Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Dünya Tarihi > Dünya Tarihinde Yer Alanlar

Dünya Tarihinde Yer Alanlar Dünya tarihinde yer alan olay ve portreler


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 04.09.2011, 01:53   #1
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Truva Tarihi ve Savaşı

Troya Veya Eski Adıyla Truva






Hititçe:Vilusa ya da Truvisa,
Yunanca: Τροία, Troia veya Ίλιον, İlion,
Latince: Troia veya Ilium
Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada'da bahsi geçen Troya savaşının geçtiği antik kent.

Antik, İda Dağı'nın (Kaz Dağı) eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alır. 1870'lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü civarında keşfedilen antik kentte çıkan eserler büyük oranda Türkiye, Almanya ve Rusyadadır.
  • Köken Bilimi
Fransızcanın etkisiyle antik kentin bu dildeki "Troie" kelimesinin okunuşundan Türkçe' ye Truva olarak geçen kelime, günümüzde yerini "Troya"ya bırakmaya başlamıştır. Ana gerekçe ise kentin tarihsel ve uluslararası alanda "Troia" olarak bilinmesi ve bu sözcüğün Türkçe doğru okunuşunun "Troya" olmasıdır. Ama bu konu hala tartışmalıdır. Özellikle eski belgelerde Truva adı yaygındır ve Truva Savaşı örneğinde olduğu gibi kimi adlandırmada yaygın ad hala Truva'dır.
  • Tarihi Troya Bölgesi
Antik kent, Çanakkale merkez ilçesine bağlı Tevfikiye köyünün batısındadır (39°58′K, 26°13′D). Köyün eski adı olan "Hisarlık" nedeniyle, antik kentin yeri Hisarlık mevkii olarak da bilinir. 1871 de amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilen antik şehrin kalıntılarında, ilerleyen zamanlarda gerçekleştirilen kazılar sonucu, aynı yerde yedi kez -farklı dönemlerde- kent kurulduğu ve farklı dönemlere ait 33 katman olduğu saptanmıştır.


Troya'nın maket planı


İlk olarak Efes ve Milet antik kentleri gibi denize yakın olan kent, Çanakkale Boğazının güneyinde bir liman kenti olarak kurulmuştur. Zamanla Kara Menderes nehrinin kent kıyılarına taşıdığı alüvyaonlar nedeniyle denizden uzaklaşmış ve önemini yitirmişitr. Bu yüzden yaşanan doğal felaketler ve saldırılar sonrasında yeniden iskan edilmeyip, terk edilmişitir.


  • Truva Tarihi
Yaklaşık 5000 senelik tarihiyle Truva ( Troia , Troya) antik dönemlerden günümüze kadar varlığını koruyan, en önemli şehirlerden biridir.

Stratejik konumu nedeniyle Truva yüzyıllar boyu birçok uygarlığın dikkatini çekmiştir. Bu nedenle birçok istila ve savaşa ev sahipliği yapmıştır.

Truva bölgesindeki kazılar, kendi içinde bir tarihi barındırır. 1870 -1890 yılları arasında Heinrich Schliemann, Frank Calvert' in yardımlarıyla ilk kazıları gerçekleştirmiştir. Bu kazılar bilimsel uygunluktan uzak, üstünkörü tekniklerle gerçekleştirilmiştir. Maalesef Heinrich Schliemann aralıklarla süren kazıları sürecinde, meşhur Truva Hazinelerinin bir bölümünü beraberinde Berlin'e kaçırmıştır. Bu hazineler Berlin'in Ruslar tarafından istilasında el değiştirmiş, şu an Moskova' da Pushkin Müzesinde gerçek sahibini beklemektedir.

Hazinelerin diğer bölümü , İstanbul Arkeoloji Müzesinde, Troya adlı bölümde sergilenmektedir. Bu hazinelerin bugün Kral Priamos devrinden en az 1000 yıl öncesine, yani Hisarlıktaki II. Yerleşmeye ( Truva II) ait olduğu tahmin edilmektedir.

