Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Yaşamı Tamamlayan Uğraşılar > Bağ, Bahçe, Çiçek, Ağaç

Bağ, Bahçe, Çiçek, Ağaç Ağaçları, çiçekleri sevelim, koruyalım


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 27.01.2009, 04:29   #1
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Ağaç Hastalıkları ve Zararlıları

Elma içkurdu [ Cydia pomonella ( L. ) ]


Kaynak: http://www.tagem.gov.tr

1. Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli

Ergin gri renkli yaklaşık 10 mm uzunluğunda, her iki kanat ucunda üçgen şeklinde çukulata renginde leke bulunur.

Yumurta 1-1.2 mm çapında oval şekilde, başlangıçta süt beyazı renginde ve mumumsu görünümdedir. Yumurta geliştikçe orta kısmında kırmızımsı bir halka görülür, açılmadan hemen önce ise gelişmiş larva açıklıkla izlenebilir.

Yumurtadan yeni çıkan larva 1 mm uzunluğundadır. Bu dönemde iri ve yassı olan baş ve prothorax parlak siyahtır. Gelişimini tamamlayıp elmayı terkeden olgun larva 15-20 mm uzunluğunda beyazımsı pembe görünümündedir. Olgun larva elips şeklinde ve kirli beyaz renkte kokon örerek içinde pupa olmaktadır. Açık kahverengi olan pupa, 10 mm uzunluğunda ve 2.5-3 mm genişliğindedir.

Ülkemizde Elma içkurdu genellikle yılda 2 döl, bazı yer ve yıllarda kısmi bir 3.'ncü döl de verebilmektedir. Ancak birinci döl larvalarının bir kısmı diyapoza girmekte ve bu diyapoz ertesi ilkbahara kadar devam etmektedir. Birinci döl larva diyapozunun oranı iklim koşullarına bağlı olmak üzere, normal olarak % 25-30 arasında oluşmaktadır.

Elma içkurdu kışı daha çok ağaç gövdesinin çatlamış kabukları arasında, kısmen de yere dökülmüş toprakta bulunan kalıntılar arasında, ambalaj ve depolama yerlerinde ördükleri kokonlar içerisinde olgun larva döneminde geçirmektedir. Kışı geçiren olgun larva mayıs başlarına doğru pupa olur. İlkbaharda ergin çıkışı genellikle mayıs ( bazı yıllar nisan ortalarında) ayında başlamakta ve bazen temmuz ortalarına kadar devam etmektedir. Ergin kısa bir preovipozisyon döneminden sonra yumurta bırakmaya başlar, ancak bunun için akşam alacakaranlık sıcaklığının üst üste iki gün 15°C' nin üzerinde olması gerekmektedir.

Bir dişi 30-70 yumurta bırakır. Yumurta önceleri yapraklara, ince dallara, daha sonra meyvelere teker teker bırakılmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar genellikle 4-8 saat içerisinde meyveye girer. Larva meyveye çiçek çukurundan veya elmanın yan tarafı ile sapa yakın kısımlarından içeri girdikten sonra meyvenin merkezine doğru tünel açarak ilerler. Elma içkurdu larvası meyvenin çekirdekleri üzerinde de beslenir. Bu özelliği ile çekirdekler üzerinde beslenmeyen meyve içinde zararlı diğer türlerden ayrılabilmektedir. Meyve içinde 30-40 gün beslenerek olgunlaşan larva, ağaç gövdesinin çatlamış kabukları arasında veya toprakta bulunan kalıntılar arasında kokon örmek üzere meyveyi terkeder. Bu larvalar daha sonra pupa olarak ya aynı yılın yaz erginleri şeklinde çıkar veya pupa olmayıp diyapoza girerler.


Elma içkurdu (C. pomonella ). (ergin)




Olgun Larva ve Kokon




Meyvedeki Zararı

Elma içkurdu başta elma olmak üzere armut, ayva, ceviz ağaçlarının en önemli zararlısıdır. Doğrudan meyvede zarar yapan larvalar, meyveleri delerek içlerinde galeriler açmakta, etli kısmını ve çekirdek evini yiyerek pislikler bırakmaktadır. Bütün bunların sonucu olarak meyvelerin dökülmesine, ağaçta kalabilen kurtlu meyvelerin ise niteliğinin bozulmasına ve dolayısıyla elmanın piyasadaki değerinin düşmesine neden olmaktadır. Mücadele yapılmayan bahçelerdeki zarar % 60-100 olabilmektedir. Ülkemizde elma üretim bölgelerinin her yerinde bulunmaktadır.

2. Doğal düşmanları

Elma içkurdunun ülkemizde tespit edilen parazitoidleri aşağıda verilmiştir:

Yumurta parazitoitleri : Trichogramma sp. (Hym.:Trichogrammatidae), T. evanescens Westur., T. embryophagum ( Hertig.), T. kılınçeri Kostadinov

Larva ve pupa parazitoitleri : Elodia tragica Meig. (Dip.:Tachinidae ), Neoplectops vanisata Stein (Dip.:Tachinidae ), Trichomma enecatör Rossi (Hym.:Ichneumonidae), Pristomerus vulnerator Panz. (Hym.:Ichneumonidae), Pimpla turionellae L. (Hym.:Ichneumonidae), Ascogaster quadridentatus Wesm. (Hym.:Braconidae), Agathis linguarius Nees (Hym.:Braconidae ), Perilampus tristis Mayr. (Hym.:Perilampidae) Elma içkurdu yumurtalarında saptanan T. embryophagum ve T. kılınçeri' nin Ankara ilinde çok yaygın oldukları ve bazı yıllarda %75 ' in üzerinde parazitlenmeye neden oldukları, T. evanescens' in Karadeniz bölgesinde %20, Trichogramma sp.' nin Marmara bölgesinde %17, Antalya' da birinci dölde %74.9'a varan oranlarda parazitlendiği saptanmıştır. Larva ve pupa parazitoitlerinin Ankara'da %15 - 27, Marmara bölgesinde ise %0.5 - 24.6 arasında parazitlenmeye neden oldukları tesbit edilmiştir.

