Gidişi Kadın Elinden Olacak! | Necati Doğru

[@Canan]

Gidişi Kadın Elinden Olacak!


Benim bu yazıya koyduğum “Tayyip Erdoğan iktidarının gidişini kadınlar hızlandıracak” başlığı, gözleme dayalı kendi halinde bir tahmindir. Belki de “gönlümden geçeni gerçek” sanıyorum.

Yanılıyor muyum?

Zaman gösterecek.

İktidara gelişini kadınlar hazırlayıp hızlandırmıştı. Türban giydikleri için üniversiteye alınmayan kızlar, “Kol kola girerek zincir oluşturan bir protesto ve ifade biçimi” geliştirmişlerdi.

Etkili olmuştu.

Sadece türbanlı kızların aileleri, yakınları, anne, baba, ağabey, kardeşleri değil türban takmayan anneler, başı açık kızlar, hanımlar da “Okumayı hak etmiş kızların sırf türban taktığı için üniversiteye alınmamasını” doğru bulmamışlardı. Bu eylemler Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ile Ali Babacan'ın Refah Partisi içinden “Yenilikçi hareketi başlatmalarından” önceydi.

Türbanlı kızlar zincir oldu.

Siyasi rantı “Yenilikçiler” yedi.

Hocaları Erbakan'ı bitirdiler.
AKP'yi kurdular.

Yüksek kadın desteği aldılar.

★★★

Yine kadınlar; bu kez onlara karşı “Kadın Zinciri- Sevgi Halkası” oluşturmaya başladılar.

Korona günlerindeyiz.

Sosyal mesafe gözetiyorlar.

Birer metre arayla yan yana durarak ve ellerinde kendilerini ifade eden ve “İstanbul Sözleşmesi'ni” savunan pankartlar taşıyarak adına “Kadın Zinciri- Sevgi Halkası” dedikleri protesto biçimini ve ifade şekli geliştirdiler. Şu anda içlerinde türbanlı kızlara rastlanmıyor.

Ancak çok sayıda türbanlı kadın ve kızın üyesi olduğu dernekler de “İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmesine” karşı olduklarını ilan ediyorlar. Bunların içinde bizzat Tayyip Erdoğan'ın kızı bile var. Üniversitelerde ilk “türbanlı derse girme hareketini” Ali Babacan'ın Halası Hatice Babacan başlatmıştı. Sanıyorum Ali Babacan'ın halası ile eşi şimdi başı açık kızların oluşturduğu “Kadın Zinciri”nin yanında duruyorlardır. Dün KARAR Gazetesi'nde Nesibe Kırış adlı bir türbanlı hanım hukukçu “İstanbul Sözleşmesi Hikayesi” başlığıyla tam sayfa dört dörtlük bir inceleme yazısı yazarak, sözleşmeden çıkılmasını isteyenlerin Türkiye'ye kötülük etiklerini savunuyordu. Yazar Nesibe Kırış, türbanlı fotoğrafını da yazının başlığına koymuştu.
★★★

Gidişleri!

Kadın elinden olacak.

İstanbul Sözleşmesi'ne niçin karşı çıkıyorlar anlatamıyorlar. ”Biz kadınlarımızı döveriz, referansımız var” da diyemiyorlar.

Memur Sen!

1 milyon üyesi var.

Yarısına yakın üyesi kadın. Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Eskişehir Şube Başkanı Muammer Karaman, “İstanbul Sözleşmesi'nin savunan kadınları sapkın olmakla….” suçlayınca kadın üyeler sendika binası önünde “Kadın Zinciri-Sevgi Halkası” oluşturup Şube Başkanı Muammer Karaman'ı protesto ettiler; “Özür dile… Sözleşmenin hangi maddesi aile kurmayı zorlaştırıyor onu söyle… Kadınlar öldürülüp, dövülürken sesin çıkmıyor…” diye bağırdılar.

★★★

Yakındır!

Zincire türbanlı kızlar, kadınlar da katılacaktır. Yoksulluk, yolsuzluk, yasakların acısını kadınlar erkeklerden daha yüksek dozajda yaşıyor. Tayyip Erdoğan'ın gelişini hazırlayan kadınlar, seçimle gidişini de hızlandıracaktır. “İstanbul Sözleşmesi'ni” kaleme alan uzmanlardan Prof. Dr. Feride Acar, “Türkiye imzasını çekerse kadınlar devlet tarafından korumasız bırakılmış hisseder, şiddet eğilimindeki erkekler de devletin kendilerine “icazet (olur) verdiğini düşünür” diyor.