“New York’ta Beş Minare” (Deccal) | 5 Kasım 2010

[@KimsE]

bencede izlenebilir bir seçim olucaktır bu film son zamanlardakilere nazaran
Aferin M.Kırmızgül'e

[@OkyanusunKalbi]

İnşallah buraya da zamanında gelir. Yoksa, Tekirdağ'a sırf film için gidebilirim.

Orjinal Mesaj Sahibi Sibel

Pazar günü izleyeceğim.

Sözümü tuttum ve izledim bugün.

İtiraf edeyim, beklediğimden çok daha başarılıydı. İzlemenizi tavsiye ederim.

[@byamsterdam]

bana göre bu aksiyon dolu filmi kaçırmayın derim. yerli olarak izlediğim en iyi film diyebilirim buzamana kadar. hollywood tarzı olmuş başarılarının devamını dilerim mahsun kırmızıgül. inşlh böle film sayısı artar ülkemizde çok gerideyiz film konusunda

[@saya35]

bayramda baya niyetliydim izlemeye ama maalesef fırsat bulamadım bulduğum fırsatlarda da salonlar doluydu...inşallah ilk haftasonu izliyeceğim..izleyenlerin çoğundan olumlu yorumlar aldım...oyuncuları da begendim kırmızıgül'ün karakterinden bende hazetmem ama adam adım adım kendini aşıyor bence....

[@Jazz]

"Hoşgeldin kızım, nasılsın?"

"Seni anlamaz ana! Gavurdur o."

"Olsun, o da insan..."


Radikal islamcı bir lider olarak tanınan ve kırmızı bültenle aranan Bitlisli Hacı Gümüş, New York'daki evinden FBI tarafından derdest edilerek gözaltına alınır ve Türkiye'ye iade işlemleri başlatılır. Bu aşamada Türk emniyet istihbaratında görevli iki polis, New York'a gönderilerek Hacı Gümüş'ü Türkiye'ye getirmekle görevlendirilir...

İlk filminde objektifini huzurevlerine, ikincisinde Güneydoğu - İstanbul - Norveç üçgenine çeviren Kırmızıgül, bu filminde üçgenin dış ayağını bu kez okyanus ötesine taşıyor. İlk iki filminde yoğun bir duygusallık barındıran senaryosu bu kez aksiyon sahnelerine yoğunlaşmış. Patlama sahneleri keşke bilgisayar yerine gerçek patlama sahnesi olarak çekilseydi; daha gerçekçi olurdu. Ama filmin açılışındaki silahlı çatışma sahnesi hiç fena değil...

Filmde farklı mesajlar var; farklı dinlerin kardeşçe yaşayabileceği mesajı olarak algılanabilecek mesajlar. Ayasofya'da Hacı Gümüş rolündeki Haluk Bilginer'in ve sonradan Müslüman olan bir Amerikalıyı canlandıran Marcus rolündeki Danny Glover'in dua ederken ortalarında bulunan Maria rolündeki Gina Gershon'un istavroz çıkarması ve yine Maria'nın ezan seslerinin ve kilise çanlarının birbirine karışmasıyla oluşan o eşsiz armoni eşliğinde Galata manzarasına nazır sigarasını tellendirmesi. Sonra Amerika'nın yer yer bu konuda kendi özeleştirisini de yaptığı Müslüman fobisi, gibi mesajlar. İşin asıl ilginç olan noktası bu mesajlar verilirken filmin, kendini fazla kasmaması ya da farklı bir deyişle "ister alın, ister almayın" tavrı ki bu tavır açıkçası benim hoşuma gitti...

Ters köşe bir final ve her zaman olduğu gibi Kırmızıgül'den kötü oyunculuk; bu adam yönettiği her filmde oynamak zorunda mı? Mustafa Sandal gayet iyi. Haluk Bilginer ise tek kelimeyle şahane; finaldeki kısacık rolüyle Suna Selen de öyle....

[@DarkAngeL]

Orjinal Mesaj Sahibi Jazz

Ters köşe bir final ve her zaman olduğu gibi Kırmızıgül'den kötü oyunculuk; bu adam yönettiği her filmde oynamak zorunda mı? Mustafa Sandal gayet iyi. Haluk Bilginer ise tek kelimeyle şahane; finaldeki kısacık rolüyle Suna Selen de öyle....

pek profesyonelce olduğu söylenemez.
sanki "banane ben yapıyorum filmi bende oynicam" der gibi
yakışmadı gitti oyunculuk mahsuna..

diğerlerine diyecek yok..

[@-düz mahalle sakini-]

mahsun her filmde biraz daha kendini geliştiriyor bence. bütün filmlerini izledim hiçbirinde gittigime pişman olmadım.

bu filmde mahsun rolu geregi, fazla konuşmayan bir adam karakteri çiziyordu. hemen kötü oynuyor dıye yorumlar yapıyoruz.

filmdeki kaliteye gelince her zaman ses efeklerine önem veren mahsun, bu filmde de müziklerini dev okestralarla seslendırmıs. kalite anlayısı var .

bence onu bır senarist ve yönetmen olarak düşünüp yorum yaparsak acımasızca eleştirmiş oluruz. müzisyenken boylesı işler cıkartabılmesi güzel dıye düşünuyorum.

..

[@Nazlı]

Mahsun oynamasa iyi filmdi.Şahsen ben yazsam oynamam.

Film çok ama çok güzeldi.

Bi söz çok hoşuma gitti hemen paylaşayım ;

Doğduğumuzda ezanımız okunur ama namaz kılınmaz, Öldüğümüzde namazımız kılınır ama ezan okunmaz. Doğduğumuzda okunan ezan öldüğümüzde kılınacak namaz içindir. Ve işte hayat bu kadar kısadır. Bir ezan ve namaz arasında geçen süre kadar.

[@Seyyah]

İyi reklam filmi olmuş. Gülen cemaatine ak pi sayfadan bakılmış.