|
Buram Buram Türkiye'm Gitmesek de, görmesek de o yer bizim yerimizdir... |
|
Seçenekler |
14.06.2011, 00:50 | #1 |
Çevrimdışı
|
Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Meriç Nehri’nin deltasının en önemli sulak alanı olan gölün yüzölçümü yaklaşık 8 kilometrekare. Ortalama derinliği ise mevsimsel olarak 70 - 80 santimetre arasında değişiyor. Gölün ana beslenme kaynağı Meriç Nehri. Bölge Afrika, Avrupa ve Ortadoğu arasında göçmen kuşlar için önemli bir sulak alan. Birçok sukuşu da ılıman iklimi nedeniyle kış aylarında burada konaklıyor. Enez’e 10 kilometre uzaklıktaki gölde başta sazan, turna ve yılanbalığı olmak üzere yaklaşık 20 balık ve 150’den fazla kuş türünün varlığı saptandı. Akkuyruklu kartal, tepeli pelikan ve küçük karabatak gibi nadir kuşların da barınma alanı.
Gala (Çeltik) Gölü’ne en yakın konaklama merkezi olan Enez’in sahil kesiminde küçük moteller bulunuyor. Fazla seçenek olmadığı için önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var. Fotoğraf: Yıldırım Güngör Birkaç bin yıl önce Terkos Gölü, Karadeniz’e bağlantısı olan küçük bir koydu. Ancak zamanla dalgaların kumlardan yaptığı bariyerler, bu küçük koyun denizden kopmasına ve tatlı su gölüne dönüşmesine neden oldu. Durusu olarak da bilinen Terkos Gölü’nü besleyen ana kaynaklar Kanlı Dere, Başköy Dere, Çiftlikköy Dere, Belgrat Dere ve Binkılıç Dere. Yüzölçümü 25 kilometrekare, denizden yüksekliği yaklaşık 4 metre, en derin yeri de 11 metre. Mevcut durum göz önüne alındığında İstanbul’un üç doğal gölü içinde en temiz ve en iyi korunanı olarak öne çıkıyor. İstanbul’un su ihtiyacının önemli bir kısmını da karşılıyor. Terkos Gölü - İstanbul
Göl, 170 civarında kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Kış aylarında elmabaş patka ve Sibirya kazı gibi türler için önemli olan göl, ilkbahar ve yaz aylarında pasbaş patka, sumru ve uzunbacak için önemli bir üreme alanı. Leylek ve Akdeniz martısı için önemli bir konaklama alanı. Kısa bir süre öncesine kadar 30 civarında balık türünün yaşadığı gölde bu sayı günümüzde 15’e kadar indi. Gölün üzerinde, yapımı 1567 yılında tamamlanan, Mimar Sinan’ın Sultan Süleyman (Büyükçekmece) Köprüsü yer alıyor. Sinan’ın “en çok sevdiğim eserlerimden biri” diye bahsettiği ve imzası bulunan tek eseri.
Gölün etrafı birkaç milyon yıl önce fi l, kaplan, sırtlan, geyik ve daha birçok omurgalının yaşadığı, bereketli düzlüklerin bulunduğu bir alandı. Bu dönemde göl Marmara Denizi’nin bir parçasıydı. Zamanla kıyıya yığılan kum setleri ile denizden koparak göl haline geldi. Sazlıdere Barajı yapıldıktan sonra en önemli beslenme kaynağını kaybeden göl, her geçen gün biraz daha kirlenerek bataklığa dönüşüyor.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan.. |
15 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti. | alkanaga, Canan, Dilaver, Dilem, Gülümsün, Insanlikarayan, Kardelen26, LaLe, Liaaa, Maviş, ReaL, StorMAnqeL, Suzim, Tanıdık |
14.06.2011, 00:53 | #2 |
Çevrimdışı
|
Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Çok kurak yıllarda, buharlaşma sonucunda tamamen kuruyor ve üstünde doğal bir tuz tabakası kalıyor. Buradan elde edilen tuz yüzyıllarca Gökçeada’nın gereksinimini karşıladı. Göl, eski adı Kefalos olan Aydıncık mevkiinde yer alıyor. En geniş noktası bir kilometre civarında. En derin yeri ise bir metreden bile az. Gölden alınan çamurun cilde iyi geldiğine inanılıyor, tuz tabakasının altından çıkarılan siyah çamur tedavi amacıyla bütün vücuda sürülüyor.
