Namus ve Ahlak Bekçiliği

[@Mustafa Akten]

Namus ve Ahlak Bekçiliği

Muhafazakâr demokrat deyimi malum olduğu üzere Akp yöneticilerinin kendilerini tanımlamak için söyledikleri bir kavram! AKP’nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi. Bu parti 11 yıldır kendi içinde, bizim anlayışımıza göre eksik ve kusurlu bir demokrasinin işleyişi, mantıksız ve adil olmayan bir seçim sistemi, % 10 ülke barajının verdiği avantaj ve en önemlisi toplumsal yanılgı ile parlamento çoğunluğunun sağlanması ile partili vekiller içinden teşekkül eden bir hükümet!

Devamı olduklarını söyledikleri 1960 öncesi Demokrat Parti’nin sadece adı demokrattı, idarecileri ise anti demokratlığın tüm örneklerini sergilediler sonunda tüm uyarılara rağmen bu uygulamalarından vazgeçmediklerinden ceremesini hayatları ile ödediler.

Bu gün toplumsal yanılgı oyları ile parlamentoda çoğunluğa dayalı Adı Adalet olan ama Adaleti idari sistemin bir parçası saymayan, adaleti ve hukuku kendilerine ayak bağı sayan, adalet dışında belli konuları ulemaya sorsunlar diyecek kadar, laik Türkiye Cumhuriyetine yakışmayacak davranışlar sergileyenlenler, mahkeme kararlarını işlerine gelmediğinde uygulamayacak kadar gayri adil ve adaleti bilmeyenler, Türkiye’de hükümet etmektedirler.

Demokrasi olayına gelince 11 yıl öncede Türkiye’de tam demokrasi vardı denemez ancak bu gün hükümet edenlerin söylediği gibi demokrasi bizim için hedefe varmada bir araçtır sözü Cumhuriyet hükümetlerinin hiç biri tarafından söylenmemiş, aksine demokrasinin iyileştirilmesi ve uluslararası normlarda en güzel şekilde nerede ve nasıl işletiliyorsa, onlardan örnekler alınarak güzelleştirme çalışmasına yönelinmiştir.

AKP hükümeti ise adına ileri demokrasi denilen bir kavram kargaşası oluşturmuş, arızalı ve güdümlü idaresi ile tüm yaptıkları yetmiyormuş gibi birde insanların özel hayatına girmeye çalışarak ahlak bekçiliğine soyunmuştur.

Son iki üç günün tartışması, Ahlak bekçiliğine soyunan başbakan! Türkiye’nin işsizliği, Türkiye’nin ithalatı ihracatı, dış ödemeler dengesindeki korkunç açık, sosyal sorunlar, eğitim ve sağlık sorunları, savunma sorunları, TSK’nın aciz duruma düşürülmesi, ülkenin içeride başına musallat olan bölücü ve yıkıcı PKK ve yandaşlarının ayak oyunları, aç ve açıkta kalan vatandaşların kış arifesinde yaşadığı ve yaşayacağı sorunlar hallolmuş, Akp başbakanının yurt sorunları çözülemeyen gençlerin kızlı erkekli bir arada yaşamaları Akp başbakanına sorun olmuş, 18 yaşını bitirmiş rüştünü ispat etmiş insanların nasıl ve nerede kiminle yaşayacağı, zinamı yapacağı herhalde başbakanların işi değildir. Kaldıki AKP hükümetleri sayesinde artık zina ve fuhuş suç olmaktan çıkmıştır.

Tam bir arızalı siyaset ürünü olan çirkin bir politika AKP başbakanının yaptığı. İşin özü birde muhafazakar ve demokrat oluşlarını vurgulamaları. İslam muhafazakârlığı, gericilik, softalık, ilmi ve fenni oluşumlara nakıs yaklaşım, modern çağın yaşam biçimini yüzlerce yıl önceye endekslemeye çalışmaları, kadın üzerinde oynadıkları oyunlar, kadının sosyal sütatü de kendisine tanınan hakları kabullenememesi, kadını ikinci sınıf vatandaş olarak görmesi gibi yaklaşımlarından dolayı dini muhafazakârlar asla demokrat olamazlar fazla anlatmamıza gerek kalmadan muhafazakâr demokratız diyen Akp hükümetinin uygulamalarına bakıldığında örnek olarak ne menem demokrat oldukları anlaşılır.

Demokrasinin bir kurumlar yönetimi olduğunu kabullenemeyen, erkler ayrılığı düzenini içine sindiremeyen, hükümet dışında diğer iki erk’inde kendi direktifleri altında çalışmasını yeğleyen insanların demokrat olmaları beklenemez.