Elma içkurdunun başta kuşlar olmak üzere pekçok predatörünün bulunduğu da bilinmektedir.

3. Mücadelesi

3.1. Kültürel önlemler

- Öncelikle elma bahçelerinin, elma içkurdunun diğer konukçusu olan armut, ayva ve ceviz gibi meyve ağaçları ile karışık olarak kurulmamasına özen gösterilmelidir.
- Elma ağaçlarının altına dökülen meyveler toplanıp uzaklaştırılmalı, ambalaj ve depolama yerleri elma bahçelerinin kenarına kurulmamalıdır.
- Bahçenin sürümüne özen gösterilmeli ve ağaç gövdelerine haziran ayı başlarında oluklu mukavvadan tuzak bantlar sarılmalı, bunlara gelen larvalar haftalık kontrollerle imha edilmelidir.

3.2. Biyolojik mücadele

Yumurta parazitoiti Trichogramma türleri ile larva ve pupa parazitoitleri E. ragica , T. enecatör ve A. quadridentatus Elma içkurdunun biyolojik mücadelesinde kullanılabilecek önemli faydalılardır. Ancak bu zararlının ekonomik zarar eşiği çok düşük olduğu için, sadece biyolojik mücadele etmenleri ile baskı altında tutmak mümkün olmamaktadır.Yararlı türlerden azami derecede yararlanmak için :

- Zararlının doğal düşmanları iyi tanınmalıdır.
- Etkili olan türler, özellikle yumurta parazitoitleri kitle halinde üretilerek veya başka yerlerden getirilerek bahçelere salınmalıdır.
- İlaçlama programları yararlıları koruyacak biçimde hazırlanmalı, bu amaçla seçici ilaçlara öncelik verilmelidir.

3.3. Biyoteknik mücadele

Bu yöntemden Ege Bölgesi koşullarında başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ancak, yöntem, düzenli ve izole edilen bahçeler ile populasyonun düşük olduğu (2-3 diyapoz larva / ağaç) bahçelerde etkilidir. Bu konuma sahip bahçelerde ergin uçuş periyodu boyunca her ağaca 1 adet cinsel çekici tuzak (pherocon tipi) asılır. Tuzaklar hakim rüzgar yönünde ve yerden 1.5-2 m yüksekliğe asılır ve kapsüller 4-6 haftada bir değiştirilir.

Bu yöntemle Elma içkurdu erginleri kitle halinde yakalanmakta ve zararlı populasyonu düşürülmektedir. Aynı bahçede birkaç yıl uygulama yapıldığında sonuç daha olumlu olmaktadır.

3.4. Kimyasal mücadele

Elma içkurdu mücadelesinde hedef her döle ait larva çıkışı süresince ağaçları ilaçlı bulundurarak yumurtadan çıkan larvaları meyve içine girmeden önce öldürmektir.Ancak bu mücadelede üründe %2' ye kadar zarar hoşgörü ile karşılanır. Bu nedenle zararlının populasyon seviyelerinin bilinmesi ayrı bir önem taşır. Döllere ait ilk ilaçlama zamanlarını sağlıklı bir şekilde saptamada, ilk larva çıkışlarının belirlenmesi çok önemlidir. Ancak etki şekli bakımından farklı özellik gösteren preparatlar kullanıldığında (Diflubenzuron gibi ) ilaçlama zamanı öne (yumurta dönemi) alınabilir. Bunun için kışlayan ve yazlık döllerin ergin çıkış ve uçuş süresi ile yumurtaların bırakılması ve açılışlarının izlenmesi gerekir.

Bunların kesin olarak saptanması için cinsel çekici tuzaklar, etkili sıcaklıklar toplamı, 500 (25x20) meyve kontrolü ve tuzak bant yöntemlerinden yararlanılır. Bu yöntemlerden elde edilen veriler esas alınarak, Elma içkurduna karşı birinci döle 20 gün aralıklarla 2, ikinci döle karşı ise 1 olmak üzere toplam 3 ilaçlama yapılmakta ve genellikle bu uygulama yeterli olmaktadır.


Kaynak: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:30   #2
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Şeftali Yaprak Kıvırcıklığı (Klok)


Kaynak: http://www.artvintarim.gov.tr/bitkikortakvimi.htm

Tanımı ve Zarar Şekli:

Şeftali yaprak kıvırcıklığı; klok ve kurbağacık olarak da bilinmektedir. Bu hastalık yaprakların rengini bozar. Yaprak sarı ve beyazımtrak olur. Yapraklarda büzülme meydana gelir. Büzülen yapraklar büyüyemezler. Ağaç üzerinde kururlar ve dökülürler. Hasta yapraklar sağlam yapraklardan daha kalın olurlar.

Hastalık belirtileri bilhassa genç sürgünler üzerinde görülür. Hastalıklı sürgünler kalınlaşır, eğilir ve gelişmeleri çok yavaşlar. Bu dallar üzerinde kloklu yaprak buketleri oluşur.

