Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türk ve Dünya Tarihi > Türk Tarihi


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 07.08.2022, 22:13   #1
Çevrimdışı
Canan
Çiçekci kız

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Yüzyılın Maçı | Sinan Meydan

Yüzyılın Maçı


“28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını görmeleri ileri sürülerek ordu komutanları ve kimi kolordu komutanları Akşehir'e çağrıldı. 28/29 Temmuz gecesi komutanlarla genel olarak taarruz üzerinde görüştüm.” (Atatürk, Nutuk)

İki takımın karşılaştığı bir futbol maçı veya iki ordunun karşılaştığı bir savaş; her ikisi de akıllı taktik ve stratejiler gerektiriyor. Takımını iyi yöneten bir teknik direktörün ve ordusunu iyi yöneten bir başkomutanın zafere etkisi büyük oluyor. Ancak benzerlik burada kalıyor. Kuşkusuz futbol maçları savaş, savaşlar da futbol maçı değil. Ancak yakın tarihimizde öyle bir olay var ki, “futbol” ve “savaş” bir araya geliyor; adeta futbol, savaş stratejisinin bir parçası oluyor. Atatürk, bir ölüm kalım savaşının en önemli kararını düşmandan gizlemek için futboldan yararlanıyor.
Nasıl mı?

İşte Atatürk'ün futbol stratejisi ve işte yüzyılın maçı!

TAARRUZ PLANI
Başkomutan Atatürk, 16 Haziran 1922'de Büyük Taarruz'a karar verdi. Bu kararı sadece Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) ve Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp) paşalarla paylaştı.

Taarruz planı, büyük bölümü Afyonkarahisar'da bulunan Yunan ordusunun sağ kanadına saldırıp güneyden kuzeye ilerleyerek düşmanı imha etme esasına dayanıyordu. Taarruz, baskın şeklinde yapılacaktı. Atatürk'ün Nutuk'taki ifadeleriyle “Bunun için uygun gördüğümüz durum, ana kuvvetlerimizi düşmanın Afyonkarahisar yakınlarında bulunan sağ kanat grubunun güneyinde ve Akarçay ile Dumlupınar karşısına dek olan yerde toplamaktı. Düşmanın en can alacak ve önemli noktası orasıydı. Çabuk ve kesin sonuç almak, düşmanı bu kanadından vurmakla olabilirdi.” Plan riskli, ancak çok etkiliydi.

Atatürk, Büyük Taarruz planını büyük bir gizlik içinde yürütmek zorundaydı. En ufak bir sızıntı, her şeyi mahvedebilirdi. Bu arada son defa cepheyi teftiş etmek, taarruz hazırlıklarını yerinde görmek istiyordu. Ayrıca taarruz planını görüşmek için komutanlarla buluşmalıydı. Bu teftiş ve buluşmanın asıl amacını gizlemek için düşmanın istihbarat servisini gafil avlamak zorundaydı. Ama nasıl?

İngiliz Gizli Örgütüne Karşı İngiliz Oyunu!


Kurtuluş Savaşı yıllarında İngilizlerin Türkiye'de bir casus teşkilatı vardı. İngiliz gizli raporlarında genellikle “Black Jumbo” (Kara Cumbo) diye geçen bu teşkilatın içinde kimler olduğu belli değildi. Bu İngiliz gizli teşkilatı iyi çalışıyor, Kurtuluş Savaşı'yla ilgili en gizli bilgileri İngilizlere ulaştırıyordu. Örneğin, TBMM gizli oturumunda konuşulanları, Sakarya Savaşı sırasında Türk ordusunun bazı gizli savaş planlarını, Türk karargâhının gizli emirlerini günü gününe, saati saatine İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığı'na ulaştırmıştı. Onlar da bu haberleri Yunan karargâhına iletmişti. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgeleri İle Sakarya'dan İzmir'e, İstanbul, 1972, s. 453-454)

Büyük Taarruz hazırlıklarına başlamak için her şeyden önce bu “Kara Cumbo”yu atlatmak şarttı.
Atatürk, bu İngiliz gizli örgütünü, İngiliz oyunuyla alt etmeyi deneyecekti. Taarruz planlarının görüşüleceği komutanlar toplantısını İngiliz istihbaratından gizlemek için İngiliz oyunu futboldan yararlanacaktı.

