28.01.2009, 03:48 | #1 |
Çevrimdışı
|
Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri
|
7 Üyemiz Kartal'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.01.2014, 20:56 | #2 |
Çevrimiçi
|
Cevap: Eski Türklerde Ölüm Ve Ölüm Gelenekleri
İnanılmaz saçma ve ürkütücü gelenekler... İnsanın içi ürperiyor.
Teşekkürler Kartal |
03.01.2014, 22:24 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri
Hepsi gerçekten çok ilginç. Yüzlerini kesip kanatanlar ise en ürkütücüsü.
Ölünün arkasından yemek verme geleneğinin hâlâ devam etmesi ise sanırım buradan geliyor. Tabii şimdi kötü ruhu kovmak adına yapılmıyor. Teşekkürler konu için, ilgiyle okudum. |
08.07.2018, 01:01 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri
Türklerin en eski ata dini Gök-Tengri dinidir. Kısaca Tengri(Tanrı) en yüksek varlıktır ve inanç sisteminin temelini oluşturur. Tengriyi memnun etmek bu suretle önemlidir. Eski Türklerde tanrıya kurban etmek adına çok değer verdikleri hayvanlarını ve atlarını kurban etmişlerdir. Eski Türklerde ruhların ölümsüz olduğu ve ölüm sonrası hayat inancının bulunduğuna inanılırdı. 576 da İstemi Han’ın cenaze töreninde öbür dünyada müteveffaya refakat etsinler diye “dört savaş esiri Hun’un” boynu vurulmuştu. Yani bir çeşit olarak insanlar da kurban edilebilmesi olarak görülse de ölen kişiye refakat etsin diye öldürülmüşlerdir. Zira İnsan kurbanı Türklerde yasaktır. Bizans elçisi Valentin’in, İstemi Kağan’ın cenaze merasimini (yuğ) anlatırken yaptığı tasvirde şu not vardır. Matem günlerinden birinde, dört tane bağlı Hun getirdiler. Kağanın babasının atları ile birlikte bunları ortaya koydular. Öbür dünyaya gidip, kağanın maiyetine girmelerini emrettiler”. (Buradan hepsinin kurban edildiği anlaşılmaktadır). İskit (Saka) krallarının ölümü üzerine yapılan cenaze törenlerinde; ölen krala öbür dünyada yardım etmesi için karısı, hizmetçisi, aşçısı ve atının da ölüyle birlikte mezara konulduğunu görüyoruz: “İçi boşaltılıp mumyalanan kral kırk gün süreyle kabile kabile dolaştırılır ve mezarının bulunduğu mekana getirilirdi. Burada cenaze, hazırlanan mezara indirilir ve bir şiltenin üzerine yatırılır. Cenazenin etrafına, zemine mızraklar saplandıktan sonra, mezara tavan teşkil edecek tahta kirişler yerleştirilir ve bunların üzerine de örme hasırdan bir çatı yapılırdı. Krala ait mezarın içine içi boş kalan yerlere, boğularak öldürülen karısı, sakisi, aşçısı, seyisi, hizmetçisi, habercisi, birkaç atı ve kendisine ait olan eşyalardan bir kısmı, altın kaplar gömülürdü. Sonra mezarın üzerine büyük bir toprak tepe yapılır ve İskitler bu tepeleri yükseltmek için yarış ederlerdi”.
