Dövme | Kalıcı Süsünüz

[@Smyrna]

Kalıcı Süsünüz Dövme

Tarihi çok eskilere dayanan, büyük ihtimalle de modası hiçbir zaman geçmeyecek olan bir süstür dövme. Anlamı çağlara göre farklılaşsa da kişiliğin veya belli başlı özelliklerin vücut süslemeleriyle anlatılmasını temel alan bir sanattır. Neolitik dönemde insanların kabile içindeki statülerini belirtmek ve gerektiğinde korkutucu bir görünüm elde etmek için dövme yaptıkları söyleniyor. Kültürler değiştikçe dövmenin kullanım amaçları da değişiyor. Örneğin yüze yapılan dövmeler Japonya’da yakuzayı (Japon mafyası) çağrıştırırken, batıya doğru ilerlediğimizde dövme dini bir gelenek olarak karşımıza çıkıyor.
Günümüzde dövme genellikle “kozmetik” amaçlı, yani daha güzel görünmek için kullanılıyor. Bir diğer kullanım amacı ise kalıcı bir makyaja sahip olmak. Gençlerde dövmeyi bir başkaldırı veya kimliğini ortaya koyma çabası olarak görsek de dövme yaptıran herkesin ortak amacı, iç dünyasına ait bir simgeyi her zaman vücudunda taşımaktır.

Nasıl yapılıyor?

Dövmenin mantığı, derinin altına boya enjekte edilmesi üzerine kuruludur. Boyanın enjekte edildiği alt deriye ulaşmak için deride delikler açılır ve bu deliklere iğneyle boya doldurulur. Delikler birbirine çok yakın olduğu için boyanın dağılımı da homojen bir şekilde gerçekleşir. Eskimoların uyguladığı teknik ise deriyi bir iğne veya dikenle deldikten sonra, isli bir iğneyi açılan delikten geçirmek ve boya görevi gören isin deri altında kalmasını sağlamakmış. Elbette ki kendi dövmenizi kendiniz yapmak istemezsiniz çünkü dövme yaptırmadan önce dikkat etmeniz gereken çok önemli ayrıntılar bulunmaktadır.
Günümüzde kalıcı makyaj da dövme mantığında yapılır. Kaşlarınızdan memnun değilseniz yeni bir kaş çizgisine sahip olabilir veya dudaklarınızdan hiç çıkmayan bir ruj elde edebilirsiniz. Kalıcı makyaj bir de kirpik çizgisine yapılıyor. Yani isterseniz siz de sürmelenmiş gibi gözlere sahip olabilirsiniz. Bu işlem için krem veya iğneyle lokal anestezi uygulanıyor. Daha sonra, derinin bir milimetre altına iğneyle boya enjekte ediliyor. Kalıcı makyajı da herkese yaptırmamak gerekiyor. Hem uygulama bölgelerinin hassaslığı hem de uygulanacak renklerin seçimini göz önünde bulundurmanız ve yüzünüzü deneyiminden emin olduğunuz kişilere teslim etmeniz şart.

Dövme yaptırmadan önce...

Dövme yaptırmak için öncelikle çok kararlı olmak gerekir. Seçilen şekil veya yazı ne olursa olsun, özel işlemler yapılmadığı sürece bu simgenin bedeninizin bir parçası olacağını ve hep aynı yerde kalacağını kabullenmeniz gerek. Dövme yaptırmak,bir kolyeyi çıkarıp yerine başkasını takmak gibi olmadığı için, aklınıza geldiği her an soluğu bir dövmecide almamanızı tavsiye ederiz.

Diğer çok önemli konu ise dövmeyi nerede yaptıracağınıza karar vermenizdir. Her şeyden önce dövme yaptıracağınız mekanda hijyene dikkat etmeniz gerekir. Özellikle kan yoluyla bulaşan hastalıklara karşı dikkatli olmalısınız. Örneğin, gittiğiniz stüdyoda dövmenin yapıldığı alan tamamen sterilize edilmeli, herkesin rahatlıkla girip çıktığı bir yer olmamalı.

