Osmanlı İmparatorluğu

[@Çengelli İğne]

• Osmanlıda Mutfak

Osmanlı mutfağı başkent İstanbul'da ve bölgesel başkentlerde tüm halkın hoşuna giden, kültürlerin erime potasıyla oluşan ortak bir mutfaktır. Bu farklılıklarla dolu mutfak imparatorluğun belli bölgelerinden getirilen şeflerin İmparatorluk Sarayı'nın mutfaklarında farklı malzemeleri yaratması ve denemesi ile mükemmelleşti.

Osmanlı Sarayı'nın mutfak kreasyonları Ramazan etkinlikleri sayesinde ve Paşa Yalılarında pişirilmesiyle nüfusun geri kalanına yayıldı. Bugün, Osmanlı mutfağı Türkiye'de, Balkanlarda, ve Orta Doğuda yaşar, "bir zamanlar Osmanlı yaşam tarzında olan ortak varisler ve onların mutfakları bu gerçeğin delilleridir".

Yerel çeşitlere ve bunların arasında karşılıklı alışveriş ve zenginleştirmeye dayalı olması dünyanın herhangi bir büyük mutfağı için olağandır. Ama aynı zamanda büyükşehir geleneğinin zarif tadı ile homojenize ve uyumludur.

Ekmek pişiren Türk kadını, 1790

• Osmanlıda Bilim ve Teknoloji

Osmanlı tarihi boyunca, Osmanlılar diğer kültürlerden çevrilen elyazması kitaplar ile geniş bir kütüphane koleksiyonu oluşturmayı başardı.Yerli ve yabancı el yazmaları arzusunun büyük bir kısmı 15. yüzyılda geldi. II. Mehmed Trabzonlu Yunan bilim adamı Georgios Amirutzes'e Batlamyus'un coğrafya kitabını tercüme ettirdi ve Osmanlı eğitim kurumları için kullanılabilir hale getirtti. Başka bir örnek ise aslen Semerkandlı gökbilimci, matematikçi ve fizikçi olan Ali Kuşçu; iki medresede profesördü, ve İstanbul'da sadece ölümünden önceki 2 ya da 3 yılını yaşamasına rağmen yazıları ve öğrencilerinin faaliyetleri sonucu Osmanlı çevrelerini etkiledi.

1577'de Takiyüddin 1580'e kadar astronomik gözlem yapacağı Takiyüddin'in Rasathanesini kurdu. Güneş yörüngesinin dışmerkezliğini ve apsis'in yıllık hareketini hesapladı. Rasathanesi 1580'de yıkıldı.1660'da Osmanlı bilim adamı Tezkireci Köse İbrahim Efendi Noël Duret'in 1637'de yazdığı Fransızca astronomik çalışmasını Arapçaya çevirdi.Şerafeddin Sabuncuoğlu ilk cerrahi atlas yazarı ve İslam tıbbının son majörü. Çalışmaları büyük ölçüde Ebû'l-Kasım Zehrâvi'nin Al-Tasrif'ine dayansa da Sabuncuoğlu kendine ait birçok yenilik getirdi. Kadın cerrahlar da ilk defa resimlendirilmiştir.Dakika ölçen ilk saat örneği Osmanlı saatçisi Meshur Sheyh Dede tarafından 1702'de yapıldı.

1577'de Takiyüddin'in Rasathanesi

• Osmanlıda Spor

Osmanlı İmparatorluğu'nda spor büyük önem taşımaktaydı ve hâliyle spor yapan kişi büyük ilgi ve saygı görmekteydi. Osmanlı'nın uğraştığı başlıca sporlar arasında; Güreş, Avcılık, kemankeşlik (ok atıcılığı), binicilik (Cündicilik), Cirit oyunları bulunmaktaydı.

[@Defective1907]

Türk tarihinin en uzun süreli ve en geniş sınırlara ulaşmış Türk devletidir...

Dünya tarihinde de ilk 20'ye rahatlıkla girer geniş sınırlar olarak...Ancak Osmanlı'dan daha geniş sınırlara ulaşmış devletlerin hemen hepsi( Moğol, Altınorda, Ming İmp. vb.) Osmanlı kadar uzun süreli olamamıştır...

[@Defective1907]

Osmanlı İmp. zaten tarihteki birçok imp. gibi kendi milletini yani Türklüğü reddeder hatta aşağılar...

onlara göre esas olan, üstün olan kendi aileleri, hanedanlarıdır....

yabancı kadın almalarında da haklılar, Rutenyalılar varken napsın Kanuni, Yozgatlı hatunu

[@Defective1907]

Kuruluşundan dağılışına Osmanlı sınırları...

www.youtube.com/watch?v=BdDEL5k73lQ

[@StorMAnqeL]

Osmanlı Devletinde Ordu Ve Donanma

Osman Bey döneminde devletin askeri gücü boy kuvvetlerinden oluşuyordu. Bu kuvvetlerle büyük fetih ve kuşatmaların yapılamayacağı görülünce Orhan Bey döneminde Bursa kadısı Çandarlı Kara Halil'in çalışmaları ile Yaya ve Müsellem adı altında ilk düzenli ordu oluşturuldu. I. Murat döneminde Rumeli'de fetihler genişleyince daha çok sayıda askere ihtiyaç duyuldu. Savaş tutsaklarından, uygun koşullara sahip Hıristiyanlar alınarak Acemi Oğlanlar Ocağı oluşturuldu.


XV. yüzyıl ortalarında Osmanlı Ordusu üç bölümden oluşurdu.





1)Kapıkulu Askerleri

Devşirme yasasına göre Rumeli'deki Hıristiyan çocukları içinden askerliğe uygun olanlar toplanarak Tımar beylerinin yanına verilirdi. Türk - İslam eğitimi gören bu çocuklar daha sonra Gelibolu'daki Acemi oğlanlar kışlalarına gönderilirdi.

Kapıkulu askerleri sıkı bir disiplin altında yaşarlardı. Hükümdarın şahsına ait merkez kuvvetleri idi. Devletten üç ayda bir ulufe adı ile maaş alırlardı.


Kapıkulu ordusu;


Yayalar (Piyade) Atlılar (Süvari)


-Acemi oğlanlar - Sipah-i

-Yeniçeriler -Silahtar

-Cebeciler - Sağ ulufeciler

-Topçular - Sol ulufeciler

-Top arabacıları - Sağ garipler

-Humbaracılar -Sol garipler

-Lağımcılar


2)Eyalet Askerleri (Tımarlı Sipahiler)

Giderleri dirlik sahipleri tarafından karşılanırdı. Savaş zamanında bağlı oldukları tımar beyinin komutasında sancak beyi yönetiminde orduya katılırdı. Tımarlar aynı zamanda bulundukları yerin asayiş ve güvenini sağlardı.

Osmanlı Devleti tımar sistemi sayesinde toprağın boş kalmasını önlüyor, üretimin sürekliliğini sağlıyor, merkez dışında yerel güçlerin oluşmasını engelliyor, hazineden harcama yapmadan orduya asker yetişmesini sağlıyordu.


3) Yardımcı Kuvvetler


-Akıncılar

-Azaplar

-Yayalar

-Müsellemler

-Garipler

-Yörükler

-Bağlı beylik askerleri (Kırım, Eflak, Boğdan...)


4)Donanma

-Karesi Donanması Osmanlıların ilk deniz gücünü oluşturmuştur.

-İlk tersane Yıldırım Bayezit döneminde Gelibolu'da açılmıştır.

-Osmanlı donanması Fatih döneminde gelişmeye başlamış II. Bayezit döneminde Venediklilere karşı üstünlük sağlamış, Kanuni döneminde en güçlü dönemine ulaşmıştır.

[@Tura]

Teşekkürler bilgi için.