26.12.2016, 12:29
|
#6
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Cevap: Türk müziği ve Etkileşimleri...
Cumhuriyet kurulur kurulmaz, 1924 yılında halk müziği derlemelerine başlandı. İstanbul Konservatuvarı’nın 1924’teki halk müziği derleme anketinden sonra, MEB Hars Müdürlüğü Seyfettin-Sezai (Asaf) kardeşleri Batı Anadolu’ya derlemeye gönderdi. Derlenen türküler “Yurdumuzun Nağmeleri” adı altında yayımlandı (1925).
İstanbul Konservatuvarı 1926-1929 yılları arasında Anadolu’ya dört derleme gezisi daha düzenledi; bu gezilerde derlenen ezgiler “Halk Türküleri” adı altında 15 defter halinde yayımlandı.
1929’daki dördüncü gezi sırasında bazı halkoyunlarımız filme de alındı. Devlet ödeneğiyle yapılan bu derleme gezilerine başta Konservatuvar Müdürü Yusuf Ziya (Demircioğlu), Rauf Yekta, Dürri Turan, Ekrem Besim, Muhittin Sadık (Sadak), Mahmut Ragıp (Gazimihal), Ferruh (Arsunar), Abdülkadir (İnan) gibi isimler katıldı.
İstanbul Konservatuvarı devlet ödeneği almaksızın Halkbilgisi Derneği uzmanlarının iştirakiyle 1932 yılında beşinci bir derleme gezisi daha düzenledi.
Atatürk yapılan çalışmaları bilimsel temellere oturtmak için 1936 yılında Macar müzikbilimci Bela Bartok’u Türkiye’ye davet etti.
(Aynı yıl Alman müzikolog Paul Hindemith’in yardımlarıyla Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kurulması tesadüf değildir!)
Doğu Avrupa halk müziği derleyicisi Bela Bartok, 16-29 Kasım 1936 tarihleri arasında, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal Erkin ile birlikte, başta Osmaniye olmak üzere 14 ayrı yöreden 90 parça kaydetti.
Bela Bartok Anadolu’daki gezisinde hep bir şeye dikkat etti:
“En eski, hiç şüphesiz Asya kökenli olan Macar halk musikisi ile Türk halk musikisi arasında herhangi bir bağ olup olmadığını da çok merak ediyordum.” (Küçük Asya’dan Türk Halk Musikisi)
Peki Bela Bartok, bizim türküler ile Macaristan ezgileri arasında bir benzerlik bulabildi mi?
“Toprakları bu kadar geniş bir ülkeden derlenen doksan ezgi kesin sonuçlara varabilmek için çok az imkân sağlayabilir. Ancak, bu küçük ölçekli malzemenin yüzde yirmisinin eski Macar musikisiyle benzerlikler göstermesi, sistemli olarak derlenen, daha geniş ölçekli bir malzeme sağlandığında arada daha çok benzerlik noktaları bulunabileceğini düşündürüyor. Bunun sadece bir rastlantı olmadığı ortadadır.”
Bela Bartok’un türküler üzerine yaptığı çalışmanın iki kopyası ölümünden 31 yıl sonra, 1976’da ABD ve Macaristan’da basıldı. Bu türkülerden 40 tanesi 1996’da Macar Etnografya Müzesi yetkilisi Jozsef Birinyi’nin çabalarıyla iki CD’den oluşan bir albüm olarak yayınlandı.
Ne yazık ki, halk müziğimiz konusunda bu tür çalışmalar Türkiye’de Atatürk’ten sonra pek yapılmadı. TV ekranlarından hiç ayrılmayan ümmetçiler ise, iddialarının aksine halk müziğine (hatta müziğe) hiç değer vermediler. Sonuçta Atatürk Türk halk müziğinin kayıt altına alınması için çok çaba sarf etti.
__________________
Sevmekten asla vazgeçmeyin. Sevgisiz bir hayat amaçsız, anlamsız olur. Alkanaga
|
|
|