Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Geyiğin Hası

Geyiğin Hası Ciddiyetten mi sıkıldık? İşte rahatlayacağımız yer.


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 08.05.2020, 01:49   #1
Çevrimdışı
Dilem
» Angel Fall «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Dök İçindeki Kelimeleri

Hikayeni Yaz. İçindeki yazarı ortaya çıkar!

Öncelik amacımız forumda paylaşıp eğlenmekdir.


Hadi bakalım alın kalemi elinize, hikayelerinizi bekliyoruz.




Kurallar:

1- Forum kurallarımız bu konuda da geçerlidir.
2- Bu bir yarışma değildir.
3- Olmamış, kötü gibi eleştiriler yapmayın. Forumda hiç birimiz uzman değiliz.
4- Hikayenizi istediğiniz konuda yazabilirsiniz. Dram, komedi, aşk, bilim kurgu, ütopik, aile, yaşam, polisiye vs. vs. Tamamen hayal gücünüze kalmış.
5- Şiddet, cinsel içerik, küfür vb. durumları lütfen abartmayın.
6- Kısa ve öz hikayeler olsun. İleride roman yazacağım telif hakkı istiyorum demeyin.
7- Bir hikaye bir mesaj olsun.
8- Bir üye zaman içinde birden fazla hikaye yazabilir.


__________________


Regretsmistakes they’re memories made.
  Alıntı ile Cevapla
8 Üyemiz Dilem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:17   #2
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Bir ara uzun bir hikaye yazmayı tasarlamıştım ve başlamıştım da... Hikaye yarım kaldı. O yarım halini buraya koymak istedim. İnşallah daha sonra devamını getiririm...


SON AYDINLIK


1


Kelebekleri kovalamaktan epeyce yorulmuş, soluk soluğa kalmıştı neredeyse. Birkaç adım daha atıp kendini bir ağaç gölgesine bıraktı. Sırt üstü uzanıp bakışlarını gökyüzüne sabitledi. Derin nefesler alıp verirken yine Çağla'yı düşünmeye başladı.
Elini cebine attı, sigara paketini çıkardı. İçinde bir tane kalmıştı sadece. Sigarayı yaktı, boş paketi avucunun içinde buruşturup fırlattı.
Son buluşmalarında biraz garip davranmıştı Çağla. Her zamanki neşeli hali yoktu. Tamam üzgün gibi görünmüyordu ama bir tedirginlik yerleşmişti sanki hareketlerine. Gözleri anlık da olsa sanki uzaklara dalıp gider gibi oluyordu.
"Çağla bir şey mi oldu ?" diye sormuştu ama Çağla hemen kendini toparlayıp neşeli görünmeye çalışmış ve "Yok Fırat, biraz yorgunum o kadar" diye geçiştirmişti. Fırat bu cevaptan tatmin olmamıştı ama üstelemek istemedi.
Çağla ile herşeyi konuşur, birbirlerinden bir şey saklamazlardı. Çağla'yla okulun kapısında ayrıldılar. Okul binasının kapısından içeri girinceye kadar onu takip etti, hep yapardı. Çağla da girmeden tam önce ona el sallardı. İşte bugün onu da unutmuştu.
Bunu düşünürken sigarası yarıya gelmişti. Bir iki nefes daha çekip izmariti fırlattı.
Çağla'nın tuhaflığını aklından çıkaramıyordu. Onunla konuşmadan bunu düşünmekten kurtulamayacağına anlamaya başlamıştı. Okuldan çıkışına az bir süre kalmıştı. Şehre şimdi dönerse ancak yetişebilirdi. İyi ki bugün izin günüydü yoksa çalışırken kendini işine veremezdi Çağla'nın durumunu düşünmekten.
Yol kenarına park ettiği motorsikletine bindi ve kaskını başına geçirdi. Gazı kökledi ve şehre giden yolda rüzgara meydan okurcasına ilerlemeye başladı.

x x x

Çağla'nın okuluna geldiğinde henüz ders bitmemişti. Dört beş dakika vardı. Elini cebine attı bir sigara çıkarmak için ama paketin bittiğini hatırlayıverdi. Sövdü içinden. Okulun tam karşısında bir mini market vardı ama geçen sene sahibi ile takışmıştı; girmek istemiyordu.
Market sahibinden sigara istemiş ama market sahibi kimlik istemişti yaşını görmek için . Onyediydi geçen sene ve sigarayı vermemişti geçen sene marketin sahibi. Biraz dil dökmüş adama ama ikna edememişti. Sinirli bir şekilde marketten çıkmıştı.
Okulun ders çıkış melodisi çaldı bir anda. Gözleri kapıya çevrildi. Kendi gibi bekleyen birkaç kişi daha vardı kapıda. Bir anda her taraf çıkan öğrencilerle doldu, Çağla'yı ayırt etmeye çalışıyordu. Çağla'nın kızıl saçlarını onu hemen belli ederdi herkesin içinde ama görememişti hala.
Okulun bahçesindeki kalabalık gittikçe eriyordu ama Çağla hala görünürde yoktu.
Bakınırken gözüne arada bir Çağla ile takılan kız arkadaşı ilişti. Yanlış hatırlamıyorsa ismi Duygu'ydu. "Duygu" diye seslendi. Kız sesin nereden geldiğini anlamadı ilk başta. Etrafına bakındı ve nihayet Fırat'ı görebildi.
Fırat'ın yanına gitti doğruca ve gülümseyerek "bana mı seslendin" diye sordu. Fırat direkt sorusunu sordu: "Çağla'yı gördün mü ?" Kız biraz bozuldu, yüzündeki gülümseme silindi. Kırgın bir tonlama ile "Haberin yok mu ? Çağla'yı götürdüler."
Fırat'ın kalbi bir anda hızlanmaya başladı. " Bir şey mi oldu Çağla'ya ?" Sesi biraz cılız çıkmıştı. Duygu ona bakmadan:
-Şirket onu seçti 3 gün önce. Sana söylememiş anlaşılan.



*****



SON AYDINLIK

2


- Ağabey, geri dönmeyecek misin ? Seni göremeyecek miyim bir daha ?
- Kazanırsam döneceğim Fırat, benim için dua et.

x

İki yıl önce abisiyle son konuşması geldi aklına bir an, gözleri bir noktaya sabitlenmişti. Duygu'nun uzaklaştığını farketti; "Bekle Duygu, nasıl olur bu, sadece erkekleri seçiyorlardı ?" Duygu duraksadı bir an ve "Sen kendini kelebeklere fazla kaptırmışsın, hiçbir şeyi takip etmiyorsun anlaşılan, artık her sektörden bir kız seçiliyor" dedi.
- Ama neden böyle bir değişiklik yaptılar ?
- Süper Sektörde son yıllarda hiç doğum olmuyor, bunun sebepleri şimdilik bilinmiyor. Ama diğer sektörlerde bir sıkıntı yok. Şirket bir nevi damızlık peşinde. Yani yarışmacılardan biri kazansa da bundan sonra geri dönemeyecek.
- Olmaz, olamaz böyle bir şey.
Fırat dengesini kaybetmiş, bayılacak gibi başını tutmuştu. Bakışları uzakta bir noktaya sabitlenmiş, dokunsan ağlayacak gibi duruyordu. Birden kendini toplayıp hızla motorsikletine koşmaya başladı. Atladığı gibi gazı kökledi. Otobana çıkış yolunda deli gibi sürüyordu şimdi. Hemen Çağla'nın evine ulaşmalıydı.

X

Otobandaki en son tünelden çıkınca köyün akşam alacakaranlığında yanmaya başlayan ışıkları belli olmaya başlamıştı. Fakat köy için yoğun bir ışık demeti sayılırdı bu ve yaklaştıkça sanki ışıkların hareket ettiğini anladı. Bunlar köyden ayrılan kalabalık bir araç konvoyuydu. Yaklaşınca konvoyun içinde askeri araçların da olduğunu farketti.

Şimdi bölünmüş yolda yanından geçerken konvoyun içinde siyah bir minibüs olduğunu gördü ve kafasında iki sene öncesi tekrar canlandı. Ağabeyini de bu minibüse bindirip evden alıp götürmüşlerdi.
Öyleyse Çağla bu minibüste olmalıydı. Hemen motosikletin gidonunu yan yola doğru kırdı ve alçak refüjün üstünden motosikletin önünü kaldırarak ve gaz vererek engeli aştı ve minibüse doğru ilerlemeye başladı.

Minibüsün arkasından gelen askeri araçların ilk tepkisi uzun ve şiddetli bir şekilde kornaya basmak oldu ama yola atlayan minibüsü tehdit olarak algılayıp aniden durdular. Zırhlı iki cipin kulesindeki silahların nişancıları beklemedikleri bu durum karşısında acemice silahları doldurmaya başlamışlardı.

Bu arada Fırat minibüse ulaşmış ve önüne kırıp minibüsü durdurmuştu. Siyah filmli camlardan içerisini göremiyordu. Öndeki askeri araçlar da hareketliliği fark edip durdu. Minibüsün gersindeki zırhlı araçlardan gelen silahlara ait mekanik sesleri bölen bir anons duyuldu:

"Hey motosikletli, ne yapmaya çalışıyorsun sen, hemen ellerini kaldır ve teslim ol"

Kulakları neredeyse sağır edecek kadar yüksek sesli bu anons Fırat'ın dikkatini minibüsten, namluları kendine dönmüş askeri araçlara çekti. Şimdi ne yapacağını hiç bilmiyordu. Minibüsün yola devam etmesini engelleyen motosikletinden indi ve ellerini havaya kaldırıp beklemeye başladı...


*****


SON AYDINLIK

3


Çağla ne kadar kendini tutmaya çalışsa da araç hareket ettikten sonra gözyaşlarına engel olamamıştı. O hüznün içinde minibüsün durduğunu da anlamadı ilk başta. Yapılan anonsun şiddeti onu hüzün aleminden zorla çıkarmış ve tekrar dünyaya katmış gibi hissettirdi. Kafasını kaldırınca minibüsün önünde Fırat'ı gördü, şaşkın ve ağzı açık bir şekilde donakaldı.

X

"Çağla bir şey mi oldu ? Durgun gibisin." Evden çıkıp Kafe Kırkyıl'a gidene kadar suskun duran Çağla'ya sordu Fırat. Yürürlerken gözü ilerde bir noktaya takılı gibi ilerleyen Çağla sadece dudaklarının yay şeklini alan gülümsemesi ile " Yok bir şeyim Fırat, sadece yorgunum" dedi.
Kafemin önüne gelmişlerdi, hemen hemen her sabah Çağla'yı okula bırakmadan önce burada birer Türk kahvesi ve sigara içerlerdi. Çağla ders öncesi bir öğretmenini görmesi gerektiğini söyleyip kafeye girmek istemedi. Fırat şaşkındı; şimdiye kadar bu kahve sigara ritüelini hiç aksatmamışlardı. Çağla'nın keyifsiz olduğu belliydi, şimdilik üstelemedi Fırat ve okul kapısında ayrıldılar.

X

Son görüştükleri, sabahki o an aklına gelmişti Çağla'nın ve şimdi Fırat elleri havada arabanın önünde duruyordu. "Ne oluyor ?" diye sordu yanındakilere.
- Serserinin biri önümüze kırdı, dedi şoförün yanında oturan siyah takım elbiseli iri kıyım.
- Açar mısınız kapıyı, onu tanıyorum, arkadaşım o.
- Bunu önce komutana bildirmem lazım, yanlış bir hareket yapmayalım.
Saatini ağzına yaklaştırp bir düğmesine bastı ve "Komutanım, misafirimiz arabanın önündeki şahsı tanıdığını, kapıyı açmamızı istiyor, arkadaşıymış."
- Bekleyin, Nihat, oraya geliyorum, diye bir cevap duyuldu minibüsün hoparlöründen.
Komutan yanına iki kişilik silahlı bir tim alarak ön taraftaki minibüse doğru yaklaşmaya başlayınca aynı anda ön taraftaki araçlardan da silahlı bir tim harekete geçti.
İyice yaklaşınca komutanın baş hareketiyle konvoyun önünden gelenlerden biri ani bir hareketle Fırat'ın diz kapağının arka kısmına bir tekme savurdu ve öne çökmesini sağladı. Diğeri Fırat'a uzanarak el yordamıyla üzerini aradı."Temiz komutanım."

Minibüsün içindeki Çağla'nın öfke çığlıkları dışarıdan duyulunca komutan sanki içeriyi görüyormuşcasına başını çevirdi. Nihat komutanının bakışlarından kızı sakinleştirmesi gerektiğini anladı.

-Çağla hanım güvenlik gereği canlı bomba ihtimaline karşı bu şekilde hareket etmek zorundalar. Üzeri arandı, temizmiş. Lütfen biraz sakin, lütfen.
Çağla burnundan soluyordu."Hemen dışarı çıkmak istiyorum." diye bağırdı Nihat'a.

Komutan:
-Kimsin ve benim konvoyumu ne cesaretle sabote ediyorsun ?

Fırat başını komutana doğru kaldırdı, arkasından vuran güneş ışıkları gözlerinin kamaşmasına sebep olmuş şekilde gözlerini kısarak "ben Fırat, Çağla'nın arkadaşıyım, onun seçildiğini yeni öğrendim, görmem gerekiyordu" dedi. Komutan yaklaşık 10 saniye sessiz kaldı, buna izin vermez ise, misafirin öfkesinin artacağını ve yarışmalar öncesi bu durumun şirket tarafından hoş karşılanmayacağı ve bu yüzden ikaz edilebileceğini düşünerek "pekala delikanlı kız arabadan inmeyecek, sadece bir dakikan var." diyerek Nihat'a "kız içeride sadece bir dakika" şeklinde telsizden bildirdi.
Nihat "komutanımız bugün çok cömert Çağla hanım, normalde izin vermez ama siz de duydunuz sadece bir dakikanız var."
Sürgülü yan kapı otomatik olarak açıldı, Çağla emniyet kemerini çıkarmaya çalıştı ama şoför tarafından çoktan otomatik olarak engellenmişti. Çağla Nihat'a sinirli bir bakış attı ama Nihat "üzgünüm" dercesine dudaklarını büzdü ve önüne döndü.

Fırat minibüse yaklaştı, gözlerinin nemlenmesine engel olamadı, acı çeken bakışlarının yerleştiği yüzünü karşısındakinin yeşil bakan ve isyan dolu yüzüne çevirerek "Çağla, niçin bana söylemedin bunu ?" dedi. Çağla "Fırat senin üzülmene dayanamayacağımı düşündüm, veda etmek istemedim, ne olur beni affet."
Fırat:
- Söylemeliydin Çağla ama şimdi bunun önemi yok, seni bırakmam, tekrar görüşeceğiz, inan bana.
Çağla'nın zaten biriken gözlerinden yaşlar sicim gibi akmaya başladı.

Komutan Fırat'ın son sözünden rahatsız olduğunu belli edercesine "yeter artık, sana verdiğim süre doldu" dedi ve Fırat'ı biraz geriye doğru iterek minibüsün kapısının kapanması için şoföre işaret verdi. Kapı kapanırken "Nihat, öndekiler ilerleyince siz de devam edin dedi." Öndeki araçların ilerlemesi için telsizden emir verdi.

Minibüs hareket edince komutan yanındaki tim personelinden birine plastik kelepçe takmasını, araca bindirmesini ve Fırat'ı yerel askeri polise teslim ederek müteakiben konvoya yetişmesi talimatını verdi. Kendisi de yanına gelen aracının arka kapısını açarak bindi ve askerin selamını ve Fırat'ın isyankar bakışkarını geride bırakarak hızla uzaklaştı...




*****


SON AYDINLIK

4


Tavandaki camlı kısımdan giren gün ışığı yüzünü aydınlatınca Fırat uyanmaya başlamıştı. Nerede olduğunu algılayamadı ilk baştan, etrafına göz gezdirdi. Kirli duvarların arasında daracık bir odaydı burası. Üzerinde yatıyor olduğu demir bir karyola ve fazla kalın olmayan bir şilte, bir metal portatif sandalye ve masa, bir çelik dolap; bütün eşya bu kadardı, bir de uzak köşede bir klozet ve küçük bir lavabo vardı.

Gece karanlığında yerel askeri polis (YAP)'a teslim edilmişti ve kendini sorgusuz sualsiz bu hücrede bulmuştu. Dün öğlenden beri yemek yemediği için karnından gurultular geliyordu. Ayağa kalktı, çelik kapıya doğru gitti. Kapı kolu yoktu, kenarından parmaklarıyla tutarak sanki açılma ihtimali olabilirmiş gibi açmaya çalıştı, tabii ki açılmadı. İki üç defa kapıyı çaldı, ama ses veren yoktu. Klozete oturdu, işini gördü, elini yıkayıp yatağa tekrar uzandı, Çağla'yı düşünmeye başladı.

Şimdi ne durumda, ne yapıyor acaba, tekrar görebilecek miyim onu, her şey niye bu kadar ani oldu diye düşünürken, içinde bastıramadığı isyan duygusuyla duvarı yumrukladı .

Burada ne kadar tutulacaktı, kendisine ne yapacaklardı, bunları soracağı birisinin gelmesini beklemekten başka çaresi yoktu şu anda .

X

Komutan kafasına tabancasını dayamış ve pis pis sırıtıyordu, "son duanı et bakalım Fırat efendi, beynindeki o tehlikeli düşüncelerle beraber tahtalı köye gidiyorsun", diyerek tetiği çekti.

Hücrenin çelik kapısının yırtılır gibi açılırken çıkardığı cayırtı Fırat'ı daldığı uykudan sıçratmıştı. Ne olduğunu kavrayınca rahatlatan bir nefesle gözlerini kapıya çevirdi. Elinde tepsi tutan bir adam ve muhafız olduğu anlaşılan iki kişi içeri girdi.

Tepsiyi metal masaya sert bir şekilde bırakan adam Fırat'a hiç bakmadan geri döndü. Kapıya doğru ilerlerken Fırat'ın sesi ile başını ona çevirdi. "Ne zaman çıkacağım buradan ?" Adam, soruyu duymamış gibi yöneldiği kapıdan muhafız ile beraber çıktı.

Fırat masaya yaklaşıp tepsiye baktı, bir kase çorba ve bir dilim ekmek... Ekmeği çorbaya doğradı ve yemeye başladı. Tadı fena değildi ama tuzu azdı, bunları sorgulayacak durumda değildi, karnı doymamıştı ama nefsini köreltmişti.

X

Hücrenin kapısı tekrar açıldığında bu sefer iki muhafız girdi içeri, Elinde silah bulunmayan "ifaden alınacak, bizimle geliyorsun" dedi.
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
10 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:33   #3
Çevrimdışı
Dilem
» Angel Fall «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

En heycanlı yerinde bitti
Tntcool ilginç ve güzel bir hikaye. Paylaşımın için teşekkürler.

Devamını bekliyoruz.
__________________


Regretsmistakes they’re memories made.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Dilem'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:37   #4
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Dilem Mesajı göster
En heycanlı yerinde bitti
Tntcool ilginç ve güzel bir hikaye. Paylaşımın için teşekkürler.

Devamını bekliyoruz.
Devamı yazdığım gibi @Dilem

Vakit bulup yazmayı çok isterim...

CEPTEN GÖNDERİLDİ
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:39   #5
Çevrimdışı
NaNaNe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Sürükleyici ve güzel bir hikaye en heyecanlı yerinde bitti devamını bekleriz.
Eline gönlüne sağlık.@Tntcool
__________________

  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz NaNaNe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:43   #6
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi NaNaNe Mesajı göster
Sürükleyici ve güzel bir hikaye en heyecanlı yerinde bitti devamını bekleriz.
Eline gönlüne sağlık.@Tntcool
Teşekkür ederim @NaNaNe, okuyan gözlerine sağlık.

CEPTEN GÖNDERİLDİ
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 02:51   #7
Çevrimdışı
Sevda
Dönersen Islık Çal..

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Duygu "Çağla'yı götürdüler" deyince benim de kalp atışım Fırat gibi hızlanmaya başladı. Kızı nereye götürdüler acaba dedim.

Devamı olursa güzel olur Tnt.
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Sevda'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 11.05.2020, 03:14   #8
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Sevda Mesajı göster
Duygu "Çağla'yı götürdüler" deyince benim de kalp atışım Fırat gibi hızlanmaya başladı. Kızı nereye götürdüler acaba dedim.

Devamı olursa güzel olur Tnt.
Aynı soruyu ben de soruyorum kendime @Sevda, kızı acaba nereye götürdüler ?

Bakalım, bir 'devam' bulacağım inşallah...

CEPTEN GÖNDERİLDİ
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
6 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.05.2020, 12:37   #9
Çevrimiçi
Tura
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Güzell...Ha gayret @Tntcool, merak etmekteyiz devamını. Hikaye gayet akıcı.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Tura'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 16.05.2020, 12:49   #10
Çevrimdışı
Tntcool
Kelebek gibi uçar, arı gibi *******...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Dök İçindeki Kelimeleri

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Tura Mesajı göster
Güzell...Ha gayret @Tntcool, merak etmekteyiz devamını. Hikaye gayet akıcı.
Teşekkür ederim @Tura, oldukça zaman alan bir iş, devamını getirmeye çalışacağım, azimliyim...

CEPTEN GÖNDERİLDİ
__________________
Ey, iki adımlık yerküre
Senin bütün arka bahçelerini gördüm ben!

Nilgün MARMARA
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Tntcool'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
içindeki, kelimeleri, İçindeki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:12.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.