Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 03.09.2013, 15:48   #1
Çevrimdışı
Tanıdık
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Şark Meselesi

Doğu Yakasının Hikâyesi
Petrol kavgası




On dokuzuncu asrın sonlarında zamanın devlerinin gözleri değerli olan bir nesne üzerine çevrilmişti. Artık birçok kimse biliyordu ki, gelecek petrol üzerinde yükselecektir. Üretim araçlarının çalıştırılmasından savunma sanayine kadar bütün her şey petrol denen nesneye bağlıydı. O yüzden güçlü olabilmek için petrole sahip olmak gerekiyordu. Çünkü ati, bunun üzerinde yükselecekti.


Petrole sahip olabilmek için entrikalar başlamıştı bile. İngiltere, Rusya, Fransa ve Almanya’ nın başı çektiği bu entrika düzeninin oyun yeri ise Orta Şark olarak adlandırılan Ortadoğu idi. Ama bunun önündeki en büyük engel, İmparatorluktu.


Bu yüzden sonraları Şark Meselesi konusu ortaya atılacak ve entelijans servisleri alabildiğine vahşi bir biçimde çalışmaya başlayacaktı.


Şark meselesinin ortaya atılmasından sonra Orta doğuya yönelik faaliyetler kendini azınlık hareketleri biçiminde gösterecek ve İmparatorluk içinde dinmek bilmez bağımsızlık hareketleri de başlamış olacaktı.


İmparatorluktan kopan her parçayı da o zamanın devletleri ellerine geçirecekti. Böylece Orta Doğuda ve Balkanlarda bir çok küçük ama, zayıf devletçik oluşturulacaktı.


1880 lerden sonra daha da kızışan petrol kavgası, asrın sonlarına doğru büyük oranda ajan kuruluşlarının işe karışmaları nedeniyle batılı devletlerin hesabına çözülmeye başlamıştı. Ve İngilizler, Fransızlar, Amerikan petrol şirketleri ve Almanya, Rusya imtiyazlar alarak petrol çıkarmaya başlamışlardır.


…. Hükümeti kaviyyesi ile İran Şehinşahlığı arasindaki payidar olan çok samimi münasebetlere dayanarak,……..hükümeti kaviyyesi tebasından, William….. akrabalarına, dostlarına ve yakınlarına 60 yıl müddetle İran Şehinşahının hükmettiği toprakların derinliklerinde istedikleri şekilde taharriyat ve hafriyatta bulunmak üzere selahiyetitname ile tahdit edilmeyen serbest çalışma müsadesi bahşedilmiştir.


İş bu selahiyet ve bahşedilen serbestiye binaen……..Hükümeti tebasından William…. nin veya akrabaları ve yakınları ile dostlarının tesbit ederek işleyecekleri bilumum toprak altı ve toprak üstü servetleri kendi malı olacaktı.


1901 yılında İran Şahı Muzafferuddin tarafından verilen bu imtiyaz belgesine benzer daha niceleri verilecektir. Tabi , bu belgeler, bu bölgelerin bir yerde ölüm fermanları oluyor ve gelecekte var olacak olan huzursuzlukların da ana sebebini teşkil ediyordu.


Amerikalı Yahudi olan John Rockefeller’ in Standart Mobil Oil’ i ile İngiliz-Hollanda kuruluşu olan ve Yahudi Deterting’ in yönetiminde ki Royal Dutch-Shell arasındaki çekişmeye, bir Alman petrol firması olan Union Petrolifere Eupopenne de katılmıştı. Tabi, bunların yanında Rus ve Fransız şirketleri de ekleniyordu.



Almanyanın Bağdat demiryolu imtiyazını alması ise petrol yüzünden var olan İngiliz-Alman arasındaki çekişmeyi daha da artıracaktı. Bağdat demiryolu projesini petrol yönünden zengin bölgeler üzerinden geçecek bir çizgide projelendiren Almanların, bu projeye aşırı tepki gösteren İngilizleri dikkate alarak çizgiyi biraz kaydırmaları, İngilizlerin tepkisini bir ölçüde azaltacaktı.