Meyvelerin sadece bir bölümünü kaplayan sarı ve kırmızı renkte gelişigüzel şişkinlikler meydana gelir. Zamanla bu şişkinlikler irileşir. Bazı durumlarda meyveler çatlar, çekirdeğe kadar yarılır.

Hastalık ekonomik yönden büyük zararlara neden olur. Şiddetli görüldüğü zaman tüm yapraklar dökülür. Meyvenin şekli ve rengi bozulur. Piyasa değeri düşer.

Mücadelesi:

-İlaçlı Mücadele

Hastalığa karşı ilaçlı mücadele çok kolaydır. Dikkat edilecek en önemli nokta ilaçlamanın tam zamanında yapılmasıdır. İlaçlamanın bir defa yapılması yeterlidir. İlaçlama tomurcuklar kabarmaya başladığı zaman aşağıdaki ilaçlardan biri kullanılarak yapılmalıdır. İlaçlamada tomurcukların hepsinin ilaçlanmasına dikkat edilmelidir. İlaçlama devresinde havalar yağışlı geçer ise bordo bulamacının kullanılması tercih edilmelidir. Bordo bulamacı yapılmaz ise diğer ilaçlardan biri ile ilaçlama yapılır.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:31   #3
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Zeytinlerde Halkalı Leke Hastalığı (Spilocaea oleaginea(Cast) Hughes =Cycloconium oleaginium Cast)

Kaynak: http://www.zae.gov.tr/bitkisagligi/iz2.asp


Tanımı ve Yaşayışı :


Fungus yıl boyunca ağaç üzerinde canlı olarak bulunmaktadır. Etmenin yaşayışı spor ve miseller ile olmaktadır. Sporların uçuşu en çok mart ve nisan aylarındadır. İnkubasyon periyodu 30-61 gün arasında değişmektedir. Fungus kışı yere dökülen, kurumuş veya ağaç üzerinde kalan canlı hastalıklı yapraklarda geçirir. Bulaşma spor ile gerçekleşir. Etmenin optimal gelişme sıcaklıkları 18-20ºC’ dir. 9ºC’nin altında ve 30ºC’nin üzerinde gelişemez. Ege bölgesi kıyıları ile sonbaharda genellikle yağışlı geçtiğinden hastalığın görülmesine uygundur. İç kısımlarda ise kuytu su tutan yerleri, hava ve güneş almayan sık dikilmiş, budanmamış zeytinlikler hastalığı görülmesi için uygun koşullardır. Fazla azotlu gübre ve çiftlik gübresi kullanılması hastalığın artmasına neden olur.



Hastalığın Belirtileri, Ekonomik Önemi ve Yayılışı

İlk belirtiler ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde görülen siyahımsı-gri renkte yuvarlak lekelerdir. Bu noktalar birleşerek yeşilden sarıya, kahverengiden gümüşi renge kadar değişen renklerde ve merkezleri bir daire şeklindeki lekeleri oluşturur. Bu görünüm nedeniyle hastalığa halkalı leke hastalığı adı verilir. Ege bölgesinde hastalığın epidemi yaptığı yıllarda lekeli yaprakların dökülmesi mayıs başlarında başlar. Haziran ve temmuzda tamamı dökülür. Yapraklar fonksiyonlarını tam olarak yapamadıklarından az meyve tutumuna ve meyvelerin erken dökülmesine neden olurlar. Epidemi yıllarında yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda kuvvetten düşen ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir. Verimin % 20-25 azaldığı ve meyve dallarının % 15-20 kuruduğu söylenebilir. Özellikle sulanan, nemli ve ağır topraklarda ve denize yakın zeytinliklerde hastalığa her yıl rastlanmaktadır. Özellikle ilkbaharı yağışlı ve serin geçen yıllar hastalığın epidemi yaptığı görülür. Zeytin ve yabani zeytin ağaçları hastalığın konukçularıdır.

MÜCADELESİ

Kültürel Önlemler :
◄ Taban arazide, ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir.
◄ Su tutan arazilerde tesis edilen zeytinliklerde drenaj kanalları açılarak su akıtılmalıdır.
◄ Gübreleme ve sulama tekniğine uygun yapılmalıdır. Kireç bakımından zayıf topraklar kireçlenmeli ve kireçli gübre kullanılmamalıdır.
◄ Ağaçlar havalanacak ve ışık alacak şekilde budanmalı ve kuru dal ve dalcıklar budanarak temizlenmelidir.
◄ Yere dökülen lekeli yapraklar toplanarak yakılmalı veya derince sürülerek toprağa karıştırılmalıdır.

Kimyasal Mücadele :
İlaçlama Zamanları

Marmara Bölgesinde;
1. İlaçlama Ekim ayının ilk yarısında
2. İlaçlama Nisan ayının ilk yarısında

Akdeniz Bölgesinde;
1. İlaçlama kasım veya Aralık ayında
2. İlaçlama Mart ayının ilk yarısında
3. İlaçlama Nisan ayının ilk yarısında

Ege Bölgesinde;

1. İlaçlama zeytinler sürgün vermeden önce(ilk sürgünler görülmeden)
2. İlaçlama zeytinler çiçek açmadan önce(ilk çiçekler görülmeden)
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:31   #4
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Zeytin Solgunluğu (Verticillium dahliae)

Kaynak: http://www.zae.gov.tr/bitkisagligi/iz4.asp

Tanımı :

Verticillium solgunluğu geniş konukçu dizinini dünyanın birçok yerinde etkilemektedir. Verticillium, ölmekte olan konukçu dokularında üreyen mikrosklerot halinde toprakta yaşamını sürdürür. Bu durum toprak nemine ve sıcaklığına bağlı olarak değişir. Toprağa bir kez bulaştığı zaman 10 yıl veya daha fazla süre toprakta canlı olarak kalabilmektedir, mikrosklerot formu bu sürenin uzunluğunda çok önemli rol oynamaktadır.