İşte mezar olan bu tepelerden Anadolu’da 2000 kadar mezar tepe-höyük olduğunu uzmanlar söylemekteler. Bununla beraber en değerli kurban atlarıdır. Türkler özellikle kurganlarda kurban kesmeye büyük bir önem vermiş ve kurbanların at olmasına dikkat edilmiştir ve kesilen kurbanın cinsi genellikle erkek olmuştur. Altaylardaki kurganlarda birçok at iskeleti bulunmuştur. Zira hayatları at üstünde geçerdi. Türklerde kanlı kurban konusunda attan sonra koyun gelmektedir. Türk boylarının kuzeye doğru yayılım göstermesiyle birlikte atın yerini ren geyiği almaya başlamıştır. Türklerde kurban kanlı ve kansız kurban olmak üzere iki şekildeydi. Eski Türklerde kansız kurbanların en önemlisi ruhlara bağışlanarak başıboş salıverilen hayvanlardı. Bu türlü kurbanlara Türkler “İduk (İdik)” derlerdi. Bu kelime “salıverilmiş, gönderilmiş” manalarında kullanılırdı. Kaşgarlı Mahmud “iduk” kelimesini “kutlu olan nesne” olarak açıklamış ve kurban olarak bırakılan hayvana bu adın verildiğini söylemiştir. Ayrıca bu hayvana yük vurulmaz hayvanın sütü sağılmaz ve yünü kırpılmaz. Ayrıca kansız kurbanlarda “saçı” da önemli bir yer tutar. Türkler genellikle saçı olarak süt, yağ ve kımız kullanarak bu işlemi yapmışlardır. Gök Türkler döneminde turfanda ürünler saçı yapılırdı. Özellikle kımız yere, ata, ocağa ve dört ana yöne serpilmekteydi. Avarlar, Çuvaşlar, Kırgızlar ve Yakutlarda suya, ateşe, toprağa, yıldızlara ve ağaçlara saçı uygulandığı, özellikle evlenme törenlerinde ateşe üç parça kuyruk yağı atma uygulamasının sıklıkla yapıldığı düşünülmektedir. Türklerin en eski ve en önemli kurban geleneği şüphesiz ki kanlı kurbanlardır. Kanlı kurbanlar ise Tanrı/Tanrılara sunulan insan, hayvan ve balıklardır. Hayvan kurbanlarının başında sığır, koyun, keçi, ayı, domuz ve tavuk gelir. KTürklerde hayvan kurbanının en eski örneklerine İskitlerde rastlamak mümkündür. İskitler her çeşit hayvanı adak olarak kullanmakta ve kurban etmekteydiler. Sığır ve özellikle bütün Türklerin hayatında çok önemli bir yer kaplayan at Türklerin her döneminde olduğu gibi bu dönemde de en önemli kurban hayvanıydı. Bütün göçebe topluluklarda olduğu gibi Türklerde en önemli hayvanlardan biri olan at, Tanrı’ya sunulacak en değerli kurban olarak görülmüştür. Kurban edilen hayvanların sayısı ölenin ve ailesinin zenginliğine göre değişir, bu bazen yüzleri bulurdu. Kurbanları, şamanlar ve kabilenin büyükleri yönetir ve biri ölünce hemen çadırının yanında hayvan kurban edilirdi. Türkler, gök ve göğün kutsallığında kendini gösteren diğer ruhlar için kurban verirken kurbanlık hayvanın bir damla kanının yere akmamasına büyük özen gösterirken yer ve yerle ilgili diğer kutsal varlıklar mevzu bahis olduğu durumlarda kan, özellikle toprağa akıtılmakta idi. Kurban edilen atın hangi renkte olduğu da son derece önemlidir. Bu renklerin başında ak, boz, sarı renkler gelmektedir. Beyaz renkteki kurbanlar iyi ruhlara/Tanrılara sunulurdu. Sarı at, inek veya devenin kesilmesi de Türk mitolojisinde görülen uygulamalardır. Ancak sarı renkteki hayvanların etlerinin daha iyi vasıfta olduğundan mı, altın gibi sarı renklerin kutsal oluşundan mı yoksa soylu tabakayı simgelediğinden dolayı mı kesildiği kesin olarak bilinmemektedir. Göktürkler'de de bir Ata-Mağarası kültünün olduğunu biliyoruz. Göktürk kağanı/kağanları senenin belli zamanlarında devletin ileri gelenleri ve kabilelerin soylularını yanına alarak bu ecdat mağarasına gidiyor ve oraya kurbanlar vererek saygı duruşunda bulunuyorlardı. Bozkır topluluklarından olan