Petrolün değerini anlayan ve bunun ilerideki gücünü sezebilen Abdulhamid Han, petrol sahalarını Memaliki Şahane (yani padişahın mülkü) olarak ilan etmişti. Bu da Osmanlı üzerinde dönen dolapların bir anda durmasına neden olmuştu.Dolayısıyla artık, diplomatik baskı söz konusu değildi. Ama sahneye, ajanlar doluşacaktı. Ve diğerleri…


Osmanlı ile Mısır arasındaki sınır ihtilafını işleyen İngiltere, bu ihtilafı Osmanlı İngiliz-Mısır ihtilafı olarak göstermeye başlıyor ve kendisini de devreye sokarak sert bir nota veriyordu. Akabe Meselesi gibi gelecek ve bu olaylarla birinci dünya savaşının tohumlarına yenileri eklenecekti.


Kısa bir süre sonra azınlık hareketleri, Kürtçü, Ermeni hareketleri de yoğunluk kazanacaktı. Kürt ve Ermeni örgütlü hareketleri, kimi zaman İngilizlerle, kimi zaman ise Ruslarla işbirliği yapma yolunu seçeceklerdi.


Erzincanın merkezine gelen ermeni gönüllü alayı kumandanlarından Gövdinli Murat Paşa ve Rus generali Lahof, ermeni tehcir ve katliamları esnasında Ermenileri-kardeşimizdir diye- koruyan ve onlara sığınacak yer veren Dersimlilerle işbirilği yapılmasını teklif maksadıyla Kürtlere haberler gönderdiler ve Türk ordularına karşı elbirliğiyle hücuma devam ettiler.


Bu davete Elazığ vilayetinden Koruk köyünden olup, alay kumandanı vazifesiyle orduda bulunan kürt Mustafa vefa icabet etti ve taburuyla beraber Erzincan cephesinden Ruslara iltihak etti.


Tutulan yol şimdi daha kolaydı. Çünkü emperyalist ülkeler perde gerisinde kalıp, istediklerini elde edebiliyorlardı. Hemde kendinden hiçbir insanı kaybetmeden, hiçbir riskin altına girmeden.


Kürtçülerin ve Ermenilerin çıkardıkları karışıklıklardan faydalanarak, hedeflere daha kolaylıkla ulaşılıyordu. Ama bu sefer de kendi aralarında anlaşmazlığa düşüyorlardı.


Sonuçta Osmanlı ordusu zayıflamış, adeta ülkenin bütününde cepheler açılmıştı. Ve en büyüğü de hem içeride hem de dışarı da savaşmak zorunluluğu olmasıydı.

./..
__________________
Bizde bilirdik kıkırdak fıkırdak olmasını...Ama kalbe en güzel hüzün yakışıyordu, bizde onu bastık sinemize...

Tanıdık
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Tanıdık'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.09.2013, 15:52   #2
Çevrimdışı
Tanıdık
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şark Meselesi

Mr. Ryan’ ın raporu.

Reşit Paşayla kürt meselesini görüştüm ve albay Noel’ in Malatya’ yı ziyaretinin zamansız olacağını söyledim. Gerçi , majestenin hükümetinin kürt meselesinde büyük menfaati olduğu doğrudur. Fakat bu sadece Mezapotamya ile ilgilidir ve sırf orayı korumak içindir.


28 kasım 1919, G.Kidston’ dan Sir E.Crow’e :


….Kürtlere her ne kadar inanmasakta onları kullanmamız menfaatimiz icabıdır. Doğu Anadolu’yu ancak savaş çıkartarak Ermenistan ve Kürdistan diye bölebiliriz.


Ve yine,,,


21 temmuz 1919, Mr.Hohler’ den Sir Tilley’e :


Mezapotamya şimdi bizim olacağına göre albay noele bir kürt devleti kurdurup, kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz.


27 ağustos 1919, mr. Hohlerden, mr.c.kerr’e:


Kürtlerin ve Ermenilerin diğer meseseleri beni ilgilendirmez, bizim kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet, mezapotamyadaki yer altı kaynaklarımız içindir.


Bütün mesele bunlar, Osmanlının son zamanlarında İngiliz, Fransız, Amerikan… çalışmalarını içeren belgelerdi. Devlet arşivlerinde saklanan ve belli bir zaman aşımı geçtikten sonra açıklanan belgelerden tek göze çarpan nokta, emperyalist ülkelerin Türkiye ve Osmanlı üzerindeki çıkarlarını kaybetmemek, yeni yeni imtiyazlar elde etmek, çıkarlarını korumak veya Osmanlının yanında ortadoğuya sarkıp buraları denetim altına almak için, Osmanlı içindeki kürt ve ermeni unsurları kullanmış olmalarıdır.


Böylece bir ailenin fertleri durumunda olan insanları birbirlerinden ayırarak kendi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. Aynı dine, aynı kitaba, aynı peygambere inandıklarını söyleyen insanlar böylece birbirlerine düşman kesilmişlerdir.


Bu gün Amerika Birleşik Devletleri başkanı Reagan (eski başkan) Celal Talabani’ yi Washington’a çağırıp, ilgi gösterebiliyorsa, bu abd’ nin çıkarları için gerekli olan ve daha öncede denenmiş yollardan farklı bir yol değildir.


Bu gün Talabani vasıtasıyla da Kürtçü harekete destek sağlayan Amerika, Osmanlının zamanında da bu yolu seçmişti.


26 Aralık 1919,


Kürt meselesinde üçüncü toplantı:

…. Bir tek kürt devleti mi, yoksa bir çok kürt devleti mi kurulacağı düşünülecek. Ermenilere Amerikalılar kanalıyla silah temin edilecektir.


Ve yine,,


19 ağustos 1919,


Amiral Webb’ en Lord Gurzon’a;


…. Amerika, Trabzon ve Erzurumu içine alan bir ermenistanı himaye edecek, geri kalan bölge de bir kürt devleti olarak İngilizlerin himayesine bırakıyor,,,


Batılı devletleri, bu topraklar üzerinde her zaman uygulayabilecekleri bir senaryoları olmuştur. Batılı derken buna Sovyetler de dâhildir.


Farklı amaçlar da olsa, ana amaç orta doğuyu denetim altına almak, petrol kaynaklarına hâkim olmak, yer altı zenginliklerine sahip olmak, emperyalist emelleri uygulamaya koymak veya bunları gerçekleştirecek metotları tespit etmek idi..


Yalnız bütün senaryolar da değişen, devletlerin ismi idi. Ve başrol oyuncuları da, toprakların içinde yaşayan unsurlardı.


13 aralık 1919,


Mr.ryan’ın raporu;


… İngiliz petrol şirketleri kendilerini Amerikan petrol şirketlerinden kurtarmak istiyorsa, Batum,Tiflis, Baku’ dan başka yeni kurulacak ermenistandaki petrol işini de ele almalıdır. Bundan başka Musul, Kerkük ve Mezapotamya petrolleri İngilizlerin kontrolünde kalacaktır.


Ve bunlar için her yol deneniyordu.




3 Eylül 1902,


Mr.Marlin’ ten E.Grey’e;


…..şimdiki durum, yalnız Balkanları ve Avrupa’yı değil, fakat Arapları, Ermenileri, Kürtleri ve diğer ırkları da imparatorluktan ayırmaya çalışmak olmalıdır. Türkiye’ de yapacağımız propaganda, komitenin Türkiye’ yi uçuruma sürüklediği ve mutlak ortadan kalkması icap ettiği yolunda olacaktır.


./..
__________________
Bizde bilirdik kıkırdak fıkırdak olmasını...Ama kalbe en güzel hüzün yakışıyordu, bizde onu bastık sinemize...

Tanıdık
  Alıntı ile Cevapla
Tanıdık'in Mesajına Teşekkür Etti
Eski 03.09.2013, 15:54   #3
Çevrimdışı
Tanıdık
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şark Meselesi


Akrebin Kıskacında Güneydoğu






Birinci dünya savaşı sonrasında İngiliz politikasının Ortadoğu haritasını tek başına çizmesinde en önemli etken Musul petrolleri idi…daha Mondros mütarekesinin yürürlüğe girdiği tarihten bir hafta sonra İngiliz birlikleri musula girmişler…(8 kasım 1918). İngilizler savaş tazminatı olarak Türk petrol şirketinin Almanlara ait olan % 25 kısmını da le geçirince Musul petrollerinde en büyük hisseye sahip olmuş oldu. İngilterenin bu oldu bittisi ABD ve Fransa tarafından tepkiyle karşılanmış ve taraflar arasında şiddetli bir siyasi mücadele başlamıştı. İngiltere kendisine bölgesel bir müttefik aramaya işte bu noktada başlamış ve kürt politikasını oluşturmuştur. (Prof.A.M.ÇAY A.g.e.s:457)


Önce fikir işleniyor, sonra cemiyetler kurduruluyor. Arkasından da bu cemiyetler İngilizlere müracaat ettiriliyor, destek istettiriliyordu.


Mondros mütarekesinin imzalanmasını takiben…gene istanbulda Kürt Teali ve Terakki Cemiyeti görülür…Kürt Teali Cemiyeti, kürt emellerini gerçekleştirmek amacıyla Şeyh Seyyid Abdulkadirin başkanlığında bir komite teşkil etmiş, 1919 ocağında istanbuldaki İngiliz yüksek komiserliğine başvurarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Mezapotamya ve güneybatı İranda bir Kürdistan kurulması için destek talep etmişlerdir. (Prof.A.M.ÇAY A.g.e.s:375)


Ama İngilizleri ilgilendiren konu hiç değişmiyor.

Mr.Hohler’den Mr.C.Kerr’e: 27 ağustos 1919


Kürtler ve Ermenilerin durumubeni hiç ilgilendirmez. Kürt meselesine verdiğimiz ehemmiyet mezapotamya bakımındandır” diyordu. (Erol Ulubelen A.g.e.s:205)


Hepsinin hedefleri aynıydı. Aralarında anlaştıktan sonra da mesele kalmıyordu. Kürtleri düşünmek kimin derdi ? önemli olan sömürü idi.


Sir F. De Robeck’ten Lord Gurzon’a:


Kürt kabileleri İngiliz ve Fransız hakimiyetine konacak kürdistanda hiçbir şekilde Türk bırakılmayacak ve Ermenilere Amerikalılar kanalı ile silah temin edilecek. (Erol Ulubelen A.g.e.s:218)


Artık çoğu planların gizli kalması da gerekmiyordu. Devletler arası konferanslarda güçlükler de, çareleri de açıkça konuşuluyordu. San Remo konferansı bu müzakerelerin yerlerinden biriydi.


Tarih 18-26 Nisan 1920


San Remo konferansından: Kürdistan meselesine gelince:


“Lord Gurzon, bunun çok mühim bir soru olduğunu, İstanbul’dan Bağdat’a kadar bütün bölgelerde yaptığı incelemede Kürtleri temsil edecek hiçbir kimseye rastlamadığını, Şerif Paşa’ nın kendisini kürt temsilcisi gibi göstermesine rağmen bundan emin olmadığını, esasen Kürtlerin Türklerle beraber yaşamaya alışmış olduğunu, Kürtlerle Türklerin birbirinden ayırmanın çok zor olduğunu, ancak İngiliz ve Fransızların manda yoluyla bu işi başarabileceklerini…”


Kürtlerin Türklerden ayrılmaları çok güç… böyle olmakla beraber majestenin hükümeti onları Kemalistlerle Bolşeviklere karşı kullanabilir…(Erol Ulubelen A.g.e.s:241-280)




Arkasından Sevr antlaşmasında Kürdistan gündeme geliyor….




Birlik araştırma grubu 1995 rapor 1








Sevr antlaşması (10 Ağustos 1920) 64.madde de:


Antlaşma başkanlığının tespit ettiği tarihten itibaren şayet 62. maddenin muhteviyatı içinde bulunan kürt halkı yani bölgede bulunan halk çoğunluğu, Türkiyeden ayrılarak muhtariyetni ilanetmek arzusunu izhar ederse ve cemiyeti akvama müracaat ederse ve şayet cemiyeti akvamda bu halkın istiklal arzusunu gerçekleştirebilecek kapasitede bulundukları kanaati ortaya çıkarsa ve bunun yerine getirilmesini tavsiye ederse, Türkiye bu tavsiyeye aynen uymaya ve bölgedeki bütün haklarından vaz geçmeyi ve kendisini buna göre uyarlamayı şimdiden tahahhüt eder… sevrin imzacıları arasında bulunan Kürdistan teali ve teavün cemiyeti reisi seyyid abdulkadirin orda Osmanlı devletinin haklarını müdafaa için gönderildiği düşünülürse ihanetin büyüklüğü daha açık görülür.


