Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Gezelim & Görelim > Buram Buram Türkiye'm > İç Anadolu


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.07.2010, 14:31   #1
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Ankara | Başkent








Arması
Ankara Türkiye'nin en kalabalık ikinci, dünyanın ise en kalabalık kırk beşinci kentidir. Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır. Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır. Ankara, kedisi, keçisi ve bu keçinin yünü, tavşanı, armudu, balı, çiğdemi ve Kalecik Karası denilen misket üzümü ile ünlüdür. Ortalama 890 m rakıma sahiptir.



Ankara'nın Tarihi
Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan Ankara, Hattileri, Hititleri, Frigleri, Lidyalıları, Ahamenişleri (Persler), Makedonyalıları, Galatları (Keltler), Romalıları, Selçukluları ve Osmanlıları ağırlamış, Batı ve Doğu medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Geçmişte, Galatlar'ın bir boyu olan Tektosaglara ve sonrasında Friglere başkentlik eden kent, 1923'ten beridir de Türkiye Cumhuriyeti'ne başkentlik etmektedir.



Köken Bilimi

Frigya dili ve Yunancada Ἄγκυρα ("Anküra" okunur), gemi çapası demektir. Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Midas’ın bir gemi çapası bulduğu yerdir. Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra’ya MÖ 333'de geldiği kayıtlara geçmiştir. 2. yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır.

Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα (Anküra) olan şehrin adı, Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. Yunanca 'Anküra' olarak telaffuz edilen kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişime uğradı, Batı dillerine de Angora olarak geçti. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti. Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı. Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti.
Ankara, Sakarya Nehri'ni besleyen Ankara Çayı’nın geçtiği ovanın doğu kenarında kurulmuştur. Çubuk Ovası, kenti çevreleyen verimli bir tarım alanıdır. Sonradan Ankara Kalesi'nin kurulduğu tepenin ve eteklerinin sarp yamaçlı olması, tarihte bölgeyi düşman saldırılarına karşı korunaklı kılmaktaydı. Bentderesi’nin dar vadisi, Ankara Kalesi’nin bulunduğu volkanik tepeyi, yaylanın ovaya hakim dik kenarından ayırdığından, askeri öneme haizdi. Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, kentin bilinen tarihi Eski Taş Çağına (yak. M.Ö. 2 milyon - M.Ö. 10 bin) kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.

Gavurkale tepesindeki insan figürleri



Hattiler ve Hititler
Hitit Uygarlığı'nın simgesi sayılan ve Ankara'nın da amblemi olan Hitit Güneş Kursu.

Ankara'nın bilinen ilk sakinleri, M.Ö 2500-1700 yılları arasında tüm Anadolu yarımadasında bir medeniyet kurmuş olan Hattilerdir. Şehir devletlerinden oluşan ve haklarında fazla bir bilgiye sahip olunmayan Hattiler zamanla Hititlerin hakimiyetine girmiş ve Hitit bünyesinde erimişlerdir. Ancak Hatti dili, dini ve sanatı Hitit medeniyetini büyük oranda etkilemiş, Anadolu'nun adı da yaklaşık 17 asır boyunca Hatti ülkesi olarak kalmıştır.

Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (M.Ö. 1660-1190), Anadolu’ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu’ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir. Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları, Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Kültepe höyükleridir. M.Ö. 2. bin yılın sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir.



Frigler ve Lidyalılar

M.Ö. 2. bin yılın sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı. Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 km kuzeybatısında bulunmaktadır. Bugün Yassıhöyük denen bölgede bulunan Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (M.Ö. 725-675) yaşamıştır. Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir. Frigler, M.Ö. 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.

Yumurtatepe Tümülüsü

Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek Ankara'yı da kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler. M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu'ya hakim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler. Lidyalıların madeni parayı icat ettikleri kabul edilir. Lidyalılar döneminde Anadolu'da pazar ekonomisi gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara kenti de bu gelişmelerden istifade etmiştir. Medlerle ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile M.Ö. 547'de Kızılırmak kavisi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.


Ahameniş Persler ve Büyük İskender
Persler, M.Ö. 545’den itibaren Anadolu’ya egemen olarak, Anadolu’daki Helen M.Ö. 5. yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar. Kral Yolu Efes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'yı, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu. Kent, bu dönemde önemli bir ticaret ve konaklama merkeziydi. kültürüne son verdiler.

Ankara, M.Ö. 334'de Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş Pers İmparatorluğu'ndan alındı. Büyük İskender, M.Ö. 334-333 kışını, ünlü Gordion Düğümü'nü kestiği Gordion'da, ilkbaharı da Ankara'da Persleri bekleyerek geçirdi. Ankara Anadolu'daki kavşak noktalarından biri olduğu için, buraya yürüyen Makedon birlikleri civardaki birçok kenti de ele geçirdiler. İskender'in M.Ö 323'te ölmesi üzerine kent, önce Antigonos’un eline, Antigonos’un ölümünden sonra da Lysimakhos’un eline geçti. Lysimakhos'un Lidya'da Kurupedion Savaşı’nda yenilmesinden sonra ise Selevkosların eline geçti. Bu dönemde Helen Uygarlığı yeniden Anadolu'da yayıldı.



Galatlar
Hint-Avrupalı bir Kelt kavmi olan savaşçı Galatlar, Orta ve Batı Avrupa'nın Ren-Tuna havzasındaki yurtlarını terkederek M.Ö. 278-189 yılları arasında üç kabile olarak Anadolu'ya göçtüler. Yerleştikleri Frigya ve Kapadokya topraklarına Galatya dendi. Galatya günümüzdeki Ankara ve Kırıkkale illerinin tamamını kapsıyordu. Ankara, Galatların Tektosaglar boyuna M.Ö. 3. yüzyılda başkentlik etmiştir. Strabon, ünlü eseri Geographika’da, Ankara Kalesi'nin Tektosaglar Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, M.Ö. 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir. tarafından inşa edildiğini söyler.

Roma İmparatorluğu
Ankara, Roma İmparatorluğu'nun Galatia Prima eyaletinin başkentiydi. 2. yüzyılda, İmparator Hadrianus döneminde kent metropol oldu.

M.S. 3. yüzyıl ortalarında Roma İmparatorluğu'nda ortaya çıkan sosyal ve ekonomik çöküntüye paralel olarak kent, o günlere kadar koruduğu açık kent niteliğini yitirdi, İmparator Caracalla döneminde çevresi surlarla çevrildi. Roma İmparatorluğu'nun başkenti Bizantion'a (İstanbul) taşınınca, Ankara'dan geçen ve başkenti doğuya bağlayan yolların önemi daha da arttı.

4. yüzyılda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte Ankara önemli bir dinî merkez oldu. M.S. 395 yılında yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu RomaM.S. 10. yüzyıla kadar Ankara diğer Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. kentleri gibi para ekonomisinin geliştiği, örgütlü bir ekonomik yapısı olan önemli bir merkez özelliği kazandı. Bu dönemde kent planının temel öğeleri, kenti düşman saldırılarına karşı koruyan kalın surlar, pazar yeri işlevini gören agora ve kilisedir.
Ankara'da Doğu Roma hakimiyeti zaman zaman kesintilere uğradı. M.S. 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine kentin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara'yı kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar şehrin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdiler. Bu kesintilerden sonra her seferinde Bizanslılar şehri geri alarak otoriteyi temin ettiler.



Osmanlı İmparatorluğu


Ankara'nın 18. yüzyıldan kalma bir resmi. Bu anonim eser Hollanda'daki Rijksmuseum'dadır.

Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi, Malazgirt Savaşı'ndan sonra 1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara, önce Ahiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı. I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan kentte, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Savaşı yapıldı. Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Savaşı'nda kent ve çevresi büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II. Murat zamanında kent, yeniden onarılmıştır. 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca kent bir vilayet oldu. Ankara, Çorum, Yozgat, Kayzeri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti, varlığını 1922 yılında kadar sürdürdü.



Kurtuluş Savaşı ve Başkent Oluşu
Mustafa Kemal Atatürk, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, PadişahVI. Mehmet tarafından 30 Nisan 1919'da 9. Ordu Müfettişliğine atandı. 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun'a çıktı. Burada Havza ve Amasya Genelgesi'ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi'ni düzenleyen Mustafa Kemal, bu protokoller üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır. Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmiştir. Ankara'ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi'ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur. Meclis, 28 Ocak 1920'de oybirliği ile Misakımillî'yi kabul etmiştir. Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara'da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur. Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920'de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I. TBMM seçim kararı almış ve yerini II. TBMM'ye bırakmıştır. İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923'te Ankara'yı başkent ilan etmiştir.