Gölün uzunluğu yaklaşık 16 kilometre, yüzölçümü ise 42 kilometrekare. En derin noktası 61 metre, ortalama derinliği 30 metre civarında. Ana beslenme kaynaklarının büyük bir çoğunluğu gölün güneyinde yer alan Samanlı Dağları’ndan geliyor. Sapanca’yı besleyen başlıca dereler Eşme Dere, Keçi Dere, İstanbul Dere, Yanık Dere, Derbent Dere, Çiftepınar Dere, Aygır Dere, Arifiye Dere ve Maden Dere. Bunlar hem gölün hem de yöredeki ormanların yaşam kaynağı. Sapanca Gölü aynı zamanda her yıl on binlerce göçmen kuşun konakladığı önemli bir sulak alan. Çalışmalar 80 civarında kuş türünün varlığını ortaya koyuyor. Göl elmabaş patka ve Macar ördeği için önemli bir kışlama alanı. Gölde en fazla bulunan kuş türü ise sakarmeke. Bu kuşun yığınlar halinde avlanılması göle büyük zarar veriyor. Çünkü sakar mekelerin azalması, yiyerek büyümesine engel oldukları bitkilerin gölün üzerinde hızla yayılmasına neden oluyor. Gölde yayın, sazan ve turnabalığı yaygın olarak görülüyor.
Sörf, kürek, yelken ve deniz bisikleti gölde yapılabilecek sporlar. Belli yerlerde yüzmek de mümkün. Sapanca Gölü yerleşimlerle çevrili olmasına rağmen, beslenme kaynaklarının güçlü olması nedeniyle şimdiye kadar kirlilikten diğer göller kadar çok etkilenmedi. Ancak yer yer de olsa kirlilik izlerine rastlanıyor.
Eski adı Apolyont olan göl, çevresinde arkeolojik zenginlikler de barındırıyor. Miletepolis, Th eodoros Kilisesi, Apollonia, Issız Han ve Aktopraklık Höyük gölü çevreleyen tarihi değerler. Ulubat Gölü içindeki Gölyazı belde merkezi bir köprü ile anakaraya bağlanıyor. Gölyazı’nın girişinde yaklaşık 700’lü yaşlarını süren bir çınar bulunuyor; içinden su çıktığı için “ağlayan çınar” deniyor. Ulubat Gölü, sucul bitkiler açısından çok zengin. Türkiye’nin en geniş nilüfer yataklarına sahip. Ulubat’ta en büyüğü Halil Bey olmak üzere dokuz ada bulunuyor. Bunlar özellikle sukuşlarının kışlama alanı. Ulubat Gölü’nde günümüze kadar 200’ün üzerinde kuş türü kaydedildi. Alanda üreyen türler arasında gece balıkçılı, kaşıkçı, çeltikçi, kocagöz ve bataklık kırlangıcı bulunuyor. Karabatak için Türkiye’deki en önemli üreme alanlarından.
|
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.06.2011, 23:28 | #3 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Karabatak, karabaş martı, bahri, yeşilbaş ve elmabaş patka en sık rastlanan türler. Göl aynı zamanda çeltikçi, küçük ak balıkçıl, küçük balaban ve gece balıkçılı için önemli bir üreme alanı. Kış aylarında kuşların pek tercih etmediği göl, ancak İç Anadolu’daki sulak alanların donduğu zamanlarda önem kazanıyor.
