Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Spor Dünyası > Diğer Sporlar

Diğer Sporlar Voleybol, yüzme, otomobil ve diğer spor dalları


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 01.03.2013, 00:27   #11
Çevrimdışı
Muradyum
...Çevre dostu...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kırkpınar Güreşleri ve Tarihçesi

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi =Banemin
Ayrıca bilardo'da da rakip tanımam.

Çağdaş,estetik,gözü rahatsız etmeyen her spora eyvallah Banemin.
Normal güreş'e de..
İster inan ister inanma;bende:
Greko-romen'de rakip tanımam..



*
__________________
  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz Muradyum'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 01.03.2013, 01:12   #12
Çevrimdışı
Basakca
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kırkpınar Güreşleri ve Tarihçesi

Emek olmadan yemek olmaz. Emeğin olması da teri oluşturur. Özellikle bedenen efor sarfediliyorsa... Saymış olduğun spor dalların hepsinde ter dökülüyor. Oğlum basketbol oynar. Antremanlar ve karşılaşmalar sonucunda yanına giderken nefesimi tutarak gitsem de vucudundan akan ter her şekliyle kendini belli ediyor.

Yağlı güreş'de adı üstünde yağlanmadan olmuyor. Çocuktum tv de Kırkpınar müsakabalarını veriyordu naklen. Annem güreşçilerin ellerine ibriklerle yağ dökülüp süründüklerini görünce "yazık yağlara fakir fukaraya dağıtsalar ya zaten adamlar vıcık vıcık, elleri ister istemez kayacak. Ne gerek var bu yağlara" dediğinde gülüşmüştük.

Her işin bir raconu olduğu gibi ne kadar da hareketleri ilkellik olarak tabir etsek de bir ata sporu ve kültürümüzde var. Elin adamları bu musabakaları izlemek için geliyor.

Futbol sahalarında yaşanan olayları da görüyoruz. Günümüzde dünyanın en popüler spor dalı sözde. Ama her şey var. En son Kartal-Boluspor maçına gitmiştim. Daha kış mevsimine girmemiştik. Ön sıradayım ve arkamda koca koca adamlar sırf seslerini daha iyi duyurmak için ön tarafa gelip futbolcunun adı ile hitap ederek annesine hürmetlerini sunuyorlardı. Kolluk kuvvetlerine gittim "yav abilerim ablalarım stata girerken elimdeki su şişesinin kapağını aldınız da bunların dillerini neden almadınız?" dedim.
Nitekim karşılaşmanın ikinci yarısını seyretmeden stattan ayrılmama vesile oldular.

Çağdaş,estetik,gözü ve kulağı rahatsız etmeyen her spora eyvallah derken, bunların yanında kıspetin içine el sokulmuş müsabakalar daha medeni geliyor bana nedense.



__________________
"Ey egosu boyundan büyük insan..
Bir gün ölüp toprak olacaksın. Bir tohum filizlenecek ot olacaksın, bir öküz seni yiyecek ve atık olacaksın.. Yani hep aynı kalacaksın."

  Alıntı ile Cevapla
4 Üyemiz Basakca'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.01.2016, 02:30   #13
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kırkpınar Güreşleri ve Tarihçesi

Kırkpınar'a Giden Yolda En Çetin Durak; "Büyük Mandıra"
Rumeli ve Trakya, yağlı güreşler için Edirne’nin Kırkpınar çayırına sırtı yere gelmez, namlı pehlivanlar yetiştirmiş bir coğrafyadır. Ata sporumuz güreşin daha çetin hale büründüğü yağlı güreşler, Trakya'da hala ruhu titreten bir coşkuyla, sevgiliyi bekler gibi beklenir.

Trakya çayırlarında baharla birlikte farklı yerleşimlerde düzenlenen şenliklerin pek çoğunun bel kemiği yağlı güreş gösterilerine dayanır. Güreşe gönül vermiş yiğitler ve Kırkpınar’ın isim yapmış pehlivanları Kırkpınar’a giden yolda son provalarını Trakya çayırlarında yaparlar.
Terini bu çayırlara akıtmış Tekirdağlı Hüseyin pehlivanları, Mandıralı Kayıkçıoğlu’nu, Kavasoğlu İbrahim’i ve Şamdancıbaşı İbrahim pehlivanları, Geçkinlili Yusuf’u, Trakya’nın ve Rumeli’nin diğer namlı pehlivanları Adalı Halil’i, Kel Aliço’yu, Koca Yusuf’u, Çömlek Köylü Kara Emin’i ve ismi unutulmuş nicelerini yad ederek manevi huzurlarında güreşe tutuşurlar.

  • Pehlivanlar Yatağı; "BÜYÜK MANDIRA"
İşte Kırkpınara giden bu yolda en çetin çayırların başında Büyük Mandıra gelmektedir. Ergene Nehri’nin yorgun kıvrımları kenarında kurulu olan Büyük Mandıra, güreşi çok seven Osmanlı Sultanı Abdülaziz’in çok sevdiği huzur pehlivanlarına iskan için tahsis ettiği yerlerden biridir. Hemen yakınlarındaki Kırklareli’nin bir diğer ilçesi Pehlivanköy de adını bu yörede yetişen pehlivanlardan sebep almıştır.

Büyük Mandıra'nın kuruluşunun Sultan Abdülaziz’in huzur pehlivanı Kavasoğlu İbrahim ve onun bacanağı olarak saraya giren bir diğer namlı güreşçi Şamdancıbaşı İbrahim’le kesişen hoş bir hikayesi vardır :

Kavasoğlu İbrahim 1833 Yılında o dönem Osmanlı’ya bağlı olan ve Osmanlı Rus Savaşı’nda tarihin gördüğü en şanlı savunmayı göstermiş Pelevne’ye bağlı Lofça kasabasında doğmuş ve 30’lu yaşlarında Sultan Abdülaziz’in hizmetine girerek saraya gelmiştir. Tarihin 1864’ü gösterdiği bu dönemle birlikte Kavasoğlu İbrahim, kısa sürede güreşe çok düşkün olan Sultan Abdülaziz’in en sevdiği huzur güreşçilerinden biri olmayı başaracaktır.

Kavasoğlu lakabıyla anılmasında babasının doğduğu yörenin valisinin kavası ( silahlı muhafız ) olması etkili olmuş, bu nam ile kendine bilinirlik katmıştır. İri yarı, korkutucu cüssesine rağmen nezaketli tutumları, devlet protokolüne hakim oluşu onun Osmanlı Sarayı’ndaki güreşçiliği haricindeki diğer görevlerinde kendini öne koymasında faydalı olmuştur. Padişah’ın çok sevdiği bu namlı güreşçi bacanağı olan adaşı İbrahim’i de saraya aldıracak; sarayda görevi baş şamdancı olması hasabiyle "Şamdancıbaşı" lakabıyla anılacaktır.

1877-78 Yılına gelindiğinde ise Osmanlı-Rus Harbi kopar ve Kavasoğlu İbrahim bacanağı Şamdancıbaşı İbrahim ile birlikte Lofça’da kalan yakınlarını İstanbul’a getirmek için Sultan Abdülaziz’den izin isterler. Rumeli’nin tarım ve hayvancılık kültürüyle yetişmiş olan yakınlarını beraberindeki hayvanları ve onlara koştukları denkleriyle İstanbul’a getirirler. Alemdağ tarafında iskan edilmeleri geçimlerini sağlamakta zorluk çıkartacağı anlaşılınca, Kavasoğlu ve Şamdancıbaşı İbrahim sultanın huzuruna çıkarak durumu arz ederler.

Sultan Abdülaziz onlara; “Trakya tarafını dolaşarak iskan olabilecekleri bir yer arayıp yerleşin !" önerisinde bulunur. O dönem bir çiftlik yeri olan Ergene nehri kıyısındaki bu yöreye yerleşirler. Hayvancılıkta başarılı olan bu insanlar süt ve süt ürünleri üretiminde başarılı oldukları için yöreye “Mandıra” adı verilir. Bu namlı pehlivanın mezarı da yaşlılık günlerini geçirdiği Büyük Mandıra'dadır.

Köy yerleşiminin oluştuğu bu ilk göçmenlerden sonra 1926, 1935 ve 1951 yıllarında başka göçmenler buraya iskan ettirilir ve günümüzdeki demografik yapısına kavuşmuş olur.

