14.08.2015, 15:54 | #11 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Laiklik, Devletin vatandaşlarının dini inançlarına karışmaması, onların dinleri arasında ayırım yapmaması, herhangi bir dini desteklememesi ve dini inançlar karşısında tarafsız davranması demektir.
Bireylerin de, başka kişinin dini inancına veya inançsızlığına, karışmaması, baskı yapmaması ve hoş görü göstermesidir, diyoruz ama peşin peşin karışıyoruz. Sonra da halkın bizim dayatmalarımız desteklemesini bekliyoruz. Acıklı bir durum. İlk meclisi dualarla açıp sonra eli duaya kalkanları kapı dışarı ediyoruz. Milli marşımızı yazan şair bile fitneye sebep olmamak için ülkesini terk ediyor. Doğu cephesini açarak İstiklal Savaşımızı başlatan general hakim karşısında... Aradan yıllar geçip halk başka kapılara gidince halkımız bizi anlamadı diye feryat figan...
__________________
Harâmsız mal azaldı, harâmzâde çoğaldı Bu çağda helâl yemek büyük cesâret ister İnsanı sıfatıyla anmak geride kaldı Domuza domuz demek büyük cesâret ister... Abdurrahim Karakoç |
3 Üyemiz dil-edebiyat'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 15:57 | #12 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
"Gelecekte, lakilik ve dincilik temelinde bir ayrışma olursa, MHP ve tabanını laikler safında saymak yanlışlık olur" diyorsunuz. Doğrudur. MHP tabanı dayatmacı zihniyetle bir değildir ve inşallah olmayacaktır.
__________________
Harâmsız mal azaldı, harâmzâde çoğaldı Bu çağda helâl yemek büyük cesâret ister İnsanı sıfatıyla anmak geride kaldı Domuza domuz demek büyük cesâret ister... Abdurrahim Karakoç |
3 Üyemiz dil-edebiyat'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 16:19 | #13 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Cuma günleri devlet dairelerinde takunya sesleri koridorlarda çınlıyordu.
__________________
|
5 Üyemiz ReaL'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 19:20 | #14 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Alıntı:
'Eli duaya kalkmak' sanıyorum müslüman olmayı, 'kapı dışarı etmek' ise müslümanı cezalandırmayı ifade ediyo. Her şeyden önce, hukuk ve adalet karşısında müslüman olan da müslüman olmayan da eşittir. Müslüman olanın da müslüman olmayanın da, hukuki gerekçesi varsa, kapı dışarı edilmesi değil, kapı dışarı edilmemesi yadırganacak bir durumdur. İsterse ellerini yedi kat gök yüzüne kaldırsın. Ellerin duaya kalkması, kişiyi, adalet karşısında imtiyazlı konuma getirmez. Hz Aişe kimdir? Hz Peygamber'in eşidir. Müslümanlar onu 'Aişe Ana' diye anarlar. Hz Aişe'nin ellerinin duaya kalktığına dair herhangi bir tereddüt var mıdır? Yoktur. Peki, Hz Ali kimdir? Hz Peygamber'in amcasının oğlu ve aynı zamanda Peygamber'in damadıdır. Hz Hasan ve Hüseyin'in babasıdır. Hz Ali'yi Hz Ali yapan nedir? Hz Peygamber'in ona olan övgüsüdür.'İlmin (bilginin) kapısı' demiştir Hz Ali için. Hz Peygamber, Ali'yi neden övmüştür? Çünkü Hz Ali gerçekten, Allah'tan başkasından korkmayan, ama, Allah'tan tam anlamıyla korkan biridir. Yüksek anlayış ve tefekkür sahibidir. Hz Ali ile Emevi ailesi arasındaki, etkileri günümüze kadar gelen savaşlarda, Hz Aişe, Hz Ali'ye karşı öteden beri içinde taşıdığı, ancak Hz Peygamber'in sağlığında açığa vurmaya çekindiği kin, kıskançlık ve husumetini gizleyememiş ve açığa vurmuştur. Müslümanları Ali'ye karşı kışkırtmış, içinden çıkılmaz bir terörü tahrik etmiştir. Ve Aişe, Hz Ali safındaki askerlere esir düşmüştür. Savaş psikolojisi içinde, askerler arasında, Hz Aişe'ye karşı kötü muamele edenler, hatta Aişe'yi tacize yeltenenlerin olduğu görülmüştür. Hz Ali, yüksek anlayışı sayesinde, olayı görmüş ve askerlere, 'Peygamber'in eşinin payına düşmesini içinizden kimler ister...!' diye hitap etmesi üzerine, askerler davranışlarının farkına varmış, pişman olmuşlardır. Hz Ali, Aişe'yi hem siyasi rakip olması ve hem de koruma amacıyla gözaltına almış, hapsetmiştir. Hz Ali'nin adaleti, uğruna canını verdiği Hz Peygamber'in eşinin üzerinde bile tecelli etmiştir. Laikliği adaletten ayrı bir durum olarak düşünürsek, elleri duaya kalkanları kutsal varlıklar olarak görürüz ki, bu, Allah'ın adaletine zıt bir tutumdur. |
