Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Türkiye ve Dünyadan Haberler > Ülkemiz ve Dünya Gündemi > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Her konuda tartışma açılan konular burada


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 09.09.2012, 14:03   #1
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Exclamation Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

"YOK OLDU" ve 640 Km UZAKTA ORTAYA ÇIKTI.

MOLEKÜL TRANSFERİ GERÇEKLEŞTİ Mİ?

28 Mart 1943 ; ABD'li bilim adamı Dr. Morris Jessup'ın, Einstein'ın birleşik alanlar kuramına dayanarak bir "ışınlama" deneyi yaptığı iddia edildi. 'Philadelphia deneyi" adıyla bilinen ve askeri gizlilik içersinde gerçekleştirilen olayda, 104 mürettebatlı "USS Eldridge" adlı askeri gemi, tanıkların iddialarına göre Philadelphia deniz üssünde, yeşil bir sise bürünerek yavaş yavaş "kayboldu" ve kısa bir süre sonra 640 km. ötedeki Norfolk deniz üssünde ortaya çıktı.

Deney ile ilgili medyatik ciddi araştırmalar, 1980'de PHİLADELPHİA DENEYİ'ni perdeye getiren filme izin verildikten sonra başladı. Daha öncelerde, kamuoyuna göre olay sadece saçma bir söylentiydi. Charles Berlitz ve William Moore'un ortak yazdıkları kitap bir fantazi olarak kabul görmüştü.Ama deney ile ilgili kuşkular hala sürmektedir, nedeni anlamsız bir söylenti dahi olsa aşağıda okuyacağınız olaylar dizisi, şaşırtıcı, düşündürücü ve gerçekçidir.

Philadelphia Deneyi günümüz şartları gözönüne alındığında daha etkin ve düşündürücü bir iddiadır,olayda adı geçen bir avuç insandan geriye hemen hemen kimse kalmadığından kesin doğrulanma için ABD gizli arşivlerinin açıklanması gerekmektedir.

Yaşamını Philadelphia Deneyi'ni araştırmaya adayan ve bir de "A-Z'ye Philadelphia Deneyi" adlı kitabı yazan Alfred Bielek bize tüm olanları anlatırken, neredeyse delirme noktasına geldiğini söylüyordu

Philadelphia Deneyi tasarlanırken amaç çok güçlü bir elektromanyetik alanın sağlanarak gemilerin görünmez olmaları ve bu sayede top mermilerinden ve denizaltıların atacakları torpitolardan korunmasıydı.


Hatta daha sonra,görünmezlik alanını bir benzerinin denizde değil, havada oluşturarak önemli üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü.

"EVRENSEL ZAMAN SAATİ"


Deneyin resmi ve bilimsel adı "PROJECT RAİNBOW" (Gökkuşağı Projesi)idi. Gökkuşağı Projesi, iddialara göre II.Dünya Savaşı sırasında küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçti.Olayın yeri Philadelphia Deniz Üssü'ydü amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktı.Projeye göre, fikir orjinaldi ve düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya çıkacaktı.
Bilimsel tanımın adı;OPTİKAL GÖRÜNMEZLİKTİ; özel bir sistemle veya jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışınları veya radar dalgalarını büker yada kırarken gemi görünmez olacaktı.

Düşüncesi dahi bir mucizeye benziyordu ve iddialara göre de Gökkuşağı Projesi başarılı olmuştu. Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştü.

Tanıklara göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyatik alan görevini yapmıştı. Fakat ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını sağlayabilmekti yani daha yaygın bir deyimle "ışınlama" yapılmalıydı.




Philadelphia Deneyi'nin temelinde düşünce olarak Albert Einstein'ın ''Çekim ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı'' vardır. Bu teori bu konuyla ilgili kişilerce "Elektronik kamuflaj" olarak tasarlandı.

Einstein, bu teorisi 1925-27 arasında Almanya'da bir bilim dergisinde yayınlandı.Fakat Einstein,bu teoriyi daha denememiş ve daha tam anlamıyla geliştirmemişti.O zamanlardaki amaç, çok güçlü elektromanyetik alanın yapılarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı korunmasıydı.Hatta bu olayı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü.

Bu deneyin çalışmaları 1930 yıllarda "Project Rainbow"ismiyle başlatıldı.Başlatıldığı yer ise Chicago Üniversitesidir. 1 yıl sonrada bu çalışma Princeton Üniversitesinde devam ettirildi.bazı bilim adamları bu projede zaman zaman yer aldılar.Bunlar Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola Tesla'dır.Dr. Alfred Bielek her 10 yılda bir Ağustosun 12'sinde manyetik enerji alanının tekrar oluştuğunu öne sürüyordu.1943'ten sonra 1963 ve 1983'te aynı olay olmuştu. sebebi ise "Senkronizasyondu" Enerji alanları tekrar toplanıyor, dalgalanarak ortaya çıkıyordu, fakat bu alanlar karmaşıktı.

Neumann, 1986'da ölen Bielek'in anılarından yazdığına göre bu olayları doğrulamıştı.İfadesi teyp bantlarında vardı. Oluşturulan büyük enerji, doğru açıda sekronize edilirken birden kontrol dışına çıkmış ve "Yönsüz dalgalar'a" dönüşmüştü. Bunun sonucunda ortaya alışılmadık etkiler çıkmaya başlamıştı.Senkronize dalgalar zamanı büküyor ve etkiliyordu.

Bir diğer ilginç yaklaşım, Wisconsin Üniversitesi Matematik Profesörü olan Henry Levenson'dan gelmişti.Bu fikre göre zamanın merkezi bir alanın çevresinde yoğunlaştığını ve bir "Zaman Saati" oluşturarak, tüm varoluşun gerçekleştiği ve gerçekleşeceği şifrelerle çalıştığını söylüyordu; Dediğine göre "Şifrelerin içinde yaşayan herşey vardır, dünyadaki bütün maddesel varoluş dünya saat ve zamanına göredir;dünya, Güneş saatine göre, Güneşde galaktik saate göre ayarlıdır.Eğer zaman kilidi yüksek ve güçlü bir enerji alanı ile bozulursa, ortaya çeşitli zaman ve mekan dengesizlikleri çıkar.Taki zaman yeniden kendini tamir edip yeniden dengesini bulanadek"

BİLİM ADAMI DR. MORRİS K. JESSUP'UN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ

Olaylar 1943 yılı haziran ayında başladı.Geminin adı USS Eldridge'di, DE 173 bir koruma destroyeri olarak sınıflandırılmıştı. Bir görgü şahidine göre,75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi ( Herbiri iki megavat CW gücündeydi ve onlarda güverteye monte edilmişti.),3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp,iki jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel senkronizasyon ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman,oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.USS Eldridge adlı destroyer, Philadelphia Deniz üssü'nün önünde biraz açıkta duruyordu, gözlem gemisi olarak da SS Andrew Furuseth isimli bir şilep seçilmişti.İşte iddialara göre Philadelphia Deneyinin ortaya çıkmasını sağlayan insan bu geminin personelinden bir gemicidir. Bu kişi Carl M. Allen imzasıyla, 1950 yılında Dr. Morris K. Jessup'a garip mektuplar gönderdi ama zarfın üzerindeki isim Carlos Miguel Allende'ydi.


Mektupta yazılanlara göre Allende veya Allen, olayları baştan sona seyretmiş gibiydi,Jessup adres olarak verilen posta kutusuna mektup yazarak ayrıntı istedi ve bir mektup daha geldi; bu Allen, anlattıklarını kanıtlamak için hipnoz, sodyum pentatol ( bilinci uyuşturarak iradeyi kran doğruyu söyleten bir ilaç )ve teyp kaydı istiyor,olayın etkin bir biçimde açıklanması halinde insanların böyle bir nakil sistemiyle yıldızlara dahi gidebileceğini yazıyordu.




-U.S.S Eldridge gemisinde kullanıldığı iddia edilen jenaratör-

Jessup ise bu kişinin tanıklık iddialarından en azından bir tanesinin doğru olabileceğini söylüyordu.Aslında Jessup, matematikçi ve gök bilimciydi.Astro-fizik alanındaki çalışmaları nedeniyle Felsefe Doktoru ünvanını almıştı.İnkalar ve Mayalar'la ilgili çalışmalar yaptı. Bermuda üçkeni ve UFO konularında tezler yayınladı.İkinci mektuptan sonra Jessup, Deniz Kuvvetleri'nden bir davet aldı.

Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu'na gittiğinde eline bir kitap verildi ve kitap kendi yazdığı kitaptı, bir yıl önce Büro'ya postayla yollamıştı."THE CASE FOR THE UFO" adlı kitap taslağını Deniz Kuvvetleri'nden Amiral N. Furt'a yollamıştı ama Amiral haberinin olmadığını söylüyordu.

Kitabın sayfaları üç değişik yazıyla yazılmış ve notlar alınmıştı,Dr. Jessup yazılardan birisinin Alle'nin yazısının aynı olduğunu fark etti.Notlar sanki dünya dışı birisinin gözlemi olarak yazılmış gibiydi, binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu, sonunda ise Güç alanlarından, bir maddenin nasıl kaybolup, nasıl ortaya çıkarılabileceği ve 1943'te philadelphia'da yapılan deneyden söz ediliyordu.

Normalde, saçma olarak tanımlanması gereken bu kitap, nedense ABD Hükümeti tarafından Pentagon'da üst düzey belli yetkililere özel olarak dağıtıldı.

Carlos Miguel Allende veya Carl Meredith Allen yani Dr.Jessup'a mektup yazıp,deneyi anlatan kişi kimdi?

Neden mektubu yazdıktan sonra kayboldu ve öyküsünü neden basına yollamadı? ABD Hükümeti, Jessup'un üzerinde notlar bulunan kitabıyla neden bu kadar ilgilendi?1959 Nisan'ında Jessup, arkadaşı doktor Mason Valentine'i arayarak Deney ile ilgili kesin sonuçlara ulaştığını anlatarak ertesi gün buluşmalarını istedi, 20 Nisan akşamı yemekte buluşacaklardı ama bu yemek gerçekleşemedi.

Buluşacakları gece, Miami'de Hammock Parkı'nda Dr.Morris K. Jessup, arabasında ölü bulundu, polis raporlarına göre arabasında ekzoz gazıyla intihar etmişti ve söz konusu notlar ortada yoktu.

Arkadaşları Jessup'un asla intihar edecek biri olmadığını söylediler,
Valentine ise Jessup'un hastaneye götürüldüğünde hala sağ olduğunu öğrendiğini iddia etti fakat bunlardan bir sonuç çıkmadı ve olay kapandı.

Acaba öyle miydi?Jessup'un Philadelphia Deneyi ile ilgili çalışmalarına ne olmuştu? Bu çalışmalar kimleri,neden rahatsız etmişti? Bu gizem hala çözülmüş değil.Yoksa böyle bir oyunla Jessup kendisine mektup yazan kişi Allen tarafından veya başka güçlerle intihar süsü verilerek notlarıyla birlikte bir yeremi götürülmüştü?

DENEY BAŞLIYOR

Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943'te sabah saat 09.00' da jeneratörlere güç verilerek başlatıldı.Manyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; Olayın tanığı şöyle devam ediyor;"Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.
"

"Gemi ve mürettebatı hem radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştu.Her şey planlandığı gibi yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiç bir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu?"

"Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk.
Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük,diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hiç birinin bilinci yerinde değildi.Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldı."

"Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi.Gemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı.
"

Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı.Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu. Şimdi gemi tamamen yokolmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı.

Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı.

Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler.Bu olayın en korkunç bölümü ise beş tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı.Bu çok feci bir durumdu.

Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi.Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu.Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı.

Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu ve altı ay sonra kurtarılabilindi.

Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra yeniden geri dönmesine neden olan neydi? diyor olayın tanığı.

Philadelphia deneyi hakkında ''gemi'' nasıl Norfolk'a gitti? Neden yine Philadelphia'da bir yere gitmedi? Levenson'un "Zaman Kilitleri"mi neden olmuştu?

Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz. Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer.

Bu "Işınlanma" gibidir.Yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır.Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılıştan beri vardır.

Yani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz.Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır.

Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge'nin Norfolk'ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştür.

Yani o anda hem Philadelphia'da hemde Norfolk'tadır.Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir.

Sebebi daha önce oradaydı.Eğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti.

İki tane balon düşünün;birisinin içinde Philadelphia'da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk'ta ama içi boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj.

Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz.

Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır. Eğer biz Philadelphiya'da bulunan USS Eldridge'nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk'daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz.Yani imaj gemiye doğru...

Philadelphia Experiment (Philadelphia Deneyi) filminden bazı ilgi çekici sahneler: Resimlerde geminin yoğun manyetik alanlar içinde bir HYPER uzaya ( hyperspace) doğru geçişi görülmektedir.



Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur.

Basınç yani sıkıştırma enerjisi "Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar" transferden önce serbest kalmıştır. Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar.

Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler. Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir. Ama niçin gemi suya batmamış ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur. Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardır.Ama bunlar nelerdir?

Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943'te olduğundan daha güncel.Yeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı.
Fakat yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar.

Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor.

Philadelphia deneyi ile ilğili bazı sorular:


*Philadelphia Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde veya başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu?
*Gerçekten göz açıp kapanıncaya kadar koca bir destroyer 640 km uzağa gidip geldimi?
*Her iki deneyde yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar varmı?
*İçlerinden hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı?
*Nasıl olduda ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine önemli bilimsel adımı 50 yıl saklayabildi?
*Böylesine korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl bir şeydi?
*Einstein'in "Birleşik Alan Kuramı" gerçekmiydi?
*Peki bu kuram geliştirilip, tamamlanmışmıydı?
*Bu gün Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor?

Dr. Valentine, Charles Berlitz'le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu;"Bence Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz. Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlarda oluştuğu görüşündeler.

Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı.Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir yani dünyalar içinde dünyalar olabilir.

Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hemde yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir. Bu durumdada, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü'de çarpıklaştırır. Kısacası deney olasıdır."


Berlitz'e göre Philadelphia deneyi'nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama kavram olarak geçerlidir.Çünkü Einstein'ın ''Birleşik Alan Kuramı'' tarafından desteklenmektedir.

Eğer deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek tanıklar susmaktadırlar ve belkide Türkiye'de de yayınlanan ''Yok Oldu''( Thin Air) kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedir.Ve belkide bir gün üzerinde ''çok gizli'' yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar aydınlanacaktır.(Çetin Bal)

__________________
Never fade away...
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.09.2012, 14:22   #2
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

David Copperfield desem ? Masal desem ?
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.09.2012, 14:37   #3
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

Bende inanıp inanmamak arasında bir yerlerdeyim zaten..

İnanmak zor çünkü birden fazla moleküllü maddelerin(buna insanda dahil) olmak üzere günümüz şartlarında bir yerden bir yere ışınlanması hakkında düşünülmesi çok zor ve çok riskli bir şey..(yalnız tek moleküllü maddelerin ışınlanması çok kolay olabilir)

İnanmamakta zor çünkü son çeyrek yüzyılda gelişen hızlı teknolojinin kaynağı bir uzaylı medeniyetten alınan kaynaktan olduğunu düşünmekteyim nedense.. dolayısıyla bu kaynaktan alınan teknolojiyle de deney yapılmış olabilir..

Emin olduğum tek şey "Teori" olarak uzun yıllar aramızda kalacağa benziyor bu konu...
__________________
Never fade away...
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.09.2012, 15:09   #4
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi SerseriGezgin Mesajı göster
İnanmamakta zor çünkü son çeyrek yüzyılda gelişen hızlı teknolojinin kaynağı bir uzaylı medeniyetten alınan kaynaktan olduğunu düşünmekteyim nedense.. dolayısıyla bu kaynaktan alınan teknolojiyle de deney yapılmış olabilir..

Sümer teorisini tercih ederim Hiç değilse Enki bizim yanımızda

Ben uzaylı masallarına pek inanmam
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.09.2012, 17:15   #5
Çevrimdışı
Heliosaga
Cehennem Yolcusu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

Aynı durum Bermuda alanındada yaşanıyor yıllarca kaybolan gemilerin uçakların nedeni hakkında doğru dürüst bir tez bile yok.. acaba bu deney ile alakalı bir durum olabilir mi yoksa başka şeyler mi var?

O alandada bir gaz cilvesinden yada bir tür kara delik anomalisinin olduğundan bahsediliyor ama kaybolan uçak ve gemiler özellikle flight 19 ile ilgili tek bir enkaz yada bir parçanın bulunamaması olayın gizemini halen korumakta...

Söz konusu uçağın raporundan alıntı veriyorum..

Alıntı:
" Uçuş 19 adı bize beş avenger tipi bombardıman uçağının kayboluşunu anımsatır. fort lauderdale üssünden havalanarak günlük görev uçuşlarından birisini yapan uçuş 19 filosunu, deneyimli pilotlar ve yardımcıları yönetiyordu. rota gereği, 160 mil doğuya uçup, 40 mil kuzeye dönecekler ve 120 millik bir dönüş yaparak tekrar üsse geleceklerdi. her uçakta üç kişi vardı ya da olması gerekiyordu ama bir uçağın iki kişiyle kalktığı biliniyor, kimliğini sadece pilotun bildiği bir kişi uçağa binmemişti, raslantı mı yoksa önsezi mi? uçuş öncesinde her zaman olduğu gibi, her tür test ve kontrol yapılmıştı, uçaklar mükemmel çalışıyorlardı. iki saatlik bir görev için fazla sayılacak miktarda benzin almışlardı. telsizleri on ayrı kanala ulaşabiliyor veya alıyordu, geri dönmeleri için alınan en iyi garanti buydu.

ilk mesaj saat 15:45´de geldi; "kontrol kulesi; bu bir acil durumdur. acil durumdayız; kaybolduk; nerede bulunduğumuzu anlayamıyoruz. kulenin ilk cevabı; "batıya dönün" şeklinde oldu ama filo batının nerede olduğunu bilmiyordu. kule personeli tam bir bulmaca ile karşı karşıya kalmışlardı, eğer pusulalar çalışmıyorsa, pilotlar güneşe göre yol alarak yine yön bulabilirlerdi, gün batımına daha çok zaman vardı. saat 16:25´e gelindiğinde filo komutanının yine sesi duyuldu; "bulunduğumuz yer normal değil, üssün 225 derece kuzeyinde olmalıydık, bu şeye benziyor..." mesaj burada kesildi. bu arada 13 personeliyle beraber martin mariner tipi deniz uçağı yardım için havalanmıştı, önce normal mesajlarını yollayan mariner, uçuş 19´un bulunduğunu sandığı yere vardığında sesi kesildi ve bir daha da mesaj gelmedi.

saat 19:04´de uçuş 19´dan son mesaj geldi; ama bu çok zayıf gelen rutin "ft" sinyaliydi ve uçuş 19´un uçuş kodu anlamına geliyordu. uçaklar haftalarca arandılar ve hiçbirşey bulunamadı. bugün dahi, abd deniz kuvvetleri hala uçuş 19 konusunda uyarılıdırlar. askeri uzmanlar tamamiyle şaşkındılar; nasıl olmuştu da 27 insan ve 6 uçak kaybolmuştu? avenger´ların yakıtı bitse bile, uçaklar süzülülerek denize inebilirler ve botlarına binerek portatif telsizleri aracılığı ile yardım bekleyebilirlerdi. resmi açıklamada kayboldukları belirtildi; raporda şu satır vardı; "mars´a uçmuş gibiydiler..."

işin gerçeği ne olabilir?

1. filo komutanı teğmen charles taylor deneyimli bir pilottu, deniz kuvvetleri uçuş komutanlığı´ndan fort lauderdale üssüne yeni atanmıştı. diğerleri uçuş saatlerini tamamlamaya çalışan acemi pilottular.

2. görevin amacı, bombardıman eğitimi için, büyük bahamalar´daki hens ve chickens shoal bölgesinde alçak irtifada uçuş çalışmaları yapmaktı. teğmen taylor o gün uçmak istemiyordu, bir gece önce verilen partide çok içmişti ve yorgundu ve ondan başka hiç kimse görev rotasını ve amacını bilmiyordu.

3. pusulalar bozulduktan sonra, teğmen taylor ölü uçuş yapmaya devam etti, oysa denize iniş yapabilirlerdi.

4. taylor´un anlaşıldığına göre kolunda saati de yoktu çünkü arkadaşlarına sık sık saatin kaç olduğunu sorduğu sormuştu. uçarken bir ara üzerinden geçtiği yeri tanıdığını sanmıştı, kendisi florida keys´de yaşıyordu ve oraya vardığını zannediyordu ama bulunduğu yer bahamalar´dı. florida keys bir adadır, böylece taylor florida kıyılarına ulaşacağını sanarak filosunu yönlendirdi fakat hava gittikçe bozuyordu, saatlerce kuzeye uçtuktan sonra anakaraya ulaşamadı ve bu kez doğuya dönme emrini verdi, bu kez mexico körfezi üzerinde uçtuğunu sanıyordu. gerçekte kuzeye doğru atlantik kıyısı boyunca uçuyordu, doğuya dönme emrini verinci filo atlantik´e yönelmiş ve sonsuz uçuşuna başlamıştı.

5. uçuş 19, uçuş sırasında sürekli olarak üsle ilişki halindeydi, kule onu pusulasız uçması için uyarmıştı, bunun için özel telsiz kanalını kullanacaktı. kule taylor´dan o kanala geçmesini istedi ama teğmen reddetti çünkü uçaklardan birisinin telsinin o kanalı arızalıydı ve taylor frekansı değiştirirse o uçakla irtibatı kaybedeceğinden korkuyordu. hava fırtınaya dönüşmüştü ve artık görüş sıfırdı.

6. taylor´un eninde sonunda telsiz frekansını değiştireceğini düşünen fort lauderdale üssü, kendi telsizini o kanala sabitleştirdikten sonra kıyı boyundaki tüm telsiz istasyonlarının da aynı kanaldan uçuş 19´a fikslenmelerini istedi. eğer taylor kısa bir an için bile olsa, frekans değiştirseydi, her yerden yardım alacak ve florida´da jacksonville´e ulaşacaktı .

7. hava yağmurlu yani kapalıydı ve güneş görünmüyordu, bu yüzden taylor güneşe bakarak yön bulamadı.

8. filonun diğer üyeleri taylor´un yolunu kaybettiğini ve florida´yı aradığını duyuyorlardı, içlerinde onun yanıldığını farkedenler olabilirdi ama askeri disiplin gereği ses çıkarmadılar.

9. kule çeşitli mesajlar yolladı ama uçuş 19 bunların çoğunu işitemeyecek kadar üsten uzaklaşmıştı ve bu yüzden de bir başka telsiz trafiğinin içindeydiler yani kendi üssünün ilişki kuramadığı frekansına kilitli kalmıştı. eğer taylor o anda artık ulaşamadığı kendi üs frekansından çıkıp, yardım frekansına geçseydi, sayısız telsizle bağlantı kurabilecekti. kıyı istasyonlarından hiçbirisi taylor´un grubunu işitemedi.

10. yardım için havalanan mariner tipi uçak, uçuş 19´u aramak için aceleyle yollanan tek uçaktı. yani yeterince kontrol edilmeden havalanmıştı, büyük bir olasılıkla havada infilak etti, patlamayı gören tanıklar vardı ve yağ lekeleri bulundu. mariner uçaklarının yakıt tanklarında sürekli sızıntı olduğu o sıralarda çok konuşulan ve sorun olan bir konuydu, bu yüzden onlara "uçan gaz tankı" diyorlardı ve gereken kontrol aceleden yapılamamıştı. kalkıştan 23 dakika sonra patlamış olmalıydı.

11. avenger´lar su yüzeyinde iki dakika kalabilirdi ve süre hava iyi ve deniz durgunsa geçerliydi. ve tabii suya inişte pilotların yaralanmamış olmaları da gerekliydi çünkü avenger bir deniz uçağı değildi ve suya çarpışı sert olacaktı. dalgalar uygun koşullarda değildi ve uçuş 19 hava karardığında sağnak yağmur altında deniz yüzeyine çok yakın uçuyordu. taylor´un dışındaki pilotların hiçbirisi bu koşullarda uçma deneyimine sahip değildiler, hepsi öğrenciydi. benzinleri bittiğinde, bir kaya gibi dalgalı denize çakılmış olabilirler, ne durumda olduklarını anlamadıkları son mesajlarından anlaşılıyordu ve beraber uçmayı sürdürmeye karar vermişlerdi.

12. arama, ilk saatlerde yeterli değildi, alarm durumunda kalındı ama denize yollanan araçların sayısı çok azdı. çünkü deniz kuvvetleri uçuş 19´undan umudunu kesmişti. sonraki haftalarda hava iyiyken yapılan kapsamlı aramalar boşunaydı, artık çok zaman geçmişti."(Wiki)
__________________
Never fade away...
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Heliosaga'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 09.09.2012, 17:25   #6
Çevrimdışı
Karagöz
Uzman Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Bir Şehir Efsanesi - Philadelphia Deneyi Gerçek mi?

Bermuda Şeytan Üçgeni konusunda yanılıyorsun Çünkü sırrı çözülmüştü.

İkinci olarak bu siteye de bakabilirsin.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Karagöz'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
philadelphia


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:16.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.