II. Büyük Millet meclisi




  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:32   #2
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Ankara'nın Coğrafyası





Ankara, doğuda Kırıkkale ili'ne bağlı Balışeyh ve Yahşihan, kuzeydoğuda Ankara ili'ne bağlı Kalecik, kuzeyde Çankırı ili'ne bağlı Şabanözü, ve Ankara ili'ne bağlı Kızılcahamam, kuzeybatı ve batıda Ankara ili'ne bağlı Güdül ve Beypazarı, güneyde Ankara ili'ne bağlı Polatlı ve Haymana, güneydoğuda ise Ankara ili'ne bağlı Bala ile komşudur.
Sakarya Nehri'nin kollarından Ankara Çayı, kentin merkezinden geçmektedir. Bu çayın üzerinde, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılan Akköprü bulunmaktadır.





Ankara'nın İklimi
Genel olarak Karasal İklimin hüküm sürdüğü Ankara'da, kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise sıcak ve kuraktır. Yağışlar en çok ilkbahar mevsimindedir. Karın yerde kalma süresi ortalama 62 gündür. Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak aylar Temmuz (ortalama 23,4 °C) ve Ağustos (ortalama 23,9 °C), en soğuk aylar ise Ocak (ortalama 0,6 °C) ve Şubat (ortalama 1 °C) olarak belirlenmiştir.


Ankara'nın Nüfusu
Ankara, başkent olmadan önce birkaç bin kişilik bir nüfusa sahipti; ancak başkent olduktan sonra önce İstanbul ve İzmir'den sonra en kalabalık üçüncü kent oldu, ardından İzmir'i geçerek İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en kalabalık kenti oldu. Ankara bugün dünyanın en kalabalık 45. kentidir. Kent nüfusu bugün dört milyon civarında olmakla birlikte her geçen gün büyümektedir. Kent, ülkenin en çok göç alan kentlerindendir.

Kent nüfusunun %88'i kentlerde, geriye kalan %12'si köylerde yaşar. Ayrıca 11.608.868 kişilik İç. Anadolu nüfusunun yaklaşık üçte biri Ankara'da yaşar. İl nüfusunun %80'i merkezde yaşar.

Ankara'da yaşayan nüfusun bir buçuk milyondan fazlası nüfusa Ankara adına kayıtlı iken geri kalan nüfus diğer illerden göçenler ve yabancılardan oluşmaktadır. Diğer illerden gelen nüfus içinde en büyük oran Çorum'a aittir. Çorum'u sırası ile Yozgat, Çankırı, Kırşehir, Kırıkkale Sivas izler. İç Anadolu Bölgesi'nden olmayanlar içinde en yoğun nüfus ise Erzurum'a aittir. Bu ili Bolu ve Kars izler. Ankara'da en az nüfusa sahip iller ise, Hakkâri, Yalova, Kırklareli'dir.


Ankara'nın Ekonomisi


Ankara nüfusunun dörtte üçü hizmet sektöründe çalışmaktadır ve bu sektör ilin gayrisafi hasılasında en büyük paya sahiptir. Bu sektörün bu kadar gelişmesinin nedeni, göçle gelen nüfusa isthidam sağlayacak kadar büyük sanayinin bulunmamasıdır. Ankara il genelinde toprakların %60'ı tarım alanı olarak kullanılmaktadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.

Kent, Türkiye gayrisafi millî hasıla'sının %9'una sahiptir. Ülkenin toplam vergi gelirlerinin %12'si, bütçe gelirlerinin %12.3'ü kentten toplanır; buna karşılık ilin ülke bütçesinden aldığı pay %6.4'tür. 2006 yılında Ankara'nın bütçe gelirlerine 16,5 milyar TL, bütçe gelirlerine katkısı 21,1 milyar TL olup, bütçeden aldığı pay 11,3 milyar TL'dir.
2006 yılında toplam 1.355.000 kişinin istihdam edildiği Ankara'daki işsiz sayısı, 185 bin kişidir ki bu oran olarak %12,1'e denk gelmektedir.

Pricewaterhouse Coopers’ın “Dünyada En Büyük Şehir Ekonomileri Hangileri ve Bu 2020 Yılında Nasıl Değişecek” raporuna göre dünyanın en büyük 100 kenti arasında 2005 yılında 94. olan kent, 2008'de 80. sıraya yerleşmiştir. İlin 2020 yılında dünya kentleri sıralamasında 115 milyar $ gelirle 74. sıraya yerleşmesi planlanmaktadır.

Kent, 2008 yılı Türkiye ihracatında 4.617.354 $'lık dışsatımla, İstanbul, Bursa, Kocaeli ve İzmir'den sonra beşinci, 19.062.872 $'lık dışalımla İstanbul ve İzmir'den sonra üçüncü olmuştur.

Ankara'da Ulaşım

Kent içi ulaşımda son zamanlarda en yoğun taşımacılık metro ile yapılmaktadır. EGO Genel Müdürlüğü tarafından işletilen Ankara metrosu günde yaklaşık 150.000 yolcu taşımaktadır. Metro ağında halihazırda Metro ve Ankaray adı altında iki ayrı taşıma sistemi çalışmaktadır. Ankaray Metroya göre daha hafif bir raylı sistemdir.

Günlük ulaşımda belediye tarafından işletilen otobüsler ile özel olarak işletilen dolmuşlar da kullanılmaktadır. Belediyeye ait araçlarda manyetik kontörlü kartlar kullanılmaktadır. Özel araçlarda ise nakit kullanılmaktadır.



Kentin kuzeyinde yer alan Esenboğa Uluslararası Havalimanı kente havayolu ile giriş çıkışı sağlayan en önemli noktadır. 2006 yılında tamamen yenilenip kapasitesi ve işlevi çağdaşlaştırılmıştır. Havalimanını kentmerkezine bağlayan yol da tamamen yenilenmiş ve yeni geçitler devreye sokulmuştur. Havayolu ile kente ulaşmanın bir başka yolu da ordunun hizmetindeki Etimesgut Askeri Havalimanıdır. Bu havalimanı sivil uçuşlar için kullanılmasa da gerektiğinde alternatif olarak kullanılabilmektedir.

Kente giriş çıkışlarda diğer önemli yer Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi yani kısaca AŞTİ'dir. Avrupanın en büyük otobüs terminalleri arasında yer alan tesislerde restoranlar, emanetçiler, büfeler ve firmalar için servis istasyonları da bulunur. Tesislerin Ankaray bağlantısı olduğu gibi taksi servisi de vardır.


TCDD Ankara Garı


Tren yolu ile giriş çıkışta en önemli yer TCDD Ankara Garı'dır. Burası aynı zamanda ülkenin doğusu ile batısının ayrıldığı noktadır. Halihazırda ülkenin dört bir yanına ve banliyölere buradan tren seferleri düzenlenmektedir. Eskişehir üzerinden kenti İstanbul'a bağlayacak olan hızlı tren projesi'nin Ankara - Eskişehir kesimi 2009'da hizmete açıldı.

Kentin büyük merkezlere uzaklığı (km) şöyledir: İstanbul 454, Antalya 544, Bursa 380, Diyarbakır 981, Eskişehir 232, Gaziantep 682, İzmir 582, Konya 258, Samsun 417, Trabzon 763, Erzurum 880 km.


Sağlık

Ankara'da 33 tane Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan, 8 üniversitelere bağlı, 2 askeri, 3 resmi, 20 özel, 1 belediye hastanesi olmak üzere toplam 67 hastane ve 1 ağız ve diş sağlığı merkezi bulunmaktadır.

Şenlikler

Kentte geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır. Ankara'daki sinema alanındaki önemli organizasyonlardan biri Ankara Uluslararası Film Festivali'dir. 1998 yılından beri düzenlenen festival, belgesel, uzun film ve kısa film yarışmaları barındırır. Yaklaşık 17 dalda ödül dağıtılır.

Tiyatro alanındaki önemli bir şenlik, Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf tarafından 1996 yılından beri gerçekleştirilen Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'dir.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Binası



Bunların dışında Ankara'da 1983'ten beri Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve 1996'dan beri de Ankara Caz Festivali gerçekleştirilir.