Büyük Menderes Deltası’nın güneydoğusunda yer alan Bafa, Ege Bölgesi’nin en büyük gölü. En önemli beslenme kaynağı da Büyük Menderes Nehri. Antik dönemde Ege Denizi’nin körfezi olan göl, nehrin alüvyonlarının önünü kapatmasıyla denizden kopup göle dönüştü. Uzunluğu 16 kilometre, genişliği 6 kilometre. En derin yer yaklaşık 21 metre. Kapladığı alan ise 60 kilometrekare.
|
15.06.2011, 23:26 | #4 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Akdeniz Bölgesi’nin batısında, Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yer alıyor. Suyu hafi f tuzlu Köyceğiz Gölü nadir bulunan doğal bir hazine. Yaklaşık 52 kilometrekarelik bir alana sahip. Deniz seviyesinden yüksekliği 6-10 metre arasında. Göl içinde dört ada bulunuyor. Denize yakın çoğu göl gibi Köyceğiz de bir zamanlar Akdeniz’le bağlantısı olan bir koydu. Zamanla dalgaların biriktirdiği kum setleri ile denizden koparak göl haline geldi. Köyceğiz Gölü’nün fazla sularını Akdeniz’e taşıyan 12 kilometre uzunluğunda ve iki metre derinliğinde, sazlıklara kaplı bir kanal var. Dünyada bu tür bir kanalla denize bağlanan sadece yedi göl var. Köyceğiz gölü, sadece bu özelliğiyle bile muhteşem bir doğal anıt niteliğinde. Dalyan Kanalı, denizkaplumbağalarının önemli yumurtlama yerlerinden İztuzu Kumsalı’nda Akdeniz’e açılıyor. Göl öğlene kadar çok sakin, öğleden sonra ise hafif bir meltem esiyor. Sakin olduğu için su kayağı ve diğer su sporları rahatlıkla yapılabiliyor. Gölün kenarında bulunan 2 kilometrelik yürüyüş alanı muhteşem bir manzara sunan, çok güzel bir parkur. Bütün bu özelliklerine rağmen, ne yazık ki bu sulak alan da diğerleri kadar olmasa da tarımsal ve evsel atıklarla kirletiliyor.
Salda Gölü doğal plajları ile dikkat çeken, günübirlik turizmin hareketli olduğu göllerin başında geliyor. Göl çevresinde otel bulunmuyor. Otelde kalmak isteyenler Yeşilova’da konaklayabilir. Göl kıyısında Orman İdaresi’nin işlettiği tesislerde izin alınarak kamp yapılabilir.
Burdur Gölü’nün en önemli kaynakları Adalar Çayı ve Bozçay. Ancak Bozçay üzerine yapılan barajlar yüzünden son birkaç yıldır göle su girişi olmuyor. Fabrika atıkları, tarımsal ilaçlar ve Burdur’un evsel atıkları gölün her geçen gün biraz daha kirlenmesine neden oluyor. Ancak Burdur Belediyesi’nin yaptığı arıtma tesisinin devreye girmesi ile birlikte gölün sularında az da olsa temizlenme görülmeye başlandı. Burdur Gölü kıyısında, göl manzaralı tesisler mevcut. |
11 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti. |
15.06.2011, 23:50 | #5 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Kovada Gölü
Kızılçam, karaçam, meşe, kocayemiş, yabani zeytin, melengiç, boyacı sumağı, muşmula, alıç, böğürtlen yörenin bitki örtüsündeki türler arasında. Kovada Gölü’nde boz ördek, angıt, fiyu, gri balıkçıl, tepeli patka ve Anadolu sıvacısının da içinde bulunduğu 100 civarında kuş türü kaydedildi. Göl civarında kamp kurulacak alanlar bulunuyor. Kovada Gölü Milli Parkı’nda çadır ve karavanla konaklama mümkün. Otelde kalmak isteyenler Eğirdir ilçesindeki tesislerden yararlanabilir
Tefenni Ovası’nda küçük bir göl olan Karataş, 1190 hektarlık bir alan kaplıyor. Burdur’un Karamanlı ilçesi sınırlarında bulunan Karataş Gölü, 1995 yılında yaban hayatı koruma alanı ilan edildi. Uluslararası sulak alanlar listesinde yer alıyor; çok sayıda kuş türü gölde konaklıyor. Gölde şimdiye kadar 40 civarında kuş türü tespit edildi. Karataş Gölü’nde en yaygın bulunan balık sazan. Gölü besleyen en önemli kaynaklar Bademli Dere ve Bozçay. Etrafı sazlıklarla kaplı gölden su alınarak civardaki tarlalarda kullanılıyor. Göçmen kuşlar için önemli bir dinlenme alanı olan Karataş Gölü, son yıllardaki yanlış uygulamalar nedeniyle tehdit altında. Karataş Gölü civarındaki tarlalardan kaynaklanan kimyasal kirlenme ciddi bir risk. Karataş Gölü’nün en büyük problemi ise doğal bir gölden yapay bir gölete dönüştürme çalışmaları. Geçtiğimiz yıllarda yapılan birkaç sedde, gölün doğal yapısını bozuyor.
Ankara’nın Çubuk ilçesine 30 kilometre mesafede yer alan Karagöl’e Ankara’dan günübirlik ziyaret yapılabilir. Göl çevresinde piknik alanları mevcut. Çubuk ilçesinde her yıl eylül ayında “Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivali” kutlamaları Karagöl’de yapılıyor. Çubuk ilçesindeki küçük pansiyonlarda da kalınabilir. Karagöl’de çeşitli kamu kuruluşlarına ait misafirhaneler de var. Karagöl’ün etrafındaki doğal güzellikleri keşfetmek için Kışlacık Yaylası, Ayı Kayası ve Aydost Dağı’na doğa yürüyüşleri yapılabilir. Göle kadar ulaşan asfalt yol kışın kapanmıyor.
Mogan Gölü’nün ana beslenme kaynakları Sukesen, Başpınar, Gölova, Yavrucak, Çolakpınar, Tatlım, Kaldırım ve Gölcük dereleri. Mogan Gölü’nde günümüze değin 226 kuş türü kaydedildi. Göl, özellikle dikkuyrukların ve pasbaş patkaların dünya üzerindeki en önemli üreme alanlarından biri. Eymir Gölü’nde ise en çok görülen kuş türleri yeşilbaş ördek, elmabaş patka ve bahri.
Eymir Gölü’nü besleyen ana kaynak Mogan Gölü. Rakımı 5 metre daha yüksek olan Mogan’dan boşalan sular, Eymir’e gidiyor. Bu iki gölün Türkiye’deki diğer birçok göl gibi kuruması veya kirlenmesi, yöreyi kuşlar için konaklama ve üreme alanı olmaktan çıkarabilir. Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde oteller mevcut. |
16.06.2011, 20:35 | #6 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Seyfe Gölü
Devlet Su İşleri (DSİ), Konya’nın atık sularını bir tahliye kanalıyla Tuz Gölü’ne aktarıyor, bu nedenle göldeki su seviyesi yer yer yükselse de kirlilik artıyor. Tuz Gölü Havzası’nda altı bini ruhsatlı 16 bin kuyunun bulunması da gölün küçülmesine yol açıyor. Buna ek olarak Konya Ovası’nda çok su tüketen şekerpancarı, yonca, mısır, ayçiçeği gibi bitkilerin yetiştirilmesi de su tüketimini arttırıyor. Bu hızla giderse gelecek 10 yılda Tuz Gölü tamamen kuruyup yok olabilir. Yağışların son zamanlarda iyi gitmesine rağmen Tuz Gölü’nün seviyesinde fazla bir değişiklik olmadı, bu durum endişeleri de arttırdı.
|
16.06.2011, 21:05 | #7 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Beyşehir Gölü
Bolluk Gölü’ne en yakın konaklama merkezleri Konya’da.