Dövme yapılırken kullanılan malzemelerin tek kullanımlık olduğundan emin olmanız gereklidir. Dövme sanatçısı mutlaka steril eldiven kullanmalı, boyaları özel bir maşayla, el değmeden alıp kullanacağı alana yerleştirmelidir. Bununla birlikte, kullanılacak iğne de sizin gözünüzün önünde paketinden çıkarılmalı ve kullanımı bittikten sonra atılmalıdır. Hala güvensizlik hissediyorsanız boyaların kanserojen olup olmadığını, iğnelerin nereden alındığını ve nasıl şartlarda saklandığını, stüdyoda kullanılan iğneler dışındaki aparatların bir otoklav cihazında sterilize edilip edilmediğini ve kullanılan gereçlerin sahip olduğu belgeleri dövmecinize sorabilirsiniz.

Ya sıkılırsam?

Kararlı olmanız, vücudunuzda taşıyacağınız simgeyi çok iyi seçmeniz gereklidir fakat dövmenizden sıkılmanız da mümkün. Ne var ki dövmeden kurtulmak kolay değil. Dövmeden kurtulma yolu olarak görülen lazerle silme yöntemi boyayla renklendirilmiş pigmentlerin renklerinin açılması esasına dayanıyor. Bir dövmeden tamamen kurtulmak istiyorsanız ondan fazla seansa girmeniz gerekebiliyor. Bu seanslar hem sabır gerektiriyor hem de dövmeyi yaptırmaktan daha çok para harcamanıza sebep olabiliyor. Şu sıralar pek çok klinikte lazerle dövme silme işlemi yapılıyor ama özellikle dikkat etmeniz gereken konu, dövme silme işleminin epilasyonda kullanılan lazerle yapılmadığından emin olmak. Dövme silmek için “Q anahtarlı” isimli bir lazer kullanılıyor. Epilasyonda kullanılan lazer ise uygulandığı bölgede kalıcı yara izi bırakabiliyor.

Bir diğer dövme silme yöntemi ise yeni bir teknoloji olan “Recell yöntemi”. Bu teknik, yeni deriye ihtiyaç duyulan bölgenin yakınlarından renk ve deri kalitesine uygun deri örneği alınmasını ve gereken bölgeye yerleştirilmesini temel alıyor. Elbette her iki yöntem de büyük bir mali külfete yol açıyor. Siz en iyisi dövmenizi ve yaptırmak istediğiniz bölgeyi seçtikten sonra 1-2 yıl bekleyin ve düşünün. Hala dövmeniz konusunda kararlıysanız güvendiğiniz bir stüdyoya gidebilir ve hayatınız boyunca silinmeyecek bir ize sahip olabilirsiniz.

[@LaLe]

Ufacık bir dövme hoşuma gidebilir, ama çok büyük olanlarını kesinlikle istemem.

Askılı bir elbise giyildiği zaman, alakasızca sırıtan kocaman bir dövmenin güzel olmadığını düşünüyorum.

İleride pişman olup o izlerden kurtulmak istendiğinde de çekilen eziyet cabası.


Konu için teşekkürler Smyrna. İlk resimdeki çocuğun duruşu ne öyle?

[@Smyrna]

Naapsın garip, dövmeyi başka nasıl gösterebilir?

[@Seyyah]

Bugünkü zevklerinizle gelecekteki zevkleriniz tutmayabilir...
bence hayatınız boyunca bir parçası olacağınız şeyin dövmesini yaptırın...

[@Smyrna]

Eğer aradığım "işte bu" dediğim bi minik şekil bulursam birgün bende yaptırmayı düşünüyorum. ( sakın acısından korktuğumu sanmayın )

[@Abartmatozu]

ben tam olarak bunu düşünüyorum
mesleki açıdan sorun olur korkusu var
belkide omuzumda gözükmez

[@Smyrna]

Diğer yerleri bilmem ama İzmir'de bu dövmeyi bedava yapıyorlar abartma...

[@nur@n]

Omuzda küçük hoş bir martı resmi fena olmaz gibi geliyor bana da..

süperman pek estetik gelmedi bana..aceleye gelmiş dövmesi..

[@Süperman]

Orjinal Mesaj Sahibi nur@n

süperman pek estetik gelmedi bana..aceleye gelmiş dövmesi..

Bence çok iyi ama fiyatı baya yüksek
Sordumda 2.000TL dediler

[@Kartal]

Acısının zevk verdiği kadar şeklinin de manevi olarak rahatlık sağladığı sanat

Uzm. Psk. Alper Aksoy
Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği

İnsanlar binlerce yıldır bedenlerini boyuyorlar. İlk örtünme, giysi dönemi başladığında bile, insanoğlu bedenini kuru bitki yapraklarıyla boyadığı görülmüştür. Bu boyamalar kimi zaman bir harf ya da yazı, bir şekil ya da resim şeklindedir. Bedenlere eski çizgilerle yeni anlamlar yükleyen dövme, inanca dayanan bir sanat formudur. Dövme, bedene uyumlu bir boya maddesinin ömür boyu çıkmayacak biçimde derinin alt yüzeyine desenler halinde nakşediliş sanatıdır.



Dövme Nedir?
Dövme, vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan yazı veya resim olarak tanımlanmaktadır. Dövme, kimi zaman bir harf, bir isim ya da bir sembol olarak karşımıza çıkar. İnsanların dövme yapma amacı belki duygularını dışa vurum belki de süs ya da gösteriş amaçlıdır. Ama dövmenin çok eski zamanlardan beri insanoğlunun kendini ifade etme sanatı ya da yöntemi olduğu görülmektedir.

Hintliler, Japonlar, Amerika Yerlileri ve Afrika'daki bazı kabileler dövmeyi bir süs olarak yaparlar. O dönemde insanlar dövmeyi bir statü sembolü olarak kullanmalarının yanı sıra, dövmenin onları kötü ruhlardan, hastalıklardan, büyülerden koruduğuna inanırlardı. Semboller ve motifler kişiyi ifade edecek mesajlar içerirdi. Geleneksel dövmelerde kullanılan bu motif ve sembollerin verdiği mesaj incelendiğinde, bunun bir tür yazı olduğu görülmüştür.

Günümüzde dövme özellikle Avrupa’ da çok yaygındır. Dövme kentsel yaşamda, özellikle gençler arasında giderek daha fazla popüler olma yolundadır.

Dövmenin genel amacı dışarıdan bakıldığında estetik ya da süslenme olarak görünse de altında sosyo-psikolojik nedenlerde yatmaktadır. Aslında dövme yaptırma isteğinin altında insanlara kendi kişiliği hakkında mesaj vermek, etkilemeye çalışmak, diğerlerinden farklı görünmek veya gençlerde kendini kanıtlama isteği yatmaktadır.


Dövmenin Tarihi
Günümüzde yapılan kazı vb. çalışmalarda çok eski zamanlara ait insanların toprak altındaki kalıntılarında, vücutlarında dövme olduğu ortaya çıkmıştır. Bilinen en eski dövme 1991 yılında İtalya’ da similaun buzulunda bulunan 5300 yıllık buz adamın (iceman) üstünde görülmüştür.
Mısır mumyalarında çoğu kez dövmeye rastlandığı belirtilmektedir. İÖ 2000'lerde Eski Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Mısırlıların dışında Britonların, Galyalıların ve (X)Trakların da dövmeleri vardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, "barbarlara özgü bir uğraş" saydıkları dövmeyi suçlulara ile kölelere yaparlardı.
Katolik kilisesi M.S. 4. yüzyılda “Tanrının imajını bozuyor” gerekçesiyle Roma’daki köle ve mahkumların yüzüne dövme yapılmasını yasaklamıştı. 787 yılında Papa 1. Hadrinan, vücudun herhangi bir yerine dövme yapmayı batıl inanç ve Paganizmi çağrıştırdığı için tümüyle men etmişti. Buna karşın ilk Hıristiyanlar, bedenlerine Hz. İsa'nın adını ya da haç desenleri taşıyan dövmeler yaptırmışlardır.

Cezayirli gemiciler aracılığı ile Osmanlı denizcileri arasında yaygınlaşan dövme 17. yüzyıldan itibaren Yeniçerilerce bağlı bulundukları “orta”yı (bölük) simgelemek amacı ile yaptırılmaya başlanmış, Yeniçeri ocağı kapatılıncaya kadar sürmüştür. Her Yeniçeri neferi, mensup olduğu taburun figürünü, el, kol, pazu, baldır, göğüs gibi vücudunun görünen yerine dövme olarak yaptırıyordu. 17. yüzyılda bütün İstanbul'da esnaf ve alt tabakanın oğlan çocuklarına bir Yeniçeri dövmesi yaptırmak çok yaygın bir moda haline gelmiştir. 2. Mahmut, 1826'da Yeniçeri Ocağı'nı kaldırdığında Ocak'ta kaydı olmayan pek çok Yeniçeri adayı genç de vücutlarındaki Yeniçeri dövmeleri yüzünden idam edilmiştir.

Çağlar boyu Avrupa da kaybolan dövme geleneği, 19. yüzyıl İngiltere’sinde aniden canlandı; Kaptan Cook’un 1769’daki ilk seyahatiyle birlikte denizciler arasında yaygınlaşıp egzotik biçimde renklilik kazandı. Galler Prensi 1862’de kutsal toprakları (Filistin’i) ziyaret edince koluna bir haç dövmesi yaptırdı. Kral Edward VII, oğlu George’un 1882’de Japonya ziyareti sırasında bileğine bir canavar motifi işlendi. Böylece dövme İngiltere’de krallık fermanı ile onaylanmış oldu.
Dövme 20. yüzyılın başlarından sonra, özellikle denizciler arasında yaygınlık kazandı. Romantik duyguları, yurtseverliği ya da dindarlığı belirtmek amacıyla dövme yaygın olarak kullanıldı ve günümüzde de kullanılmaktadır. Ama hijyene önem verilmediği ve AIDS gibi bazı hastalıkları bulaştırdığı gerekçesiyle dövme yapmaya yasal sınırlamalar getirilmiştir.
Dünyanın tüm bölgelerinde dövmenin aşağı yukarı benzer nedenlerle yapıldığını, benzer geometrik şekillerin kullanıldığını görmek mümkündür. Sadece yapılış tekniği, dövme yapımında kullanılan malzemelerin farklı oluşu ve dövmenin vücutta uygulandığı yer bakımından birbirlerinden farklılık gösterdikleri görülmektedir.

Semboller de tıpkı mitolojiler gibi evrensel ölçekte aynı özellikleri gösterirler. Gerçek ile hayal arasındaki bağlantıyı oluşturur semboller. Etnik topluluklar, diller, inançlar, yaşam biçimleri farklı olsa da kullanılan sembollerin dili ortaktır.


Anadolu’da Dövme
Geleneksel dövme çok geniş bir coğrafyada pek çok toplum tarafından uygulanmıştır. Dövme adeti ülkemizde özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaygınlık kazanmıştır.Güney Doğu Anadolu tarihinde dövme “dek” kelimesi ile anılırdı. Dövme yapan erkeğe “dekkak”, bayana “dekkake”, dövme yaptıran erkeğe “medkuk”, kadına “medkuke” denirdi. Güney Doğu Anadolu’da gezgin yaşayan bir topluluk olan Karaçiler bunu bir meslek olarak yapmıştır.
1991 yılında Gaziantep Barak bölgesinde yapılan araştırmalarda 40-45 yaşın üzerindeki erkek ve kadınların el, yüz ve vücutlarında yörede “dövün” olarak adlandırılan dövmelere rastlanmıştır. Bu kişilerde el, yüz ve vücudun çeşitli bölümlerinde bulanan dövünler; 18-20 yaş civarı genç kızlarda yalnız sağ yanakta bir nok­ta şeklinde yer almaktadır. Dövün, kadınlar tarafından özellikle çene, çene altı, ayak bileği, boyun, göğüs ve el üstlerinde tercih edilmekte, erkeklerde ise burun üzeri ve alın ortasında, el üstlerinde, el bileğinde ve kollarda dövüne rastlanmaktadır.

Dövmeler genel olarak süsleme için yapılsa da kişiler uğur getirdiği, kazancı artırdığı, bereketi sağla­dığı inancı ile dövme yaptırdıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca çocuğu olmayan kadınların bellerine yaptırdıkları dövme sayesinde çocukları olacağına ilişkin inanç mevcuttur.

1994 yılında Çankırı’da bir Türkmen köyünde yapılan çalışmada ise 50-55 yaş civa­rındaki kadınlarda, burnun üst kısmı ve alnın ortasında bulunan ay-yıldız şeklinde döv­menin dışında vücudun başka hiçbir yerinde dövmenin bulunmaması dikkati çekmiştir. Bu dövmenin özelliği ise kız sütü (yeni doğum yapmış ve kız çocuğu olmuş bir annenin sütünün) isle karıştırılması, bu karışımın dövmede kullanılmasıdır. Dövme yapılırken yine üç iğne bir araya getirilmekte, kaynak kişiler bunun atalarından kalma bir süs oldu­ğunu belirtmektedirler.

Urfa, Mardin ve Diyarbakır’da dövme; dak ya da dek olarak da anılmaktadır. Bu yö­relerde en fazla dikkat çeken dövme motifi özellikle şakaklarda görülen beş parmağı stilize eden şekildir. Bu şekillere Gaziantep’te de rastlamak mümkündür.
Dövme motiflerinde mezar taşlarından, dokumalarımıza, mimarimizden işleme tekniklerimize kadar uzanan ve hemen hepsinde dinsel, büyüsel, mitolojik; sosyal ve cinsel statü, aşiret işareti niteliği taşıyan motiflerin benzerlerini bulmak mümkündür. Bu mo­tiflerin kişiyi rahatsızlıklardan, nazardan koruduğuna; güzellik ve yiğitlik getirdiğine olan inanç halen devam etmektedir.


Yukarı Mezopotamya Bölgesi’nin Urfa, Mardin, Diyarbakır sahalarında yapılan araştırmalarda dövmenin şu nedenlerle yapıldığı saptanmıştır:

-Kötü güçlerden korunma, şans sağlama
-Kötü güçlerin kendisine zarar vermesini engellemek
-Üzerine gelen uğursuzluğu savmak, şanssızlıktan kurtulmak
-Yılan, akrep gibi zehirli hayvanların ve yırtıcıların kendine ve
ailesine zarar vermesini engellemek için bu canlıları temsil eden figürleri bedenine işlemek
-Kötü güçlerin yol açtığını düşündükleri çocuk ölümlerine karşı çocuklara dövme yaptırmak

Görülüyor ki yapılan şekiller, bunların vücutta kullanıldığı yerler ve yapıldıkları malzeme ne olursa olsun dövme inanışı insanın biyolojik yaşamını sürdürümünün etkin bir büyüsel aracı olarak kullanılmaktadır.

İnsan doğada olup bitenleri anlayabilmek, anlayamadıklarını imge, simge ve sembollere çekerek anlaşılır, dokunulabilir, somut kılmak; doğadaki güçlerle kendini eşitleyebilmek ve böylece doğada kendisi için açıklanabilir bir anlam ve güç dizgesi kurarak varlığını sürdürebilmek için bu şekillerin büyüsünden binlerce yıldır faydalanmıştır.


Eğer çocuğunuz dövme yaptırmak istiyorsa…
•Çocuğunuzun dövme hakkındaki bilgilerini alın.
•Ne yaptırmak istediği, vücudunda nereye yaptırmak istediğini sorun.
•Kararından emin olup olmadığını öğrenin.
•Dövmenin vücuttan silinmesinin zor olduğunu anlatarak bilgi verin.
•Verdiği kararı bir ay sonra tekrar konuşmak istediğinizi söyleyin.
•Eğer fikri değişmemişse önce geçici dövme yaptırma önerisinde bulunun.
•Sonra tekrar konuşacağınızı belirtin.
•Eğer hala istekliyse dövme ile bulaşan hastalıklardan bahsedin.
•Bir profesyonel tarafından yapılması gerektiğini hatırlatın.




Kaynaklar

• Bulut Faik (2002), “Dövme”, Atlas Dergisi, Sayı 113, Ağustos, s. 36-54.
• Gülen Abdülkadir (1975), “Mardin’in Kızıltepe Yöresinde Dak ve Döğmeler”, Türk Folklor Araştırmaları, Cilt 13, Sayı 311, s. 7334-7335.
• Kadıoğlu Nihal (2002), “Anadolu’nun Bazı Yörelerinde Dövme Adeti ve Bu Adetin Çağdaş Yaşamdaki Yeri” ve “Doğunun Tenindeki Nakış”, Atlas Dergisi, Ağustos, Sayı 113.
• Yıldırım Deniz (2000), Baraklar ve Dövme, Ankara: Anakara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü Etnoloji Anabilim Dalı, Lisan Tezi.