Gerçek demokrasilerde kurumların başındaki insanlar geçici ve emanetçidir. Tüm faşist diktatörler demokrasi nimetlerinden yararlanarak iktidar olurlar, bir daha gitmemek için demokrasinin içine ederler tıpkı bizdeki ileri demokrasi gibi.

İmam Recep Efendi demokrasilerde kurumların kendine tanınan yetkileri olduğunu, yetkilerinin yanında sorumluluklarının olduğunu bilmez, bireylerin demokratik haklarının yanında hemde demokratik ödevler ile yükümlü kılındıklarını bilmez vatandaşa vatandaş değil Osmanlı kulu gibi bakmaya devam eder.

Yetki sorumluluk, hak ve görevler ihlal edildiğinde demokrasiye indirilmiş darbe olarak telakki edilir. İşte şimdi imam Tayyip efendi sosyal yaşamın tanziminin yanında öğrencilerin hayatının tanzimine çalışmakla anti demokratlığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Aslında asıl amaçlanan karma eğitimi kızlar ayrı erkekler ayrı okullarda okutmak haremlik selamlık ihdasını koydular bunu biraz daha geliştirmek ve kimbilir beklide artık okuyan kızların bekaret kontrolünüde yapmak imam Tayyip efendinin görevleri arasına girer.


----06.11.2013---

[@ReaL]

Yetki sorumluluk, hak ve görevler ihlal edildiğinde demokrasiye indirilmiş darbe olarak telakki edilir. İşte şimdi imam Tayyip efendi sosyal yaşamın tanziminin yanında öğrencilerin hayatının tanzimine çalışmakla anti demokratlığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Bir kez daha, bir kez daha diyoruz, eskiler çok çabuk unutuluyor. Toplum kanıksıyor.

Ellerine sağlık, teşekkürler Mustafa Abi..

[@Damon]

Çok iyi yazmışsın abi. Teşekkürler.

[@Kartal]

Mustafa bey ellerinize yüreğinize sağlık
Yine güzel bir yazı, çok yerinde tespitler.

Türkiye’nin işsizliği, Türkiye’nin ithalatı ihracatı, dış ödemeler dengesindeki korkunç açık, sosyal sorunlar, eğitim ve sağlık sorunları, savunma sorunları, TSK’nın aciz duruma düşürülmesi, ülkenin içeride başına musallat olan bölücü ve yıkıcı PKK ve yandaşlarının ayak oyunları, aç ve açıkta kalan vatandaşların kış arifesinde yaşadığı ve yaşayacağı sorunlar

Ayrıca olayın tartışılış biçimide çok ahlaksızca.

İstisnalar kaideyi bozmaz deriz, birkaç münferit olmuş olayı genelleyip, herkesi yaftalamak deyim yerindeyse tam bir aymazlık ve edepsizlik.
Tüm öğrenciler töhmet altında bırakılıyor, ne için? Siyasi rant için.

Kimbilir kaç aile tedirginlikler yaşayıp evlatlarına baskılar yapmaya başlamıştır, kimbilir kaç aile, aile içi tartışma ve sorunlara itilmiştir.
Bu yapılan tartışmaların toplumun ruh sağlığı açısından sonuçlarını da varın düşünün!!

Tam sosyolojik bir cinayet işlenmekte, herkes allak bullak olmuş vaziyette.
Bir başbakanın asli görevi halkının huzurunu sağlamak olması gerekirken en büyük huzursuzluk kaynağı kendisi olmaktadır.

Artık net olarak gözüken birşey varsa başımızda olduğu sürece halkımızın her kesimi huzur yüzü görmeyecektir, bu huzursuzluklardan memnun olanlar desteklerine devam edebilirler, mutlaka bir gün o huzursuzluktan herkes, ama öyle ama böyle mutlaka gün gelecek payını alacaktır.

12 Eylül öncesini yaşayan biri olarak gidişat onu göstermektedir.
Unutulmamalı insan olma erdemine erişmiş her onurlu bireyin kaybedeceği en önemli şeyi özgürlüğüdür, para için savaşanlara karşı kaybedeceği birşeyi kalmayanlar, kaybedeceği şeyi çok olanlara karşı her zaman kazanır.

Örnek kurtuluş savaşımızdır..

[@ReaL]

Bir laf vardır, tutarım.. Çoğu konularda çoğu insanlarla birebir örtüşür, doğruluk payı yüksektir..

"Kişi kendinden bilir işi"

[@Kartal]

Orjinal Mesaj Sahibi ReaL

Bir laf vardır, tutarım.. Çoğu konularda çoğu insanlarla birebir örtüşür, doğruluk payı yüksektir..

"Kişi kendinden bilir işi"

Evet aynen dediğin gibi.

[@Hasat]

Yıllardır insanlarla yüzyüze iletişime geçiyorum.Çocukluğundan bu yana kadının insan olduğu eğitimin almış olan erkek müşterilerim gelir gayet saygılı mesafeli şekildeşirket hizmetiyle ilgili sorunlarını anlatır çözümünü buluruz teşekkür ederler ve giderler ne o rahatsız olur nede ben çünkü onun için ben sadece şikayetinin çözümleyicisi olan bir merciyim benim içinse maaşımı aldığım şirketim bir müşterisidir o kadar.
Amma çocukluğundan beri kadını namahrem seks objesi olarak öğrenmiş olan erkekler geldiğinde saçımdan başlar incelemeye yakamın düğmesine kadar hele ayağa kalktıysam masamdan ona bayramdır baştan aşağı süzer.Memleketimi sorar niye soruyorsun dediğinde buralıya benzemiyorsunuzda falan der.Muhabbete girmeye çalışır odada elektirik gerildikçe gerilir onun ateşi yükselir benim sinir katsayısı tavan yapar.İşini bitirip göndermek istersin birbirinden saçma bin tane soru sorar biraz daha kalmak biraz daha asılmak için.
Çünkü ona göre ben bir kadınım bedenen yararlanamıyorya göz banyosu bile kardır ona.

Kadınlar anlar beyler iki erkeğe aynı metni verin aynı kadına okusunlar hangisinin sapık olduğunu cümleler aynı olsa dahi hisseder.

Çocukken bile onlar oyunlara alınmaz kızlar almazlar oyunlarına.

[@K-Pax]

Orjinal Mesaj Sahibi Aristo

Bir çocuk insan gibi büyümemişse, kızlarla oynaması yasaklanmış, hatta onlara bakmasının haram olduğu anlatılarak ''yetişkin'' olmuşsa; hep o çocukluğunda babasının ona din adına yaşatmadığı duyguların ezikliğini içinde taşır.

İnsani duyguların en önde geleni vicdan ve sevgiden mahrum kalmıştır.

O yüzden o duyguları yaşayanlara karşı aşırı ve dizginlenemez bir kin besler...

Kendi yaşayamayıp, hep içinde kendine dert ettiklerini, erk sahibi olarak gençlere yaşatmamaktan derin bir haz alır...

Kendi istediği halde onları yaşayamamıştır ya...

Onun tek derdi ''ben yaşayamadım, bari kimse yaşayamasın''dır.

Mesela top oynamış ya küçüklüğünde/gençliğinde... Top oynamanın zevkine kendi varmışya; o yüzden sever futbolu... Erkelerle oynamış o futbolu... Biz mahallede kız arkadaşlarla da oynamıştık ufacıkken...

Ama kızlara hep yabani kalmış ya; o yüzden başkalarını da yabani etmeye çalışır...

Nan biz mahallede kız arkadaşlarımızla birdirbir oynadık be...

O yüzden bizi kızlardan, o kızları da bizden ayıramazsınız...

Biz böyle büyüdük, siz öyle ''cüce'' ve ezik kaldınız hep...

Ama bu ezikliklerinizin, kıskançlıklarınızın, kadın düşmanlığınızın hesabı da öteki hesaplar arasına konmuştur Molla Tayyip!

Biz Türküz!

Biz binlerce yıl kızlarla erkekleri oba ortasında güreş tutturmuş, kızları erkeklerle ava yollamış, ok kullandırmış; hatta yanımıza alıp savaşa götürmüşüz...

Bizim genlerimizde var kızlı-erkekli olmak...

Ama sen ''kızlı-erkekli'' olmak denince hep o içine bastırdığın cinsel duyguların gelir aklına...

Sen bizim genlerimizi değiştiremezsin Molla Tayyip...

''O'' bizim genlerimizde var!

Haklisin,cok guzel dedin forumdaşim.
Biz kadinlarimiza hep deger verdik,onlari basimjzin ustunde tuttuk,onlari farkli bir tür gibi gormedik,iş bolumu yaparken,karar verirken,işimizde,evimizde,savasimizda ve kisacasi hayatimizin tumunde onlari ayirmadik.
Biz yarımdık,onlar da bizim oteki yarımızdı,butunlugumuzu onlar tamamladi.

Konuya katilan arkadaslara tesekur ederim.

[@Inatci]

Fazla söze gerek yok kaleminize sağlık Mustafa Bey.

[@Cansuyu]

AKP hükümetinin iktidara geldiği günden beri karma eğitime karşıydı.

Sonunda bunada el attı.

Allah şeytanı neden yarattıki bunlar varken..

Kul hakkı yemek bunlarda, karşısındakinin cinsiyetine bakarak tahrik olan bunlar daha ne sayayım. İnsanın yüzüne baka baka yalan söylemek asıl işleri..