.

3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye.

UYARI : Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır: kg'dan, cm'yi, mm'den; BDT'ye, THY'de, TRT'den. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde bu okunuş esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya.

UYARI : Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.dan; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten)

4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: “1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.” 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik.

UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiği zaman rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci.

UYARI : Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla gösterilir: 6'şar değil altışar, 10'ar değil onar.

5. Dilimizde kolmak, netmek, neylemek, napmak gibi fiiller yoktur. Ancak konuşmada ve vezin dolayısıyla şiirde bu tür kullanılışlar ortaya çıkabilmektedir. Seslerin vezin dolayısıyla şiirde veya konuşma sırasında düştüğünü göstermek için kesme kullanılır: K'oldu, N'oldu? N'etsin? N'eylesin? N'apalım?
Bir ok attım karlı dağın ardına
Düştü m'ola sevdiğimin yurduna
İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n'eyleyim
(Karacaoğlan)
6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: A'dan Z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -daş'la yapılmış birçok söz vardır.
7. Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığı takdirde kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin.
Ancak, cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.


  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.10.2009, 15:23   #32
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Dilbilgisi | Kuralları

Anlatım Bozuklukları



# Dilin en önemli görevi onu kullanan insanlar arasındaki anlaşmayı sağlamaktır.
# Söylenmek istenen her şey, açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmelidir.
# İyi bir cümlede kelimeler yerli yerinde kullanılmalı, gereksiz kelimelere yer verilmemeli, anlatılmak istenenin dışında bir anlam çıkarılmasına mahal verilmemelidir.
# Eğer konuşmada ve yazmada açıklık, yalınlık ve anlaşılırlık yoksa ortada bir anlatım bozukluğu var demektir.
# Anlatım bozuklukları ile ilgili soruların doğru çözülebilmesi için kelimelerin anlamları, ekler, kelime türleri, cümlenin öğeleri, cümle çeşitleri konuları iyi bilinmelidir.
# Dil yanlışlarının önemli sebeplerinden biri gramer (dil bilgisi) bilgisinin eksikliğidir.
# Günlük konuşmalarımızda hâliyle anlatım bozuklukları yapılacaktır. Bunlar toplumdaki yerimize ve aldığımız eğitime bakılarak hoş görülür ya da görülmez.
# Her insan yeterli dil eğitimi almadığı için gerek konuşurken gerek yazarken birçok yanlışlık yapmaktadırlar.
# Ama yazılı anlatımda bu bozukluklar asla affedilemez. Çünkü yazı dili kültür dilidir. Kültür, bu ifade sayesinde kalıcılaşır. Eğer bu ifadede de bozukluklara yer verilirse insanlar arasında anlaşma eksikliği ortaya çıkar.
# Anlatım bozuklukları ÖSS'de en çok soru çıkan konulardandır.
# Bol örnek sorular çözülerek ÖSS'de çıkacak sorulardaki anlatım bozuklukları önceden hissedilecek seviyeye gelinmelidir.
# Anlatım bozukluğu olan bazı cümleler sesli okunduğu zaman yanlışı bulmak daha kolay olmaktadır.
# "Anlatım bozuklukları" konusuna ÖSS'de önem verilmesi yazı dilimizi olumlu yönde etkilemiştir.
# Cümlelerde ne gibi yanlışlıklar yapıldığı konusunda bilgi sahibi olmak bozukluğu kısa sürede bulmamızı sağlar.
# İnsan kendi yazdıklarında ne gibi yanlışlık yaptığını kolay kolay bulamaz. Bu sebeple ÖSS'de dil yanlışlarını bulmamız zor değildir; çünkü cümleler başkalarına aittir.
# Konunun zorluklarından diğeri de bozukluk sayısının hayli fazla olmasıdır. Her cümlede bu hatalardan herhangi biri söz konusu olabilir.
# Bu konu hakkında bilgi sahibi olmayan öğrencilerin tam başarı sağlaması mümkün değildir.
# Başarısızlığın sebeplerinden biri de öğrencilerin kendi yazdıklarında aynı hataları yapmış olmalarıdır.
# Aşağıdaki cümlelerdeki bazı yanlışlıklar altı çizilerek belirtilmiştir. Üzerinde düşünmeniz halinde konuyu çok daha iyi öğreneceğinize inanıyorum.


a) Eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması


"Bu konuda herkesin fikir ve görüşünü almalısınız."

"Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi sekiz derece imiş."

"Yirmi dakika geçmesine rağmen program henüz, hâlâ başlamadı."

"Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir."

"Ben çok varlıklı, zengin biri değilim."

"Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı."

b) Anlamı zaten diğer kelimelerde bulunan kelimelerin gereksiz yere kullanılması

"Yaşanmış deneyimlerinden hareketle bu sonuca varıyor."

"Millî maçın oynanacağı gün yaklaştıkça, ülkedeki heyecan gittikçe artıyor."

"Yanına gidiniz, konuşarak derdinizi anlatınız."

"Problemi çözmek için iki arkadaş üç saat süre ile uğraştılar."

"Az kalsın merdivenlerden düşeyazdı."

"Çocukların davranış biçimlerinde gariplikler görüldü."

"Takımın, boyu en kısa oyuncusu bendim."

c) Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanılması.
"Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi."

"Yeni kaydolan öğrenciler bu kadar çekimser davranması normaldir."

"Petrol fiyatlarının ucuzlamasına halk olumlu tepki gösterdi."

"Olayların gerçek yüzü araştırmalar sonucunda ortaya çıkacak."

"Küçük kızın saçları hayli büyümüş."

"Ormanda yetişen bir çam fidanını salonunuzdaki saksıya ekemezsiniz."

"Başarısızlığını düzensiz çalışmasına borçludur."

"Böyle hareketler ülkede demokrasinin işlememesini sağlayacaktır."

"Yarın İzmir’e gidecek; buna zorunlu."

"Elindeki bıçağı vücuduna batırmış."

"Bu, Türkiye’ye özel bir durumdur."

"Buradan gidersek yakalanma şansımız nedir?"

d) Birbiriyle çelişen sözlerin bir arada kullanılması.
"Kesinlikle yarın gelebilirler."

"Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı."

"Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi."

"Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum."

"Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı"

"Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak."

"Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum."

e) Eklerin yanlış kullanımı

"Öğrencilerin başarısına ilgilenmek gerekir."

"Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır."

"Bazı yolcuların giriş işlemleri yapmaya başlandı."

"Dünkü toplantıda Ali bize sınıf arkadaşlarını tanıştırdı."

"Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir."

"Bu çocuklar, fakir bir ülkenin, savaş nedeniyle kendileriyle ilgilenilmeyen, gerekli eğitimi alamayan çocuklardır."

"Yazarlarımızın köy yaşantısına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır."

f) Özne-yüklem uyumsuzluğu: Farklı yüklemlerin aynı özneye bağlanması.
"Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu."

"İkinci cümlenin öznesi eksik. İlk özne yanlış anlam verecek şekilde ortak olarak kullanılmış."

"Ben ve sen balığa çıktınız."

"Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinden ısrar ediyordu."

"İkinci cümlenin öznesi eksik. İlk özne yanlış anlam verecek şekilde ortak olarak kullanılmış."

g) Nesne-yüklem uyumsuzluğu: Nesne eksikliği

"Bu konuda öğrenciler aralarında anlaşıp karar verecekler ve uygulayacaklar."

"Söylenenlere hemen inanıyor ve her yerde savunuyordu."

"Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim."

"Onlara niçin bu kadar yardım ediyor ve destekliyorsun?"

"Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, incitmemeliyiz."

"Bize yardım edeceklerine inanıyor ve bekliyoruz."


h) Tümleç yanlışları

"Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz?"

"Öğrencileri teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız."

"Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir."

"Öğrencileri rahat edecekleri odalara yerleştirmiş, bütün imkânları sağlamıştı."

"Duvarları kirletmek,yazı yazmak kesinlikle yasaktır."

"Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?"

"Düşünme ve mantık hataları Problemleri karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözeceğiz."

"Yiyecek bir lokma ekmeğimiz hatta yemeğimiz bile yok."

"Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum."

i) Fiilin veya yardımcı fiilin yanlış kullanılması

"Ben ona ağabey ( .......... ), o da bana kardeşim derdi."

"Bazı yiyecekler sağlığı yerinde ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir."

"Kitap için kendisine verilen paranın eksik ( .......... ) ve yeterli olmadığını söyledi."

"Gerekli yerlere başvuruda bulunmuş, ama bir sonuç almış değiliz."

"Çorbaya biraz acı ( .......... ), biraz da tuz ve limon sıkılabilirdi."

"Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi."

"Hangisinin başarılı, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz."

"Çok az ( .......... ) veya hiç çalışmadan çok para kazananlar var."

j) Tamlama yanlışları

"Bu ülkeye teknik ve bilgi yardımında bulunulacak."

"Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrendik."

"Siyasî ve ekonomi ilişkileri çıkmaza girdi."

"Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir."

"Kar yüzünden tüm özel ve devlet okulları tatil edildi."

"Ülkemiz Bosna’ya askerî ve gıda yardımı yaptı."

"Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi."

k) Kelimelerin yanlış yerde kullanılması

"Yeni durağa gelmiştik ki otobüs de hemen geldi."

"Bu toplantıda çekinmeden düşünceler dile getirilmeli."

"Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz."

"İdare, henüz yarın ders yapılıp yapılmayacağını bildirmedi."

"İzinsiz inşaata girilmez."

l) Birleşik cümlelerde yüklemler arasındaki uyumsuzluk
"Her ne kadar iyi hazırlanılmışsa da istenilen sonucu alamadı."

"Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı."

"Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa da beklenen huzur bulunamamıştı."

m) Deyim yanlışları

"Ona ayak bağı oluyor, işini çabuk bitirmesini sağlıyordu."

"Ona yardım et, elinden geleni ardına koyma."

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.10.2009, 00:33   #33
Çevrimdışı
nur@n
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Dilbilgisi | Kuralları

Güzel bir derleme olmuş canım..ellerine sağlık..
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz nur@n'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.10.2009, 00:35   #34
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Dilbilgisi | Kuralları

Gerçekten çok başarılı ve çok yerinde bir paylaşım olmuş... Çok teşekkürler...
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 27.10.2009, 01:58   #35
Çevrimdışı
OkyanusunKalbi
WoodStock

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Dilbilgisi | Kuralları

Güzel paylaşımlara sahip, Türkçe'ye önem veren sitemiz için, yerinde bir paylaşım...

Ben teşekkür ederim arkadaşlar...
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz OkyanusunKalbi'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
dilbilgisi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 00:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.