Forum Gerçek

AnasayfaForumları Okundu Kabul Et Bugünkü Mesajlar
Geri git   Forum Gerçek > Maksat Muhabbet Olsun > Duygularımız


Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Eski 13.08.2016, 22:46   #1
Çevrimdışı
NaNaNe
Ne Mutlu Türküm Diyene

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Aşk Pazarı


AŞK PAZARI


Zamanın birinde yaşlı bir köylü, bir bilgenin yanına gitmiş. Herkes oturmuş bilgeyi dinlediğini görünce, kendine bir yer bulmuş, o da bilgeyi dinlemeye başlamış.

Bilge aşktan bahsediyormuş.
“Kuru bir ağaç olmaktansa yeşil bir çalı olmak daha iyidir. Aşksız insan Kuru köhne bir ağaca benzer. Ne gölgesinde oturan olur, ne de yakınından geçen… Dostu, arkadaşı olmaz. Hep yalnızkalır.

Gelin aşık olun! Aşkı arayın bulun! Gönlünüze yerleştirin. Gönlünüz şenlendirin. Yaşamınız güllük gülistanlık olsun! Onunla da yetinmeyin Ara sıra aşkınız için ağlayın.

Gönlünüzde diktiğiniz aşk fidelerini aşkın pınarıyla sulayın.

“Hiçbir şey bulamazsanız bir ağaca, bir hayvana, bir kuşa aşık olun!” diye etrafındaki insanlara nasihatlerde bulunur.
Aşk nedir bilmeyen, hiçbir dostu olmayan köylü ayağa kalkar;

“Bilgem, işte ben sizin dediğiniz kuru ağaçlardan biriyim. Hayatımda hiç ama hiçbir şeyi sevemedim. Daha doğrusu ne etsem ne yapsam da sevemiyorum. Çocuklarım bile beni görünce kaçarlar, eşimi çok kırıyorum, eve gidince korkusundan ne yapacağını bilmiyor. Şu aşk dediğiniz şeyi bana öğretir misiniz?” diye sorar.

Bilge, Adama bakar tebessüm eder. Köylüyü Onu yanına çağırır. Yanına Oturmasını söyler. Adam, bilgenin yanına oturur.

Bilge adama sorular sorar:
“Hayatta hiç bir şey sana güzel görünmedi mi? Hiçbir şeyi sevmedin mi?
“Adam, mahcubiyetten kafasını önüne eğer:
“Hayır efendim!”
“Anneni babanı da mı sevmedin?
“Hayır!”
“Eşini?”
“…!”
“Çocuklarını?...”
“….!”
“Evdeki hayvanlarından birini?...”
Bilge hayvanlardan sözederken köylünün gözleri ışıldar. Kafasını kaldırır Bilgeye bakar:
“Evet…. Evet… Galiba bir hayvana karşı az da olsa ilgim var. Geçen gün doğan buzağıyı her ahıra gittiğimde bir ayrı tımar ediyorum. Bir ayrı itina gösteriyorum. Bazen annesinden sütü az geldiği zaman ona süt veriyorum. Acaba aşk bu mudur?”
Bilge adamda bir ışık yakalamış gibi elini köylünün omzundan atar:

“Aşk değil de, aşkın doğması için bir kıvılcım olabilir.... Bak, sevdiğin bir şey bulduk! Sadece içindeki aşkı uykuda bırakmışsın! Yapacağın tek şey onu uyandırmak!” der.
Köylü Bilgenin bu keşfine katkıda bulunmak ister.
“Aşk dediğin buzağıyı sevmek misidir Bilgem!”
Bilge gülümser:
“Evet! Neden olmasın? “ der.
Adam:
“Peki ne yapmalıyım?”
Bilge, adama bir reçete verir:
“Git, buzağıyı sevmeye devam et! Daha fazla ilgilen. Daha fazla sevmeye çalış!” Diye nasihat eder.

Köylü mutlu bir şekilde evin yolunu tutar. O günden sonra ahırdaki buzağıyı daha çok sevmeye başlar. Tımar ederken onunla oynar eliyle yem verir. Her gün onunla bir süre oyun oynar, vakit geçirir.

Buzağıya gösterdiği ilgiyi ineğe de göstermeye başlamış. İneğe diğerlerinden biraz daha yem vermiş. Yavrusuyla daha fazla vakit geçirmesine izin vermiş.

Daha sonra hemen köşede kendisine bakan eşeği farketmiş. Onu tarlaya götürüp getiren, kışlık odunları taşıyan, Buğdayları değirmene taşıyıp öğüttükten sonra getiren, evdeki insanlara durmadan hizmet eden ve asla hiçbir istekte bulunmayan eşeği İhmal ettiğini düşünmüş. Artık eşeğin tımarında ve yeminde daha bir özen göstermeye başlamış.