Trakya’da çeşitli dönemlerde başka yerlere yerleşen göçmen kafilelerin de iskan oldukları yerlere yaygın olarak Mandıra ismini vermesi sebebiyle, diğerlerinden ayrışmak için halk arasında “Pomak Mandıra” diye anılan belde, Cumhuriyet döneminde belediye oluşuyla ( 1955 ) “Büyük Mandıra” ismini alır.

Özellikle orta yaş ve üstü kuşağın Pomak gelenekleriyle yoğrulmuş kültürünün etkilerini bugün dahi gözlemleyebildiğimiz Büyük Mandıra günümüzde yöredeki diğer yerleşimler arasındaki modern yüzü ile de ayrı bir yerde durmaktadır.

Tarım ve hayvancılık hala en önemli geçim kaynaklarıdır. Yörede yaygın bir çeltik üretimi yapılmaktadır. Gelenekesel mandıracılık faaliyetleri günümüzde daha modern yöntemlere evrilmişse de Büyük mandıra hala et ve süt ürünleri konusunda özel bir yere sahiptir.

Yöreye en büyük bilinirliğini katan ve lezzet düşkünlerini buraya çeken bir diğer değer ise yöre mutfağından “Sütlü tavuk çevirme”dir. Bu lezzetin peşinden gelenleri ağırlamak için beldede çeşitli mekanlar bulabilmeniz mümkün.
  • Geleneksel Büyük Mandıra Kavasoğlu ve Şamdancıbaşı İbrahim Yağlı Güreşleri ile At Yarışları.
Pomak gelenek ve göreneklerinin zamanın imbeğinden süzülmüş tortuları günümüze gittikçe cılızlaşan bir şekilde ulaşmaya yol arasa da; Büyük Mandıralılar’ın yağlı güreşlere ve at yarışlarına olan heyecanları her yıl katanarak artmaktadır. Bu geleneksel kutlamalar bir kent festivalinin olmazsa olmazı haline dönüşen gece konserleri ile de katmerlenince Trakya’dan ve Türkiye’nin bir çok yöresinden güreş severleri Mayıs ayının son haftası Büyük Mandıra’ya çekmektedir.

Bu yönüyle “Büyük Mandıra, Geleneksel Kavasoğlu ve Şamdancıbaşı İbrahim Yağlı Güreşleri ve At Yarışları”; Trakya’nın en önemli geleneksel değerlerinden olan Edirne Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Pehlivanköy Pavli Panayırı ile Kakava ve Hıdrellez gibi diğer geleneksel kutlamalar ile birlikte çok özel bir yere sahiptir. Şenlikler genellikle Mayıs Ayı’nın son haftasına denk düşen bir tarihte düzenlenmektedir. Günümüzde organizasyonun ana yüklenicisi yerel yönetimler olduğu için, kutlama etkinlikleri bir programla halka duyurulmakta ve civar yerleşimler –ve dahi Türkiye’den pek çok yer- davet edilmektedir.

Çeşitli etkinlikler, tanıtım ve satış stantları, panayırcılar gün içinde halkı bu şenliğe ortak olmaya davet ederken, gece ses sanatçılarının gece konserlerine emanettir. Şenliğin son günü ise geleneksel yağlı güreşlere ve at yarışları müsabakalarına ayrılmıştır. Bu günün çok özel müdavimleri bulunmaktadır. Özellikle her kategoriden yüzlerce güreşçi ile birlikte Kırkpınar’a göz kırpan başpehlivanların güreşleri bu sporun müdavimi olanları Türkiye’nin her yerinden Büyük Mandıra’ya çekmektedir.

Büyük Mandıra’da bu yıl ( 2015 ) 90. Senesini kesintisiz olarak kutlayacak olan “Kavasoğlu ve Şamdancıbaşı İbrahim Yağlı Güreşleri”, Kırkpınar’a giden yolda, nam salmış başpehlivanların kendilerini sınadıkları en önemli duraktır. Pehlivanlar bu güreşlere katılmak için büyük bir heves taşırlar.

Kaydet
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Eski 21.01.2016, 02:31   #14
Çevrimdışı
Suzim
Müdavim

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Kırkpınar Güreşleri ve Tarihçesi

Doğduğum köy

__________________
''Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geriye kalan her şeyi de Atatürk'e...''
  Alıntı ile Cevapla
2 Üyemiz Suzim'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
başpehlivan, başpehlivanlar, edirne, güreş, güreşleri, kırkpınar, yağlı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:41.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.