15.07.2020, 23:00
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu Rezilliğinin Altında Milyonlar Var
Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu rezilliğinin altında milyonlar var
Son zamanların en çok konuşulan federasyonu Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu.
Ne futbol, ne de basketbol.
Son zamanların en çok konuşulan federasyonu Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu.
Televizyonlarda konuşuluyor, gazetelerde yazılıyor, en tanınmış köşe yazarlarının makalelerinde yer buluyor.
Mizah dünyamıza yeni ufuklar açan bir konumda Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu.
En popüler konulardan birisi de federasyonda İcra Kurulu Başkanı olan Abdurrahman Akyüz’ün (kendisi bir önceki dönemde federasyon başkanı iken sonrasında federasyon başkanı olamadı) kızının aynı yarışmada hem yarışmacı hem de hakem olarak yer almasıdır. Yönetmenlikler açıkça diyormuş ki bir hakem eğer yarışmacı olmak istiyorsa en az bir yıl öncesinden ‘‘bu dönem ben hakem değil yarışmacı olacağım” diye dilekçe vermesi ve o yıl içerisinde de hakemlik yapmaması gerekiyor. Olay bu kadarla da kalmıyor. Kızı yarışırken federasyon İcra Kurulu Başkanı olan babası Abdurrahman Akyüz hakem heyetinin masasında oturuyor.
Akyüz ailesi yüce allahın bir hikmeti olarak wushu branşında hem sporcu hem hakem hem de yönetici olarak en üst makamlarda yer alıyor.
Aklımıza takılan ilk konu Abdurahman Akyüz neden federasyon başkanı iken daha sonra seçimlere katılmayarak yerine kendisini belirlediği birisini seçtirip sonrasında da kendisini icra kuru başkanı yaparak dolaylı olarak federasyon başkanlığı yapıyor.
Bilenleri diyor ki wushu, Abdurrahman Akyüz başkanlığı döneminde yaptığı yolsuzluklar nedeniyle yapılan soruşturmalar neticesinde ceza aldığından başkan olma yeterliliğine sahip değildir.
Bu wushunun başkanlardan yana pek bir şansı yok. Eski federasyon başkanı (o da Abdurrahman Akyüz tarafından seçtirilmişti.)
Ebubekir Hocaoğlu da bir dönem federasyon başkanı olduktan sonra gümrük mevzuatına aykırı davranmaktan (açıkçası kaçakçılıktan) başkan olma yeterliliğini kaybetmişti.
Abdurrahman Akyüz dediğimizde kim olduğunu kimse bilmiyor. “Ya şu Erbakan hocanın ayaklarını yıkayıp, havlu ile kurulayan, resimleri gazeteleri bol bol yayınlana kişi” deyince hemen herkes hatırlıyor.
Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu bu isim ile biliniyor ama bünyesinde wushunun yanısıra Aikido, Kyokuşin Aşihara, Wing Chun, Jeet Kune do Kulelkavido branşları da var
Birbiri ile hiçbir alakası olmayan bu branşların birlikte, aynı federasyon içerisinde yer alması başlı başına bir sorun iken, bu branşlar arasındaki Kulelkavido dünyada hiçbir yerde uygulanmayan, yapılmayan bir aktivite. Nasıl federe olduğu başlı başına bir konu.
Abdurrahman Akyüz ve ailesinin tüm fertlerinin federasyon bütçesi ile defalarca Çin seyahati yaptıkları, çocuklarına Çin’de ev tutması, eğitim masraflarının tamamının federasyonca ödenmesi wushu camiasında büyük tepkilere neden oluyor.
Peki federasyon bunca masraf yaptığı bu aktiviteler için gerekli bütçeyi nereden sağlıyor ?
Tüm bu masrafların büyük kısmı sporculardan alınan yıllık vize ücretleri, sınav ücretleri, vize seminerleri ve antrenörlük belgeleri için alınan bedellerden oluşuyor.
Spora ve sporcuya destek vermesi gereken federasyon, spordan ve sporcudan topladığı paralar ile bu ailenin bütün masraflarını karşılıyor.
Söz konusu rakamlar da öyle az buz değil, yıllık milyonlarca liradan bahsediliyor.
www.twf.gov.tr federasyonun resmi web sayfası. Bu web sayfasından aldığımız bilgilere göre Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu’nun lisanslı sporcu sayısı 120 bin 366... Antrenör sayısı ise 4 bin 306.
Bu 120 bin 366 sporcunun senede ortalama üç defa sınava girdiğini varsayarsak toplamda 361 bin sınav yapar. Her sınav için federasyon 20 TL onay bedeli alsa, sadece ara sınavlardan federasyon kasasına yıllık 7 milyon liradan fazla para giriyor.
Yaklaşık 4 bin 300 antrenör de her sene antrenörlük belgesini vizeletmek zorundadır. Vize ücreti de öyle sınav ücreti gibi 20 TL değil. Son antrenör vize ücreti ortalama 400 TL’ydi. Bu kalemden de tahminen yıllık federasyon kasasına 1 milyon 700 bin TL giriyor.
Yukarıdaki sayılar büyük gibi görünse de asıl paralar düzenlenen şampiyonalardan toplanıyor. Camianın içinde bu işlere yakın olanların anlattıklarına göre, şampiyonaların yapıldığı otellerle yapılan anlaşmalar ile tüm sporcular bu otellerde konaklamak zorunda bırakılıyor. Her bir şampiyonaya binlerce sporcu katılıyor. Otel tarafından resmi veya gayrı resmi ödenen paralar dudak uçuklatan rakamlar.
FEDARASYONA PARA YETİŞMİYOR
Para gelsin de nereden gelirse gelsin diyen federasyon açıkça suç işliyor.
Antrenör eğitim kursları, federasyon ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi iş birliği ile yapılır. Antrenörlük bir meslektir. Her mesleğin nasıl ki kuralları varsa antrenör olmak için de bazı özellikler gerekiyor. Antrenör olmak için tüm bu şartları eksiksiz taşımak gerekiyor. Bu şartlardan en önemlilerinden birisi de eğitim seviyesidir. Antrenör olmak için en az lise mezunu olmak gerekiyor.
Wushu Federasyonu bu eğitim şartından en çok muzdarip olan federasyondur.
Çünkü lise mezunu olmayan çok sayıda antrenör vardır. Federasyon buna hemen bir çözüm bulmuş gibi görünüyor.
Çözüm çok basit; Antrenör kursuna katılmak için gereken ücreti ödeyenlerin lise mezunu olup olmadığını dikkate almıyor. Yani parayı veren düdüğü çalıyor.
Tıp Fakültesine gitmeden doktor olmak gibi, Hukuk Fakültesine gitmeden avukat olmak gibi bir olanak sağlanıyor wushuda. Tabi bu kanunsuzluk sadece wushu branşında değil, bu federasyon bünyesindeki Aikido, Aşihara, Wing Chun ve diğer ne olduğu bilinmeyen branş için de söz konusu.
Bu branşlarda da yasalara, yönetmenliklere aykırı olarak çok sayıda kişiye hak edilmemiş antrenör belgesinin verildiği bütün camiada konuşuluyor.
Bunca yolsuzluk iddiasına karşın federasyon hakkında hala bir soruşturma açılmamasının altındaki gerçeği galiba yine en iyi icra kurulu başkanı sayın Abdurrahman Akyüz, “Beni bu görevden ancak Recep Tayyip Erdoğan alabilir, başka kimseyi tanımam” diyerek açıklık getiriyor.
Yukarıda yazdıklarımız, Wushu Fedarasyonu için ortalıkta dolaşan söylentilerin sadece çok küçük bir parçası.
Umarız ilgili makamlar gerekli soruşturmaları başlatır da bu camiada yer alan eğitimli, bilgili, saygılı binlerce sporcu ve antrenör de birkaç kişinin hatası yüzünden utançla öne düşen başlarını kaldırıp gururla Ben wushucuyum, aikidocuyum, aşiharacıyım diyeceği günleri yakın bir zamanda görür.
Kubilay Karadağ
Odatv.com
|
|
|