Atatürk'ün İngilizleri atlatma planı şuydu: O sırada Konya'ya kadar gelerek kendisini görmek isteyen ünlü İngiliz generali Townshend'le görüşmek için Ankara'dan birkaç gün ayrılıp Konya'ya gidecek, hazır Konya'ya gitmişken de Akşehir'de yapılacak bir futbol maçını İzlemek için Akşehir'e geçecekti. Diğer komutanlar da yine maç izleme bahanesiyle Akşehir'e davet edilecekti. Yani görünürde Atatürk'ün ve komutanların Akşehir'de toplanma nedeni bir futbol maçı izlemekti, gerçek neden ise bir maçtan çok daha fazlasıydı; bir ulusu kurtaracak savaş planına son şeklini vermekti.

Atatürk, 24 Temmuz 1922 tarihli bir yazıyla İngiliz generali Townshend ile görüşmek için Ankara'dan bir iki gün ayrılacağını hükümete bildirdi. (Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, S.59, belge 1354). Fakat o, aslında bir gün önce, 23 Temmuz 1922'de Ankara'dan ayrılmış, o gün akşamüstü Batı Cephesi Karargâhı'nın bulunduğu Akşehir'e gitmişti.
Başkomutan Atatürk, Akşehir'de Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile konuştu. Hareket planı hakkında görüşmek için Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa'nın da bulunması uygun görüldü. Henüz Fevzi Paşa Akşehir'e gelmemişti.

Atatürk, 24 Temmuz 1922'de Akşehir'den Konya'ya geçerek –planladığı gibi- General Townshend'le görüştü.
Bu sırada, 25 Temmuz 1922'de Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa Akşehir'e geldi.

Bunun üzerine Atatürk, 27 Temmuz 1922'de Konya'dan Akşehir'e döndü.

Akşehir'de 27/28 Temmuz 1922 gecesi, Başkomutan Atatürk, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa Büyük Taarruz'u konuştular. 15 Ağustos 1922'ye kadar hazırlıkları tamamlamaya karar verdiler.

Akşehir'de asıl büyük toplantı ertesi gece yapılacaktı. 28/29 Temmuz 1922 gecesi ordu komutanları ile bazı kolordu komutanlarının katılacağı Komutanlar Toplantısında harekât planının detayları görüşülecekti. Bu toplantıya katılacak ordu komutanları ile bazı kolordu komutanları da ertesi gün oynanacak maçı izleme bahanesiyle Akşehir'e geleceklerdi.

Atatürk, bu gerçeği Nutuk'ta şöyle dile getiriyor: “28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını görmeleri ileri sürülerek ordu komutanları ve kimi kolordu komutanları Akşehir'e çağrıldı. 28/29 Temmuz gecesi komutanlarla genel olarak taarruz üzerinde görüştüm.”
Yüzyılın maçına saatler kalmıştı…

Tarihimizin En Önemli Maçı


28 Temmuz 1922 sabah saatlerinde 1'inci, 4'üncü ve 5'inci kolordu komutanları da –maçı izlemek için- Akşehir'e geldiler. O gece, Nurettin, Yakup Şevki ve Fahrettin paşalar ile Kemalettin Sami ve İzzettin beyler de taarruz planının son şeklini ve ayrıntılarını göreceklerdi.

Aslında komutanların bir futbol maçında buluşmaları da şüphe uyandırabilirdi. Ancak onun çaresi de düşünülmüştü. Bu maç iki profesyonel futbol takımı arasında değil, kolordular arasında oynanacaktı. Ordu komutanlarının ordu takımları arasındaki bir maçı seyretmeleri çok normaldi.
Sadece Türk Spor Tarihinin değil, Türk Tarihinin en önemli maçı 28 Temmuz 1922 Cuma günü, öğleden sonra saat 6.00'da Akşehir'de oynandı.