Eğitim

Eğitim ve öğretim açısından Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olan Ankara'da 150'den fazla ilk ve orta dereceli okul ile halk eğitim merkezi vardır. Ayrıca on üniversite ve bir harp okulu hizmet vermektedir. Bu üniversiteler il genelinden öğrencilere eğitim verdiği gibi, il dışından ve öğrenci değişim programları ile yurtdışından gelen öğrencilere de eğitim vermektedir.

Üniversiteler

Ankara'da bulunan üniversitelerin bir bölümü Türkiye'nin bir bölümü, Avrupa'nın ve dünyanın en önemli üniversiteleri arasında gösterilir. Ayrıca Ankara'nın orta yaş ve üzeri nüfusunun 442.315'i en az bir üniversiteden mezun, 44.598'i yüksek lisans mezunu, 16.239'u ise doktora mezunudur.

Ankara'da eğitim veren üniversiteler şunlardır:

Devlet Üniversiteleri:
  • Ankara Üniversitesi
  • Gazi Üniversitesi
  • Hacettepe Üniversitesi
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Özel Üniversiteler:
  • Atılım Üniversitesi
  • Başkent Üniversitesi
  • Bilkent Üniversitesi
  • Çankaya Üniversitesi
  • TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
  • Ufuk Üniversitesi
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin karacı muvazzaf subay ihtiyacını karşılayan ve 1834'te Mekteb-i Harbiye adıyla İstanbul'da kurulan Kara Harp Okulu, 1936'da Ankara'ya taşınmıştır. 1991 yılından beri, 4 yıllık askeri eğitimin yanı sıra, lisans düzeyinde sistem mühendisliği eğitimi vermektedir.



Spor

Futbol

Kentte en çok rağbet gören spor futboldur. Kentin Turkcell Süper Lig'de 2010 itibari ile iki spor takımı vardır. Bunlar: Ankaraspor, Gençlerbirliği'dir. Kentteki diğer tüm takımlardan MKE Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Hacettepespor, 19.209 kişilik Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nu, Ankaraspor 19.626 kişilik Yenikent ASAŞ Stadyumu'nu kullanmaktadır.

Basketbol

Kent, İstanbul'da düzenlenen 1959 Avrupa Basketbol Şampiyonası'ndan sonra Türkiye'de düzenlenen ikinci Avrupa Basketbol Şampiyonası'na 2001 yılında ev sahipliği yapmıştır. Bu şampiyonada Türkiye Millî Basketbol Takımı, Yugoslavya'nın ardından ikinci olmuştur. Ankara, 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'na ev sahibi olan dört şehirden biridir. Kentin basketbol takımları, Beko Basketbol Ligi'nde TED Ankara Kolejliler ve Türk Telekom Basketbol Takımı, Türkiye Bayanlar Basketbol Ligi'nde Çankaya Üniversitesi Spor Klübü'dür. Bu takımlardan Türk Telekom Basketbol Takımı, üç kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, iki Kez Türkiye Kupasını kazanmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:34   #3
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Ankara'daki Müzeler


Ankara şehir merkezi sınırları içerisinde çeşitli kurumlarca işletilen 42 müze bulunmaktadır. Bunların en önemlileri şunlardır:


Anıtkabir


Mustafa Kemal Atatürk'ün kabrinin de bulunduğu müzedir. Müze dört bölümden oluşur: Birinci bölümde Atatürk'ün özel eşyaları; ikinci bölümde Çanakkale Savaşı panoraması; üçüncü bölümde Sakarya Meydan Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi panoraması; dördüncü bölümde Atatürk devrimlerinin fotoğraf ve açıklamalarla tanıtıldığı, rölyeflerle zenginleştirilmiş tonozlu koridor bulunmaktadır.



Anadolu Medeniyetleri Müzesi



Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi'nin dış duvarının güneydoğusundaki iki Osmanlı yapısında yer alır. Bu yapılardan biri Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri Kurşunlu Han'dır. Anadolu'nun arkeolojik eserlerini sergileyen ve dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan bir müzedir.

Müzede yer alan eserlerden bazı örnekler:

Etnografya Müzesi




Önceleri Arkeoloji müzesi yapılması düşünülen yapıya sonraları Resim ve Heykel Müzesi kurulması kararlaştırılmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün mezarı Anıtkabir yapılana kadar burada saklanmıştır.

Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi



Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ankara'nın Ulus semtinde bulunan müze. Mustafa Kemal Atatürk'ün direktifleri üzerine Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından projelendirilen ve 1927 yılında inşa edilmiştir. 1950 yılına kadar Ankara Halkevi olarak hizmet veren bina 1980 yılında müzeye çevrilmiştir. Müze 1985 yılında Hacı Ömer Sabancı Vakfı tarafından restore edilmiştir.

Müzede Türk sanatçılara ait Cumhuriyet öncesinden günümüze kadar tarihlenen resim, heykel, seramik, baskı ve Türk süsleme sanatı eserleri sergilenir. Şeker Ahmet Paşa, Zekai Paşa, Halil Paşa Hoca Ali Paşa gibi ressamların resimleri ilk bölümde, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail gibi sanatçıların eserleri ise Cumhuriyet Dönemi ürünlerinin sergilendiği ikinci bölümde yer alır


Kurtuluş Savaşı Müzesi



Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına, 1915 yılında başlanmıştır. İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordunun askeri mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir.

Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı (Andezit) kullanılmış olmasıdır.

Meclisin, 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olan bina, milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır.

23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini sürdürmüş, 1952 yılında Maarif Vekaletine devredilmiş, 1957 yılında ise müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanmıştır. Bina 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.

Atatürk'ün doğumunun 100. yılını kutlama programı çerçevesinde, 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmaları sonucu 1981 yılında"Kurtuluş Savaşı Müzesi" adıyla yeniden ziyarete açılmıştır.


Cumhuriyet Müzesi



II. TBMM Binası, 1924-1960 yılları arasında TBMM 1923 yılında mimar Vedat Tek (1873-1942) tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bina. Mahfili (toplantı yeri) olarak tasarlanan ve inşa edilen bu bina işlevi değiştirilerek meclis olarak kullanılmıştır. Bodrum üzerine iki katlı olan bu yapının iç bölümleri, iki kat boyunca yükselen ortadaki meclis salonunun üç kenarına dizilmişlerdir. Girişten sonra enine uzanan, iki ucunda merdivenlerin yer aldığı geniş geçit, Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı bir tavanla örtülmüştür. Benzer biçimde ele alınmış yerlerden birisi de büyük salondur. Yer yer localarla değerlendirilen bu salonun özellikle yıldız motiflerini içeren ahşap tavanı, sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında kemerler, saçaklar, yer yer çinilerin yer aldığı bölümler ile bu dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır.

I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının yetersiz olması ve gelişen Cumhuriyet Türkiye'si meclisinin ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeni ile bina bir takım değişiklikler geçirmiş, sonra da II. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 18 Ekim1924 tarihinde hizmete açılmıştır.

II. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1924-1960 yılları arasında Atatürk ilke ve inkılâplarının gerçekleştirildiği; Cumhuriyetimizin gelişmesi için çok önemli çağdaş kararların alındığı; çağdaş yasaların çıkarıldığı uluslararası alanda Türkiye'nin etkinliğini ve saygınlığını artıran antlaşmaların yapıldığı; çok partili sisteme geçişin sağlandığı önemli bir yapıdır. Türk siyasi tarihinde önemli yeri olan II. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası işlevini 27 Mayıs 1960 tarihine kadar 36 yıllık bir dönem boyunca sürdürmüştür.

1961 yılında meclisin yeni yapılan modern binasına taşınması üzerine bu bina Merkezi Antlaşma Teşkilatı'na (CENTO) tahsis edilmiştir. 1961-1979 yılları arasında CENTO Genel Merkezi olarak kullanılan bu bina CENTO'nun kaldırılması ile aynı yıl Kültür Bakanlığı'na devredilmiştir. Bu binanın ön kısmının Cumhuriyet Müzesi olarak düzenlenmesi, arka kısmının ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün hizmet binası olarak kullanılması kararlaştırılmıştır. Müze kısmı onarım ve restorasyonlardan sonra düzenlenerek 30 Ekim 1981-1985 yılına kadar hizmet vermiştir. Aynı yıl ziyarete kapatılarak, teşhir çalışmaları başlamıştır. Çalışmalar 1991 yılına kadar devam etmiş, Ocak 1992 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.

Ağustos 2001 tarihinde tekrar ziyarete kapatılan müze, restorasyon ve teşhir - tanzim çalışmalarından sonra 29 Ekim 2008 tarihinde Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Bu düzeniyle müzede ilk üç Cumhurbaşkanı dönemini yansıtan olaylar, kendi sözleri, fotoğrafları, bazı özel eşyaları ile o dönemde mecliste alınan kararlar ve kanunlar sergilenmektedir.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:35   #4
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi




20 Nisan 1990'de açılan Türkiye'nin ilk oyuncak müzesidir. Halen Ankara Üniversitesi bünyesinde ve Kültür Bakanlığı denetiminde hizmet vermeyi sürdürmektedir.

Müzede yer alan en eski özgün oyuncaklar yabancı oyuncaklar bölümünde sergilenen ve 1890 yılından kalan oyuncaklardır. Bununla birlikte Türkiye'nin dört bir yanında yer alan arkeoloji müzelerinde sergilenen kimi antik oyuncakların kopyaları da oyuncak müzesinde görülebilir. Türkiye'den oyuncaklar arasında en eskileri 1933 yılından kalan teneke oyuncaklardır. Oyuncaklar eski olmasına rağmen,hâlâ yepyeni görünmektedir. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Cemal Gürsel Caddesi, Cebeci/Ankara adresinde Çarşamba ve Cuma günleri çalışma saatlerinde ziyaret edilebilir



Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi


Ankara'nın ilk sanayi müzesidir. Ankara Kalesi'nin ana giriş kapısının karşısında, eskiden At Pazarı olarak bilinen mevkide yer alan Çengel Han adlı tarihi kervansarayda yer alır.
Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Çengelhan, Mihrimah Sultan'ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522'de yaptırılmış, çeşitli dönemlerde tiftik deposu ve tabakhane olarak kullanılmış, 20.yy'ın sonlarında terk edilmiştir. Çengelhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiralanarak restore edilmiş ve 2005 yılından itibaren sanayi müzesi olarak hizmet vermeye başlamıştır.


Müzede sergilenenler arasında Minneapolis Moline Türk tarafından üretilen UTSD traktör modeli.

Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, karayou taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmıştır. Çengelhan'ın avlusunda Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almaktadır. Müze, İstanbul'da, Haliç'teki Lengerhane binasında 1994'ten itibaren hizmet veren Rahmi M. Koç Müzesi'nden sonra Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından açılan ikinci sanayi müzesidir.



Mehmet Akif Ersoy Müze Evi


Mehmet Akif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara evdir. Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünün sınırları içinde yer alır.
Vaktiyle Taceddin Dergahı olan bu yapı, Taceddin Şeyhi tarafından savaş yıllarında Mehmet Akif'e tahsis edilmişti. Yapı 1949'da şehir meclisi kararı ile müze-eve dönüştürüldü ancak uzun yıllar harap durumda kaldı. 1982 yılında yeniden onarıldı ve 1984'te ziyarete açıldı.

Müze-ev'de Mehmet Akif Ersoy’a ait cep saati, gözlük, tesbihi, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı müzede teşhir edilen eserlerdendir. Evin karşısında 2003 yılında yapılmış olan Mehmet Akif’in büstü ile İstiklâl Marşı’nın ilk iki kıtasının yazılı olduğu bir kitabe yer almaktadır.

Taceddin Dergahı, ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman tarafından Hacı Bayram-ı Veli’nin kurduğu Bayramiye tarikatkının bir kolu olan Celvetiler için yaptırılmıştır. Adını, bahçesinde kabri bulunan Tacaeddin Sultan'dan alır. 1826'da tamir edilmiş ve Sultan Abdülmecit tarafından ilaveler yapılarak türbe, dergah evi, çeşme, hazire ve camiden oluşan bir külliye haline gelmiştir. Dergahın bulunduğu sokak sonradan Mehmet Akif Sokağı adını almıştır.

Mehmet Akif Ersoy, İstanbul'un işgalinden sonra aldığı davet üzerine milli mücadeleye katılmak üzere Ankara'ya gelmişti. Kendisine büyük hayranlık duyan Taceddin-i Veli Camisi imamı Tevfik Hoca (Tevfik Çiftdoğan) kendisini karşılamış; şehirde kiralık ev bulmanın çok zor olduğu o dönemde külliyede yer alan bu yapıyı kendisine tahsis etmişti.

Şair, 1. TBMM Burdur milletvekili olduğu yıllarda günlerini bu mütevazı evde geçirdi; dostlarıyla milli mücadele meselelerini tartıştı. Mehmet Akif, bir ulusal marş yazılması için açılan yarışmaya para ödüllü olduğu için başlangıçta katılmamıştı. Yarışmaya katılan şiirlerin hiç birisi uygun nitelikte bulunmayınca dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine İstiklâl Marşı'nı bu evde yazmaya başladı. Gece gelen ilhamı kaçırmamak için bazı dörtlükleri mum ışığında dergahın duvarlarına kazdığı anlatılır. Şair, meşhur Bülbül şiirini de bu evde yazmıştır. 2009 yılında bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vasiyeti gereği, bakanlar kurulu kararıyla dergahın bahçesine gömülmüştür.



Pembe Köşk


Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1925’ten 1973’te ölümüne kadar 48 yıl yaşadığı, halen müze olarak varlığını sürdüren yapıdır. Cumhuriyet Tarihinin en önemli mekanlarından biridir. Pembe Köşk'ün ilk sahibi eski Ankara eşrafından Uzunoğullarının oğlu Mehmet Uzunoğlu'dur. Mehmet Uzunoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın ardından Ankara'ya gelen Atatürk'ün köşkü çok beğenmesi üzerine Pembe Köşkü, Çankaya'daki bağlarıyla birlikte Atatürk'e hediye etmiş, kısa bir süre sonra da vefat etmiştir.

Ankara’nın en eski evlerinden olan Pembe Köşk, Atatürk’ün başkanlık ettiği toplantılara, 22 Şubat 1927’de gerçekleşen Ankara’nın ilk balosuna, şehirdeki ilk konserlere, ilk sergilere, bilimsel toplantılara, satranç, bilardo, ata binme yarışlarına ev sahipliği yapmıştır. Bahçesinde Ankara'nın havasına uygun çiçek ve ağaç yetiştirme denemeleri yapılmıştır.

İnönü Vakfı tarafından Müze-Ev olarak düzenlenen Pembe Köşk, her yıl milli bayramlarda ziyarete açılmaktadır. Pembe Köşk’te İnönü ailesine ait eşya, madalyalar, Atatürk ile yemek yedikleri oda, İsmet İnönü’nün Atatürk ile bilardo oynadığı masa, İsmet İnönü’nün sahra dürbünü, satranç masası, silahlar, üniformalar sergilenmektedir. Köşkün üst yanındaki ağaçlık alanda İsmet İnönü ve eşi Mevhibe İnönü’nün birlikte bir heykelleri, köşkün karşısındaki parkta ise heykeltraş Mine Sunar tarafından yapılan 4,5 metre boyunda, 3 ton ağırlığında bir İnönü heykeli yer alır.


Ankara Türk Hava Kurumu Müzesi



Ankara'da tarihi Paraşüt Kulesi'nin yanında havacılık tarihine, Türk Hava Kurumu'nun çalışmalarına ilişkin belge, fotoğraf ve maketlerin sergilendiği 19 Mayıs 2002'de ziyarete açılmış müzedir.
Hipodrom Caddesi No:2 adresinde yer alan müzeye giriş ücretsizdir. İçinde ücretsiz paraşüt atlayışlarının yapıldığı Paraşüt Kulesi yer alır.

Feza Gürsey Bilim Merkezi (FGBM)


Ankara'da Altınpark bünyesinde faaliyet gösteren, öğrencilerin eğlenceli bir ortamda bilimin temel prensiplerini öğrenmesi için kurulmuş bir tesistir. Türkiye'nin üç bilim merkezinden birisidir (Diğerleri, Şişli Belediyesi Bilim Merkezi, İTÜ Bilim Merkezi).


FGBM Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Nisan 1993 tarihinde kurulmuştur. İçinde 48 parça deney ve sergi birimi bulunur. Ankara'da bir bilim merkezi kurma fikri, resmi bir ziyaret nedeni ile Kanada'da bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin Toronto'daki dünyanın en büyük bilim merkezlerinden birisi olan Ontorio Science Centre (OSC) ziyareti üzerine doğmuştur. OSC ile yapılan anlaşma sonucu anahtar teslim şeklinde bilim merkezi yapılmıştır. Deney ve sergi birimlerinin seçimini ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir komisyon yapmıştır. Bu seçimde, Türkiye'deki ders programı gözönünde tutulmuştur.

FGBM, adını ünlü Türk fizikçi Feza Gürsey'den alınır. Başlangıçta adının Ankara Bilim Merkezi olması düşünülen merkeze, 13 Nisan 1992'de Gürsey'in hayatını kaybetmesi üzerine bu isim verilmiştir. FGBM'nin işletmesini Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait ANFA Ankara Altınpark İşletmeleri Limited Şirketi yapmaktadır.

Ocak 1995’te Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından FGBM'de bulunan deney ve sergi birimleri incelenmiş, ilköğretim ve lise öğrencileri için tavsiye edilmiştir.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:36   #5
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Hacettepe Sanat Müzesi




Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsünün sınırları içinde yer alır. Resim, heykel, fotoğraf, grafik sanatları, video gibi hareketli görsel sanatlara ait eserleri sergilenmektedir.



ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi






ODTÜ yerleşkesinde yer alır. İçinde özellikle eski arabalar ve radyolar dikkat çekmektedir.Gruplar halinde gidildiğinde özel olarak rehberlik yapılmaktadır.



Çankaya Müze Köşk



Cumhurbaşkanlığı Köşkü Bahçesinde yer alır. Köşk tüm eşyalarıyla korunarak günümüze gelmiştir.




Atatürk Eğitim Müzesi


Beşevlerde yer alır. 1981 yılında hizmete açılan müzede Türk Eğitim Tarihi ile ilgili belge, eşya, kitap teşhir salonları, kütüphane ve Başöğretmen Atatürk arşivi bulunmaktadır.




A.O.Ç. Atatürk Evi Müzesi


Çiftliğin içerisinde yer alır. Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin bir benzeri olarak inşa edilmiş ev 1981 yılından beri müzedir.



Eğitim Derneği Müzesi


Dikmen’dedir. 1995 tarihinde eğitimle ilgili ürünlerin, belgelerin derlenmesi amacıyla kurulmuştur.





Ülker Zaim Müzesi
Özel Atılım Lisesi , İncek kampüsü içerisindedir. Osmanlı Dönemine ait giysi ve takılar ev eşyaları ve arkeolojik eserler sergilenmektedir.



Ziraat Bankası Müzesi


T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası Şeref Salonu, Ulus’dadır. Tarihi ve resmi banka evrakları ile eşyaları sergilenmektedir.Türkiyê'nin ilk bankacılık müzesidir.




75.Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi

1998 yılında Sıhhiye’de açılmıştır. Eğitimle ilgili araç gereç , yayınlar ve fotoğraflar sergilenmektedir.



__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:37   #6
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Şerife Uludağlı Kız Olgunlaşma Enstitüsü 100.Yıl Müzesi


Sıhhiye’deki müzede cam, bakır, ahşap, gümüş eşyalar, giysiler, peşkir ve yağlıklar, keseler, oyalar, kumaş ve çorap örnekleri, takılar vb. eski el sanatı eserler sergilenmektedir.





TCDD Açıkhava Buharlı Lokomotif Müzesi

Ankara Garı içinde Celal Bayar Bulvarı üzerindeki müzede TCDD'nin kullanmış olduğu buharlı lokomotifler sergilenmektedir.
Atatürk'ün 1935 ile 1938 yıllarında yurt gezisinde kullandığı özel vagon da buradadır.




TCDD Demiryolları Müzesi ve Sanat Galerisi


Garın içerisindedir. 1924 yılında yapılan bina 1990 yılından sonra sanat galerisi ve demiryolları müzesi olarak hizmete açılmıştır.Müzenin alt katında demiryollarına ait belgeler ve eşyalar sergilenmektedir.



Milli Mücadelede Atatürk Konutu ve Demiryolları Müzesi



Garın içerisindedir. Eski adı Direksiyon binasıdır. Anadolu Bağdat demiryolunun yapımı sırasında 1890 yılında Almanlar tarafından yapılmıştır.24 Aralık 1964 yılında Atatürk'ün anısına müze olarak ziyarete açılmıştır.Binanın alt katı da demiryolları müzesi olarak ziyarete açıktır.



Telekomünikasyon Müzesi



Aydınlıkevler’deki Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü binasındadır. Uydu ve radyolink kuleleri, mors cihazları, teleks ve telefon makineleri ve diğer iletişim araçları görülebilir.




TRT Müzesi


1981 yılında eski radyo malzemelerinin toplanarak sergilendiği TRT Radyo Müzesi olarak 1994 yılında Ankara Oran'da yeni yerinde açılmıştır.




Hava Müzesi



Hava Lojistik Komutanlığındadır. Uçaklar, maketler, uçuş ekipmanları, fotoğraflar, pilot giysileri sergilenmektedir.





Şefik Bursalı Müze Evi
Ressam'ın 1903 ile 1930 yılları arasında yaşadığı Çankaya'daki evi müze olarak düzenlenmiştir.


TCMB Para Müzesi

Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde tedavülde bulunan madeni paralar, banknotlar, baskı klişeleri, tarihî hisse senetleri ve tahviller sergilenmektedir.

__________________
  Alıntı ile Cevapla
16 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.07.2010, 14:38   #7
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

MTA Tabiat Tarihi Müzesi
1968 yılında MTA tarafından kurulmuştur. 1935 yılından itibaren jeolojik çalışmalar sırasında bulunan mineraller, taş örnekleri, fosiller sergilenmektedir.


Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi

Çocuk Esirgeme Kurumuna ait tarihsel döküman ve malzemeler sergilenmektedir.



Ankara Barosu Hukuk Müzesi

2006 yılında açılmıştır. Müzede Türkiye'deki ilk avukat cübbesi de bulunmaktadır.


Haritacılık Müzesi

Cebeci’de bulunmaktadır. 1971 yılında açılmıştır.Harita Genel Komutanlığına bağlıdır. Atlas ve haritalar, haritacılıkla ilgili eski alet ve malzemeler sergilenmektedir.



Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müzesi

Ankara Etnografya Müzesindeki Hatay devletine ait mühürler buraya verilmiştir. Kurtuluş Savaşı ve İnkılaplarla ilgili eşyalar bulunmaktadır. Müzede, Atatürk'ün Sivas Kongresi günlerinde kullandığı masa ve koltuk, Atatürk'ün hayatına ait fotoğraflar, inkılâplarla ilgili resimler, belgeler vardır.

Atatürk ve Meclis Müzesi

TBMM yerleşkesinde Parlâmentonun doğu yönünün birici katındaki bir salondadır. 1920 ve 30'lardan kalma, Meclis, İnkılaplar ve Atatürk ile ilgili çeşitli belge ve fotoğraflar teşhir edilmektedir.

Devlet Mezarlığı Müzesi
Müzede Defnedilen Cumhurbaşkanları ve Kurtuluş Savaşı Komutanlarına ait eşyalar, resimler ve dergiler sergilenir.

Jandarma Müzesi
Jandarma'nın tarihini ve bugününü her yönüyle tanıtmak ve korumak amacıyla kurulmuştur.



Ekmek Müzesi

Ekmeğin Anadolu uygarlıkları döneminden günümüzde kadar geçirdiği üretim aşamaları sergilenmektedir.


Ankara Vakıf Eserleri Müzesi
Ulus’tadır. Türkiye'nin bütün yörelerinden toplanmış, vakiflara ait yüzlerce değerli antika ve etnoğrafik eşya sergileniyor.



Kültür ve Tarih Müzesi
Beypazarı’ndadır. Müze'de Beypazarı ve yöresinin kültür ve tarihini yansıtan eserlerle, Bizans, Roma ve Osmanlı zamanından kalan çeşitli tarihi eserler sergilenmektedir.



Yaşayan Müze
Beypazarı’ndadır. Ziyaretçiler atölyelerde çalışarak Beypazarı kültürünü öğrenmektedirler.



Meteoroloji Müzesi
Keçiörendedir. Binada meteorolojik aletler sergilenmektedir.

Alagöz Karargâh Müzesi
Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyündeki Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evidir. Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir. Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır.

Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır. 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1967 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü'ne devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir.

10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır.

Bina iki katlıdır ve, Giysi Odası, Kitaplık ve Hatıra Eşya Odası, Zabitan Yemek Odası, Mutfak, Muhabere Odası, Başkumandanlık Odası, Kurmay Heyeti Odası, Dinlenme Odası, Yaveler Odası, Atatürk'ün Yatak Odası, Atatürk'ün Yemek Odası ve Hizmet Eri Odası olmak üzere 12 odadan oluşmaktadır.


Gordion Müzesi

Ankara'nın Polatlı ilçesindedir. Gordion Yassıhöyük köyü'ndedir. Gordion'da Kral Midas'ın tümülüsü vardır. Ama Kral Midas'ın kemikleri alınarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürülmüştür.

1963 yılında Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Yassıhöyük olarak tanınan 500 nüfusa sahip küçük bir köyün yanında kuruldu. Bugün Gordion Müzesi'nde kronolojik bir sergileme sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmektedir. Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer almaktadır. Bu eserler içinde Erken Demir Çağına ait el yapımı çanak-çömlekler, Erken Frig Çağına ait Demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir. Yeni sergi solonunda Panoramik vitrin içinde M.Ö. 700 yıllarına tarihlenen tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir. Yeni salonun geri kalan kısmında M.Ö. 6 - M.S. 4. yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Hellenistik Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ise ziyaretçiler Gordion'da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkânı bulmaktadırlar.

Son yıllarda Gordion Müzesi'nin ziyaretçi sayısındaki büyük artış, burada yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirmiştir. Bu çalışmalar içinde 180 m²'lik yeni depo binası, 150 m²'lik ek teşhir salonu, 30 m²'lik laboratuvar ve 35 m²'lik görüntü ile bilgilendirme salonu, 5000 m²'lik yeni açık hava teşhir alanı yapıların belli başlıları arasında sayılabilir.

Yeni kazılan alan Friglerin mobilya yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk fidanları ile ağaçlandırılmıştır. Bu yeni alana nakledilen Roma mozaiği ve Galat Mezarı yapılan işlerin bir bölümü olarak sayılabilir.



Topçu ve Füze Okulu Müzesi

Polatlı’dadır. Değişik cins ve çapta toplar, kıyafetler, harp araç ve gereçleri sergilenmektedir.


Malıköy Tren İstasyonu Müzesi
Sakarya Meydan Savaşı'nın ulaştırma merkezi ve lojistik üssüdür.


Atatürk Müze ve Kültür Evi


Bala’dadır. Atatürk'ün Ankara'ya gelirken 26 aralık 1919 günü misafir olduğu ve geceyi geçirdiği, o dönemde Muhtar olan Veli çavuş'un evidir.

  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:40   #8
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Devlet mezarlığı



Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ile Kurtuluş Savaşı sırasında en az tümen komutanlığı yapmış ve 1988 yılında Genelkurmay Başkanı'nın politik kriterlerine uyan (örnek: Sakallı Nurettin Paşa politik kriterlere uygun bulunmamıştır) 61 komutanının mezarlarının yer aldığı 1988 yılında hizmete açılmış "anıt-park" niteliğindeki mezarlıktır. Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği arazisi içinde yer alır. 536.000 metrekarelik alanda yer alan ve 356.000 metrekaresi yeşil alan olan park, halka açıktır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yönetilir.



Devlet Mezarlığı yaptırılması için 6 Kasım 1981 Tarihli ve 2549 Sayılı Kanun, 11 Kasım 1981'de Resmî Gazete'de yayımlandı. Mezarlık için Milli Savunma Bakanlığı’nın 1982 yılında açtığı yarışma sonucu 42 proje arasından seçilen Y.Müh.Mimar Özgür Ecevit ile, Y.Ziraat Müh. Ekrem Gürenli’nin projesi uygulanmıştır. Bu projede İslam kültürüne uygun olarak gösterişli mezarlardan kaçınılmış, işlevsel olmayan anıtsal formlar kullanılmamış ve hüzünlü bir hava oluşmamasına dikkat edilmiştir. 30 Ağustos1988 günü devlet töreni ile hizmete açılmıştır.
Park içinde, 19 Mayıs 1919’dan Cumhuriyetin kurulduğu güne kadar olan tarih döneminde ülke tarihi açısından önemli olaylar heykel ve simgelerle canlandırılmıştır. "Cumhuriyet Tarih Yolu" olarak adlandırılan bu alan, Türkiye’deki ilk büyük kapsamlı heykel düzenlemesidir. Bu düzenleme için 600ton Marmara mermeri kullanılmıştır. Mezarlık alanındaki heykeller, Prof.Dr.Rahmi Aksungur tarafından yapılmıştır. Heykel düzelenmesinin uygulanmasında ayrıca şu heykel sanatçılarının emeği geçmiştir: Ayla Aksungur, Ömer Yavuz, Elvide Akdağ, Ulaş Korkmaz, Mustafa Yılmaz, Deniz Erol, Ferit Yazıcı.

Cumhuriyet Tarih Yolu’ndaki ilk heykel, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ifade eden bir kayadır. Kayanın gölgesi, haritadaki Samsun limanının siluetini ortaya çıkarır. Kayadaki bir delik, gölgenin içinde bir ışık belirmesine neden olur. Özelikle 11:00-14:00 saatleri arasında bu ışık, Atatürk’ün profili olarak belirir. Böylece Atatürk’ün Samsun’a çıkışı toprağa düşen nur olarak canlandırılmıştır.



19 Mayıs bölümünden sonra "Kongreler Bölümü" yer alır. Bu bölümdeki iki basamak, Kongreler sonucu Meclis’in kurulmasını simgeler. Kongreler bölümünden sonraki "Savaşlar Bölümü"'nde 5 sütun yer alır. Sütunların üzerinde Nutuk’tan sözler vardır. Bölümün sonundaki heykel, Lozan Anlaşması’nı simgeler; sağda ve soldaki rölyeflerin her biri ise bir savaşı anlatmaktadır. En son heykel bölümünde "Cumhuriyet" tek bir soyut heykel ile sembolleştirilmiştir.

Devlet Mezarlığı’nda yer alan müzede defnedilen Cumhurbaşkanları ve Kurtuluş Savaşı Komutanlarına ait eşyalar, resimler ve dergiler sergilenir.

1931 yılında Atatürk tarafından yaptırılan "Karadeniz Havuzu" adlı havuz, devlet mezarlığı inşaatı sırasında restore edilmiştir. Çevresi, dinlenme havuzu olarak kullanılmaktadır.

Mezarlık alanı sınırlarındaki tören alanı üzerinde "otağ çadırı" formunda tasarlanmış bir yapı bulunur. "Simge" olarak adlandırılan sekizgen planlı bu yapı, tören alanını güneş ve yağmurdan korur. Simgenin altındaki "Anısal Duvar", mezarlıkta yatanların adlarından oluşmuş, bitmemiş bir duvar görünümündedir. Her yeni Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı için yeni bir taş konularak örülmesine devam edilmektedir. Böylece Cumhuriyet'in sürekliliği ifade edilir.

Mezar alanlarına giden tören yolunun iki yanında İstiklal Savaşı’nı simgeleyen iki heykel grubu, Cumhurbaşkanları mezar alanı içinde cumhuriyetin gelişimini simgeleyen heykel ve 25 metre uzunluğundaki bayrak direği bulunur.




Devlet Mezarlığında 61 Kurtuluş Savaşı Komutanı ve 60 Cumhurbaşkanı mezarı hazırlanmıştır. 2006 Yılında Yapılan Kanun değişikliği ile artık Başbakanlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanları da buraya defnedilebilecektir.

Mezarlığa 3 Cumhurbaşkanı defnedilmiştir: Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk. Eski başbakanlardan Bülent Ecevit de ölümünden sonra buraya defnedilmiştir.

Mezarlığa defnedilecek Kurtuluş Savaşı Komutanları 1988 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenmiştir.



Devlet Mezarlığında mezarı bulunan komutanlar şunlardır:

Not: Parantez içindeki rütbeler Genelkurmay'ın çevirilerine dayanmaktadır.
  • Fevzi Çakmak, Müşir (Mareşal) 1922 (İstanbul'daki Eyüp Sultan Mezarlığında Hüseyin Şeyh türbesine defnedilmiş ve ailesinin isteğiyle Devlet Mezarlığı'na nakledilmemiştir.)
  • Ali Fuat Cebesoy, Birinci Ferik (Orgeneral) 1926 (Geyve'de Alifuatpaşa köyündeki Merkez Camii avlusuna defnedilmiş ve ailesinin isteğiyle Devlet Mezarlığı'na nakledilmemiştir.)
  • Cevat Çobanlı, Birinci Ferik (Orgeneral) 1926
  • Yakup Şevki Subaşı, Birinci Ferik (Orgeneral) 1926
  • Fahrettin Altay, Birinci Ferik (Orgeneral) 1926
  • Kazım Özalp, Birinci Ferik (Orgeneral) 1926
  • Kâzım Karabekir, Birinci Ferik (Orgeneral) 1927
  • İzzettin Çalışlar, Birinci Ferik (Orgeneral) 1930
  • Kazım Orbay, Orgeneral 1935
  • Nafiz Gürman, Orgeneral 1940
  • Salih Omurtak, Orgeneral 1940
  • Mustafa Muğlalı, Orgeneral 1942
  • Cemil Cahit Toydemir, Orgeneral 1942
  • Sabit Noyan, Orgeneral 1945
  • Kazım İnanç, Ferik (Korgeneral) 1924
  • Şükrü Naili Gökberk, Ferik (Korgeneral) 1926
  • Ali Hikmet Ayerdem, Ferik (Korgeneral) 1926
  • Kemalettin Sami Gökçen, Ferik (Korgeneral) 1926
  • Ahmet Naci Eldeniz, Ferik (Korgeneral) 1927
  • Nihat Anılmış, Ferik (Korgeneral) 1928
  • Mehmet Kâzım Dirik, Ferik (Korgeneral) 1928
  • Nazmi Solok, Ferik (Korgeneral) 1930
  • Ahmet Naci Tınaz, Ferik (Korgeneral) 1930
  • Ahmet Derviş, Ferik (Korgeneral) 1930
  • Mehmet Kenan Dalbaşar, Ferik (Korgenenal) 1931
  • Ömer Halis Bıyıktay, Ferik (Korgeneral) 1934
  • Yusuf İzzet Met, Mirliva (Tümgeneral) 1915
  • Refet Bele, Mirliva (Tümgeneral) 1922 (İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile mezarlığına defnedilmiş ve ailesinin isteğiyle Devlet Mezarlığı'na nakledilmemiştir.)
  • Rüştü Sakarya, Mirliva (Tümgeneral) 1921
  • Selahattin Adil, Mirliva (Tümgeneral) 1923
  • Kazım Sevüktekin, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Osman Nuri Koptagel, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Hüseyin Nurettin Özsu, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Mehmet Sabri Erçetin, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Mürsel Bakü, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Halit Karsıalan, Mirliva (Tümgeneral) 1922
  • Âşir Atlı, Mirliva (Tümgeneral) 1925
  • Akif Erdemgil, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Sıtkı Üke, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Mehmet Suphi Kula, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Cavit Erdel, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Alâattin Koval, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Osman Zati Koral, Mirliva (Tümgeneral) 1926
  • Ahmet Zeki Soydemir, Mirliva (Tümgeneral) 1927
  • Nazif Kayacık, Mirliva (Tümgeneral) 1928
  • Mehmet Hayri Tarhan, Mirliva (Tümgeneral) 1929
  • Münip Özsoy, Albay 1921
  • Veysel Özgür, Albay 1921
  • Hacı Mehmet Arif Örgüç, Albay 1921
  • Şerif Yaçağaz, Albay 1921
  • Ethem Servet Boral, Albay 1921
  • Ahmet Nuri Öztekin, Albay 1921
  • Mehmet Nâzım Bey, Şehit Albay 1921
  • Hasan Mümtaz Çeçen, Albay 1921
  • Reşat Çiğiltepe, Albay 1922
  • İbrahim Çolak, Albay 1922
  • Mehmet Hulusi Conk, Albay 1922
  • Halit Akmansü, Albay 1922
  • Mehmet Nuri Conker, Albay 1920
  • Ahmet Fuat Bulca, Albay 1924
  • Mahmut Nedim Hendek, Yarbay 1922

__________________
  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:41   #9
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Anıtlar, Heykeller ve Rölyefler


Cumhuriyet dönemi Ankara'sında açılan ilk anıt namazgah tepedeki Etnoğrafya Müzesi önüne yerleştirilen Atlı Atatürk Anıtıdır , anıt 29 Ekim 1927 yılında açılmış , bu anıtı Zafer Meydanındaki Mareşal Atatürk Anıtı ve Ulus Zafer Anıtı izlemiştir.

Atlı Atatürk Anıtı





Mareşal Atatürk Anıtı



1980'li yıllarda dönemin belediye başkanı Ali Dinçer, kentte oluşturulan yaya bölgelerine heykel koymak üzere girişimde bulunur. Ankara, Gazi Eğitim Enstitüsü Heykel hocalarından Burhan Alkar, Remzi Savaş ve Metin Yurdanur üçer adet heykel yaparlar. Burhan Alkar’ın soyut anlayışta galvandizli su borusundan yaptığı Atılım isimli heykeli konulduğu Sakarya yaya bölgesinden kaldırılır. Yine aynı bölgeye konulan Barış kompozisyonu yerinde durmaktadır. Remzi Savaş Abdi İpekçi parkındaki havuza bronz fıskiye kompozisyonuyla, Sakarya yaya bölgesine konulmak üzere iki adet soyutlanmış bronz kompozisyon gerçekleştirir. Ancak bu iki heykel yerlerine konulamadan 12 Eylül 1980 yönetimi tarafından malzemelerinden yararlanmak amacıyla eritilir. Metin Yurdanur’un Ankara Garı önündeki Miras isimli heykeli ve Sıhhıye Abdi İpekçi parkındaki Eller heykeli de bu dönemde yapılmış çalışmalardır.



Ankara Zafer Anıtı



Ankara Zafer Anıtı, Ankara'da Ulus Meydanında Kurtuluş SavaşıYenigün Gazetesi öncülüğünde Türk halkı tarafından yaptırılmış anıt. Kahramanlarının anısına Türk Hükümetince açılan uluslararası yarışma sonucu birinci olan Avusturyalı sanatçı Heinrich Krippel'e 1925 yılında sipariş edilen heykel Viyana'da Birleşik Maden İşletmelerinde döktürülmüş 24 Kasım 1927 tarihinde Ulus Meydanı Sümerbank Genel Müdürlük Binası önüne yerleştirilmiştir. Daha sonra meydan genişletme çalışmaları sırasında ilk yeri değiştirilerek bugünkü yerine taşınmıştır.

Atatürk anıtta asker kıyafetleri içinde Sakarya isimli atının üzerinde gösterilmiştir. Kaide üzerindeki kabartmalarda Türk halkının kökeni, kazandığı Kurtuluş Savaşı, Atatürk'ün Ankara'ya gelişi gibi konular anlatılmıştır. Anıtın dört yanına taş kaideler üzerine bronz dökümden üç figür bulunmaktadır. Bunların ikisi ülkesini koruyan ve gözeten Mehmetciği , diğer biri ise Türk kadınını , halk arasında ulusal dayanışma kahramanı Kara Fatma olarak bilinen mermi taşıyan kadın anayı simgeler.



Güvenpark Anıtı (Güvenlik Anıtı - Emniyet Abidesi)



Ankara Kızılay Meydanında Güvenpark içerisinde bulunan Türk ulusunun polis ve jandarmaya olan güvenini , Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nda ve İnkılap hareketlerinde beraber bulunduğu arkadaşlarını temsil eden heykeller çiftçinin tarım çalışmalarını betimleyen kabartmaların yer aldığı anıttır. Ve insan zekasını , Cumhuriyet yönetiminin kamu yapılarını konutlarını ve çevresini planlayan Avusturyalı mimar C. Holzmeister , Kızılay Meydanında bir park ve anıt önermesiyle yapımına başlanmıştır. Bronzdan yapılan heykeller Avusturya'da Viyana Erdberg dökümhanesinde gerçekleştirilmiştir. Mamak taşı kullanılan kaide üzerindeki kabartmalar Türkiye'de yapılmıştır. Anıtın taş kısımlarında Franz Wirt, Triberer ve Anton Hanak'ın diğer öğrencileri ile Türk ustaları çalışmıştır.
Anton Hanak tarafından başlanan anıt Hanak'ın 6 Ocak 1934 yılında ölümü üzerine Anıtı tamamlama işi Joseph Thorak'a verilmiştir. Anıt 1935 yılında tamamlanmıştır.
Anıtın kaidesi 37 metre uzunluğu, orta blok 8 metre, yan kanatlar 2 metre, bronz figürlerin boyu 6 metredir.



Ön Sol Rölyef





Ön Sağ Rölyef



Hitit Güneş Kursu Anıtı, 1978 yılında heykeltraş Nusret SumanSıhhiye Meydanı'na konulan anıt.[1] tarafından gerçekleştirilen ve Alacahöyük'teki kazılarda ele geçirilmiş bir Hatti eserinin kopyasıdır. 1973'te belediye başkanı Vedat Dalokay tarafından şehrin sembolü yapılmıştır. Hatti krallarının mezarlarından çıkan Hitit Güneş Kursu örnekleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görülebilir.



Arka Sol Rölyef





Arka Sağ Rölyef





Korede Savaşan Türkler Anıtı



Ankara'da Kore Savaşı sırasında ölen Türk askerlerinin anısına yapılmış olan 1973 yılında açılan anıt.


Hitit Güneş Kursu Anıtı



Hitit Güneş Kursu Anıtı, 1978 yılında heykeltraş Nusret Suman tarafından gerçekleştirilen ve Sıhhiye Meydanı'na konulan anıt. Alacahöyük'teki kazılarda ele geçirilmiş bir Hatti eserinin kopyasıdır. 1973'te belediye başkanı Vedat Dalokay tarafından şehrin sembolü yapılmıştır. Hatti krallarının mezarlarından çıkan Hitit Güneş Kursu örnekleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görülebilir.



Mimar Sinan Anıtı



Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Binası bahçesinde yer alan büyük Türk mimarı Sinan'ın mermer heykeli. İlk Mimar Sinan anıtıdır.

Heykel 1956 yılında Türkiye Emlak ve Kredi Bankası tarafından Heykeltraş Hüseyin Anka Özkan'a yaptırılmıştır. Heykelin yapılması Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetidir.
Heykelin ağırlığı 7 ton yüksekliği 4,30 metredir. Mermer tabanın ön yüzünde "Mimar Koca Sinan 1490-1588 Türkiye Emlak Kredi Bankasının ilim ve sanat camiasına armağanıdır." oyma yazısı vardır.


Atatürk’ün Vasiyeti

Atatürk’ün bir Mimar Sinan anıtı yapılması isteği, Dolmabahçe Sarayı’nda 1935 yılında yapılan bir toplantıda ortaya çıkmıştı. Türk Tarih Kurumu yetkilileri, Sedat Hakkı Eldem’in Osmanlı mimarisi üzerine bir yazısını tartışırlarken Mimar Sinan’ın kökeninin Türk olup olmadığı konusu ortaya atılmış ve kurumun as başkanı Afet İnan, Mimar Sinan hakkında etraflı bir çalışma yapılması önermişti. Sözkonusu çalışma, Sinan’ın türbesinin açılıp kafatasının incelenmesini de içeriyordu. Tartışmaları izleyen cumhurbaşkanı Atatürk, bir kağıt üzerine “Türk Tarih Kurumu Sinan’ın heykelini yaptırınız” şeklinde not yazmıştır. Bu vasiyet, 1956 yılında Emlak Bankası tarafından yerine getirildi.


ODTÜ Bilim Ağacı


ODTÜ Ankara Kampüsünün Eskişehir yolu kapısında bulunan anıt. 1965 yılında yerleşkeye konulmak üzere açılan Atatürk Anıtı Yarışmasında ikinci gelen proje 1966 yılında Tamer Başoğlu tarafından yapılmıştır.



Taşankara



Danimarkalı heykeltraş Jørgen Haugen Sørensen tarafından 1992 yılında yapılan ve Ankara , Çankaya ilçesi Sakarya caddesi yaya bölgesine konan heykel. Sorensen bu heykelin yapımı için Ankara'da oluşturduğu atölyede çalışmıştır. Heykelin boyutları 130x195x410 cm'dir.



Barış Heykeli



Heykeltraş Burhan Alkar tarafından taştan yapılan 1979 yılında Ankara , Çankaya ilçesi Sakarya Caddesi yaya bölgesine konan heykel. Genç bir kız ile erkeğin birlikte uçurdukları güvercin özgürlük ve barışı simgelemektedir.


İsmet İnönü Heykeli







Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi bahçesinde yer alan heykel 1945 yılında Rudolf Belling tarafından yapılmıştır.



TESK Heykeli






İnönü Meydanı üzerinde Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu binası önündeki heykel 2001 yılında Metin Yurdanur tarafından yapılmıştır.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 01.07.2010, 14:42   #10
Çevrimdışı
Smyrna
Okunuşu: Simirna

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ankara | Başkent

Ankara Kalesi






Ankara Kalesi, Ankara'da bulunan bir kale. Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde onarılan ve eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir.



Kale yapısında rastlanan heykel, lahit, sütun başlıkları kalenin yapımı ve onarımında etrafta bulunan malzemelerden yararlanıldığını göstermektedir.

Kalede roma dönemine ait kalıntılar dikkati çekerse de büyük ölçüde Bizans döneminde yapılmıştır. İmparator II.Consantantinus MS.668 'de Dış kaleyi yaptırmıştır, İmparator Isaurili III.Leonise kale duvarlarını onarırken iç kale surlarını yükseltmiştir. Bunun ardından İmparator Nikoporos 805'te , İmparator Bazileus 859'da bu kaleyi onarmıştır. Kalenin yerden yüksekliği 110m.'dir. Ankara Kalesi dışardan görümüne göre daha büyüktür. Ayrıca kale her yıl çeşitli festivallere de ev sahipliği yapmaktadır.




Estergon Kalesi / Estergon Kültür Merkezi



Adını Türk tarihinde önemli bir yer tutan Estergon Kalesi'nden alan ve Etnoğrafya Müzesi, aktar dükkanları, Asya Bahçesi ve nakış nakış işlenmiş Türk Motifleriyle Keçiören Estergon Kültür Merkezi Cumhuriyet tarihine damgasını vuran bir yapıdır. Alanya Kalesi'ndeki Kızıl Kule'sinin sekizgen gövdesi örnek alınarak yapılan Merkez Selçuklu ve Osmanlı Mimarisinin özelliklerinin yanı sıra dünya sanatının evrenselleşme çizgilerini de taşıyor.




4 bin metrekarelik kapalı alana sahip Estergon Türk Kültür Merkezi, 3 kat ve kümbetten oluşuyor. Giriş taç kapısı Selçuklular'ın 1251 yılında Konya'da yaptırdıkları Karatay Medresesinin çok ufak değişiklik yapılmış versiyonu olan merkezin ahşap giriş kapısı ise Özbekistan'ın Hive şehrinde bulunan İsfendiyar Han'ın yazlık sarayının bir örneğini teşkil ediyor. 14 dükkanın bulunduğu giriş kapısındaki kapılar Anadolu ve Orta Asya'daki tarihi kapıların bir örneği olarak Kastamonu'lu ustalar tarafından yapıldı. Giriş katında ayrıca Topkapı Sarayı'nda bulunan mermer fıskıyesine uygun olarak yer alırken, Ankara ve Türk mutfağının örneklerinin sunulduğu restoran katında ise 15 metre boyunda dev akvaryum bulunuyor.
Türk tarihi ve Kültürel değerlerini yansıtan Estergon Müzesinin yanı sıra Kümbet katında bulunan kafe ve taban kadar inen misine Şelalede Merkeze ayrı bir güzellik katıyor. Dış dünya ve basınında adını duyuran Estergon Türk Kültür Merkezi İran'da Posta pulu olarak basıldı.



__________________
  Alıntı ile Cevapla
15 Üyemiz Smyrna'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ankara, ankara'nın, ankara'nın+tarihi, ankaranın, gezilecek, görülecek, tarihi, turistik, yerler, yerleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 21:30.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.