Yumuşama, kayyum ve Akşener hamlesi yetmedi: Artık oyun kurma şansı yok

[@Canan]

Yumuşama, kayyum ve Akşener hamlesi yetmedi: Artık oyun kurma şansı yok

Manevra alanı daralan Erdoğan, cepheyi genişletmenin yollarını arıyor. Sürekli kriz üreten rejimi sürdürme şansı zayıflayan Erdoğan’ın, siyasi ömrünü tamamlamış aktörlerden medet umması sıkışmışlığının bir yansıması.

31 Mart seçimlerinden yenilgiyle ayrılan Cumhurbaşkanı Erdoğan manevra alanını genişletmek için tüm kozlarını masaya sürdü. “Yumuşama ve normalleşme” tartışmalarıyla kamuoyunda beklenti yaratan iktidar, kayyum hamlesiyle rejimin karakterinde bir değişiklik olmayacağını da göstermiş oldu. Gerek son seçim sonucu gerekse yakın dönem anketler Erdoğan’ın halkın rızasını almakta çok zorlandığını gösteriyor. Durumun farkında olan Erdoğan yine bildik bir yöntemle “genişleyerek” krizden çıkmayı umuyor.

Erdoğan ve eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in önceki gün gerçekleştirdiği görüşme bu arayışın bir parçası oldu. Saray’da yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye ilişkin bir açıklama yapılmadı. Akşener’in yeni imajı ve Erdoğan ile çektirdiği fotoğrafa dair ilk yorumlar “siyasete mi dönüyor” sorusu etrafında gelişti.

Görüşme talebinin hangi taraftan geldiği şimdilik bilinmese de Erdoğan’ın kafasının arkasında bir hamle olduğu tartışma götürmez. Akşener, 14 ve 28 Mayıs sonrası iktidara yakınlaşmış hatta Cumhurbaşkanı adayı yapmak istediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş hakkında sert sözler sarf etmişti. Akşener’in İYİ Parti’ye çizdiği yörünge sandık duvarına çarpmış, süreç istifasıyla sona ermişti. İYİ Parti kongresinin ardından uzunca süredir ortalıkta görünmeyen Akşener, ilk kez Tansu Çiller’in ölen eşi Özer Çiller’in cenazesinde boy gösterdi ve hemen ardından da Saray ziyareti gerçekleştirdi.

İYİ PARTİ NASIL BİR YOL İZLEYECEK?

Akşener’in Saray’a gitmesinin partisine bire bir etki edeceği konusunda kesin yargılara varmak mümkün değil. İYİ Parti’nin yeni Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partiyi sandıkta yerle bir eden siyasetin Akşener’in Erdoğan’la uzlaşmacı, muhalefeti hedef tahtasına koyan tavrı olduğunu gördü. Dervişoğlu, yeni Anayasa için iktidara kapıları kapatırken geçtiğimiz haftalarda “1982 Anayasası’nda askeri vesayet değil, Recep Tayyip Erdoğan vesayeti” olduğunu söyleyerek “İşe, Anayasa’dan Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım, Tayyipizm’den kurtulalım” dedi. Ancak Dervişoğlu’nun bu çıkışlarının, İYİ Parti’nin yeni dönemki çizgisini net biçimde tarif ettiğini söylemek için de erken. İYİ Parti’de Genel Başkan Adayı olan Tolga Akalın ise "Akşener-Erdoğan fotoğrafı, 1 yıl önce başlayan sürecin bugünkü hali" dedi. Akşener’in etkisinin ne oranda kaldığını zamanla göreceğiz.

ERDOĞAN’IN ELİNDE BİR REÇETE KALMADI

Saray’daki görüşmenin asıl dikkat çeken yönü ise Erdoğan ve Saray ittifakının içine sürüklendiği sıkışmışlık hali ve çözüm arayışları. Geçmişte ülkeyi uçuruma sürükleyen icraatları, son dönemdeki kritik anlarda aldığı politik tavırla adeta siyasi bir enkaza dönüşen eski yeni kim varsa ondan medet umar hale gelen Erdoğan, siyasal ömrünün en zayıf dönemlerinden birini yaşıyor. MHP ile yaşanan kavga, ekonomiden yargıya, bürokrasiden uluslararası siyasete dek her alana yayılan krizler, rejim için sürdürülmesi zor bir sürece işaret ediyor. Buna karşın Erdoğan’ın elinde siyasal ömrünü uzatacak bir reçete kalmadı. Etki edebildiği tüm aktörleri harekete geçirmeyi, en küçük bir ihtimali dahi değerlendirmeyi arzuluyor.

REJİM YAMALARLA DİKİŞ TUTMAYACAK

Tüm bunların karşısında bir de sandıktan zaferle çıkan, moral üstünlüğünü elde etmiş, Erdoğan’a sandık hezimeti yaşatmış bir muhalefet var. 31 Mart’tan bu yana geçen iki ayı aşkın süreçte erken seçim dillendirilmezken CHP Lideri Özgür Özel son gurup toplantısında ilk kez sandığı işaret eden kritik bir çıkış yaptı. Bu çıkış, her ne kadar “halkın talebi olursa” şartına dayansa da hegemonyası sarsılan iktidarın isteyeceği bir hamle değil.

Kayyum atamaları, eğitimdeki gerici müfredat, 1 Mayıs tutuklamaları, Kobane ve Gezi davaları ile Devlet Bahçeli’nin sert tutumu en başta vurguladığımız üzere rejimin yumuşamayacağının göstergesi. Erdoğan’ın 11 Haziran’da gerçekleştireceği CHP ziyaretinde bu başlıklar dillendirilecektir. Muhalefet cephesinin Saray yönetimine nefes aldıracak hiçbir fırsat vermeden, bu rejimin yamalarla dikiş tutmayacağını, kökten değiştirmekten başka bir yol olmadığını ısrarla vurgulaması ise elzem.

Mehmet Emin Kurnaz

[@OkyanusunKalbi]

Müsavat Dervişoğlu ve Meral Akşener çok fikir ayrılıkları yaşıyor. Müsavat Dervişoğlu tek adam saltanatıyla anlaşmak istemiyor, Meral Akşener ise tam tersi. Zaten 6'lı masadan kalkmasından daha bi' bit yeniği vardı. Sarayın ajanı olduğunu söylemek yanlış olmaz..