İskitlerde at kurban etme adeti farklı yöntemlerle ve zamanlarda uygulanmaktaydı. İskit toplumundan bahseden Herodotos, kralın cenaze töreninde mezarın içinde boş kalan yerlere kralın atlarının boğulup konulduğunu belirtir. Yine Herodotos, İskitlerde kral gömüldükten sonra geçen bir yılın sonunda, en güzel atlarından elli tanesinin boğulup, bağırlarının çıkartıldığını, içlerinin temizlenerek saman doldurulduğunu ve dikildiğini nakleder. İbn Fazlân ve Rubrouck kurban edilen atın başı ve ayakları hariç, eti yendikten sonra, derisinin ölünün mezarının başındaki kazıklara geçirildiğini söylerler, İbn Battûta bir kaanın cenazesine katılmış ve bu konuda şöyle demiştir: “Daha sonra dört at getirdiler. Yorulup duruncaya kadar mezarın çevresinde koşturdular. Kabir üzerine bir direk diktiler. Atları da bu direğe astılar. Ama evvelce her atın arkasından bir kazık sokulup ağzından çıkarıldığını ve bu şekilde asıldıklarını söylemeliyiz! Kaanın yakınları da, silahları ve evlerindeki kap kacaklarıyla başka navuslara(yeraltı evi) konuldular. Onlardan ileri gelen on kişinin mezarlarına üçer adet, geri kalanların mezarlarına ise birer adet at asıldı.” Ricoldo de Monte Croce ise; “Onlar iyi bir at alıp üzerine ölünün uşağını bindirirler. Sonra onu koştururlar. Daha sonra başının üzerine çok makbul şarap dökerler. Ve atı öldürürler. Bundan sonra, iç organlarını boşaltırlar. İçine saman doldururlar. Daha sonra bir kazığı alıp atı bu kazığa geçirirler.” der. Hun topluluklarında mezara at kurban etme adetinin yanında bu hayvanların kafatasını sırığa geçirip dikme adetinin de olduğu bilinmektedir. Kurban edilen atların derilerinin mezarın başında sırıklara geçirilmesi veya içlerine saman doldurulması bugünkü Altaylılar ve Yakutlarda merasimin mühim bir kısmını teşkil eder. Yakutlar bu derilere tabık, Altaylılar ise baydara demektedir. KAYNAKLAR Selahaddin Bekki – Türk Mitolojisi’nde Kurban Dr. Mustafa Aksoy – Türklerde At Kültürü ve Kımız Dr.İbrahim Onay – İslamiyetten Önce Türklerde, Cenaze ve Defin İşlemlerinde Uygulanan Gelenekler ve Bunların Amaçları Engin Akgün – Şamanist Türk Halklarında Kurban Sungusu ve Kendine Kurban Sunulan Varlıklar Ramazan Şeşen – İbni Fazlan’ın Seyahatnamesi İbn Battuta Seyahatnamesi II – Çeviri İnceleme ve Notlar: A.Sait Aykut Prof. Dr. Laszlo Rasonyı- Tarihte Türklük Kayrat Belek – Eski Türklerde At ve At Kültürü (Dünden Bugüne Kırgız Kültürel Hayatı Örneği) GÜNAY Ünver/ GÜNGÖR Harun, Başlangıçtan Günümüze Türklerin Dini Tarihi İNAN Abdülkadir, Tarihte ve Bugün Şamanizm KAFESOĞLU İbrahim, Türk Milli Kültürü TARHAN Taner, İskitlerin Dini İnanç ve Adetleri İZGİ Özkan, Hunlar, Göktürkler ve Uygurlarda Geleneksel Festival ve Eğlenceler DONUK Abdülkadir, Türklerde ve Moğollarda Meclis Geleneği http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM...kki_kurban.pdf |
2 Üyemiz alkanaga'in Mesajına Teşekkür Etti. |
08.07.2018, 11:00 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri
Alkanağa;
Bu güzel bilgilendirmen için,teşekkürler...
__________________
.................................... |
08.07.2018, 11:02 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Eski Türklerde Ölüm ve Ölüm Gelenekleri
Müdavim Kartal; selam..
Bu detaylı bilgilendirmeniz ve çalışmanıza çok teşekkür ederim...Emeğinize ve elinize sağlık....
__________________
.................................... |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
eski, gelenekleri, ölüm, türklerde |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |