Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Görsel ve İşitsel Sanat Yapıtları > Sinema Haberleri > Türk Sinema ve Tiyatro Sanatçıları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 23.12.2011, 23:35   #1
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 - 2018)











Türk tiyatro ve sinema oyuncusu olan Münir Özkul, hep eve gelen fakir genç kızı bir hanımefendi olabilmesi için eğitti. "Fakir Kızı Leyla" da yürüyüş dersi verebilmek için kadın kılığına bile girdi. Daha sonra "Kezban " ve "Kezban Paris'te" de genç kızı, bir kuğu haline getirdi. "Gülşah" ın dedesi oldu, torununa yeni bir anne bulmak için elinden geleni yaptı. Ayşecikli filmlerde huysuz dede olmaktan kaçınmadı. Bastonuyla çocuk kovaladı. Hülya Koçyiğit ve Ekrem Bora'nın başrollerini paylaştığı "Seni Seviyorum" da mafya üyesi rolüne bile çıktı. Zeki Müren'li filmlerde de göründü. "Gurbet" filminde , Müren'le birlikte balıkçıydı ve bugünkü halinden çok daha fazla saçlıydı. "Gece Kuşu Zehra" da ise usta bir hırsızdı. "Şöför Nebahat" filminde şarkılar söyleyen neşeli dolmuş kahyasıydı.



O, her yönüyle Türk tiyatro ve sinema tarihine damgasını vurmuş önemli isimlerden biridir. İsmail Dümbüllü'den devraldığı ünlü "kavuk"la tiyatro sahnelerindeki başarısını; canlandırdığı "Yaşar Usta", "Turşucu Yaşar" ve "Kel Mahmut" gibi karakterlerle de sinema oyunculuğundaki ustalığını gözler önüne sermiştir. Türk sinema tarihinde özellikle, karakter oyunculuğunda başta gösterilen isimler arasındadır.


Münir Özkul,
15 Ağustos 1925 tarihinde İstanbul'un Bakırköy semtinde, eski Osmanlı paşalarından Mazhar Paşanın torunu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarda tiyatroya merak salmış olan Özkul, İstanbul Erkek Lisesi'ndeki eğitiminin ardından oyuncu olmaya karar vererek gözünü sahnelere dikti. O zamana kadar yaşamını sürdürdüğü ve aşinası olduğu Bakırköy'de bulunan Halkevi'nde oyunculuğa adım attı. İlk amatör sahne deneyimlerini burada gerçekleştiren Özkul, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda bir süre oynadıktan sonra Ankara Devlet Tiyatrosu'na geçti. Ardından da, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda profesyonel oyunculuk kariyerine devam etmeye başladı ve artık bağımsız çalışabilecek düzeye geldiğine kanaat getirerek, özel sektöre geçiş yaparak Ses Tiyatrosu'nda sergilenen oyunlarda rol almaya başladı. Ancak buradaki çalışması uzun soluklu olamadı ve hemen ardından yien özel bir tiyatro olan Küçük Sahne'ye geçti.



Küçük Sahne, genç oyuncunun kariyerinin yükselişinde bir dönüm noktası oldu. Çünkü, ilk defa önemli bir oyunda rol alma şansı doğdu. Sadri Alışık, Nevin Akkaya, Şükran Güngör ve Cahit Irgat gibi güçlü oyuncularla, yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul'un yaptığı ve Steinback'in aynı adlı romanından tiyatroya uyarlanan "Fareler ve İnsanlar"da oynadı. Yeteneği Musin Ertuğrul'un gözünden kaçmayan Özkul, Küçük Sahne'de ayrıca, "Yarış", "Onikinci Gece", "Aşağıdan Yukarı" ve "Karışık İş" gibi başarılı oyunlarda da yer aldı.



Tiyatro sahnelerinden "tesadüfen" film setlerine geçişi 40'lı yılların sonuna denk düşen Özkul, askerliğini yaptığı dönemde, "Vatan ve Namık Kemal" adlı filmde yönetmen asistanlığı yapan arkadaşı Sırrı Gültekin'i ziyaret için Yeşilçam'a gittiği birgün ilk defa bir filmde figüran olarak rol aldı. Üniformalı bir figüran arayışı içinde olan arkadaşının ricasını kırmayarak, biraz da komik bir anı olsun diye kamera karşısına geçti ve rol aldığı filmlerle, Türk sinemasına damgasını vuran önemli karakter oyuncuları arasına girmesini sağlayacak sinema serüveni böylece başlamış oldu.