|
5 Üyemiz Livan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 20:03 | #15 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Alıntı:
Milli marşımızın şairinin Cumhuriyet'le sıkıntıları olduğunu söyleyen çok kişi olmuştur son yıllarda. Bu söylemlerin fikir babası da, bütün hayatını futursuzca, laik Cumhuriyet ve onun kurucusuna düşmanlıkla geçiren, sözde tarihçi Kadir Mısırlıoğlu'dur. Mehmet Akif Ersoy, 1925-1936 yılları arasında Mısır'da yaşamıştır. Mısır'da kalmasında en önemli etken, baba dostu Mısır'lı Halim Paşa'dır. Halim Paşa ciddi bir şekilde, Türk, Osmanlı ve Cumhuriyet hayranıdır. Türk vatandaşlığı elde etmek için dönemin CHP'sine önemli girişimlerde bulunmuştur. Diğer taraftan, Osmanlı halkı, modern Batı tarzı yaşam ve kültürünü, Mısır'lı aristokrat,aydın ve Batı'lı yaşam tarzına sahip halk üzerinden görmüş ve benimsemiştir. Batılı yaşam tarzıyla ilgili olarak, Mısır'lı modernlerin Osmanlı tebaasına etkisi önemlidir. Halim Paşa da bunlardan biridir. Akif'in kendi eşi ve kızlarının başları açık olduğu gibi, Halim Paşa'nın eşi ve kızlarının başları da açıktır. Kaç yıllar önce, saltanat kaldırılmış, Hilafet kaldırılmış, Cumhuriyet kurulmuş, Mehmet Akif'in sesi çıkmamış, ama, 1925 Kasım'ında Şapka kanununa Akif tepki göstermiş.... Bu hiç de mantıklı değil gibime geliyo. Ayrıca Akif'in yazdıklarını okuduk. Akif, Doğu kültür geleneğine bağlı, Modern Batı bilim, felsefe, sanat, teknoloji ve yaşam tarzını sürekli anlatan bir Osmanlı-Cumhuriyet aydınıdır. Müslüman Doğu'nun içinde bulunduğu durum, Akif'in yüreğinde acıdır: Şark’ın ki mefahir dolu, mazi-i kemali, Ya Rab, ne onulmaz yaradır şimdiki hali! Şirazesi kopmuş gibi manzume-i iman, Yaprakları yırtık, sürünür yerde perişan. Harab iller, serilmiş hanümanlar, başsız ümmetler; Yıkılmış köprüler, çökmüş kanallar, yolcusuz yollar, Buruşmuş çehreler, tersiz alınlar, işlemez kollar, Bükülmüş beller, incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar, Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar, Tegallüpler, esaretler, tahakkümler, mezelletler, Riyalar, türlü iğrenç ibtilalar, türlü illetler, Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar, yanmış ormanlar, Ekinsiz tarlalar, ot basmış evler, küflü harmanlar, Cemaatsiz imamlar, kirli yüzler, secdesiz başlar, “Gaza” namıyla dindaş öldüren biçare dindaşlar, Ipıssız aşiyanlar, kimsesiz köyler, çökük damlar, Emek mahrumu günler, fikr-i ferda bilmez akşamlar... Geçerken ağladım geçtim, dururken ağladım durdum, Duyan yok, ses veren yok, bin perişan yurda başvurdum. .... Derinlerden gelir feryadı yüz binlerce alamın, Ufuklar bir kızıl çember, bükük boynunda İslam’ın! |
|
6 Üyemiz Livan'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 20:50 | #16 | |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Alıntı:
Dini düzgün anlasalar zaten laik olurlar, olmak zorundalar. Allahın işine karışma yetkisi kimseye verilmemiştir. Bu örümcek kafalılar işinden olmasın diye kuranı türkçeleştirmemek için bunca gayretler. Allah her dili anladığından emin olabilirsiniz
__________________
•*¨`*•.¸¸.•´*¨`*•K.Atatürk•*¨`*• .¸¸.•´*¨`*• |
|
7 Üyemiz Asena'in Mesajına Teşekkür Etti. |
14.08.2015, 23:00 | #17 | ||
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Alıntı:
(Bir başka tanımla) Laiklik, vatandaşların dini inaçlarında ve ibadetlerinde (hem devlet hem de başka inançlar tarafından baskı altında olmamaları) özgür olmaları demektir. Fakat (hangi dine inanırsa inansın) dindar kişiler, dinlerini yayarlarsa, (bu yolda baskı yapsalar, ölseler veya öldürseler dahi) sevap kazandıklarını düşünürler ve fırsat ve güç buldukça, başka inançlarda olanlara veya hiç bir dine inanmayanlara (öldürmeye kadar varan) baskılar uygularlar. Bu baskı, sadece manevi baskı olabileceği gibi, fiziki baskı da olur. Örnek olarak: Mesela bu görüntüler, o sokaktan geçen diğer inaçlarda olanlara manevi bir baskı olduğu gibi ,aynı zamanda toplum yaşamını oluşturan bir çok sosyal kurala da aykırıdır. (Senin şartlanmış kafan almasa da) Bu bir dinin diğer inançlarda olanlara (manevi ve fiziki) baskısıdır. Engellenmedikçe bu baskı (saldırı) artarak devam eder ve kanlı saldırılara ve katliamlara dönüşür. Bu saldırı ve katliamlar da, din temelli büyük katliamlara örneklerdir. Oku araştır ve kimin kimlere, baskı ve zülum yaptığını daha iyi anla.. 31 MART VAKASI 1909: KAYNAK Şeyh Sait İsyanı 1925: KAYNAK Menemen olayı 1930: KAYNAK Malatya Katliamı 1975: KAYNAK Maraş Katliamı 1978: KAYNAK Çorum Katliamı 1980:KAYNAK Sivas katliamı 1993: KAYNAK (Bu olaylar, bir şehrin yakılıp-yıkıldığı kundakta ki bebelerin dahi 'dinsiz'' denilerek katledildiği iç savaş provası gibi olaylardır, oruç tutmama veya açık kıyafet bahanesi ile binlerce saldırı olmayaa devam ettiği bilinmektedir.) Bu nedenle Laik bir devlet, mutlaka inançlara, diğer inançlar üzerinde hegamonya oluşturmaması için engeller ve yasaklar koymak zorundadır. Alıntı:
Umarım MHP'ye oy vermiş ve vermekte olan ,Atatürkçü, laik ve çağdaş kişiler (özellikle bayanlar), eğer gelecekte, lakiliğin tamemen ortadan kalkaceğı ve çağdışı arap ülkeleri gibi şerri kurallarla yönetilen bir ülke olacağımız kaygısı taşıyorlarsa, MHP'nin Atatürk'ün Laiklik ilkesini koruyan tarafta olmadığını bilmeleri ve saflarını ve oylarını ona göre belirlemeleri gerekir. Asıl, laiklik ortadan kalkınca dayatmacı (kan dökücü) zihniyet ortaya çıkar bunun örnekleri tüm Müslüman ülkelerinde ortadadır. Sence hangi Müslüman ülke bizden daha ileridir? Hayır, biz tüm Müslüman ülkelerden her alanda ileriysek, bunun sebebi nedir? LAİKLİKDİR LAİKLİK, ya sen bilmiyorsun, ya da bildiğin halde, sır dini inancın nedeniyle, farklı inançta insanların bi arada yaşayabilmesinin tek yolu olan LAİKLİĞİ ortadan kaldırarak, kendi dini inancının üstünlüğü ispatlamak yolunda kafa kol kesen ülkeler gibi, kardeş kanı batağına batmamıza doğru kürek çekiyorsun. |
||
5 Üyemiz Mediter'in Mesajına Teşekkür Etti. |
18.08.2015, 18:24 | #18 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Halen yolculukta telefonla cevap yazmakta zorluk yaşıyorum. Okumaya devam ediyorum. Sağ salim dönersem cevap da vereceğim.
Mobil Sürüm ile Gönderildi |
2 Üyemiz dil-edebiyat'in Mesajına Teşekkür Etti. |
19.09.2015, 23:20 | #19 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Ben ezanın şimdilerde de Türkçe okunmasından yanayım.
Ezan okunuyor ama ne dediğini anlamıyorum. Tıpkı yabancı biri bana birşey sorduğunda dilinden anlamadığım gibi. Laik devlet desen hak getire. Atatürk çok güzel ifade etmiş zaten ama hala din sömürüsü yapılmakta. Dinsiz oldum olacağım o derece yani. |
02.01.2016, 02:31 | #20 |
Çevrimdışı
|
Cevap: Devlet Yönetiminde Laiklik İlkesi ve Özellikleri
Madem öyle sizin gibi düşünenlerle ortak bir mescid kurup kendi ezanınızı okuyun.
__________________
Harâmsız mal azaldı, harâmzâde çoğaldı Bu çağda helâl yemek büyük cesâret ister İnsanı sıfatıyla anmak geride kaldı Domuza domuz demek büyük cesâret ister... Abdurrahim Karakoç |
dil-edebiyat'in Mesajına Teşekkür Etti |
Bu Sayfayı Paylaşabilirsiniz |
Etiketler |
ilkesi, yönetiminde |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Önemli Uyarı | |
www.forumgercek.com binlerce kişinin paylaşım ve yorum yaptığı bir forum sitesidir. Kullanıcıların paylaşımları ve yorumları onaydan geçmeden hemen yayınlanmaktadır. Paylaşım ve yorumlardan doğabilecek bütün sorumluluk kullanıcıya aittir. Forumumuzda T.C. yasalarına aykırı ve telif hakkı içeren bir paylaşımın yapıldığına rastladıysanız, lütfen bizi bu konuda bilgilendiriniz. Bildiriniz incelenerek, 48 saat içerisinde gereken yapılacaktır. Bildirinizi BURADAN yapabilirsiniz. |