12.11.2017, 10:37
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Torpillenen Gemiyle Batan Milyonlar! | Rahmi Turan
Torpillenen gemiyle batan milyonlar!
1940'lı yıllarda Atatürk portresinin kaldırılıp, üzerine İsmet İnönü'nün resminin basıldığı paralar konusu yine gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Kasım manifestosunda:
“CHP'nin Atatürk'le ilişkisi 10 Kasım 1938'de bitti. Paradan Atatürk'ü kaldırıp İnönü'yü koydular” dedi.
Paraların üzerine İnönü portresinin basılması sadece günümüzde değil İnönü hayattayken de, siyasi rakipleri tarafından istismar edilmiştir.
1950'li yıllarda Demokrat Parti döneminde bu konu sık sık gündeme getirilmiş, İnönü acımasızca eleştirilmiştir.
Peki, gerçek nedir?
* * *
1939 yılında İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla ekonomik sıkıntılar da artmıştı.
Yoksulluğumuza rağmen o yıllarda Türk Lirası şimdikinden daha değerliydi. Bir doların karşılığı iki lira idi.
Türkiye'de basacak matbaamız olmadığı için kâğıt paralarımız İngiltere ve Almanya'da basılıyordu.
50 kuruşluk kâğıt paralar Alman Reichdruckereimatbaasında, diğer banknotlar (1, 2, İki buçuk, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1000 liralıklar) İngiltere'de Bradbury Wilkinson matbaasında basılıyordu.
Savaş vardı. İngiltere'de basılan milyonlarca Türk lirasını İstanbul'a getiren gemi Yunanistan'ın Pire Limanıyakınlarında bir Alman denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı.
Batan gemiyle birlikte milyonlarca liramız da sulara gömüldü.
* * *
Fakat… Ya paralar kurtarılıp birilerinin eline geçerse?
Böyle bir ihtimal, zaten zor durumda olan Türk ekonomisi için felâket olurdu. Türk Hükümeti böyle bir riski göze alamazdı.
Batan paraların bir yüzünde Atatürk'ün, diğer yüzünde ise İnönü'nün portreleri vardı. Milyonlar tutarındaki banknotlar derhal tedavülden kaldırıldı.
İngiltere'deki Bradbury Wilkinson matbaasına yeni banknotlar ısmarlandı. Yeni paralar eskileriyle karıştırılmasın diye üzerine sadece İnönü'nün portresi konuldu.
Basılan İnönü'lü kâğıt paralar 1946, 1947, 1948 yıllarında üçüncü ve dördüncü emisyon Türk liraları olarak piyasaya sürüldü.
1952 yılında, 5'inci emisyon banknotlara Demokrat Parti Hükümeti tekrar Atatürk'ün portesini koydurdu. Adnan Menderes Başbakan, Celal Bayar Cumhurbaşkanı idi.
7 yıl tedavülde kalan İnönü'lü kâğıt paraların hikâyesi budur.
Gerçek bilinmeyince İnönü'yü de, CHP'yi de paralardanAtatürk'ün resmini kaldırmakla suçladılar. Aslında bu, batan gemiyle birlikte kaybolan paralar nedeniyle zorunluluk olmuştu.
MECLİS, ATATÜRK KARŞITI BAŞKAN'DAN KURTULUYOR!
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı AKP'li İsmail Kahraman'ın iki yıllık başkanlık süresi bitiyor.
Çok şükür Meclis, Atatürk karşıtı bir başkandan kurtulacak.
Türkiye'ye böyle bir TBMM Başkanı gelmemişti… Göreve başladığı günden itibaren gösterdiği Atatürk karşıtlığını bugüne kadar ısrarla sürdürdü.
O Atatürk ki, Meclis'in ilk Başkanı'ydı. İsmail Kahramanonun koltuğunda oturuyordu.
Her siyasinin, karşıt görüşte olsa bile, biraz kadirşinas olması, kendinden önceki büyüklerine saygı duyması gerekir değil mi?
Nerdee? İyi ki görev süresi bitiyor!
BURHAN KUZU, KUZULUĞU BIRAKIP ASLAN KESİLDİ!
Şimdi yeni Meclis Başkanı seçilecek. Bu aşamada AKP'de işler biraz karıştı. Neden?
AKP Milletvekili Anayasa Profesörü Burhan Kuzu “Meclis Başkanlığı'na aday olacağım” dedi.
Oysa AKP kodamanları onun Meclis Başkanı olmasını istemiyor, aracılar Kuzu'yu adaylıktan vazgeçirmeye çalışıyor.
Yakınlarının ifadesine göre Burhan Bey, kuzuluğu bırakıp aslan kesilmiş ve ısrarla:
“Beni Bakan yapmadılar. O halde mutlaka Meclis Başkanı olmalıyım. Adaylıktan asla vazgeçmeyeceğim”diyormuş. Haydi hayırlısı!
TEBESSÜM
İKİ ZIT ANLAYIŞ!
Bizim Temel, Japonya'ya gider.
Ona Tokyo'yu gezdiren Japon mihmandar övünür:
“Biz çok çalışkanız, kendimize güveniriz. Eğer birisi yapabiliyorsa, Japon ‘Ben de yaparım' der.”
Temel “Birisi yapabiliyorsa, ben neden yapayım?” diye cevap verir.
Japon mihmandar devam eder:
“Bir Japon, hiç kimse yapamıyorsa ‘Ben bunu yapmalıyım' der.”
Temel “Allah Allah!” der “Hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım ki?”
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanoğlu konuşmayı 2 yılda öğrenir, susmayı 60 yılda öğrenemez!
|
|
|