Hiroşima ve Nagasaki

[@akin5060]

6 Ağustos 1945, Pazartesi günü, yerel saatle sabah 08.30’da, Japonya’nın 350.000 nüfuslu Hiroşima kentine (asıl nüfus 381.000 idi ama son dönemdeki bazı münferit hava saldırıları yüzünden bazı tahliyeler yapılmıştı) 60 kilogram uranyum 235 içeren bir nükleer bomba atıldı. Bomba Shima Cerrahi Kliniğinin tam üzerinde, 580 metre irtifadayken özel bir düzenekle patlatıldı (etki daha ağır olsun diye havada patlatılması tercih edilmişti) ve yaklaşık 13.000 ton TNT’ye eşit bir yıkıma neden olundu. İç ısısı bir milyon santigrat dereceye varan bir ateş topu oluştu. 10 kilometre mesafedeki ağaçlar bile, 6000 santigrat dereceyle yok oldular. Patlamanın inanılmaz ışık akısı, ayakta kalan duvar parçalarına, patlama ânında bu duvarların önünde durmuş olan insanların gölgelerini kazıdı. Nüfusun beşte biri ilk saniyede kelimenin tam anlamıyla buharlaştı. Bir o kadarı da inanılmaz korkunçlukta yaralandı. Sağlık personelinin yüzde 90-95’i ilk ölenlerin arasındaydı, çünkü kent merkezindeydiler. 76.000 binanın 70.000’i yerle bir olmuştu. Atom patlamaları açısından karakteristik olan mantar şekilli bulut 13 kilometrelik yüksekliğe ulaştı ve aşırı yoğun radyoaktif maddeleri göğe yükseltti. Bu maddeler yirmi dakika sonra serpinti olarak yere indi. Radyasyonun etkileri dolayısıyla, takip eden yıllar boyunca on binlerce ölüm vakası daha yaşandı ve hâlâ da yaşanıyor.

Bombanın atılmasını emreden Başkan Truman, saldırıdan sonra şu açıklamayı yayınlattı:

Eğer onlar bizim koşullarımızı kabul etmezse, gökten -eşi benzeri bugüne kadar dünyada görülmemiş olan- bir yıkım yağmurunu beklemeye koyulabilirler.

Üç gün sonra, 9 Ağustos 1945 günü, yerel saatle 11.01’de Japonya’nın 240.000-260.000 nüfuslu Nagasaki kentine ikinci nükleer bomba atıldı. Aslında bu sefer hedef Kokura kenti idi. Fakat burası o gün yoğun bulutlarla kaplı olup hedef açıkça görülemediğinden, uçak ikincil hedef olarak belirlenen Nagasaki’ye devam etmişti (Japonlarda “Kokura şansı” diye bir deyiş vardır o günden beri).

Bomba 6,4 kilogram plütonyum 239 içeriyordu. Kentin sanayi bölgesinin 469 metre üzerinde patlatıldı. Yıkım etkisi 21.000 ton TNT’ye eşitti. Patlama dolayısıyla çevrede oluşan ısının yaklaşık olarak 3900 derece santigrat düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Basınç dalgasının sonucunda meydana gelen rüzgarların hızı saatte yaklaşık 1000 kilometre idi. İlk saniyede 45.000 – 70.000 insan öldü. Patlama noktasından 4 kilometre ötede bulunan nesneler dahi alevler içinde kaldı. Mantar bulutun yüksekliği 18 km idi. Yine günümüze kadar radyasyon sonucu ölümler yaşandı ve yaşanıyor.

ABD, Ağustos ayının üçüncü haftasında (17 veya 18 Ağustos günü) patlatılmak üzere, üçüncü bir nükleer bomba hazırladı. Ayrıca Eylül ayında da üç nükleer saldırı yapılacaktı. Ve yine üç nükleer saldırı da Ekim ayı için öngörülmüştü.

Bütün bu nükleer saldırılar henüz planlama aşamasındayken, hedeflenen şehirlerin seçimindeki kriterler titizlikle belirlenmişti. Özellikle daha önceden fazla zarar görmeyen kentler tercih edilmişti ki, nükleer bombaların yıkım etkisi net olarak gözlemlenebilsin ve bir tür “gerçek ortamda laboratuvar testi” yapılabilsin. Hatta Hiroşima kentine nükleer bombayı atan uçak önce şehrin üstünde birkaç tur atmış sonra başka bir bölgeye uçmuş ve ardından tekrar Hiroşima’ya dönmüştü. Maksat, Japonların pek fazla kaygılanmamasını sağlayıp, sığınaklara inmelerini önlemekti.

Peki o zaman soruyorum: Soykırım nedir?