03.03.2013, 16:01 | #1 |
Çevrimdışı
|
Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Yüzyıllara Göre Türk Halk Edebiyatı
__________________
|
7 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.03.2013, 21:45 | #2 |
Çevrimdışı
|
Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen alan bir edebiyattır. Türk Halk Edebiyatı, İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır. Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu, sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Sözlü olduğu için, ürünler; halk arasında dilden dile geçtikçe zaman, kişi, yer unsurlarına bağlı olarak değişikliğe uğramıştır. Âşık edebiyatının kaynağı, İslamiyet'in kabulünden önceki Sözlü Edebiyat'tır. 15. yy'dan sonra gelişerek günümüze kadar ulaşmıştır.
__________________
|
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.03.2013, 21:49 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Tasavvuf Edebiyatı Tasavvuf kelime anlamıyla "sufi olma, sufiye yolunu izleme" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı. Tasavvuf edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tasavvuf şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur. Eserler dörtlük birimiyle yazılmıştır. Genellikle yarım uyak kullanılır . En büyük şairleri Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal, Abdal Musa, Abdû Furkan gibi önemli şairleri vardır. Bu şairler tarihin ve günümüzün en önemli şairleridir. Tasavvuf felsefesine göre kainatın yaratılış sebebi tanrının kendi güzelliğini görmek ve bilinmek istemesidir. Tanrının "ol" emri ile kainat yaratılmıştır. Varlıklar tanrıdan kopma bir parçadır. Dolayısıyla Tanrı "vahded-i Vucud" yani tek varlıktır. Dolayısıyla evrendeki varlıklar asıl varlığa dönmek ister. Varlığın kendi varlığını tanrı varlığında yok etmesi tasavvufta en son aşamadır. Dini görüşler ve bunların işlenişi bakımından arap ve iran edebiyatı ile etkileşim söz konusudur. Fakat bu etkileşimin boyutu divan edebiyatındaki kadar büyük değildir. Dinî-Tasavvufî osmanlı edebiyatı İslâmiyet’in ve Tasavvufun etkisiyle ortaya çıkmıştır. İslâmiyet'in kökleşip yayılmasında büyük etkisi olan tasavvuf, zamanla edebî eserlerde de işlenmiş, din ve tasavvuf, edebiyat aracılığıyla yayılmaya çalışılmıştır. Dinî -Tasavvufî Türk edebiyatına Tekke edebiyatı da denir. Dinî -Tasavvufî Türk edebiyatında asıl olan sanat yapmak değil, dinî-tasavvufi düşünceyi yaymaktır. Tekke şairlerinin çoğu tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Tekke şiiri, halk şiirinden de divan şiirinden de nazım şekilleri almıştır. Tasavvufçu olmak için nefsi kontrol etme , kendine terbiye etme,acı çekme gibi bazı şartları vardı. Bu özelliklerin dışında kalan; eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır. Örneğin Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu halde eserlerini Farsça yazmıştır. Şeyh Galip, Divan tarzında eser verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez, Di-van Edebiyatı mensubu sayılır. Tekke şiiri, halk şiirinden de divan şiirinden de nazım şekilleri almıştır.
__________________
|
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.03.2013, 21:50 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı ve Özellikleri
Bir eserin dış yapısına biçim denir. Eskiden buna şekil adı verilirdi. Edebiyatta biçim iki anlamda kullanılır:
__________________
|
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.03.2013, 22:59 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
__________________
|
6 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
03.03.2013, 23:31 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
__________________
|
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
05.03.2013, 15:30 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Halk şairi kavramını anlayabilmek için, öncelikle bugün artık belirgin çerçevesini yitirmiş halk kavramının tarihsel, anlamına eğilmek gerektiği ortaya çıkar. Henüz işbölümü gelişmemiş olsa da, ilk çağlarda halk, yöneten hakim zümrenin dışında kalan geniş kesimlerdir. Hükümdar ya da padişahı Tanrının yeryüzündeki vekili, olarak algılayan bu toplumlarda, yöneten yani hükümdar çoban, halk da onun sürüsü durumundadır.
__________________
|
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
05.03.2013, 15:32 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
b) Bir Usta Aşıktan İmam, Pir Ya Da Mürşitten Alma.
Bade aşığa;
__________________
|
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
05.03.2013, 15:43 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
Gezginci aşıklar yılın her mevsiminde köy köy kasaba kasaba dolaşarak sanat yaparlar. Yerel aşıklar ise yalnızca bulundukları yöresel sanat uygulaması içindedirler. Gezginci aşıkların daha günümüze kadar şiirlerini okuma yazma bilmediklerinden yazamadıkları, gittikleri yerlerde okur yazar olan kişiler tarafından yazıldıkları bir vakıadır. Yerli aşıklar ve özellikle de büyük şehirlerde yaşayanlar ise şiirlerini söylemek terine düşünerek yazarlar. Bu durum aşıkların sosyal statülerini etkilediği gibi onların şiirlerindeki temayı da yakından etkilemiştir.
__________________
|
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
06.03.2013, 21:54 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türk Halk Edebiyatı | Özellikleri | Bölümleri
__________________
|
5 Üyemiz Canan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
atasözü, bölüm, deyim, edebiyatı, edebiyatının, edilecek, fıkra, halk, kontrol, meddah, ozan, tasavvuf, tekke, türk, veysel |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |