Türkiye'nin AB süreciyle ilgili dikkat çeken yorum! 'İşlevsiz hale geldi'
AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye ile AB üyelik sürecinin artık işlevsiz hale geldiği yorumunda bulundu.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Euronews’e konuşan Amor, Türkiye ile AB üyelik sürecinin artık işlevsiz hale geldiğini belirtti.
Gelinen noktada müzakerelerin Türkiye'de demokrasinin gelişimine katkı sunmadığını söyleyen Sanchez Amor "Süreç işlevsel değilse, ki benim görüşüme göre işlevsiz hale geliyor, başka bir format aramamız gerekir” ifadelerini kullandı.
Amor, “AB üyelik müzakerelerinin yeniden canlandırılması tamamen Türk hükümetine mi bağlı?” sorusuna da yanıt verdi.
'DEMOKRASİNİN NE OLDUĞU ÇOK AÇIK'
Amor, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Bu Türk hükümetine bağlı ve onlar da bunun tamamen farkındalar. Parlamentonun her raporu, komisyonun her raporu, dünyadaki onlarca düşünce kuruluşunun raporları, 20 yıl önceki Türk demokrasisinin ortadan kaybolduğuna hak veriyor. Ve şimdi ülke, özellikle anayasa değişikliği referandumundan sonra, açık bir otokrasi olma eğiliminde. Demokrasi olmak için farklı bir siyasi irade olmalı. Evet, bu Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlı ve yapması gerekenleri çok iyi biliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına uymak için Kavala'yı serbest bırakmalı, HDP'li belediye başkanlarının görevlerine devam etmelerini engellememeli, medya özgürlüğüne müdahale etmekten vazgeçmeli, gazetecileri serbest bırakmalı. Demokrasinin ne olduğu çok açık çünkü siz ve vatandaşlarınız için bundan daha açık daha kapsayıcı bir Türkiye yok. Tekrar olmak istediğimiz şey de bu."
Nacho Sanchez Amor, müzakerelerin Türkiye’de demokrasinin gelişimine katkı sunmadığına dikkat çektiği konuşmasında şunlar söyledi:
"Hayır, bu çok açık. Benim endişelerimden biri de bu. Katılım süreci, siyasi irade olmadığı için reformların dayatılmasına yardımcı olmadı. Siyasi irade varsa, katılım süreci o zaman işlevsel olur. Bundan eminim, çünkü ülkemdeki kişisel deneyimim bu yöndeydi. Demokrasiye dönüşmek için siyasi irade yoksa süreç tıkanır ve ilerlemez. Bu nedenle raporumda, Avrupa Birliği'ndeki diğer kurumlardan istediğimiz şey, başka bir format arayalım. Son tartışmalarımız şu yöndeydi: Biz dondurulan katılım süreciyle ilgili yeni bir çerçeve mi aramalıyız ya da bu yeni arayış fikrine hiç yoğunlaşmadan bu süreci durdurmalı, iptal mi etmeliyiz? En sonunda, Parlamento'daki meslektaşlarımla iki şeyi paralel bir şekilde araştırmak konusunda anlaştık. Bazı dramatik değişiklikler olması ihtimaline karşı, katılım sürecini dondurulmuş bir şekilde devam ettiriyoruz, ancak aynı zamanda Avrupa Birliği'nin diğer kurumlarına başka bir çerçeve arayalım dedik, çünkü sonuçta başka bir çerçeve aramıyoruz çünkü katılım sürecimiz var. Ancak böyle bir süreç işlevsel değilse, ki benim görüşüme göre işlevsiz hale geliyor, gerçekten başka bir format aramamız gerekir. Türkiye ile görüşmemiz gereken pek çok konu var. Gümrük birliği, vize serbestisi, göç, ekonominin pek çok yönüyle ilgili üst düzey görüşmeler ve biz bu konularda Türkiye ile işbirliği yapmaya hazırız. Ancak katılım süreci üyelikle, üyelik de demokrasi düzeyiyle ilgilidir. Bunun değişmeyeceğini düşünüyorum."
https://www.gercekgundem.com/dunya/t...e-geldi-430491