25.07.2021, 16:42
|
#2
|
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
|
Cevap: Pfizer-BioNTech Aşısıyla İlgili Çarpıcı Araştırma: Süreyi Uzatın
Alıntı:
hastalığa yakalanma dinamiği ile ilgili şöyle bir entry yazmıştım. biraz daha anlaşılır şekilde özetlemek istiyorum. bu sayede pandemi sürecinde çevrenizde anlam veremediğiniz birçok olay anlam kazanacaktır.
en temelden, yani evrimden başlayalım. genetik koda sahip, istisnasız bütün varlıkların yegane amacı kodlarını bir sonraki nesle aktarmaktır. bu aktarım esnasında bazı hatalar (mutasyonlar) meydana gelir ve bu hatalar biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur. bizim gibi komplike organizmalarda bu mutasyonların etkileri binlerce yılda kendini gösterirken, virüs gibi en basit varlıklarda ise anlamlı bir mutasyon haftalar içerisinde baskın hale gelebilir.
şimdi geçelim pandeminin konusu olan sars-cov-2 virüsüne. bu virüs sık mutasyona uğradığını bildiğimiz bir rna virüsüdür. bu ve benzeri virüslerde, "mutasyon" soylarını devam ettirebilmek için türün milyarlarca yıl içerisinde en önemli silahı haline gelmiştir. çünkü konakları olan canlılar bu virüsleri kısa sürede tanımlar ve bunlara karşı antikorlar oluşturarak yok ederler. eğer aynı veya çok çok benzer genetiğe sahip başka bir virüs , daha sonra vücuda girecek olursa t ve b memory hücreleri virüsü hatırlar ve kanda antikor olmasa bile daha önce ürettiği antikorları bu sefer çok daha hızlı bir şekilde üreterek virüs enfeksiyona neden olamadan vücuttan uzaklaştırır. yani kanınızda ne miktarda antikor olduğundan çok, sahip olduğunu t ve b memory hücreleriniz doğal bağışıklığınızın esas işaretidir.
bu noktada virüsün bulaşma hızından da bahsetmemiz gerekiyor. sars-cov-2 virüsü damlacık yoluyla değil, aerosol yolu ile bulaşan ve tek bir nefeste alacağınız virüs miktarının bile enfeksiyon için yeterli olduğu bir virüs çeşididir. virüs yükü mevzusuna çok fazla girmek istemiyorum çünkü ilk başta vücuda alınan virüs miktarı ve hastalığın seyri ile alakalı anlamlı bir ilişki gösteren dikkate değer bir çalışma benim bildiğim kadarıyla bulunmuyor. ayrıca alınan önlemler ve salgının seyri arasında da anlamlı bir ilişki hiçbir zaman kurulamadı. peki önlemler işe yaramıyorsa ve virüs tek bir nefesle bile bulaşabiliyorsa neden herkes hasta olmuyor değil mi? çünkü toplum içerisinde herkesi birkaç ayda hasta edecek bir virüs, aynı saman alevi gibi kısa sürede yok olmaya mahkumdur. çünkü toplumun tamamı tarafından elde edilen bağışıklık ilk adım mutasyonlara karşı da %100'e yakın oranda etkili olacağından virüs kendine konak bulamaz ve yok olur. bu nedenle sars-cov-2 gibi hava yoluyla ve muazzam hızla çoğalan virüslerin her bir baskın varyantı toplumun sadece belli bir kısmına bulaşırlar. sars-cov-2 özelinde bu oran %20 seviyelerinde tahmin ediliyor. bununla ilgili en iyi kanıt diamond princess gemisidir.
buraya kadar kısaca bir özetleyelim. virüs hızla insanlara bulaşmaya başlıyor ve 2-3 ay içinde o bölge, ülke, şehir, küme vesaire içinde bulaşabileceği herkese bulaşıyor. bulaştığı kişilerin de neredeyse %95'i ya hiç semptom göstermiyor, ya da hafif grip benzeri semptomlarla hastalığı yeniyor. bu dalga esnasında toplumun geri kalan %80'inin bir bölümünü enfekte edebilecek yeni bir mutasyon baskın varyant olarak ortaya çıkıyor. bu varyant da zaman içerisinde yeni %20'lik gruba bulaşmaya başlıyor ve aynı süreç tekrarlanıyor. yeni bir varyant, yeni bir %20'lik susceptible nüfus şeklinde virüs dalgalar çizerek döngüsüne devam ediyor.
bu örnek özelinde bakarsak, 5. yaygın varyant sonunda virüsün bulaşabileceği kimse kalmaması gerekir değil mi? tabi ki öyle olmuyor. virüse karşı doğal yollarla elde ettiğimiz bağışıklık virüsün erken mutasyonlarına karşı etkili olsa da zaman içerisinde virüs o kadar değişiyor ki artık elde edilen bağışıklıklar virüsün en son halini tanıyamaz hale geliyor. bu noktada bu kişiler tekrar susceptible haline geliyor ve virüs için sonsuza kadar genlerini sonraki nesle aktarabileceği bir döngü oluşuyor.
tabi ki bu virüsün düşünerek yaptığı bir şey değil, milyarlarca yıllık evrim içerisinde şekillenmiş ve mükkemmelleşmiş bir özelliği. mesela bu özelliğe sahip olmayan virüslerden biri olan çiçek virüsü çok sertti ancak kısa sürede kendini değiştiremediği için aşı sayesinde insanlığın kökünü tamamen kurutabildiği sanırım 2 virüsten biri oldu. çiçek salgını boyunca virüsün tespit edilebilen sadece 2 varyantı vardı. oysa sars-cov-2 için sonsuz sayıda varyant tespit edebilirsiniz.
bu nedenden ötürü, sars-cov-2 aşı ile yenebileceğiniz veya kontrol altına alabileceğiniz bir virüs değildir. siz aşı geliştirmeye başlayıp, bütün güvenlik önlemlerini arka plana atarak bile dünyayı aylar içerisinde sıfırdan aşılayamazsınız. bunu beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır. siz daha faz çalışmalarına başlarken virüsün aşıyı etkisiz hale getirebilecek varyantları çıkmaya başlar. siz aşıladıkça da o varyantların seçilimi artar. anlaşamadığımız nokta burası maalesef. birçoğumuzun aşılarla ilgili hiçbir problemi yok. aşılar birçok virüs ve bakteriye karşı şüphesiz insanlık tarihinin en önemli buluşlarıdır. bunu inkar edenin, kimse kusura bakmasın, kuş kadar aklı yoktur. problem, grip ve benzeri hastalıklara yol açan virüslere karşı aşıların etkisiz bir silah olmasından ileri gelmektedir. örneğin tank da yeri geldiğinde savaşta çok etkili bir silah olabilir ama düşmanınız denizaltı ile gelip mühimmat taşıdığınız gemilerinizi vuruyorsa tanklarınızın hiçbir yardımı olamayacaktır. bu düşmana karşı "başka silah kullanalım" diyen insana da "sen tank düşmanı mısın?" diyemezsiniz. umarım anlatabilmişimdir.
şimdi gelelim işin diğer boyutuna. aşılar keşke sadece etkisiz olmakla kalsalardı. görünen o ki aşı nedeniyle virüs doğal seçilim döngüsünden çıkıp, normalde şans bulamayacak varyantları ile toplumda yayılmaya başlıyor. yoğun aşılamaya giden ülkelerde bu durum çok hızlı vaka artışıyla kendini göstermeye başladı ve yüksek miktarda antikora bağlı bağışıklık oluşturmayı amaçlayan aşılar nedeniyle durum hiç umulmadık yerlere doğru gidebilir. bu konu ile ilgili oldukça uzun ama muazzam bir yazıyı daha önce paylaşmıştım, tekrar paylaşmak istiyorum. ayrıca konu ile ilgili daha detaylı için son entrylerime de bakmanızı tavsiye ederim. https://www.geertvandenbossche.org/…e-of-sars-cov-2
her neyse saadede gelelim. bu kadar hızlı bulaşan ve değişen bir virüse karşı kalıcı bağışıklık oluşturmanız veya ölene kadar saklanmanız mümkün değildir. bu nedenle bağışıklık sisteminizi güçlendirmek yapabileceğiniz en akıllıca ve sürdürülebilir önlem olacaktır. böylelikle sıra size geldiğinde belki fark etmeden, belki de biraz kırgınlıkla hastalığı atlatacaksınız.
hala ruhsatsız(acil kullanım izni ruhsat değildir) mrna aşı adaylarının kısa, orta ve uzun dönem olası ve tanımlanan yan etkileri konusuna gelemedik. neyse ona da bir ara sıra gelecek elbet.
|
Bu yazıyı bırakıp kaçıyorum.
__________________
Never fade away...
|
|
|