Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar Türküsünün Hikayesi

[@ReaL]

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar
Türküsünün Hikâyesi ve Sözleri



Ressam: Nuri İyem - Tablo: Yokuş Yol




Türkünün Hikayesi

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür.

Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış.

Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.

Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha iyileşmez, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.

Türkünün Sözleri

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

[@LaLe]

Türküyü biliyordum da, hikayesini bilmiyordum

Eskiden ne kötü imiş. Uzak bir yere gittiğinde haberleşemiyorsun, telefon yok.

Gidip gelmek kolay değil, birde 16 yaşında

Teşekkürler ReaL.

[@**EMEL**]

İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.



Ne ayrılığı ayol vuslata bir gün kala söylenir bu şarkı

Bakış açısı alla allaa

bana ana evinden ayrılırken demeyin dediğim gibi bakış açısı

Konu için teşekkürler ReaL...

[@Basakca]

Bu türküyü düğün arifesinde kız evinde söyler koca koca karılar. Kendileri söylerlerkende gelinlik yaşa gelmiş yani kocaya gitmek isteyen kızları kurban zadenin çevresinde tavaf yaptırırlar ellerinde tepsiler tepsilerin içinde mum ve kına öbekleri ile..

Haa bu arada kurban zadeyi de süslerler telli ışıtılı pullu yani jan janlı bir kıyafet giydirirler bunu giydirdikleri yetmezmiş gibi bir de başcağızına kırmızı bir yazma ile kapatırlar yüzü gözü görünmez

Koca koca karılar türküyü burada Real'in dinlettirdiği gibi oynak söylemezler bağrı yanık Hüsam gibin çığırlar taki kurban zadeyi ağlatana kadar...

Kurban zade zırlamaya başladığında "hah tamam oldu bu iş" diye kınayı alırlar yakmaya başlarlar.... ellerine yani

İşin aslı bence "ohh verdik kızı kurtulduk" diye kına yakıyorlar da kimse çakmasın diye böyle bir muhabbete girişiyorlar.

Kına kendileri için aslında ;ellerinde tepsilerle kurbanzadenin çevresini tavaf eden kurban adaylarıda bunu iyi bir şey sanıyorlar akıllarınca

[@Lilium]

Bu türküyü çok seviyorum.. Hikayesini de biliyordum..

Uzak olmak, hasaret çekmek özlemek ne kadar da zor, hele de bulunduğun yerde mutlu değilsen..

Bizim kına gecelerinde söylerler genelde o kadar acıklı söylerler ki kapılıp ağlarım..

Teşekkürler ReaL burda biraz hareketli gerçi

[@ReaL]

Hakikatten türkünün yorumu, türkünün hikayesine uygun değilmiş...

Türküyü değiştirdim...

[@Basakca]

Bu konuya ben nereden geldim ki

Türküyü duyamadım ama duysaydım yeni bir şeyler yazardım gerçi atım yok


Teşekkürler ReaL molada iyi geldi bu konu... foruma yeni üye olduğum tarihlerde yine bakmışım kına yakan kim diye

[@Smyrna]

Yok ki bi evlenen, gidip kınasında ağlayalım hep beraber.

[@Basakca]

Orjinal Mesaj Sahibi smyrna

Yok ki bi evlenen, gidip kınasında ağlayalım hep beraber.

Bir evlenen pişman birde evlenmeyen ....gidin de evlenin de görün.......


Bana kına gecesi bile yapmadılar ki eksik mi kaldım şimdi

Oda benim dingozluğumdan kaynaklanıyor oda ayrı bir mesele ya ...aykırıyım anacım aykırıııı normal bir şey değilim ki









Ahdım olsun bir daha evlenirsem eğer kına yapmayanı da kına yakmayanı da ...ahanda habüle olsun (kınayı kendime yakmıyacağım ama)

[@Liaaa]

Anne sevgisi, Anne hasreti, Baba ocağı.

Şimdi nolduysa bana.

Hikaye ve güzel Türkü için teşekkürler ReaL.