Sonra Evin bahçesine çıkmış. Bahçede o güne kadar hiç dikkat etmediği güllere bakmış. Sanki ilk defa görmüş gibi her bir gülü okşamış, sevmiş, mis kokan güllerini o güne kadar göremediği için kendi kendine kızmış.

Gülleri tek tek koklayarak onlarla konuşmuş. Bahçede bu duygularla gezerken, Bahçenin bir köşesinde gülleri sulayan kızını farketmiş. “Demek bu güller her gün düzenli olarak sulanmış ki, bu kadar güzel açıyor!” demiş içinden. Kızının yanına gitmiş, kızı babasından korktuğu için gözleri korkuyla bakmaya başlamış.

Minicik elleriyle gülleri sularken güllerin dikenlerinden kanayan pamuk ellerini farketmiş. Hemen kızını kucaklamış onun sevmiş, kanayan elini sarmış. Kızı ilk defa babasının sevgisini tatmış, babasının boynuna sarılmış yanaklarına bir öpücük kondurmuş. Bütün bunlar olurken oğlu içeriden çıkmış koşarak gelmiş, babasının eline yapışmış. İkisini de kucaklayarak içeri girmiş.

Kendine çok kızmış.”Dünyalar tatlısı şu iki çocuğumu nasıl görememişim. Onları nasıl yok saymışım!” demiş.
Evin salonunda, ocakta ekmek yapan eşine bakmış. Hergün sofrasını kuran, evi temiz tutan, çocukları şefkatle yetiştiren eşini seyretmeye başlamış. Çocuklar babalarının sevgisiyle odalarına çekilip cıvıl cıvıl oynamaya giderken evde bir huzur filizi canlanmaya başlamış.

Her zaman babalarından korkarak sessizce odalarında oynayan çocuklar; şen şakrak birbiriyle şakalaşmaya başlamışlar. Evin içerisinde çocuk sesleri gelmeye başlamış.
Adam eşini yanına gitmiş, bir süre eşine bakmış, onu seyretmeye koyulmuş. Eşini şaşkın bakışları arasında ellerinden tutmuş sevgiyle gülümsemiş. Eşin önce şaşırmış. Evde hiç yüzü gülmeyen, çocuklarını, eşini görmeyen adamın yüzünde bir Mutluluk belirtisi sezmiş. Kendisine gösterdiği sevgi kadını mutlu etmeye yetmiş. Artık ekmekleri daha bir aşkla ve ihtimamla yapmaya başlamış.
Adam; Eşinden defalarca özür diler. “Bu güne kadar senin bu eve kattığın emeğin, sevginin farkına varmamışım. Bundan böyle, her şey bambaşka olacak!” der.
Ertesi gün koşarak Bilgeye gider.

Bilge, her zamanki gibi insanlara aşktan bahsederken kapıda köylüyü görmüş. Köylünün o eski somurtkan, bezgin, kendisiyle kavgalı gibi duran hali gitmiş, gülen, hayat dolu bir yüz geldiğini fark eder.

Köylü odada oturanların arasından iki adımda sıyrılarak Bilgenin yanına varır. Bilgenin elini minnetle sıkar.
“Senin sayende aşkı öğrendim. Meğer yıllarca kuru bir ağaç gibi yaşamışım da haberim yokmuş. Evimde huzur yoktu, huzur buldum. Çocuklarım ilk defa bana sarıldı, benimle oynadılar. Yıllardır benim kahrımı çeken, hayatını bize adayan eşimin elinden tutum, onun gözlerindeki mutluluğu gördüm.” Demiş.

Bilge tebessüm eder, odada kendisini dinleyenlere seslenir:
-İşte aşk budur. Aşk kör gözlere ışık verir. Aşk karanlıkta yürüyenlere ışık olur. Aşkın olduğu yerde ebedi huzur ve sevinç vardır. Barış vardır, kardeşlik ve gerçek dostluklar vardır.”
Sora döner köylüye sorar:
-Aşık olmayı nasıl başardın, anlatır mısın? Der.
Köylü odadaki insanlara ışıl ışıl gözlerle gülümseyerek bakar, yaşadıklarını tek tek anlatır ve sonunda şunları ilave eder:
Şunu anladım ki; Aşk emek ister, çaba istermiş. “Aşk”sız hayat tuzsuz yemek gibidir. Ne kadar lezzetli olursa olsun yenilmez.

İçimdeki aşkı yüreğimin derinliklerine atmışım da farkında değilmişim. Bilgemin sayesinde İçimdeki mahzene attığım aşkı bulup çıkardım ve şimdi çok mutluyum!” der.

__________________

  Alıntı ile Cevapla
3 Üyemiz NaNaNe'in Mesajına Teşekkür Etti.
Cevapla

Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz

Etiketler
pazari, pazarı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hızlı Erişim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:50.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Önemli Uyarı
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz.