18.11.2013, 13:30
|
#1
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Devlet Ahlakına Yakışıyor mu? | Ayşe Sucu
Devlet ahlakına yakışıyor mu?
Kişisel ahlak değerleri topluma veya bir başkasına empoze edilemez, genelleştirilemez.
Ahlak, ancak evrensel olan temel prensipler üzerinden düşünülebilir.
Toplumsal ahlak ise kendisinin denetleyicisidir.
Bir davranışı, değiştirmek istiyorsa değiştirir toplum; bunun yasası olmaz.
Ahlak bir kalıba sokulmak istenilirse kendisine yabancılaşır.
İktidarın göz ardı ettiği bu husus dinin esprisine de aykırıdır.
Özetle “kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkalarına yapma” anlayışının açılımıdır İslam.
Çoğulculuk değil de çoğunluk üzerinden yapılan hesaplı-politik tartışmalara her gün bir yenisi ekleniyor.
Hukuk devletine bu yakışmaz.
Düşman sevindirmeyelim
Başbakan, Bülent Arınç ile art arda uyuşmayan deklarasyonlarına dikkat çekilmesi üzerine “düşman se-
vindirmeyelim” dedi. Belki de kasti olarak kullanmadığı bu kelime, aslında kendisinin kendinden olma-
yanlara bakışıydı.
Başbakan’ın son dönemlerdeki politikaları bırakın muhalefeti, birçok destekçisi tarafından dahi eleştirili-
yor. Başbakan haksız olabileceği gerçeğini kabul etmemeyi o kadar ileri götürüyor ki, kendisi gibi dü-
şünmeyenleri “düşman” olarak nitelendiriyor.
Peki, “düşman” kim? Bizzat Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, hatta bir kısmı kendi partisine oy vermiş
kişiler.
Başbakan’ın, seçmenini tahkim etmek için Türkiye’yi kutuplaştırmasına ne yazık ki alıştık. Ama “düşman”
demek hedef göstermenin de ötesinde. Başbakanlık makamına yakışmadı.
Siyasetin argo üslubu
Maalesef alıştığımız bir şey daha var. Türk devlet geleneğine hiç yakışmayan bir şey bu… Hükümet ve
uzantıları, halkına küfrediyor. Vali Coş sadece örneklerden biri… Tek tek yazmama gerek yok, son 10
yıllık arşivimiz bunlarla dolu.
Düşünün, devleti temsil edenler, protestoları kişiselleştirip, küfür ediyor. Mevcut devlet yönetimi üslubu-
nu tekrar ederek ve karşılıklı onaylayarak adeta küfre meşruiyet kazandırıyor. “Küfür” sövmek için söyle-
nen söze deniliyor. Aynı zamanda, örtmek, inkar etmek anlamına da geliyor.
Peki kimler küfreder, gerçeği örtmeye çalışanlar… Manidar değil mi?
Saygınlığını halkına sataşarak kaybeden devlet, kaybettiklerini “korkuyla” kazanmaya çalışıyor.
Devlet ahlakı
Devlet ahlakındaki yozlaşmalar bununla da bitmiyor.
Devletin varlık sebebi unutturuluyor.
Devlet halkına hizmet için vardır.
Bugün devletin, halk tarafından finanse edilen hizmetleri hükümetin reklam malzemesi oluyor.
Marmaray yapıldı. Bu hizmet iktidar partisinin Türk Milleti’ne lütfuymuş gibi sunuldu. Bir maalesef daha:
buna da alıştık.
Özetle her zaman üzerinde durduğum AKP’nin algı yönetimi politikası, “devlet” algısının da değişmesine
yol açtı. Türk halkı uyutuluyor, rüya görüyor, gerçekleri göremiyor.
Siyasi ahlak yasası
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun, iktidar olması durumunda ahlak erozyonuna uğrayan siya-
setimiz için “siyasi ahlak yasası” çıkartmaya yönelik projesi var.
Düşündürücü olan topluma ahlak dersi verilmesi ve toplum ahlakının düzenlenmesi için yasalar çıkartıl-
maya çalışılması mıdır yoksa ahlak bekçilerinin siyasi ahlaka ihtiyaç duydukları mıdır bilmiyorum.
Üresin’e bir hatırlatma
Cinsellik üzerine konuşmalarıyla kendisinden bolca bahsettiren Sibel Üresin “Ben Türkiye’nin bir Arabis-
tan, bir İran değil ama bir İsrail olmasını istiyorum. Yahudi şeraitinin buraya gelmesini istiyorum” demiş.
Bunları hangi bilinçle söyledi, anlamak zor.
Ancak bugün Yahudi kadınlarının büyük çoğunluğunun dahi kabul etmeyeceği “şeytana denk”, “alım sa-
tım yapamaması gereken bir varlık” olarak tanıtılır kadın, Eski Yahudi Hukukunda.
Üstelik bu hukuka göre Üresin’in konumu konuşmasına manidir. Çünkü “evli kadınların az akıllı ve deli
nitelendirilmesiyle, bir çocuktan farklı olmadığı” dikkatlere sunulur. Şimdi:
1- Arzu ettiği çok eşlilikli yaşam, harem selamlık uygulamaları Arabistan’da ve İran’da var. Neden illa İs-
rail şeriatı?
2- Yahudilerin bilimde ve teknolojide İslam ülkelerinden nasıl fersah fersah ilerde oldukları biliniyor; keş-
ke buna özense Üresin. Yaşam koçuymuş, söyleyeceklerine katkısı olur.
3- Mecelle’de “Zamanın değişmesiyle hükümler değişir” der büyük hukukçu Ahmet Cevdet Paşa… Ko-
nulara toplumsal açıdan nasıl yaklaşılacağını gösterir.
4- Örfler adetler din değildir; din tam da “Hak” ve “Halk” adına yaptığınız o şeylerin adıdır.
Kaynak
|
|
|