Troya'da ele geçen bazı buluntular





Wilhelm Dörpfeld Truva 'daki ilk sistematik kazıların ve ilk ölçekli planın sahibidir. Dörpfeld ' den sonra Truva kazılarını 1932-1939 yılları arasında Karl Blegen başkanlığındki ekip yürütmüştür. 1988 yılından buyana, kazıları Almanya - Tubingen Üniversitesinden Profesör Manfred Korfman, Daimler Benz sponsorluğunda yürütmektedir. Son yıllardaki sponsor firmalar arasında yer alan Siemens de değerli katkılarını esirgememiştir.
Tüm bu çalışmalar ışığında, tarihi olayların mukayesesi, seramik parçalar, yangın izleri, yapı tip ve özellikleri ve diğer detaylar incelenerek yapılan tarihlemeler sonucu, yedi ayrı kültürü temsil eden, dört mimari katın oluşturduğu üst üste kurulmuş dokuz yerleşme (şehir kalıntısı) saptanmıştır. Bu yerleşmelerin dönemleri aşağıdaki gibi sıralanır:
Truva I (Troia , Troya) (M.Ö. 3000 - 2500) --.Truva II (M.Ö. 2500 - 2200) -- Truva III (M.Ö. 2200 - 2050 ) -- Truva IV ( M.Ö. 2052 - 1900 ) --- Truva V - (M.Ö. 1900 - 1800 ) -- Truva VI (M.Ö. 1800 -1300) -- Truva VI A (M.Ö. 1300 - 1260 ) --Truva VII B1 ( M.Ö. 1260 - 1190) -- Truva VII B 2 (M.Ö. 1190 - 1100) -- Truva VIII (M.Ö. 700 - 350) -- Truva IX (M.Ö. 350 - M.S. 400)
Tunç ( Bronz) Çağında, M.Ö 3.000 ve 2.000 arasında, Truva (Troya Troia) Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumu nedeniyle canlı bir kültür kenti, yerleşik tarım topluluklarını yöneten bir krallığın merkeziydi.

M.Ö. 2500 - 2200 arasında kurulan Truva II, döneminin en gelişmiş uygarlık merkezi olmuş ve bir yangınla son bulmuştur. Saldırılar sonucunda oluşan büyük yangınlar, Truva (Troia , Troya) da kurulan farklı dönemlere ait yerleşimlerin genelde sonunu hazırlamıştır.



Wilhelm Dörpfeld Truva ( Troy, Troia, Truva) antik şehrinde gerçekleştirdiği kazılar sonucunda, Truva VI döneminin Homer'in meşhur İlyada destanındaki efsanevi Truva Savaşına ev sahipliği yaptığını iddia etmiştir. Truva' da kazı çalışmarı gerçekleştirmiş diğer ünlü arkeolog Carl W. Blegen ise, Truva savaşının Truva VI A dönemine ait olduğunu iddia etmektedir. Efsanevi Truva Savaşı'nın sonunda çıkan büyük yangının sonucunda yine bir dönem daha kapanmıştır.
Daha sonra yeniden imar edilen kent M.Ö 1000 yıllarında başka bir yıkımla terk edilmiş ve uzunca bir dönem yerleşim gerçekleşmemiştir. Truva VIII döneminde (M.Ö. 700 - 350 ), Midilli (Lesbos) ve Bozcaada (Tenedos) dan gelen Grek göçmenlerle, Truva yeniden canlanmıştır. Bu dönemde İlion veya İlium ismiyle anılan Truva, aynı zamanda dinsel açıdan kutsal bir merkez olarak kabul görmüştür.



M.Ö 6. yüzyılın sonuna doğru bir dizi istilaya uğrayan Truva antik kenti sırasıyla; Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Pergamon Krallığı ve Romalıların egemenliğine geçmiştir. Truva IX olarak bilinen son dönemin büyük çoğunluğu Roma imparatorluğunun yönetimi altında geçmiştir. M.Ö 85'te Romalıların yağmaladığı kenti, aynı yıl Romalı general Sulla yeniden onarmış, Augustus ve daha sonraki imparatorlarla Truva gelişimini sürdürmüştür.

Amphitheatre-Tiyatro





Athena Tapınağı



Dönemin en önemli yapısı Athena Tapınağıdır. Diğer önemli yapılardan bazıları, bouleuterion (meclis), tiyatro ve auditorium olarak sayılabilir. M.S 330'da Konstantinopolis (İstanbul) un ele geçirilmesi ve başkent ilan edilmesiyle, Truva zamanla gerilemiş ve eski dönemlerdeki önemini yitirmiştir.
Kaynak: Wikipedia
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.09.2011, 03:30   #2
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı


Kazılar



Yapılan arkeolojik kazılarda bulunan iki insan iskeleti



Troya antik kentinin Hisarlıkta olabiliceğine ilişkin ilk yorumlar, 1922 İskoç Charles Maclaren tarafından yapılmıştır. İlk arkeolojik araştırma, bölgede bir höyüğün olabileceğini tespit eden İngiliz Frank Calvert tarafında 1863-1865 yıllarında yapılmıştır. Fakat bu kentin Troya olduğu görüşünün kesinlik kazanması ve yaygın şekilde tanınması Alman Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda olmuştur.

Heinrich Schliemann
Aslen tüccar olan Heinrich Schliemann, Hisarlıkta ilk geniş kapsamlı kazıları yapan ve "Troya Hazinesi" yada "Priamos Hazinesi" adlı koleksiyonun bulan kişidir. Osmanlı Devletinden kazı izni alarak 1870 yılında tamamlanan sondaj çalışmaları neticesinde, 1971-1974 yılları arasında ilk grup kazıları yapmıştır. Bir dönem sıtma hastalığına yakalanan Schliemann, kazılara ara vermiş ve ilk kazılar kadar yoğun olmamakla beraber 1890'lara kadar kazılara devam etmiştir.

Gerek Schliemann'nin arkeoloji kökenli olmayışı, gerekte arkeoloji biliminin o dönem yeterince gelişmemiş olması dolayısıyla bu dönem yapılan kazılarda çıkan eserler yeterince iyi değerlendirilememiştir ve bir çok başka arkeolojik bulguda tahribata yol açmıştır.


Wilhelm Dörpfeld
Mimar olan ve Schliemann kazılarınada eşlik eden Wilhelm Dörpfeld, Schliemann'nın ölümü sonrası 1893-1894 yıllarında kazıları üstlenir.

Carl Wiliam Blegen
Bir süre ara verilen kazılar Türkiye Cumhuriyeti döneminde Amerikalı arkeolg Carl W. Blegen tarafından tekrar başlatılır. Kazılar Cincinati Üniversitesi desteğiyle 1932-1938 döneminde yapılmıştır. Blegen özellikle Truva Savaşının geçtiği dönem olarak düşünülen Troya VIIa dönemini üzerine çalışmalarıyla özdeşleştirmiştir.

Manfred Osman Korfmann
Yaklaşık yarım asırlık ikinci bir duraklama döneminde Tübingen Üniversitesi adına kazı başkanı olan alman arkeolog M. Osman Korfmann tarafınan 1988 yılında yeniden başlar. Ölümüne yani 2005 yılana kadar kazıbaşkanlığı görevini sürdüren Korfmann, antik kentin kazı tarihinde önemli bir yere sahiptir. 2003 yılında Türkiye vatandaşı olup, Osman adını ikinci isim olrak almıştır.



Yurtdışındaki Eserler
Almanya: Heinrich Schliemann Troya'da bulduğu hazineyi önce Yunanistan'a daha sonrada Almanya'ya kaçırmıştır. II. Dünya Savaşı'ıdan önce Almanya'da olduğu bilinmekte olan hazine 2. Dünya Savaşı sonrası kayıplara karışmıştı. Günümüzde bu Almanyanın elinde hala yaklaşık 480 Troya eseri olduğu sanılmaktadır. Bu eserlerin Berlin'de bulunan Neues Müzesinde 103 ve 104 nolu salonlarda sergilenmektedir fakat Troya koleksiyon 2. Dünya Savaşında kaybolduğu için sergilenen bazı eserler, asıllarının kopyalarıdır.
Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer, 2001 yılında Almanyanın Stuttgart kentinde düzenlenen "Truva, Düşler ve Gerçek" adlı sergi açılışında, dolaylı yoldan eserlerin Türkiye iadesini istemişir. Bunu şu sözlerle dile getirmiştir;
"Burada sergilenen kültür hazinesi, dünya kültür mirasının bir parçasıdır. Bu yapıtlar, ait oldukları uygarlıkların topraklarında daha büyük bir anlam ve zenginlik kazanmaktadırlar"



Rusya: Troya hazinesinin Berlinde kaybolan kısmının 2. Dünya Savaşı sonunda, müttefik kuvvetlerce işgal edilen Berlinde, saklandıkları Berlin Hayvanat Bahçesinden Ruslar tarafından alınıp götürüldükleri ortaya çıkmıştır. Uzun süre eserlerin ülkesinde olduğu idaalarını red eden Rusya, 1994 eserlerin ülkesinde olduğunu kabul edip, bunların savaş tazminatı olduğunu belirtmiştir. Eserlerin Türkiye tarafından istenmesine konusunda ise eserler Almanya'dan getirdiği için Türkiye'nin bunları isteme hakkı olmadığı yönündedir. Rusyadaki eserler 1996 yılından beri Moskovada bulunan Puşkin Müzesinden sergilenmektedir.

  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.09.2011, 04:35   #3
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı


Mitolojide Truva
Kuruluşu

Mitolojide şehrin kurulduğu tepe, Zeus'u kandırdığı için Zeus tarafından Olympus'tan aşağı atılan tanrıça Ate'nin ilk düştüğü yerdir. Kentin kurucusu Tros'un oğlu İlios'tur. Çanakkale yakınlarındaki Dardanos kenti kralı Dardanos (mitoloji)'un soyundandır.

Frigya Kralının düzenlediği bir yarışmayı kazanır ve ödül olarak verilen siyah boğayı takip ederek , boğanın durduğu yere bir kent kurmaya karar verir. Boğa, tanrıça Ate'nin düştüğü yerde yere çöker ve İlius kentini bu tepeye kurar. Kente kurucusundan dolayı İllion, İlius'un babasından dolayı da Troya denir. Kentin Aka'lar tarafından yıkılmasıyla ise bu tanrıçanın getirdiği kötü şansa bağlanır.

Kral Laomedon

Zeus, tarafından kaçırılan Ganymede'nin babası olan kral, kötü kişiliği ile tanınır. Ganymede'ye karşılık kral özel atlar verir. Zeus' devirmek isteyen Poseidon ve Apollon gibi kimi tanrıların tuzağından tanrıça Thetis tarafından kurtulan Zeus, Poseidon ve Apollon'a kentin surlarını yapma ceası verir. Bu görevi tamamlayınca karşılık olarak kral Laomedon, önerdiği altınları vermez. Posidon'da Troya'a bir deniz canavarı saldırtır. Yarı-tanrı Herkül ise kralın atlarına karşılık canavarı öldürür. Kral ise sözünü tutmaya yine yanaşmayınca, Herkül kral Laomedonu öldürür ve kralın oğlu son Troya kralı Priamos kral olur.





Kral Laomedon'u öldüren Herkül





Truva Savaşı


Yunan mitolojisinde, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)'un karısı Helen'i kaçırması sonucunda Yunanlıların (Akaların) Anadolu'daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır.

Savaş, Yunan mitolojisi ve edebiyatında çok önemli bir yere sahiptir ve detayları Anadolu' lu ozan Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı destanlarında anlatılmaktadır. İlyada, on yıl süren savaşın son bir aylık dönemini en ince ayrıntılarına kadar anlatırken Odysseia, Yunanlı komutanlardan Odysseus'un Truva'nın düşüşünden sonra vatanı İthaka'ya yaptığı yolculuğunu dile getirir.





Efsanevi Truva Savaşı






Truva Savaşının temelleri yunan mitolojisindeki tanrılar arasında çıkan çekişmeye dayanır.
Kral Peleus ile Deniz perisi Thetis'in evlenme merasimine çağrılmayan nifak tanrıçası Eris, düğün akşamı ziyafet esnasında masanın üzerine en güzele yazan altın bir elma bırakır. Kudret tanrıçası Hera, Zeka tanrıçası Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmak için çekişmeye başlarlar. İşin içinden çıkamayan tanrılar, durumu çözmek için tanrıların babası Zeus'a giderek, onun hakemlik yapmasını isterler. Zeus, antlaşmazlığı sorunsuz çözmek için bu belayı Olympos'tan uzaklaştırmaya karar verir ve onlara bir ölümlü olan ve kaderin bir parçası sonucunda İda dağında (bugünkü Kazdağları) çobanlık yapan Kral Priamos'un oğlu Paris'in yanına gönderir.

Zeus tanrılara ölümlü Paris'in vereceği kararın en doğrusu olacağını söyler. Tanrılar Paris' in yanına giderler ve ona tarihte ilk rüşvet olarak kabul edilen kendi güçleriyle ilgili birçok vaatte bulunurlar. Paris, Aşk tanrıçası Afrodit'i seçer ve bu duruma bozulan diğer tanrılar Paris'e lanet okurlar ve ülkesine en büyük felaketi getirmeye ant içerler.

Akhalılar ile Truva halkı arasında yaklaşık 10 yıl boyunca süren Truva Savaşının sebebi, Truva Kralı Priamos' un oğlu Paris’in, Sparta Kralı Menelaos’ un dünya güzeli karısı Helen’ i, Güzellik Tanrıçası Afrodit’ in yardımlarıyla Truva’ya kaçırmasıdır. Bunun üzerine Menelaos ve diğer Yunan kralları yaptıkları antlaşma gereği birleşerek Truva’ya saldırır. Bu saldırı karşısında, Akhalıları müşterek düşman kabul eden Anadolu halkı da Truvalıların yanında yer alır. Efsaneye göre, Olympos' daki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur.

Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar. Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar.


Yaklaşık MÖ 2yüzyıl, grek dönemine ait Odysseus başı. Sperlonga, İtalya'da Tiberius'n villasında bulundu. Tahta at fikri , Odysseus'dan çıkmıştır.

Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakmak. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, ağlayıp, sızlanarak Yunanlılardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğu yalanını söyler.


Truva atını şehrin içine alan Troyalılar, 1773


Barış özelemiyle yanıp tutuşan Truvalılar bu yalana inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla çoşan ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılara gafil avlanırlar. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akha Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen harabe haline dönüşür. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu korkunç katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.


  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.09.2011, 05:23   #4
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı


Tarihte ve mitolojide geçen Troya'lı ünlü kişiler:

Laomedon , Ganymede, Tithonus , Priamos , Hektor, Paris, Kassandra , Aesacus , Corythus, Deiphobus.

Hitit İmparatorluğu

Akalar
Akalar Antik Yunanistan’da bir ırktır. MÖ 2000 yılı başlarında kuzeyden ve doğudan göçen kavimlerin Yunanistan’daki Kar’larla birleşip kaynaşmasından doğmuş yeni bir ırk olduğu yarımadaya kuzeyden güneyden geldikleri tahmin edilmektedir. Avrupa’dan gelen İndrogermenlerle adalar yoluyla Yunanistan’a geçen Anadoluların kültür ve dil özelliklerini taşırlar. Grekçe öğeleri az arkaik Bir Yunanca konuşurlardı. MÖ 1600'dan sonra yüksek ve özgün bir kültür yarattılar. Yunanistan’da birçok krallıklar kurdular. Bu krallıklar arasında çok yakın ve sık ilişkiler vardı. Zaman zaman türlü nedenlerle krallıklar arasında savaşlar çıkmış, güçlü krallar krallıklara egemen olmuş,arada deniz aşırı savaşlara çıkmışlardır. Fakat hiçbir zaman kent devletleri merkezi bir devlet çatısında birleştirilemedi. En büyük devletler bile feodal nitelikten kurtulamadı. Yazıyı bilirlerdi. Dinsel yaşamlarında tanrı kültünden ölüler kültü daha çok yer tutardı. Ölülerin başka bir dünyada yaşadıklarına inanırlardı. Akaların siyasal bakımdan en güçlü oldukları dönem MÖ 1400-1200 yılları arasıdır.Bu dönemde bütün Peloponnes’i içine alan büyük devletler kurdukları, devletler arasında sıkı kültür ve ticaret ilişkileri geliştirdiler. Troia savaşları da Akaların komşu ülkelerine yayılmasının bir sonucudu.


Troya ve Helen




Sparta Kralı Tydareus'un kızlarından biri olan Helen, dünyanın en güzel kızlarından biri idi. Annesi Leda'dır. Zeus kuğu şekline girip Leda'yı kaçırmıştır.




Odysseus



Odysseus, Odisseas Penelope ile evli ve ondan Telemachus adlı bir oğlan çocuğuna sahiptir. Savaştan kaçınmak için deli taklidi yapar ve tarlasına tuz eker.

Palamades ondan daha kurnaz çıkarak küçük oğlanı sabana koşar. Odysseus, kendine gelir oğlunu isteksizce öldürecektir. Aklı başında olduğu gerçeğini açıklar ve savaşa katılır.

Yunan edebiyatında önemli yere sahip olan destanlar yüzyıllarca ağızdan ağza dolaşmış MÖ 700 yıllarında yazıya aktarılmıştır. Homeros'un İlyada'sı da bu dönemde ortaya çıkmıştır. Destanların yazıya alınmadan önce saraylarda aidoslar (şarkıcılar) tarafından dönemin çalgı aletleri olan forminks ve kitara eşliğinde okunulduğu bilinmektedir. Homeros halk efsanelerini ve öykülerini toplayarak iki büyük destanı ile sadece yunan edebiyatında değil, Batı dünyasında da ilk ve en büyük anıtsal yazı eseri olarak yerini almıştır.




Akhilleus



Akhilleus (Aşil) Yunan mitolojisine en çok konu olmuş kişidir. Homeros’un İlyada destanı aslında Truva Savaşı ile birlikte, Akhilleus’un destanıdır. Akhilleus Peleus ile Thetis’in oğludur. Thetis, Nerus’un kızı yani bir deniz tanrıçasıdır. At adamın yanında (kherion) büyütülür ve eğitilir.Akhilleus az yaşasa da ünlü yaşamayı seçmiş ve bunun İçin Troia savaşına katılmaya karar vermişti.

Akhilleus'un annesi bir tanrıça olduğu için, doğumunda kutsal sularla kutsanarak ölümsüzlük bahşedilmiş ancak suya batırılırken topuğundan tutulduğu için topuk su dışında kalmış ve yalnızca buradan öldürülebilmesi sözkonusu olmuştur. Akhilleus zırh ve miğfer ile korunurken, açıkta olan az sayıdaki eklem yerlerinden biri olan topuğundan okla vurulana kadar ölümsüzlük (ya da silah işlemez) mitini almıştır. Günümüzde de ayak bileğinin arkasındaki tendona Aşil tendonu adı verilmektedir.




Paris ve Helen



Paris Priamos’un karısı Hekabe’den doğan küçük oğludur. Kraliçe onu doğurmadan bir gün önce rüya görür. Karnından çıkan bir alev Truva surlarını sarıp bütün şehri yangına çevirmiş. Falcılar bunu kötüye yorarak doğacak çocuğun bütün şehri yıkımına sebep olacağını söylemişler. Bebek doğunca Priamos kurtlar kuşlar yesin diye onu bir uşağı ile İda dağına bıraktırmış, fakat bir dişi ayı Paris’i emzirmiş, sonra bir çoban onu bulmuş, kendi çocukları ile birlikte büyütmüştür. Paris, İda dağında güzelliği ve çalışkanlığı ile ünlü bir çoban olmuş sürülerine iyi baktığı için ona koruyucu anlamına gelen Alexsandros adını takmışlar. O sıralarda Peleus ile Thetis’in Olimpos’ta yapılan düğün törenine kötü bir olay çıkmasın diye kavga tanrıçası Eris çağrılmamıştır. Buna kızan Eris bir altın elmanın üzerine en güzeline diye yazarak atar Hera Athena ve Aphrodite’ten her biri en güzel tanrıçanın kendisi olduğunu iddia eder. Zeus en güzelini seçmek için her nedense Paris’i hakem tayin eder ve Tanrıçaları rehber Tanrı Hermes ile ida dağına gönderir. Tanrıçaların her biri Paris’e altın elma karşılığında bir bağışta bulunmaya söz verir. Hera Asya Krallığını Athena sonsuz akıl ve başarıyı Aphrodite Spartalı Helana’nın aşkını vaat etmiş. Paris elmayı Aphrodite vermiş o günden sonra da Helana’nın aşkı ile yanıp tutuşmuş. Bu sıralarda Troya’da yarışlar düzenlenmektedir. Bu yarışların ödülü yetiştirilmiş bir boğadır. Paris boğayla birlikte şehre gider yarışlara katılır ve birinciliği alır. Bunun üzerine kardeşleri onu kıskanırlar, öldürmeye kalkarlar. Kızkardeşi bilici Kassandra da onu tanımış ve Truva’nın felaketine sebep olacağı için onu hemen öldürmesini söylemiştir. Paris, Zeus sunağına sığınmış. Babası Priamos ile annesi Hekabe öldükleri oğullarını o olduğunu anlayınca çok sevinmişler..



__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.09.2011, 00:32   #5
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı

Filimlere konu olmuş, dans gösterisi olarak sergilenmiş, milyonlarca kişinin defalarca hiç sıkılmadan ilk günkü heyecanla izlemiş olduğu,tarihin en ilgi çekici savaşlarından biri Truva...

Bu kadar ilgi çekmesinin en belirgin özelliği bir kadın üzerine çıkan savaş ve savaşta galip gelebilmek için zekice planan strateji olsa gerek.


Teşekkürler Canan...
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.09.2011, 22:18   #6
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı

Detaylı ve güzel konu olmuş..

Ellerine sağlık, teşekkürler Canan

__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.09.2011, 15:47   #7
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi ReaL Mesajı göster
Detaylı ve güzel konu olmuş..

Ellerine sağlık, teşekkürler Canan

Sen beğendiysen, artık sırtım yere gelmez
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 03.01.2016, 14:06   #8
Çevrimiçi
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Truva Tarihi ve Savaşı

Truva Savaşı'nın kısaca özeti: Bir kadın yüzünden çıkan savaş ve kazanmak için bir sürü zorlu planlarla verilen uğraş.

Filmini çok beğenmiştim.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 20.08.2017, 13:45   #9
Çevrimdışı
nurideniz34
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Thumbs up Truva Atı ve Odysseus





Truva atı, zekasıyla ünlü Odysseus'un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan at maketidir. Savaş yaklaşık 10 yıldır sürüyordur. Askerler bıkkın ve yorgundur. Zekası yüzünden Athena tarafından da sevilen Odysseus'un aklına tahtadan bir at yapma fikri gelir. At yapılır ve en seçkin askerler atın içindeki bölmelere gizlenirler. Yunan ordusu Tenedos (Bozcaada)'un arkasına gizlenirler. At kumsala bırakılır. Truvalılar atı tanrılardan bir hediye olarak kabul eder. Yunanlıları yendiklerini ve savaşın bittiğini düşünürler. Atı şehrin içine alıp, kutlama törenleri yaparlar.
OdysseusHava kararınca akşam olunca Yunan ordusu tekrar gelir ve şehre giren askerlerin açtığı kapılardan şehre girerler. Şehir yağmalanır.Kalan Truvalılar'da Aieneas önderliğinde İda dağına kaçtılar ve uzun bir deniz yolcuğu sonucu İtalya'ya varıp Roma medeniyetinin temelini attılar. Olympos taki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur. Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalılar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar. Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar.

Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, ağlayıp, sızlanarak Yunanlılardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğu yalanını söyler, ve şöyle devam eder:

Tahta at Tanrıça Athena'ya kutsal bir sunak olarak yapılmıştır. Büyük olmasının sebebi Troyalıların onu dar şehir kapılarından şehrin içine almalarını engellemek içindir. Akhaların beklentisi Troyalıların bu atı yakıp yıkmalarıdır. Böylece Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekmiş olacaklardır. Ama Troyalılar atı şehrin içine alıp onu korurlarsa Athena’nın lütfu Troyalılara yönelecektir.

Barış özelemiyle yanıp tutuşan Truvalılar bu yalana inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla çoşan ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılara gafil avlanırlar. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akha Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen harabe haline dönüşür. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu korkunç katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.
kaynak
__________________
....................................
  Alıntı ile Cevapla
nurideniz34'in Mesajına Teşekkür Etti
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
odysseus, savaşı, tarihi, truva


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:31.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.