50'li yılların başlarında, ilk olarak beyaz perdenin siyah-beyaz karelerinde küçük rollerle karşımıza çıkan Özkul, ilk defa 1950 yılında, senaryosu İhsan Koza ile Nazım Hikmet tarafından yazılan ve Vedat Ar'ın yönetmenliğinde çekilen "Üçüncü Selim'in Gözdesi" adlı bir İpek Film yapımında yer aldı. Hemen ardından, 1951'de, yine birer İpek Film yapımı olan "Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan" ile "Lale Devri"nde yardımcı oyuncu olarak kamera karşısına geçen Özkul, aynı yıl, Muhsin Ertuğrul'un yönetmenliğinde çekilen "Evli mi Bekar mı" ve Baha Gelenbevi'nin yönettiği "Barbaros Hayrettin Paşa" adlı filmlerde başrol oynadı.


Yabancı sinemanın tipik karakterlerinden etkilenen Türk sinemasında, Burhan Felek tarafından Lorel-Hardi ikilisinin kendi kültürümüze uyarlanmasıyla dönüştüğü Edi-Büdü ikilisinin 1952 yılında sinemaya aktarılmış versiyonu olan "Edi ile Büdü Tiyatrocu" ve "Edi ile Büdü" filmlerinde Vasfi Rıza Zobu ile birlikte rol alan Özkul, artık sinema çevrelerinde adını duyurmaya, halktan büyük ilgi görmeye başlamıştı. İlk yıllarında genellikle İpek Film yapımlarında yer alan oyuncu, çoğu zaman komedi türü filmlerde rol aldı ve özellikle mimikleriyle, samimi tavırlarıyla halk tarafından kısa sürede benimsendi. Ancak asıl başarısını Arzu Film yapımlarıyla yakaladı.




1953
yılında, Muhsin Ertuğrul'un yönettiği "Halıcı Kız" filminde yer aldıktan sonra kariyerinin önü iyice açıldı. Aynı yıl, fantastik bir komedi olan ve senaryosu yine İhsan İpekçi ile Nazım Hikmet tarafından yazılan "Balıkçı Güzeli/1002. Gece" ve ardından, 1956'da çekilen "Kalbimin Şarkısı" adlı duygusal film ile karakter oyunculuğuna doğru yönelişe geçen Özkul, "Miras Uğrunda" ve Zeki Müren'in başrolünü oynadığı "Altın Kafes" ile oyunculuk gücünü ortaya koyarak; dram, duygusal, komedi gibi farklı türlerde her kalıba girebilen bir oyuncu olduğu kanısını pekiştirmeye başladı.


Sinema çalışmalarının yanı sıra, gönül verdiği tiyatro sahnelerini de bırakmayan Özkul, 1957 yılında Devlet Tiyatroları'nın yönetmenliğine getirildi. Sanat kariyerinde adeta bir atılım olarak değerlendirilebilecek bu gelişmenin ardından, Küçük Sahne'yi terk etmek zorunda kaldı. Bu durum, sanatçının profesyonel oyunculuğa adım attığı Küçük Sahne'nin, ustasını kaybetmesiyle birlikte daha fazla tutunamayarak dağılmasına neden oldu.



1960
ile 1970 yılları arasında kırkın üzerinde filmde rol alan Özkul, daha önce Atlan Karındaş'la birlikte tiyatro sahnesine de aktardığı ve oyunun inanılmaz başarısı sonucunda, 1971 yılında Türk tiyatro ve ortaoyunu üstadı İsmail Dümbüllü'den "ortaoyuncular kavuğu"nu devralmasını sağlayan, Sadık Şendil'in yazdığı "Kanlı Nigar" adlı muhteşem eserin sinema versiyonunda da yer aldı. 1968yılında, Ülkü Erakalın'ın yönetmenliğinde çekilen filmde, Belgin Doruk ve Selma Güneri'yle birlikte rol aldı.


Türk sinemasının en verimli dönemlerinden olan 70'li yıllara gelindiğinde, geniş bir oyuncu kadrosuna sahip, aile filmlerinde rol almaya başlayan Özkul, özellikle Adile Naşit'le iyi bir ikili oluşturdu ve bu ikili halk tarafından da çok sevildi; benimsendi.



Yakışıklı olmasa da, hatta çirkince bir yüze, uzun ve ince bir fiziğe sahip olsa da birkaç filmde jön rollerde yer alan ve hiçbir zaman kötü rollere yakıştırılamayan Özkul, özellikle bu yıllarda Türk sinemasının klişe konularında "fakir ama gururlu", iyi kalpli, babacan karakterleri canlandırdı.

1972 yılında Hülya Koçyiğit ve Tarık Akan'la birlikte rol aldığı Sev Kardeşim adlı filmdeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı.70'li yıllarda, Ertem Eğilmez imzalı filmlerde unutulmaz rollere hayat veren, ağlatan duygusal replikleri o etkileyici sesiyle Türk izleyicisinin hafızasına kazıyan Özkul, "Neşeli Günler", "Mavi Boncuk", "Aile Şerefi", "Gırgıriye" serileri, "Gülen Gözler" ve "Bizim Aile" gibi filmlerle karakter oyunculuğundaki ustalığını ortaya koydu.
Sanatçının unutulmaz rolleri arasında zirveyi ele geçirense, "Hababam Sınıfı" seri fimlerinde canlandırdığı, disiplinli, ancak yufka yürekli öğretmen "Kel Mahmut" karakteri oldu. Öyle ki, bu tipleme neredeyse adını aşarak sanatçının lakabı haline geldi ve bu şekilde anılmaya başlandı.



80'li yıllarda duraklama dönemine giren Yeşilçam'da video filmlerine yönelişi izleyen Özkul, bu dönemde kalitesi düşük birtakım sinema ve video filmlerinde rol aldı. Ardından, tek televizyonlu dönemin sonlarına doğru dizi çekimlerinin artış göstermesiyle birlikte,1987 yılında TRT'de yayınlanmak üzere çekilen "Uzaylı Zekiye" adlı dizi için kamera önüne geçti. Bu dizinin ardından birkaç filmde daha rol alan ünlü oyuncu, içkiye olan düşkünlüğünün de etkisiyle sağlığı ile ilgili sorunlar yaşamaya başladı ve özel projeler dışında herhangi bir çalışma yapmadı.

1995 yılında, Kemal Sunal'la birlikte, "Şaban ile Şirin" adlı filmde yer aldı. 90'lı yılların ikinci yarısında, bilhassa özel televizyon kanallarının sayısı artış gösterdikçe, Yeşilçam'a olan rağbet azalmış; televizyon ekranlarına yönelik çalışmalar; özellikle de dizi yapımları ön plana çıkmıştı. Ancak bu furyadan kendini uzak tutan Özkul, 1996'da, izleyiciden büyük ilgi gören ve senaryosu Kandemir Konduk tarafından yazılan "Ana Kuzusu" adlı dizide Perihan Savaş ve Ayşen Gruda ile birlikte rol aldı.


Aynı yıl, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle, jübilesini yaparak tiyatro sahnelerine veda etti. Yaşamı boyunca pekçok tiyatro ve sinema yapımında emeği geçmesine rağmen, zaman zaman ciddi maddi zorluklar içine girmiş olan Özkul'a, bu geceden elde edilen gelirle bir ev alındı.
Yine 1996 yılında, Veli Çelik'in yönetmenliğinde çekilen televizyon filmi "Ay Işığında Saklıdır"da, Aydan Şener ve Toprak Sergen'le birlikte yer aldı. Ardından, 1998 yılında, Hamdi Alkan'ın "Reyting Hamdi" adlı televizyon eğlence programında, kısa bir süre için Yarmagül tiplemesinin dedesi rolünü canlandırdı. Usta oyuncunun son kez beyaz perdede göründüğü sinema yapımı ise, 2000 yılında Serdar Akar tarafından çekilen "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" oldu.

Sanat yaşamı boyunca 400'e yakın sinema filminde ve sayısını kendisinin bile tam olarak bilmediği sayıda tiyatro oyununda rol alan Münir Özkul adına, 26 Mart 2005 tarihinde İstanbul Beylikdüzü Academia Center içerisinde "Münir Özkul Sahnesi" açılmıştır.



İçkiye düşkünlüğüyle bilinen sanatçı, özel hayatında da inişli çıkışlı bir seyir izleyerek dört evlilik gerçekleştirmiştir. İlk evliliğini Şadan Hanım'la yapan Özkul, kısa süren bu birlikteliğin ardından Suna Selen ile hayatını birleştirmiş ve bu evlilikten Güneradında bir kızı olmuştur. Kızları sekiz yaşındayken, çift boşanma kararı almıştır.