Kaynak, www.aksehir.bel.trv2

Maçta Kolordu Subayları ile Batı Cephesi subayları karşı karşıya geldi. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve diğer komutanlar da maçı izlemeye gelmişlerdi. Saat altıda her iki takım düzenli ve temiz formalarıyla sahaya çıktılar. Hakemin düdüğüyle maç başladı. Her iki taraf da sıkı şutlar çekiyor, isabetli paslar atıyordu. Bu sırada Akşehir ufuklarında uçaklar süzülüyor, çadırlar arasındaki bando güzel havalar çalıyordu. Bütün bunlar bu tarihi maça harikulade bir hava katıyordu. Çetin bir mücadele halinde cereyan eden maç berabere bitti. (Akşam, 20 Ağustos 1922).
Bu tarihi maçı, bir de Turgut Özakman'ın “Şu Çılgın Türkler”deki anlatımıyla dinleyelim:

“Ordu ve kolordu komutanları, yakın birlikler, bir güzel maçı izlemeye çağrıldılar. Cephe istihkâm birliği, bir düzlüğü futbol sahası olarak hazırlamaya koyuldu. İki sıradan oluşan bir ahşap tribün de yapacaktı.

Öğleden sonra maçın yapılacağı sahaya gelindi.
Tribünün birinci sırası Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Yakup Şevki Paşa, Nurettin Paşa ve Fahrettin Paşa'ya ayrılmıştı. Paşaların çoğu ilk kez bir futbol maçı izleyecekti.
İkinci sıraya Cephe Kurmay Başkanı Albay Asım Gündüz, Birinci Kolordu Komutanı Albay İzzettin Bey, Dördüncü Kolordu Komutanı Albay Kemalettin Sami Bey ile cephe, ordu ve kolordu üst subayları oturdular.

Saha toprak, kaleler filesizdi. Sahanın üç yanını genç subaylar, havacılar, doktorlar, astsubaylar, askerler, işçiler, şoförler ve bazı meraklı Akşehirliler çevirmişlerdi.
Hakem ve oyuncular uzun şortluydu. (…) Biri kırmızı formalıydı, öteki beyaz. Keleciler dizlerine sargı bezi sarmışlardı.

Şeref tribününü ve seyircileri selamladılar.
Maç başladı. Futbolu bilenler de bilmeyenler de çok neşelendiler. (…) Maç 2-2 bitti. “(Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler, Ankara, 2005, s. 579-580)
Maç berabere bitmişti, ancak kazanan Türk milleti olacaktı.

Komutanlar Toplantısı


Akşehir'de maçtan sonra Batı Cephesi Karargahı'na geçildi. 28/29 Temmuz gecesi saat 21.00'da Başkomutan Atatürk'ün başkanlığına Komutanlar Toplantısı başladı.
Sabaha kadar süren görüşmelerde taarruz planına en sert eleştiri Yakup Şevki Paşa'dan geldi.

İsmet İnönü, Hatıralarında, Yakup Şevki Paşa'nın taarruz planına itirazını şöyle özetliyor: “Yakup Şevki planı çok tehlikeli buluyor ve muvaffak olamazsak akıbeti çok fena olur, diyordu…(İsmet İnönü, Hatıralar, Ankara, 2006, s. 271)


Akşehir Batı Cephesi Karargahı

Yakup Şevki Paşa plana itiraz ediyordu: “Yapmayın! Türk milletinin bütün varı bundan ibaret. Askeri, topu, tüfeği, cephanesi işte bu kadar… Siz onu bir tek ihtimal için nasıl harcayabilirsiniz?” diyordu.
Atatürk, “Türk milletinin bütün verebileceği bundan mı ibarettir?” diye sordu.

Yakup Şevki Paşa “Evet!” deyince Atatürk, “O halde kesin sonucu bununla almaya mecburuz” dedi.
Yakup Şevki Paşa geri adım atmadı: “Buna karar verenler tarihe karşı büyük vebal altında kalırlar…” diyecek oldu.

Bunun üzerine Atatürk, “Korkmayın Paşam! Tarihe ve millete karşı bütün sorumluluk bana aittir,” diyerek tüm sorumluluğu üzerine aldı ve tartışmayı bitirdi.
Atatürk, İsmet Paşa ve Fevzi paşalar düşmanın her tepkisine karşı 5 ayrı alternatif plan hazırlamıştı. (Bkz. Türk İstiklal Harbi, 2.C, 6.Kısım, 2. Kitap, 1968, s.18-21; Selim Erdoğan, Büyük Taarruz, İstanbul, 2021, s. 197-200) Dolayısıyla Yakup Şevki Paşa'nın, “Hareket planı başarısız olursa biteriz!” yaklaşımı doğru değildi.
Atatürk ertesi gün, 30 Temmuz 1922'de İsmet Paşa ve Fevzi paşalarla birlikte harekâtın detaylarını belirledi. 1 Ağustos 1922'de Akşehir'e gelen Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp) Paşa ile de gerekli konularda görüştü. 4 Ağustos 1922'de hareket kararını hükümete duyurdu. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa 6 Ağustos 1922'de gizli olarak ordulara taarruza hazırlık emrini verdi.
İngiliz İstihbaratına Karşı İngiliz Çayı!

Artık taarruz vakti gelmişti.
Başkomutan Atatürk, 17/18 Ağustos gecesi gizlice Ankara'dan ayrılarak otomobille Tuz Çölü üzerinden Konya'ya gitti. Ankara'dan ayrıldığını bilen sadece birkaç kişi vardı. Bu gidişi İngiliz gizli servisinden gizlemek için de Atatürk'ün 21 Ağustos'ta Çankaya'da bir çay partisi düzenlediği gazetelere duyuruldu. Oysa Atatürk, bir gün önce Akşehir'de Batı Cephesi Karargâhında idi.



Atatürk ve komutanlar Akşehir'de (28 Temmuz 1922)

Başkomutan Atatürk, 20 Ağustos 1922'de Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'ya, 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana taarruz etmesini emretti.

İngiliz Kara Cumbo Büyük Taarruz'dan habersizdi. Öyle ki 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz'u İngilizler ancak 28 Ağustos 1922'de öğrenebildiler. İngilizler haber alamayınca Yunanlar da gafil avlandılar. (Şimşir, s. 455-458)
Asım Us şöyle diyor: “Gazi, Büyük Zaferin tılsımını nasıl saklamış ise onun tatbikatını da gayet gizli surette hazırlıyordu. Kumandaları toplamak için futbol müsabakasını vesile yapıyor, taarruz hareketi için Akşehir'e giderken Çankaya'da (çay) ziyafeti veriyormuş gibi gösteriyordu.” (Asım Us, Hatıra Notları, İstanbul, 2012, s. 16)

Atatürk, çok kritik bir dönemde, İngiliz istihbaratını, İngilizlerle özdeşleşmiş “futbol maçı” ve “çay partisi” ile avlamayı başarmıştı.

★★★

Gerçek şu ki, tarihimizin en önemli maçı, 28 Temmuz 1922'de Akşehir'de oynandı. Belki de futbol tarihinin skorun hiçbir önemi olmayan en önemli maçı buydu. İngiliz istihbaratı bu maçla uyutuldu. Büyük Taarruz planları bu maçın gölgesinde görüşüldü. Bu bir milli maç değil, bir milletin kurtuluşuna etki eden bir maçtı. Büyük Taarruz planlarını gizlemek için futboldan yararlanmak ise Atatürk'ün savaştaki en ilginç stratejisiydi.




__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
maçı, meydan, sinan, yüzyılın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 04:11.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.