Hastalıklı ağaçta geriye doğru ölüm İletim demetinde kahverengileşme Hasta yapraklarda geriye doğru kıvrılma

Odunsu bitkilerde daha çok V.dahliae’nin hastalığa neden olduğu belirlenmiştir. Odunsu bitkilerde üç ana etki tipi gözlenmiştir. Yaprak simptomları (solgunluk,defarmasyon),
İletim demeti simptomları ( ksilemde renk değişmesi, iletim demetlerinin tıkanması ) ve geriye doğru ölüm görülür. Birçok türde solgunluktan sonra yoğun şekilde geriye doğru ölüm gözlenir, yine bazı türlerde yaprak dökümünden sonra taze yaprak oluşturabilir. İyileşme özellikle zeytinde yaygın bir şekilde gözlenir. Verticillium solgunluğu çok yaşlı ağaçları etkileyebildiği halde genellikle 5-6 yaşında ağaçlardaki zararının daha çok olduğu görülmüştür.


Zeytinde hastalık belirtileri Apopleksi geriye doğru ölüm( Akut form)) ve Slow decline yavaş ölüm (veya kronik form) şeklinde görülür. Apopleksi erken ilkbahardan kışa kadar gelişir. Yapraklar ilk önce solmaya başlar sonra açık kahve renge döner. Ve geriye doğru kıvrılmaya başlar. Apopleksi sürgün ve dalların hızlı ölümü ile karekterize edilir ve sonunda tüm ağaç ölür. Hasta sürgün ve dallar morumsu renk alır. Genç ağaçlarda ölümden önce kısmi yaprak dökümü görülebilir. Bazı durumlarda genç ve yetişkin ağaçlarda kuruyan yapraklar sürgün ve dallarda asılı kalırlar ve iletim demetlerde koyu kahve rengi renk değişimi görülür.

Kronik form çiçeklerde nekroz ile karekterize edilir. Çiçekler mumyalaşır ve sürgünlere asılı kalır. Etkilenen sürgünlerdeki yapraklar donuk yeşile döner ve solmadan dökülür. Genellikle yaprak simptomları görülmeden önce çiçeklerde belirtiler gözlenir. Sonra etkilenen sürgünler üzerinde nekrozlar şeklinde belirtiler devam eder. Sürgünlerin kabuğu kırmızımsı- kahverengiye döner ve iletim demeti koyu – kahverengi renge döner Slow decline belirtileri ilkbaharda görülür ve yaza doğru yavaşça gelişir. Bu belirtileri gösteren zeytin ağaçları iyileşebilir ve ilerleyen yıllarda hastalık belirtilerinde azalma görülür.



Hastalı Etkileyen Faktörler

Genellikle zeytin ve diğer bazı konukçu dizin arasında çapraz patojenesite ilişkisi vardır. Böylece zeytin bahçelerinde sıklıkla verticillium görülmesinin nedeni aynı toprakta pamuk , domates, biber vb. hassas ürünlerin ekilmesiyle ilişkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca hastalıklı zeytin yaprakları toprakta mikrosklerot düzeyinin artmasına katkıda bulunur. Yine patojen propagüllerinin sürüm ve sulama işlemleri yoluyla yakın mesafelere dağılımı söz konusudur. Uzun mesafelere taşınımı bulaşık bitki materyali ile olmaktadır. Yine toprağın sürüm şeklinin ve sayısının hastalığın şiddetini artırdığı düşünülmektedir. Sulamanın yapıldığı alanlarda hastalık % 21 oranında görülürken sulanmayan alanlarda % 9 oranında görülmüştür. Yine toprak ve hava sıcaklığı hastalığı oldukça etkilemektedir. Hastalığın 20-25ºC hava sıcaklığındaki ilkbaharda iyi geliştiği, yazın max 30-35ºC de çıkabildiği bildirilmiştir.

Hastalık Kontrolü



Zeytinde verticillium solgunluğunun kontrolünde en iyi yol bahçe kurulmadan ve sonra integre stratejisi uygulamaktır. Sağlıklı bitki materyali hastalığın bahçe tesisinden ilk yılları boyunca azaltılmasında önemlidir. Örneğin toprak solarizasyonu ve kimyasal yolla hastalıktan temizlenebilir.6-8 haftalık solarizasyon hastalığın yok edilmesine yardımcı olabilir. Solarizasyonun bir mevsim uygulanması en az 3 gelişme yılı hastalığın simptomlarının azalmasına yardımcı olduğu görülmüştür Hastalığın kimyasal kontrolü başarılı olmamaktadır.

Bahçe Tesisinden Sonraki Kontrol Önlemleri :

Hastalık kontrolü için hassas bitkilerle ziraat yapılmamalı , yabancı ot kontrolü yapılmalı ve minimum toprak işleme yapılmalıdır. Damla sulama, karık veya salma sulama sistemlerine göre hastalığın daha az görülmesine neden olduğundan tercih edilmelidir. İnfekteli dal ve sürgünlerin hemen bahçeden uzaklaştırılması, bulaşık materyalin yeni mikrosklerot oluşturması toprağa karıştırılarak engellenmesi şeklinde olabilir. Yine solarizasyon uygulamaları bazı ülkelerde başarılı bulunmuştur.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:32   #5
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Zeytin Dal Kanseri (Pseudomanas syringae pv. savastanoi )

Kaynak: http://www.zae.gov.tr/bitkisagligi/hastalik.asp

Tanımı ve Yaşayışı :

Bakterinin optimum gelişme sıcaklığı 25-26ºC, maksimum sıcaklığı 34-35ºC dir. Minumum sıcaklık isteği ise 12ºC’ dir. Termal ölüm noktası 43-46ºC’dir. Bakteri krem yeşil renkte canlı ur ve siğillerde bulunur. Ur ve siğiller bir taraftan yeni bulaşmalar yapar diğer taraftan da fazla ışık ve ısının tesiri ile koyu kahverengi çatlamış ve tepesi çökük bir görünüm alır. Böyle ur ve siğillerde hastalığı yapan bakteri ölür ve enfeksiyon yapamaz.



Hastalığın Belirtileri, Ekonomik Önemi ve Yayılışı

Zeytin dal kanseri, zeytin ağacının gövde dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Bunların büyüklüğü hastalığın bulaştığı yara büyüklüğü ile ilgilidir. Yıllık sürgünlerde yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu meydana gelen siğiller küçük yuvarlağımsıdır. Hasat sırasında sırık vuruğu, dolu yarası ve budama hataları nedeniyle oluşan urlar ise dalı çatlaklar boyunca sarmış görülür. Zeytin dal kanseri, zeytin ağacında meydana gelen çeşitli yaralarda meydana geldiği zaman zarar şeklide buna bağlıdır. Genç sürgünlerde yaprak, çiçek ve meyve dökümü sonucu oluşan yaralarda meydana gelen siğillerde genç dallar çıplaklaşır. Krem – yeşil renkte canlı ur ve siğiller içinde bulunan bakteri nemli ve yağışlı havalarda bu taze ur ve siğillerin yüzeyine çıkar. Buradan yağmur suları, rüzgar ve böceklerle kolayca yayılır. Sırıkla hasat ve bulaşık aşı kalemleri de hastalığın yayılmasını sağlar.

MÜCADELESİ

Kültürel Önlemler :
◄ Zeytin dikimine elverişli olmayan yerlerde özellikle sık sık don olaylarının meydana geldiği yerlerde zeytin dikiminden vazgeçilmeli.
◄ Fazla su tutan, tabanı killi topraklarda zeytin dikiminden kaçınılmalı, dikim yapılmışsa toprağın fazla suyu kurutma hendekleri vasıtasıyla akıtılmalı.
◄ Zeytinlikler sağlıklı fidanlarla tesis edilmeli.
◄ Aşı kalemleri kansersiz bahçelerden alınmalı ve aşı aletleri temiz olmalıdır.
◄ Kanserli ağaçların budama işlemlerini nemli ve yağışlı günlerde yapmamalı, aletleri sık sık % 3’lük lizol eriyiği veya % 10’luk sodyum hipoklorit eriyiğine batırılmalı.
◄ Ağaçlara gereğinden fazla azotlu gübre verilmemelidir.

Kimyasal Mücadele : Tümör belirtilerinin ortaya çıktığı ve bakterilerin inaktif hale geldiği temmuz- ağustos aylarında bahçe kontrol edilerek çok urlu kurumuş dallar temizlendikten sonra % 5’ lik göztaşı eriği sürülür. Kullanılan aletler dezenfekte edilir. Aralık sonunda hasattan sonra, şubat sonunda, don-dolu zararından hemen sonra ve ilkbahar yağmurları başlamadan önce olmak üzere 4 kez ilaçlama yapılacaktır. İlkbahar ilaçlamasında %1’lik diğer ilaçlamalarda ise % 2’lik bordo bulamacı uygulanır.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:32   #6
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

İps typographus (L.) (Sekiz dişli kabuk böceği)

Kaynak: http://www.ogm.gov.tr/yangin/ozar1.htm










Biyolojisi :
Erginlerinin rengi parlak siyah esmer veya siyah renklidir. Boyları 4,5-5,5 mm. arasında değişir. İklim koşularına göre yılda 1-3 generasyon yapar. Uçma generasyon sayısına göre Mart sonu ile Eylül sonu arasında olur. Kuluçka ağacında erkek böceğin açtığı çiftleşme odasına gelen 1-4 dişi böcekle çiftleşme olur. Dişi böcek sayısına göre ana yolları değişik sayıda olmaktadır. Bir dişi 20-100 adet yumurta koya bilir. Kışı genellikle ergin safhasında, kabuk ve örtü içinde geçirirler.





Mücadelesi :
İps typographus’ la mücadele feromonlarla yapılmaktadır. Feromon tuzakları böceğin uçma zamanından bir hafta önce böcekli sahalardaki ağaçlardan en az 10 m. uzağa, böcek yoğunluğuna göre hektara 1-6 adet olmak üzere ve yerden 2 m. yüksekliğe asılmalı, en az 7-10 günde bir düşen böcekler toplanarak imha edilmelidir. Ayrıca yoğun uçma dönemlerinden önce 1,5 ayda feromonlar değiştirilmelidir. Feromonla mücadelenin mümkün olmadığı durumda, böcekli ağaçlar kesilerek var olan böcekler mekanik veya kimyasal yolla imha edilmek suretiyle mücadele yapılır.