Osmanlı üç koldan kıskaçtaydı:
Cepheden ordularla, halk içinde ajanları ve fitne fesatla, devlet içinde hainlerle…


Devletteki ajanlar içten çökertmeye çalışırken, ordularda cephede vurarak amaca ulaşmışlardı, ama iş bitmemişti. Osmanlı yıkılmıştı ama Anadolu paramparça edilmeliydi.


İslamı ortadan kaldırmak için yola çıkan İngilizler, bunun için İslami duygulardan ve otoritelerden bile istifade etmeye çalışıyor, Türklüğe hayat hakkı tanımak istememelerine rağmen tezatlardan yararlanmak için Türk unsurları da harekete geçirmekten çekinmiyorlardı.

./..
__________________
Bizde bilirdik kıkırdak fıkırdak olmasını...Ama kalbe en güzel hüzün yakışıyordu, bizde onu bastık sinemize...

Tanıdık
  Alıntı ile Cevapla
Eski 03.09.2013, 15:59   #4
Çevrimdışı
Tanıdık
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şark Meselesi

Şehy Sait isyanının organizatörü ise 1923 yılında kurulmuş olan gizli azadi teşkilatıdır.1923 yılında Erzurum’da, eski Hamidiye süvari alayı subayları ve eşraftan bazı kişilerin girişimleriyle teşkilatlanmış görünüyor.


Kurucular bölge halkı üzerinde etkili olup bir isyan hareketini yönlendirecekleri kanaatine varınca ister istemez halk üzerinde dini otoritelerden yararlanmak üzere şeyh, seyyid vb. din adamlarına yöneldiler. İlk olarak teşkilata şeyh said çekildi.


Azadi mensuplarının diğer aşiret reisleri ve etkili şeyhlerle temas kurarak, isyan hareketine katılmaya ikna etmeye çalışmaları, hükümetin icraatlarına muhalif olan Türk unsurlarıyla, özellikle hilafet yanlıları ile temas kurmaları, dış ülkelerden destek sağlamanın yollarının aranması kararlaştırılmıştır. (Prof.A.M.ÇAY A.g.e.s:395)



Istırapların arkası hiç gelmiyordu.


İngilizler, şeyh sait olayında da görüldüğü gibi kürt isyanlarının Türkiye’ de pek başarılı olmadığını değerlendirdikten sonra ermeni taşnak liderlerinin tecrübeleriyle, isyana yatkın kürt liderlerini yönlendirmelerinin daha kolay olacağını düşünerek harekete geçmişlerdir. Hoybunla ilişkili olarak ilk toplantı Irak’ ta 1927 Şubatında yapılmıştır.


Bu ilk toplantıda Türkiye’’ de yapılması düşünülen isyanın planları ele alınmıştı, buna göre;


1-İngilizler Kürtlere para yardımı, lüzumu halinde silah ve mühimmat yardımı yapacaklardı.

2-Nasturiler, kürt kıyafeti giyinmek suretiyle, Kürtlerin yanında isyana katılacaklardı. (Prof.A.M.ÇAY A.g.e.s:403)


Aynen bu gün olduğu gibi ihanet edecek, Müslüman bulamayınca devreye girecek başkaları bulunacaktı. Çünkü hedef vazgeçilebilir cinsten bir hedef değildi.


Mr.Churchill, İngiliz avam kamarasında şöyle haykıracaktı…


Efendiler, şunu iyi biliniz ki, bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir. (Raif Karadağ, a.g.e s:102)




Demek ki bir varil petrol için bir varilden daha fazla kan akıtılabilirdi. Bu kadar açık. Hele bu petrol, İngiltere'deki Yahudi petrol şirketlerinin olacaksa….


Üstelik malum olduğu üzere Türklerin Anadolu’dan atılması gibi bir hedefi olan Şark Meselesi de böylece gerçekleşmiş olacak.


Ancak bunun için Türkiye’nin asla ayaklarının üstünde durmaması gerekiyor. Yoksa batılıların kazandıklarını kaybetmeleri işten bile değildi.


Bunu ifade eden söz yine Çörçil’ den;


Türkiye’ nin ağırlığı 35 kg. da tutulmalı, şayet kilosu bunun üstüne çıkarsa başına gaileler açarak yeniden 35 kg. indirilmeli,,



Kaynaklar...
Petrol Fırtınası-Raif KARADAĞ
Doğu Yakasının Hikeyesi- Can SANCAKLI
Üçgendeki Tezgah...
Birlik Araştırma Grubu raporları
Akrebin kıskacında Güneydoğu
Cem Erseverin bir kaç kitabı
__________________
Bizde bilirdik kıkırdak fıkırdak olmasını...Ama kalbe en güzel hüzün yakışıyordu, bizde onu bastık sinemize...

Tanıdık
  Alıntı ile Cevapla
Eski 29.05.2021, 15:04   #5
Çevrimdışı
Ben kimim
Yasaklı Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Şark Meselesi

Daha Önce Müjdelenip Bir Daha Kendisinden Haber Alınamayan Doğalgaz Rezervlerinin Haber Manşetleri

Her sene bir doğalgaz ve petrol rezervi buluyoruz anlaşılan...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günler öncesinden ip uçlarını verdiği müjdeyi bugün açıkladı. Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz 20 Temmuz 2020'de başladığı Tuna 1 Kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmiş durumda" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günler öncesinden ip uçlarını verdiği müjdeyi bugün açıkladı. Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz 20 Temmuz 2020'de başladığı Tuna 1 Kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmiş durumda" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Karadeniz'de 320 Milyar Metreküp Doğalgaz Rezervi Keşfettik'

'Vereceği müjdeyle Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağını' duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi.

Ağustos 2020
Ancak bundan önce de doğalgaz ve petrol rezervleri bulunduğuna dair çeşitli gazete haberleri de yapılmıştı. Açıklandıktan sonra gündemden düşen o rezerv haberlerine gelin birlikte bakalım.
Ancak bundan önce de doğalgaz ve petrol rezervleri bulunduğuna dair çeşitli gazete haberleri de yapılmıştı. Açıklandıktan sonra gündemden düşen o rezerv haberlerine gelin birlikte bakalım.

1. Hürriyet: Akçakoca’da doğalgaz bulundu (9 Eylül 2004)
Hürriyet: Akçakoca’da doğalgaz bulundu (9 Eylül 2004)
2. DHA: Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu (26 Kasım 2006)
DHA: Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu (26 Kasım 2006)
3. AA: Karadeniz doğal gazı devreye girdi (20 Mayıs 2007)
AA: Karadeniz doğal gazı devreye girdi (20 Mayıs 2007)
4. Sabah: Karadeniz’de petrol ağa takıldı (26 Ağustos 2007)
Sabah: Karadeniz’de petrol ağa takıldı (26 Ağustos 2007)
5. Sabah: Sakarya’da doğalgaz bulundu (15 Mayıs 2009)
Sabah: Sakarya’da doğalgaz bulundu (15 Mayıs 2009)
6. AA: Yeni doğalgaz rezervi bulundu (17 Haziran 2010)
AA: Yeni doğalgaz rezervi bulundu (17 Haziran 2010)
7. AA: TPAO’dan sevindiren Akçakoca açıklaması (29 Mart 2011)
AA: TPAO’dan sevindiren Akçakoca açıklaması (29 Mart 2011)
8. Bakan Yıldız: Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz (25 Ağustos 2012)
Bakan Yıldız: Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz (25 Ağustos 2012)
9. Milliyet: Karadeniz, petrol ve doğalgazda yeni merkez (10 Mart 2013)
Milliyet: Karadeniz, petrol ve doğalgazda yeni merkez (10 Mart 2013)
10. Bakan Dönmez: Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu (29 Haziran 2020)
Bakan Dönmez: Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu (29 Haziran 2020)

Bu müjdeli haber ülkemize hayırlı olsun diyor, bu kez hevesimizin kursağımızda kalmayacağına inanıyoruz.


https://onedio.com/haber/daha-once-m...setleri-914726
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
daha, hareketleri, meselesi, olan, petrol, şark


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:15.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.