Sonrasında Özkul, Tophaneli Örümcek Yaşar lakabıyla anılan Yaşar Hanım'la üçüncü evliliğini gerçekleştirmiş; ancak bu da uzun sürmemiştir. Son olarak, halen yaşamını birlikte sürdürdüğü Şadan Hanım ile evlenmiştir.



Mankenlik ve CNN Türk'te televizyon programcılığı yapan kızı Güner Özkul'un girişimiyle, 2005 yılında, sanatçıyı birçok yönden ele alan ve yaşamının bir dönemine farklı şekillerde tanıklık etmiş kişilerin kaleme aldığı yazılardan derlenmiş, "Aktör Dediğin Nedir Ki? / Münir Özkul Kitabı" adlı bir kitap yayımlanmıştır.


1998 yılında, T.C. Kültür Bakanlığı, Münir Özkul'a Devlet Sanatçısı ünvanını vermiştir. Özkul, İsmail Dümbüllü'den aldığı ünlü kavuğu, 1989 yılında tiyatro oyuncusu Ferhan Şensoy'a devretmiştir.



1991
yılında ise, en önemli tiyatro ödülleri arasında gösterilen, Dümbüllü Ödülü'ne layık görülmüştür.


8 Nisan 2007tarihinde, Mizah Üretenler Derneği, Karikatürcüler Derneği ve Bakırköylü Sanatçılar Derneğitarafından ortaklaşa düzenlenen "II. Mizah Ödülleri" töreninde, Münir Özkul Özel Ödülü, ünlü tiyatrocu Nejat Uygur'a verilmiştir.

Demans hastalığı ile yaşayan Özkul, 2003 yılından bu yana evinden dışarıya çıkmak ve kimseyle görüşmek istemiyor. Hastalığı yüzünden geçmişe dair birçok şeyi hatırlamıyor ve ölen arkadaşlarının yaşadıklarını sanıyor. Özkul, kendisine ait mütevazı bir evde rahat bir yaşam sürdürüyor.

"Aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da
sesimiz bu hoş kubbede bir hoş seda olarak kalır. (...)

Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz fısıldaşır durur sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. Perdeee!"



__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
19 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.12.2011, 23:37   #2
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -


Filmleri

  • Ay Işığında Saklıdır 1996
  • Nasreddin Hoca 1993
  • Al Dudaklım 1993
  • Arabesk 1988
  • Acı Gurbet 1988
  • A Ay 1988
  • Afife Jale 1987
  • Kuşatma 2 / Şok 1987
  • Aile Pansiyonu 1987
  • Günah 1987
  • Kadersiz Kullar 1987
  • Yaşamaya Mecburum 1987
  • Yıllar 1987
  • Uzaylı Zekiye 1987
  • Otobüs Yolcuları / İhsaniye - Karasu 1987
  • Ana Kucağı 1986
  • Kızlar Sınıfı Tatilde 1986
  • Babalar da Ağlar 1986
  • Dayak Cennetten Çıkma 1986
  • Elmayı Kim Isırdı 1986
  • Milyarder 1986
  • Büyük Günah 1985
  • Ya Ya Ya Şa Şa Şa 1985
  • Deliye Hergün Bayram 1985
  • Çalınan Hayat 1985
  • Duyar Mısın Feryadımı 1985
  • Sarı Öküz Parası 1985
  • Şaşkın Gelin 1984
  • Küçük Ağa 1984
  • Geçim Otobüsü 1984
  • Çaresizim 1984
  • Kızlar Sınıfı 1984
  • Gırgıriyede Büyük Seçim 1984
  • Şaşkın Ördek 1983
  • Dostlar Sağolsun 1983
  • İlişki 1983
  • Gırgıriyede Cümbüş Var 1983
  • Gazap Rüzgarı 1982
  • Bir Yudum Mutluluk 1982
  • Islak Mendil 1982
  • Ağlayan Gülmedi mi? 1982
  • Altın Kafes 1982
  • Buyurun Cümbüşe 1982
  • Talih Kuşu 1982
  • Adile Teyze 1982
  • Şıngırdak Şadiye 1982
  • Görgüsüzler 1982
  • Beni Unutma 1982
  • Deliler Koğuşu 1981
  • Bizim Sokak 1981
  • Gırgıriyede Şenlik Var 1981
  • Gırgıriye 1981
  • Banker Bilo 1980
  • İbiş 1980
  • Erkek Güzeli Sefil Bilo 1979
  • Gelinciklerim 1979
  • Aşkın Gözyaşları 1979
  • İbiş in Rüyası 1979
  • Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor 1978
  • Neşeli Günler 1978
  • Cennetin Çocukları 1977
  • Gülen Gözler 1977
  • Hababam Sınıfı Tatilde 1977
  • Aşk Dediğin Laftır 1976
  • Aile Şerefi 1976
  • Hababam Sınıfı Uyanıyor 1976
  • İşte Hayat 1975
  • Gülşah 1975
  • Bizim Aile / Merhaba 1975
  • Hababam Sınıfı 1975
  • Gece Kuşu Zehra 1975
  • Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı 1975
  • Beş Milyoncuk Borç Verir Misin 1975
  • Hasret 1974
  • Beş Tavuk Bir Horoz 1974
  • Gariban 1974
  • Mavi Boncuk 1974
  • Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz 1974
  • Salak Milyoner 1974
  • Niyet 1973
  • Çulsuz Ali 1973
  • Izdırap 1973
  • Şaban İstanbul'da 1973
  • Kaynanam Kudurdu 1973
  • Oh Olsun 1973
  • Yalancı Yarim 1973
  • O Ağacın Altında 1972
  • Üç Sevgili 1972
  • Karamanın Koyunu 1972
  • Ver Allahım Ver 1972
  • Yiğitlerin Kaderi 1972
  • Tatlı Dillim 1972
  • Sev Kardeşim 1972
  • Senede Bir Gün 1971
  • Kezban Paris'te 1971
  • Son Hıçkırık 1971
  • Bebek Gibi Maşallah 1971
  • Beklenen Şarkı 1971
  • Solan Bir Yaprak Gibi 1971
  • Donkişot Sahte Şövalye 1971
  • Yedi Kocalı Hürmüz 1971
  • Beyoğlu Güzeli 1971
  • Aşk Uğruna 1971
  • Beyaz Kelebekler 1971
  • Gönül Hırsızı 1971
  • Hayatım Senindir 1971
  • İbiş Gangsterlere Karşı 1971
  • İşte Deve İşte Hendek 1971
  • Kadifeden Kesesi 1971
  • Tophaneli Murat 1971
  • Ayşecik Ve Sihirli Cüceler Rüyalar Ülkesinde 1971
  • Aşk Hikayesi 1971
  • Hayat Sevince Güzel 1971
  • Tatlı Meleğim 1970
  • Kara Dutum 1970
  • Bütün Aşklar Tatlı Başlar 1970
  • Kalbimin Efendisi 1970
  • Yuvasız Kuşlar 1970
  • Yumruk Pazarı 1970
  • Ali İle Veli 1970
  • Allı Yemeni 1970
  • Berduş Kız 1970
  • Dikkat Kan Aranıyor 1970
  • Dönme Bana Sevgilim 1970
  • Yavrum 1970
  • Küçük Hanımefendi 1970
  • Şoför Nebahat 1970
  • Son Kızgın Adam 1970
  • Hayatım Sana Feda 1970
  • Seven Ne Yapmaz 1970
  • Arım, Balım, Peteğim 1970
  • Sevgili Babam 1969
  • Boş Çerçeve 1969
  • Uykusuz Geceler 1969
  • Gelin Ayşem 1969
  • Nisan Yağmuru 1969
  • Sevdalı Gelin 1969
  • Ayşecik'le Ömercik 1969
  • Fakir Kızı Leyla 1969
  • Bana Derler Fosforlu 1969
  • Nilgün 1968
  • Artık Sevmiyeceğim 1968
  • Kanlı Nigar 1968
  • İstanbul'da Cümbüş Var 1968
  • Kara Gözlüm Efkarlanma 1968
  • Yayla Kartalı 1968
  • Urfa İstanbul 1968
  • Kalbimdeki Yabancı 1968
  • Çifte Tabancalı Damat 1967
  • Elveda 1967
  • Sürtüğün Kızı 1967
  • Yaşlı Gözler 1967
  • Bir Millet Uyanıyor 1966
  • Denizciler Geliyor 1966
  • Ben Bir Sokak Kadınıyım 1966
  • Aşkın Kanunu 1966
  • Seni Sevmiyorum 1966
  • Fakir Bir Kız Sevdim 1966
  • Kan Gövdeyi Götürdü 1965
  • Senede Bir Gün 1965
  • Kart Horoz 1965
  • İnatçı Gelin 1965
  • Bilen Kazanıyor 1965
  • Seveceksen Yiğit Sev 1965
  • Şoför Nebahat Bizde Kabahat 1965
  • Şekerli Misin Vay Vay 1965
  • Yalancının Mumu 1965
  • Cezmi Band 007.5 1965
  • Gönül Kuşu 1965
  • Dokunma Bozulurum 1965
  • Kahreden Kurşun 1965
  • Bir Bahar Akşamı 1961
  • Yumurcak 1961
  • Yaman Gazeteci 1961
  • Taş Bebek 1960
  • Gurbet 1959
  • Altın Kafes 1958
  • İftira 1958
  • Kalbimin Şarkısı 1956
  • Bir Aşk Hikayesi 1955
  • Tuş / Bir Aşk Hikayesi 1955
  • Ah gönlüm, Vah gönlüm 1954
  • Balıkçı Güzeli / 1002. Gece 1953
  • Edi İle Büdü 1952
  • Edi İle Büdü Tiyatrocu 1952
  • Barbaros Hayrettin Paşa 1951
  • Evli Mi Bekar Mı 1951
  • Lale Devri 1951
  • Yavuz Sultan Selim Ve Yeniçeri Hasan 1951
  • Üçüncü Selim'ın Gözdesi 1950

Rol Aldığı Tiyatro Oyunları
  • İstanbulu Satıyorum
  • Soyut Padişah
  • Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
  • Çayhane
  • Fareler ve İnsanlar
  • Keşanlı Ali Destanı
  • Yorgun Matador

Aldığı Ödüller
  • 1967: İlhan İskender Ödülü (Kanlı Nigâr oyunuyla)
  • 1972: Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Karakter Oyuncu Ödülü, Sev Kardeşim
  • 1991: Dümbüllü Ödülü
  • 1997: Altın Kelebek Ödülleri Onur Ödülü
  • 1999: Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü "Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü"
  • 2004: 37. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri Onur Ödülü
  • 2006: Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
18 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 23.12.2011, 23:52   #3
Çevrimdışı
SuLTaN
Fosforlu

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Babam Münir Özkul




Aktör Dediğin Nedir ki? Münir Özkul Kitabı'nda, unutulmaz oyuncuyu yakınları anlatıyor. Bu yazıda ise kızı Güner Özkul'un gözünden Münir Özkul'u okuyacaksınız.


Radikal gazetesinin 17/12/2005 tarihli baskısından alıntıdır.


Bebek Güner, yani ben doğduğumda, babam aktör olmasının doğası gereği- bütün ilgiyi üzerimde toplamama, bununla da yetinmeyip ağlayıp zırlamama pek içerlemiş. Zaten hep, "Bi' çocuklarla, bi' de hayvanlarla oynamayacaksın!" der durur. Bunun üzerine, babamı hep "Benim at suratlı damadım!" diye çağıran anneannem beni büyütme işini üstlenmiş. Anneannem ölünceye kadar, sürekli çalışan ve turnelerde sürünen annem ve babam, benim için, evimize gelen en sevdiğim misafirler oldu. Yedi yaşımdayken anneannem öldü ve dedemle birlikte bizim misafirlerin yanına taşındık. Bu arada, babam çoktan içkiyi bırakmış, efendi efendi çalışan biri olmuştu. Gazinolarda 'one man show' yapıyor, atlıyor, zıplıyor, izleyenleri gülmekten kırıp geçiriyordu. Zeki Müren'in neden babamdan sonra sahneye çıktığını ve babamdan daha çok alkışlandığını hiç anlayamamıştım. Çocuk aklı işte; Murat 124'ün Mercedes'ten daha hızlı gidebileceğine inandığım gibi, babamın Cüneyt Arkın dahil dünyadaki bütün erkekleri dövebileceğine de bütün kalbimle inanıyordum zaten.
Derken, annem Güner ağabeye (Güner Sümer) âşık oldu ve dedemi de alıp gitti. Biz babamla baş başa kaldık ve böylece şahane serserilik günlerimiz başladı. Babamın, çocukları akranım olan Muzaffer adlı bir arkadaşı vardı. Hemen her gün onlara gidiyorduk ve ben çok eğleniyordum. Anlaşılan Muzaffer amca da, babam da o kadar çok eğlenmiyorlarmış ki, babamın yeniden evlenmesi gerektiğine karar verdiler. Tophaneli Örümcek Yaşar (Yaşar Anne....) adlı kadınla evlenmesi annemce de uygun görüldü ve evlendiler.

Yaşar Anne, babam ve ben, Kuzguncuk'ta, Nakkaştepe'te köprüye (o zamanlar bir köprümüz vardı) üstten bakan bir eve taşındık. Yürümedi; bir gün Yaşar Anne bizi terk etti ve giderken de, "Bana Örümcek Yaşar diyorlar ama sen benden de kötüymüşsün, akrepsin sen! Akrep Münir!" dedi. Bana melek gibi davranan babama neden 'kötü' dediğini anlamadığım gibi, akreplerin kötü olduğundan da pek emin değildim.

Yatılı okula gidiyordum ve hafta sonları babamla kalıyordum. Sarılık oldum ve babam yalnız başına bana bakamamaktan korktuğu için Çapa'ya yatırıldım. Her gün ziyaretime geliyordu, taksi tutacak parası olmadığı ve otobüslere de kalabalıktan dolayı katlanamadığı için, Eminönü'nden Çapa'ya kadar yürüyordu. Babam bütün parasını hoşuma gideceğini ve bana iyi geleceğini düşündüğü yemekler için harcıyordu. Bir ayda altı kilo alarak domuz gibi oldum ve hastaneden taburcu edildim. Bu arada, babam da hastanedeki bütün kadınların kalbini çalmaktan geri kalmamıştı. Tülin adlı bir hasta benimle çok ilgileniyordu ama aslında babama abayı yakmıştı, Tülin'i sık sık ziyaret eden yeğeni Yıldız da öyle. Babam daha genç ve havalı olan Yıldız'ı tercih etti tabii ki. Her zaman, her şeyin en cafcaflısını, en parlağını, kokuların en ağırını ve renklerin en kırmızısını sever zaten.

Bir gün, babam eve ağlayarak geldi: "15 yıldan sonra sinemada ilk kez başrol oynayacağım..." dedi. Çok mutlu ve heyecanlıydı, hemen ne oynayacağını, kaç para alacağını sordum çok bilmiş bir çocuk olarak. "Kel Mahmut diye bir rol... Öğretmen rolü... Para mı?.. Bilmem! Beş bin lira filan galiba..."

İşte böyle bir adamdı Akrep Münir, hâlâ da öyledir, paraya pula asla aklı ermez, zaten ermesini de istemez. Para işlerinden anlasa saflığını yitireceğini düşünür.
Neyse,Hababam Sınıfı'yla birlikte babam için yeni bir dönem başlıyor, bu arada bizi de zor günler bekliyordu. Nakkaştepedeki ev sahiplerimiz Yaşar Anne'nin tanıdıkları olduğu için oradan kovulduk. Biz de bir oda, bir koridordan ibaret bir bodrum katına taşındık. Gel gör ki, bodrum da olsa bir yalının bodrumuydu taşındığımız yer. Sabahları yüzümüzü yıkamak için boğazın serin sularına dalıyorduk, kirlenen çamaşırların yerine yenilerini alıyorduk, kirlileri gece kimse görmeden akıntıya terk ediyorduk. Bu arada babamdan pek hayır gelmeyeceğini anlayan Yıldız abla bizi kanlı güllü şarkılar söyleyen biri için terk etmişti. Üst katta oturan ev sahiplerimiz babamın serseriliklerinden bıkmış ve bu gidişe bir 'dur' demeye karar vermişlerdi. Yine kovulduk.

Artık Beyoğlu'na dönmüştük ve 12 yıl süren, Ferhan ağabeyin (Ferhan Şensoy) kitabına bile giren 'Kazancı Yokuşu' maceramız başlamıştı. Babam zamparalıklarına devam ediyor ve her yeni sevgilisine "Valla son karım beni terk ettiğinden beri elim kadın eline değmedi, kızımla başbaşayız..." mavalını okuyordu. İşin tuhafı, hepsi de bunu yutuyordu. Fotoroman yıldızı Fabio Testi hayranı Banu, uzun boylu Kumarbaz Suna ve diğerleri... Babam kendi varken evin her yerinde Fabio Testi gibi bir kazmanın posterlerinin asılı olmasına tabii ki tahammül edemezdi. "Kusura bakma... Kızım benim için her şeyden önemli... Seni sevmedi işte, ne yapayım!" deyince pılımızı pırtımızı toplayıp Kazancı Yokuşu'na geri döndük. Babama yaranmak için beni el üstünde tutan kadının çocuk katili olmasına ramak kalmıştı. Suna'yı ise hem annem gibi adı 'Suna' olduğu ve yine annem gibi uzun boylu olduğu için, hem de bana güzel kokulu sabunlar hediye ettiği için çok sevmiştim, ama paradan anlamayan babam, her nasılsa, kumarın kötü bir şey olduğunu bilirdi. "Kusura bakma... Kızım benim için..." diye başladı.

Bu yalan kim bilir babamı kaç kez kurtardı... Ve manken Tülay!.. Çok 'cool'du... İçlerinde en güzeli, en klası oydu. Dual pikabında saatlerce Pink Floyd dinlerdik ve cep foto okurduk. Onun kadar şık bir kadın görmemişimdir belki de. Bir gün Tülay pikabı babamın kafasına fırlattı, babam eğilince pikap camdan dışarı uçup Kodaman Sokak'ta patladı. Babamın canı pek tatlıdır, deli deliyi görünce sopasını saklarmış, biz de oradan tüydük, o iş de öyle bitti.




Aktör Dediğin Nedir ki? Münir Özkul Kitabı, Dost Kitabevi Yayınları &
Ankara Sinema Derneği, 2005


Bütün bilgiler derlemedir, emeği geçenlere çok teşekkürler.
__________________
"Dostlar bizi hatırlasın..."
  Alıntı ile Cevapla
18 Üyemiz SuLTaN'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.12.2011, 00:11   #4
Çevrimdışı
ReaL
Deniz Sevengillerden

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Yeri doldulamayacak güzide sanatçılarımızdan... Çok seviyorum ya.

Hababam sınıfındaki oynadığı karakter, adeta kendi karakteri...

Yakın bir zamanda gözlerini hayata yumar sanki.. Durumu pek de iyi değil..

* * *

Konunun hazırlanışı çok güzel olmuş.. Ellerine sağlık, teşekkürler Sultan..
__________________



Tüm katılımcı arkadaşların okumasını rica ediyorum... Lütfen Tıklayınız..
* * *
  Alıntı ile Cevapla
14 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 24.12.2011, 00:16   #5
Çevrimiçi
Banemin
» » » Çapulcu « « «

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Kendine özgü duruşu ve sağlam karakteriyle sinemamız da unutulmaması gereken isimlerden biri...

Teşekkürler Sultan...



__________________
Ben hiç insan kaybetmedim...
Sadece zamanı geldiğinde, vazgeçmeyi bildim...

  Alıntı ile Cevapla
13 Üyemiz Banemin'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.05.2012, 11:44   #6
Çevrimdışı
Türkü
...> Ata'm İzindeyiz <...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Türk sinemasının devlerinden.

Her filminde ayrı bir hayat dersi vererek,gerek oyunculuğu,gerek saygınlığı,gerekse babacan tavrı ile herkesi kendine hayran bıraktıran güzide sanatcımız.

Sağlıklı günleri olsun.

Teşekkürler Sultan.
__________________
  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz Türkü'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 30.05.2012, 11:53   #7
Çevrimdışı
M_KemalinKızı
... I Am Çapuling ...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Bir an başlığı gördüğümde vefat haberini okumasının korkusu sardı içimi çok tuhaf oldum..

Tiyatronun unutulmaz kişiliği seni çok seviyoruz..
__________________
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

  Alıntı ile Cevapla
7 Üyemiz M_KemalinKızı'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 04.06.2016, 20:29   #8
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -

Hababam sınıfını kaz kez izledim saymadım ama yine olsa yine izlerim...

O süper kadrodan aramızda çok azı kaldı...

Onlardan biri de Mahmut Hoca...

Kendisine acil şifalar dilerim...

__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 05.01.2018, 22:01   #9
Çevrimdışı
Dilaver
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -




@SuLTaN ; foruma uğradığın zaman bir ara bu konuya gel.

Konu başlığına Münir Özkul'un ölüm tarihini iliştir.

Benim elim varmadı.


__________________

Tanrılar, erkeklerin ''balıkta'' geçirdiği zamanı ömründen saymaz. (Babil Atasözü)
  Alıntı ile Cevapla
5 Üyemiz Dilaver'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 06.01.2018, 20:40   #10
Çevrimdışı
Redwine
"Her Şey Güzel Oldu"

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Türk Sinemasının Mahmut Hoca'sı, Yaşar Usta'sı: Münir Özkul (1925 -




Mahmut Hoca,

Ferit, İnek Şaban, Güdük Necmi, Hafize ana seni karşılamaya gelmişler...

Allah rahmet eylesin... Mekanı cennet olsun...
__________________
  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Redwine'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
hocaı, özkul, ustaı, yaşar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 00:01.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.