Zararları :
Artvin bölgesi ağırlıklı olmak üzere Trabzon ve Giresun bölgelerinde yaygındır. İps typographus genellikle D. micansın arız olduğu ve zayıf düşürdüğü kalın kabuklu ladin ağaçlarına zarar verir. Bulaştığı ağaçların ölümüne neden olur. Doğu Karadeniz ladin ormanlarının en tehlikeli böceği olarak kabul edilmektedir.
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:32   #7
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Yaprakbiti


Yaprakbitleri, bitkilerin yapraklarının yanı sıra sap ve kök bölümlerine de üşüşerek zarar verebilen küçük böceklerdir. Tarım bitkilerinde büyük zarara yol açan birçok türü vardır. Bunlardan gül yaprakbiti (Macrosiphum rosae) güllere, bakla yaprakbiti (Aphis fabae) bakladan başka fasulye, pancar, havuç, enginar gibi bitkilere zarar verir. Lahana yaprakbiti (Aphis brassicae) lahana, şalgam ve benzeri bitkilerin yaprakları üstünde yaşayan, koyu yeşil gövdeli, çok yaygın bir böcektir. Elma pamuklubiti (Eriosoma lanigerum) elma ağaçlarında, pamuğu andıran mumsu beyaz salgısının altında gizlenir.

Yaprakbitleri ancak büyüteç altında iyi görülebilecek ölçüde küçük böceklerdir (boyları 1-2 mm). Cinslerine göre renkleri gri, yeşil, kahverengi olabilirler. Koloni halinde yaşar, körpe fidanlar ile genç filizlere saldırırlar. Verdikleri zarar sonucu bitkinin yaprakları buruşur, eğri büğrü bir görünüm alır ve bir süre sonra yaprakların rengi kahverengiye dönüşür. Nisan-Eylül ayları arasında yaygındırlar.

Dişilerin çoğu, erkeklerin ise küçük bir bölümü kanatsızdır. Çok uzun olan gagaları başın önünden çıkarak bacakların arasından geriye doğru uzanır. Gövdenin arka ucunda hemen her zaman meme biçiminde bir çift borucuk vardır. Yaprakbiti, gagasını bitkiden özsuyu emmek için kullanır. Emdiği özsuyun küçük bir bölümünü sindirebilir. Geriye kalanı ise pek az değişikliğe uğratıp tatlımsı bir sıvı halinde dışarı atar. Bu dışkı bazen yaprakların üzerinde yapışkan bir tabaka oluşturacak ölçüde boldur. Yerleşim alanlarında yaprakbiti saldırısına uğramış ağaçların yapışkan yaprakları havadaki toz ve isi tutarak siyah bir görünüm alır. Yaprakbitlerinin tatlımsı dışkıları bazı mantar hastalıklarının bitkiye yerleşmesine de yardımcı olur.

Birçok böcek, özellikle de karıncalar yaprakbitlerinin tatlımsı dışkısını pek sever. Karıncaların, yaprakbitlerinden daha çok dışkı elde edebilmek için onları duyargalarıyla dürtükledikleri gözlenmiştir. Üstelik karıncalar, yaprakbitlerini kötü hava koşullarından ve doğal düşmanlarından koruyacak sığınaklar yapar. Bazen de onları sürü güder gibi bir araya toplar ya da uygun bitkiye taşır.

Yaprakbitleri inanılmaz bir hızla ürer; bir yılda birkaç döl verirler. Kuşlar, uğurböcekleri ve öbür böcekler bu zararlıları yemese, bütün bitkiler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırdı. Yaprakbitlerinin varlığını sürdürebilen küçük bir bölümü, bir bitkiden öbür bitkiye çeşitli hastalıkları da bulaştırır. Ama yaprakbitleri bitkilere püskürtülen böcek ilaçlarıyla yok edilebilmektedir.

Yaprakbitlerinin çoğu, kışı yumurta evresinde geçirir. Baharda çatlayan yumurtalardan yalnız dişiler çıkar. Bunlar erkeklerle çiftleşmez ve yumurtlamazlar. Ama kanatsız dişi yaprakbitleri yazın art arda canlı yavru doğurarak ürer. Erkeksiz gerçekleşen bu çeşit üreme biçimine döllenmesiz üreme denir. Daha sonra bazı yavrular kanatlı dişilere dönüşür ve bunlar öbür bitkilere doğru uçar. Güzün ortaya çıkan erkeklerle çiftleşen dişler, kış soğuklarına dayanacak yumurtalarını bırakır. Böylece yaşam çevrimi tamamlanmış olur.

Tedavi

Yaprakbitlerinin görüldüğü dalın kesilip yakılması, akşamları sabunlu su ya da tütün suyu ile bitkinin ilaçlanması gerekir. Durum kontrol altına alınamazsa ensektisit türü ilaçlar kullanılmalıdır.

Yaprakbitlerinin en büyük düşmanları, gelinböceği ve uçuçböceği adlarıyla da tanınan uğurböcekleridir. Uğurböcekleri genellikle bahçe bitkilerinin üzerinde yaşar. Hem larvaları, hem de erişkinleri bitkilere zararlı böcekleri yedikleri için çok yararlıdır. Gül fidanlarına böcek ilaçları püskürtüp hem yararlı, hem de zararlı böcekleri öldürmek yerine, birkaç uğurböceği koymak daha iyi sonuç verebilir. Uğurböcekleri zararlı böceklerin sardığı meyve bahçelerini kurtarmak için çeşitli ülkelere götürülmüştür. Örneğin Avustralya uğurböceği (Rodolia cardinalis) Kuzey Amerika’nın batısına götürülerek, torbalı koşnillere karşı yürütülen mücadelede kullanılmıştır. Tek bir uğurböceği bir günde en az 200 yaprakbitini tek başına yer.






Büyütülmüş bir kuş kirazı yaprakbiti (üstte) yeni attığı dış iskeletinin (solda) yanında arpayla beslenirken. Yaprakbitleri erişkin biçimlerini alana kadar beş kez deri değiştirir. Bu tür, taneli bitkilere virüs hastalıklarını bulaştıran bir zararlıdır.


Kaynak: 1. Temel Britannica (Cilt 19; Sayfa 99-100) - Ana Yayıncılık - İstanbul, 1993 / 2. Bir Bahçe Kuruyorum – Gülnar Onay –İnkılâp Kitabevi – İstanbul, 2000 / 3. Çiçekler, Kaktüsler ve Etli Bitkiler – Hatif R. Öğe – İnkılâp Kitabevi – İstanbul, 1997
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:33   #8
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Mürekkep Hastalığı ve Kestane Dal Kanseri


Kaynak: http://kafkas.com

Dünya geneline baktığımızda Türkiye kestane üretiminde önemli bir yere sahiptir. Fakat Türkiye’ nin son 30 yıllık zaman dilimindeki kestane üretimi incelendiğinde önemli değişiklikler olduğu görülür. Kestane yetiştiriciliğinin büyüyüp gelişmesini engelleyen, hatta üretimi gittikçe azaltan en önemli etkenler kestanenin iki hastalığı olan Mürekkep Hastalığı (Phytophtora cambivora) ve Kestane Dal Kanseri (Endothia parasitica) (Cryphonectria parasitica)’ dir.

Her iki hastalığın da belirtileri çok farklı olduğundan teşhis etmek kolaydır. Mürekkep hastalığı, ağacın köklerinde çürüme ve çürüyen yerler kaldırıldığında siyahımtrak mavi renkli mürekkep lekesi benzeri akıntılarla teşhis edilir. Kanser ise gövde ve dallarda şişkinliklerle birlikte çatlamalar şeklinde ortaya çıkar. Mürekkep hastalığı daha alçak arazilerde ve su kenarlarında sorunlar yaratırken, kanser hastalığı daha yüksek yerlerde görülmektedir. Daha önce yapılan çalışmalarda kestane alanlarında her iki hastalığa da rastlanmıştır ancak Türkiye’ de ve özellikle Bursa bölgesinde kestane ormanlarında büyük tahribatlar yapan ve ağaçları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan asıl nedenin kestane dal kanseri hastalığı olduğu anlaşılmıştır. Günümüzde mürekkep hastalığına çok ender rastlanmakta veya hiç rastlanmamaktadır. Mürekkep hastalığı kısa sürede ağaçları tümden öldürmesine karşın, kanser genç filizlerde hastalık oluşturmaz ve ayrıca bazı ağaçlar da kendilerini kanserden kurtarabilirler.







Gövde ve dallarda pamukçuklar, tipik olarak kabuk ayrılır ve hücreler ölürken kabuğun geniş bölümleri düşer.



Kabuk renk değiştirir, şişer ya da düşer.



Kestane kanserinin belirtileri


Her iki hastalığın mücadele yöntemlerinde de bazı farklar bulunmaktadır. Örneğin mürekkep hastalığı nemli koşulları sevdiğinden kurak dönemlerde sorun yaratamaz. Ayrıca mürekkep hastalığına karşı etkili kimyasal ilaçlar bulunmakta ve bunlardan sonuç alınabilmektedir. Ancak kanserle mücadelede kimyasal ilaçlardan başarı elde edilememiştir. Biyolojik mücadelede kısmi başarıların elde edildiği görülmüştür. Yapılması gereken en önemli şey, kestane üretimi yapan insanlara hastalıkla ilgili tanıtıcı eğitim programları uygulamak ve hastalıkla mücadele yollarını anlatmaktır.

Kestane dal kanseriyle mücadelede izlenecek yollar:
-Tespit edilen hastalıklı dallar ve gövdeler kesilmeli ve ormandan uzaklaştırılarak mümkünse yakılmalıdır.
- Kesilen ağaçlardaki yara izleri izole katkı maddeleriyle kapatılıp açık yerlerden ağaçların yeniden hastalık kapması engellenmelidir.
- Meyve toplama sırasında ağaca sırıkla vurularak yaralanmasına izin verilmemelidir. Kestane gövdesinde yara açan zararlılar mevcutsa bunlarla mücadele edilmelidir.
- Kestane kanserine dayanıklı çeşit arayışları sürdürülmeli ve yerel çeşitlerin hastalığa karşı reaksiyonları izlenmelidir
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:34   #9
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Kök Boğazı Tümörü


Bakteri (Agrobacterium tumefaciens) hastalığıdır. Patojen bitki dokusuna yaralar vasıtasıyla girer ve kök boğazı çevresinde tümör oluşturur. Zaman içerisinde köklerde de tümör oluşumları gözlenir. Tümörlerin merkez kısımları ölür ve odun dokusunun çürümesine yol açan funguslar ve diğer patojenlerin bu noktada oluşan boşluklara yerleşmesine neden olur. Bulaşık genç ağaçların boyları kısa kalır, yaşlı ağaçlarda odun çürümeleri gözlenir.
Mücadelesi: Kök boğazı tümörüyle en iyi mücadele yöntemi fidanların sağlıklı damızlıkların bulunduğu fidanlıklardan temin edilmesi, taşınmaları, araziye dikilmesi ve bütün yetiştiricilik ömürleri boyunca yaralanmalardan kaçınılmasıdır.
Patojenle biyolojik mücadele mümkündür. Dikimden önce, fidanların Agrobacterium radiobacter'in K84 ırkıyla hazırlanmış süspansiyonlarına daldırılmasıyla başarılı sonuçlar alınmıştır.




Şekil 2a. Kök boğazı tümörü



Şekil 2b. Kök boğazı tümörünün gövdedeki zararı
  Alıntı ile Cevapla
Eski 27.01.2009, 04:34   #10
Çevrimdışı
Kartal
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Ağaç Hastalıkları

Elma gözkurdu (Anthonomus pomorum L.) (Col.: Curculionidae)


Kaynak: http://www.tagem.gov.tr


Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli

Elma gözkurdu erginleri, 3.5-6.0 mm boy, 1.5-2.0 mm eninde olup vücutları ince, sık ve sarımsı gri renkte tüylerle örtülüdür. Üst kanatların rengi siyahımsı kahverenginden açık kahverengiye kadar değişir. Üst kanatlarda iki kahverengi bant ile çevrilmiş "V" harfi şeklinde bir leke vardır. Antenleri hortumun ortasından çıkmıştır. Yumurtaları beyaz renkte, oval şekilli 0.7x0.5 mm kadar boyutlarında; larvaları bacaksız larva tipinde, olgunlaştığında kıvrık vücutlu, 0.8 mm kadar boyda ve beyaz renkli olup baş kapsülleri kahverenklidir. Üç larva döneminden sonra gelişen pupaları ise serbest pupa tipinde ve 4.5 mm kadar boyundadır.

Erginler kışı ağaç kabukları, taş, ölü yaprak altları veya toprağın yarık ve çatlaklarında geçirir. Günlük ortalama sıcaklık 7-8°C, maximum sıcaklık 10-11°C'yi bulduğunda erginler kışlakları terk etmeye başlar. şubat ayı ortasından mart ayı sonuna kadar olan bu zamanda beslenme ve uçuş bakımından büyük aktivite göstererek ağaçların açmakta olan tomurcuk, filiz ve sürgünleri ile beslenirler. Çiftleşerek yumurtalarını henüz tozlaşmakta olan çiçek tomurcukları içine bırakırlar. Bir dişi ömrü boyunca ortalama 25 yumurta bırakır. Larvalar 2-4 haftada gelişerek aynı çiçek evinde pupa olur. Genellikle mayıs ayı içinde pupa dönemi sona erer ve çıkan erginler taze yaprak, sürgünlerle kısa bir süre beslenerek, yaz ortasına doğru kışlık yerlerine çekilirler. Elma gözkurdu yılda 1 döl verir.

Meyve gözkurtlarının larvaları çiçek tomurcukları içinde beslenip geliştikleri için, zarar gören çiçek açılamaz ve meyve bağlamazlar. Bu tip çiçekler kahverengileşir kuruyarak kalırlar. A. pomorum ' un Ege Bölgesi armutlarında ortalama %25 (%4-60) oranında çiçeklerde zararlı olduğu, özellikle bakımsız bahçelerde yoğunluk kazandığı bilinmektedir. Erginler çiçekler dışında taze yaprak, filiz ve sürgünlerle de beslenirler.

A. pomorum' un konukçuları, elma, armut, ahlat, badem, kestane, ayva, ceviz, çitlenbik, gül' dür.



Elma gözkurdu (A. pomorum ) ergini



Elma çiçek tomurcuklarındaki zararı


Doğal düşmanları

Yurdumuzda Ege Bölgesinde A. pomorum larvalarında dış parazitoid olan Scambus pomorum Ratz. (Hym.:Ichneumonidae) saptanmıştır. Bu zararlının birinci derecede önemli ve yaygın düşmanı olan bu parazitoidin parazitlenme oranının yıl ve bölgeye göre değiştiği bilinmektedir. Ayrıca Bracon discoidens Wems ve Syrrhizus delusorius Foraty'de bilinen dış parazitoidlerdendir.

Mücadelesi

Mekanik mücadele

Gözlerin patlamasından itibaren çiçek tomurcukları görününceye dek ağaçların altına çarşaf serip dalları sallayarak düşen erginler ve ergin çıkışından önce zarar görmüş çiçekler toplanıp imha edilmelidir. Kışın veya budama sırasında yapılacak dal kontrollarında zarar görmüş gözlerin bulunduğu dallar kesilerek ayıklanmalıdır.

Kimyasal mücadele

A. pomorum ile bulaşık olduğu bilinen bahçelerde mart ayından itibaren 7-10 gün aralar ile yapılan surveylerde bir ağaçta ortalama 10 zarar görmüş çiçek tomurcuğu varsa veya 100 darbede 30 ergin bulunmuşsa bu zararlı ile ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Erginler faaliyete başlar başlamaz ve yukarıdaki eşiğe ulaşılınca ilaçlama yapılır. En uygun zaman fenolojik olarak fare kulağı dönemidir. Çiçek tomurcukları görülmeye başlayınca ilaçlama bitirilmiş olmalıdır. Herhangi bir neden ile bu zamanda ilaçlama yapılamazsa, mayıs ayının ilk haftasında çiçek taç yaprakları tamamen döküldükten sonra, zarar görmüş çiçek tomurcukları kafes içine alınır. Günlük kontrollar ile ergin çıkış başlangıcı saptandıktan 1 hafta sonra geç ilkbahar ilaçlaması yapılır.


Kaynak: Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
ağaç hastalıkları, dut ağacı, elma kurdu, kök boğazı tümörü


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:12.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.