Obruk Yaylası’nı gezmek için Ereğli’de konaklanabilir.
|
16.06.2011, 21:39 | #8 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Acı Göl
En yakın konaklama merkezi Ereğli.
|
16.06.2011, 22:01 | #9 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
|
16.06.2011, 22:36 | #10 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Türkiye'nin Gölleri | Göllerimiz
Çıldır Gölü’nde kış aylarında da balıkçılık yapılabiliyor. Gölde en yaygın gözlenen balık türü sazan. Buz tabakasına delikler açılarak ağlar atılıyor, çevre köyler su ihtiyaçlarını da bu şekilde karşılıyor. Kurak mevsimlerde göl seviyesinin düşmesi, sazlıkları ve buralarda üreyen sazanları olumsuz etkiliyor. Ne yazık ki her gölde gözlenen kaçak ve aşırı avlanma burada da var, bu durum göldeki balıkların hızla azalmasına yol açıyor. Gölün ana beslenme kaynakları başta Büyükçay ve Yandere olmak üzere irili ufaklı birçok dere. Etrafında yoğun bir yerleşimin ve herhangi bir sanayi kuruluşunun bulunmaması nedeniyle göl fazla kirlenmiyor. Ancak tarım alanlarında bilinçsiz kullanılan kimyasallar ve evsel atıklar ciddi bir tehdit. Gölün balıklarının en bilineni Çıldır sazanı. Son yıllarda gölden kerevit de çıkmaya başladı.
Tepeli pelikan, Van Gölü martısı gibi kuşların görüldüğü Çıldır Gölü’nün kıyıları bitki varlığı açısından çok zengin. Göl kıyılarındaki sazlıklar ile dört ada kuşlar için iyi bir barınma ve üreme alanı. Bahri, ak pelikan, küçük ak balıkçıl, angıt, yeşilbaş, tepeli patka, sakarmeke, elmabaş patka, turna, karabaş martı, kara sırtlı martı, balık kartalı, saz delicesi ve delice doğan gölde en çok görülen kuş türlerinden.
Aktaş Gölü, çevredeki tepelerden gelen irili ufaklı birçok dere tarafından besleniyor. Bahar aylarında göl bazen taşıyor ve fazla suları Kura Nehri’ne gidiyor. Aktaş Gölü kuş türleri için de oldukça önemli; Türkiye’de ak pelikanın kuluçkaya yattığı üç alandan biri. Tepeli pelikanın ürediği yedi alandan biri de Aktaş Gölü. Burası, Türkiye’de bu iki türün bir arada yaşadığı tek sulak alan; başka hiçbir sulak alanda bir arada üremiyorlar. Aktaş Gölü’nde üreyen önemli diğer kuş türleri de kadife ördek ve angıt.
Ayrıca Türkiye’de boz kazın ürediği son alanlardan biri. Aktaş Gölü üzerinde toplam 12 adet ada bulunuyor, bunların tümü Türkiye sınırları içinde. Adalardan en büyüğü Öncül köyüne ait Öncül Adası.
Bu hareketlerin yüzlerce yıl devam etmesi ile vadi tabanları yayvanlaşır ve yüksek kesimlerdeki bazı düzlüklerin aşınmasıyla derin çukurlar oluşur. Bu çukurların tabanı da killi malzemeyle dolarak su sızdırmaz hale gelir, çukurda zamanla su birikir ve göl oluşur. Bu göllerin büyük kısmı çok yüksekte olduğundan canlıya rastlanan örnekler çok azdır. Daha alçak rakımlı göllere atılan alabalıkların yaşayabildiğine dair birkaç örnek biliniyor. Örneğin Verçenik Dağı civarındaki Atlı Göl’de alabalık bulunuyor. Bolkar Dağları’ndaki Çinili Göl ve Karagöl gibileri ise Toros kurbağası gibi tek nokta endemiği canlılara ev sahipliği yapıyor. Buzul göllerinin en yükseği Süphan Dağı’nın zirvesinde, yaklaşık 4 bin metrede. En büyük ve en derini ise Kaçkar Dağı’nın güneyinde yer alan Deniz Gölü; rakımı 3 bin 376 metre, derinliği yaklaşık 60 metre, çapı ise yaklaşık 150 metre.
__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan.. |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
gölleri, göllerimiz, türkiye'nin |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |