Sporda Yıldız Yaratma ve Yok Etme (Oğuz & Aykut), (Metin & Ali & Feyyaz)

[@Mediter]

Her spor (futbol) kulübünün (taraftarı stada çekecek, kulübün ürünlerini ve adını sattırabilecek) starlara ihtiyacı vardır.
Bu nedenle her spor kulübünde bir star parlar, (veya medya yardımı ile parlatılır) bu mümkün olmuyorsa, star bir yabancı oyuncu veya antrenör (yaşlı da olsa, ismi) transfer edilir. (Spor yaşamının sonuna gelmiş bu starlar, standardı düşük spor camiamızda bir süre daha parlamaya devam ederler.)
Parlatılan veya transfer edilen bu starlar vitrin olarak kullanılarak kulübe taraftar,kazanç ve başarı sağlama yolları aranır, sağlanır da...

Bir süre sonra, starın ismi, kulüp (takımın) isminin de önüne geçmeye başlaması ile sorunlar ortaya çıkar.
Oyuncunun veya antrenörün adı, tüm futbolcuların, kulübün, teknik kadro ve kulüp başkanının adının önüne geçmeye başlaması, kulüpte huzursuzluklara yol açar.
Başarı sürekli stara mal edilir ve star zamanla kulüpten daha önemli hale gelmeye başlar.

Bu durumda da (kulüp başarıdan başarıya koşsa da), diğer oyuncularla; star, antrenör ve kulüp yönetimleri arasında sürtüşmeler, kıskançlıklar, çekememezlikler , takım içinde gruplaşmalar, tartışmalar başlar, bu durumdan kulübün ismi de yıpranıp zarar görür, takımın başarısında da düşüş başlar.

Bu duruma yol açmamak için de, starların (futbolcuların) daha da ilahlaştırılmadan önce kulüpten ayrılmaları sağlanmalıdır ve sağlanır da.
Spor tarihimiz, ismi takımın isminin önüne geçmiş starların, etkisizleştirilmesi örnekleri ile doludur.


Bir çırpıda örneklemek gerekirse;


Tanju Çolak,

Galatasaray'da başarılarla dolu maçlar çıkarmasına, 1990-91 sezonunda dördüncü gol krallığına ulaşmasına rağmen , transfer döneminde zorluklar çıkarılarak (adeta) Galatasaray'dan ayrılmaya zorlanmıştır ve Fenerbahçe'ye transfer olmuştur.(Galatasaray'dan ayrılmak zorunda kaldığını açıklamaktadır) Tanju Çolak, Fenerbahçe'ye transferinin arka planını açıkladı.




Oğuz Çetin, Aykut Kocaman:
Milli takımın ve Fenerbahçe’nin Kaptanı (İmparator) Oğuz çetin ve takım arkadaşı Aykut Kocaman, başarılı geçen bir sezon sonunda ,1991-1992 sezonu sonunda (Fenerbahçe şampiyon olmasına rağmen) Fenerbahçe’den tasfiye edilmişlerdir.



Metin, Ali, Feyyaz (MAF)

Beşiktaş’ın unutulmaz üçlüsü için taraftarlarca marşlar bestelenmiş, bu üç futbolcunun isimlerinin baş harfleri alınarak) futbolculara (MAF) lakabı takılmıştır.
Öylesine starlaşmışlardır ki, Metin Tekin, Teknik direktör Gordon Milne tarafından kadro dışı bırakılınca, taraftarlar (Metin Tekin’in oynatılması için) açlık grevi yapmışlardır.
Ali Gültiken, Sakatlık sonucu eski formuna ulaşamadığı için gözden düşerken,
Feyyaz Uçar , Beşiktaş başkanı Süleyman Seba ile yaptığı bir tartışma sonunda Beşiktaş'tan uzaklaştırılmış ve Metin & Feyyaz & Ali (MAF) dönemi sona erdirilmiştir.


Hakan Şükür:

Türkiye’nin, en çok konuşulan, en çok eleştirilen, en çok tepki çeken, (hatta hakaret anlamında ''Şaban'' lakabı takılan) futbolcusu olmasına rağmen, tartışmasız Türk Futbol tarihimizin devlerini (Metin Oktay, Lefter, Tanju Çolak vb) gölgede bırakan istikrarlı bir futbol kariyeri ve golcülüğü olan,
Hakan Şükür ismi, diğer futbolcuların, teknik kadronun ve klüp yönetiminin isimlerini gölgede bırakmaya başladığı dönemlerde, (formda olsa bile) zaman zaman kadro dışı bırakılmıştır.
1992 yılında geldiği Galatasaray’da 2 lig, 1 başbakanlık kupası başarısı sonunda 1995’te (bence) isminin büyümesi üzerine Torino’ya satılmıştır.
Dört aylık Torino macerası sonunda tekrar Galatasaray’a dönen Hakan Şükür,
Takımın, dört yıl üst üste Süper Lig, üç yıl üst üste Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası, üç Türkiye Kupası ve 2000'de kazanılan UEFA Kupası şampiyonluklarında pay sahibi olmasının ardından, tekrar (adeta) İnter’e transfer olmaya zorlanmıştır.
Galatasaray’a geri dönüşünde de çeşitli engellenmelerle karşılanmış.
2007-2008 Sezon sonu , antrenör bunalımı geçiren Galatasaray'da bir çok maçta tüm oyuncuları, (antrenör gibi) motive eden Hakan Şükür, Galatasaray o yıl şampiyon olmasına, şampiyonlukta en büyük pay Hakan Şükür'ün olmasına rağmen , Galatasaray ve milli takım kadrolarına alınmayarak, futbolu bırakmaya (adeta) zorlanmıştır.

Hagi, Alex
Her iki futbolcunun ismi de , kulübün, teknik ve yönetim kadrosunun isminin önüne geçmeye başlayınca , etkisizleştirilmişlerdir.




Fatih Terim,

Fatih Terim’i tüm bu futbolculardan ayrı ele almak doğru olur sanırım.
Çünkü Fatih Terim Karizmatik olmasının yanın da, egosu kuvvetli bir kişiliktir.

Kazanılan başarılar sonunda, karizmatik kişiliği ve egosu ile tüm futbol takımının, yardımcı teknik kadroyu, yönetim kadrosunu (hatta) takımın ismini (Galatasaray) gölgede bırakmakta, bu da gerek kulüp içi huzur ve ekonomik olarak kulübe zarar vermektedir.
Bu açıdan ele alınırsa, her ne kadar Fatih Terim hayranı olsak da, Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’a hak vermemek mümkün değil, Galatasaray’ın Fatih Terim ile yollarını ayırması doğru olmuştur.

Bazen de, kulüp başkanının veya yöneticinin ismi, kulüp isminin önüne geçmiş, bu durum kulübe zarar vermeye başlayınca da, bu başkanlar ya yönetimden indirilmiş veya biraz daha arka planda kalmaları sağlanmıştır.



Süleyman Seba,

Ali Şen , Ömer Çavuşoğlu, Aziz Yıldırım


Adnan Polat, örnekleri verilebilir...




Mediter

[@Ekin]

Harika bir yazı olmuş. Teşekkürler.

Starları yok ettiklerini sandıklarını düşünüyorum. Takımdan alıp uzaklaştırabilirler. Ama benim gönlümde halen bir numaralar.

Bir Fenerbahçeli olarak Tanju , Oğuz & Aykut yada Metin & Ali & Feyyaz bunlar benim gönlümde hala bir stardır. Benim gözümde Türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi sporcularıdır.

Yani yıldızlar yok edilmek istense de taraftarın gönlündeki yeri değişmez... Ama medya artık onlardan bahsetmez. Sporcular için zor bir durum. Bunalıma bile girebilirler...

Alexinde gönlümüzdeki yeri hep kalacaktır.

[@Çengelli İğne]

Vay be neler dönüyormuş.

Oğuz ve Aykut'u çok kötü harcadılar ne üzülmüştüm o zaman.

Sunum çok güzel ve şık olmuş.

Ellerine sağlık,teşekkürler.